Üçüncü ligde Vicenza
formasıyla parladığında rakipler de boş durmuyordu. Tekmeler havada uçuşuyordu.
Rimini maçında dizine aldığı darbeyle sağ dizinin bağları ilk kez koptu.
Durmadı ayağa kalktı. 86'da Fiorentina formasını sırtına geçirdi. Floransa
halkı ilk günden ona tapmaya başladı. Serie A'nın kasapları ona kafayı
takmıştı. Daha ilk sezonunda bir kez daha ameliyat masasının yolunu tuttu.
Dizinden iki operasyon geçirip yola devam eden, üst düzey futbol oynayan çok az
isim vardır.
8 Mayıs 1990 günü öğle
saatlerinde İtalyan medyasına bir açıklama yaptı: Takımın yıldızı, 25 milyon
liret karşılığında Juventus'a satılmıştı. Rekordu. Floransa ayağa kalktı, kulüp
binası taşlandı. Torino'nun zengin çocukları, Floransa'nın esas oğlanını
kaçırmıştı.
Juventus formasıyla
Floransa'ya deplasmana gittiği ilk maçta kazanılan penaltıyı atmayı kabul
etmedi. Maçın ardından tribünden atılan Fiorentina atkısını boynuna takıp
sahayı terk etti. Milan'ın ambargo koyduğu yıllarda UEFA Kupası'nı kaldırdı.
Kaptanlığa yükseldi. 1993 yılında Rivera ve Rossi'den sonra France Football'ın
en iyi futbolcu ödülünü alan 3. İtalyan futbolcu oldu.
94 ABD’de gruptan galibiyet almadan çıktılar. Nijerya maçında beraberlik golünü de atan oydu, 10 kişi kalan takımını uzatma dakikalarında ayakta tutan ve iki kez parçalanan sağ ayağıyla penaltıyı atan da. İspanya’yı ve yarı finalde Bulgaristan’ı geçerken yine assolistti. İspanyollar bir, Bulgarlara iki gol attı. 98’deki Ronaldo gibi 94 finali öncesinde de onun finalde oynayıp oynamayacağı belli değildi. Adalesi çekiyordu ve son kararı ona bıraktılar. Sakat sakat maça çıktı. Uzatmalarda Brezilya kalesinde iki net fırsat yakaladı ama olmadı. 1994’de kaybeden İtalya’nın üzgün karesinde tek başınadır. Bir tek o mu kaçırmıştı 17 Temmuz 1994 günü Pasadena’da? Bir önceki finalde penaltıyı atan Baresi ilk penaltıyı dışarı vurdu. Brezilyalılar da Santos ile yıkıldılar. Albertini ve Evani kaleyi buldu. Sambacılar Romario, Branco ve Dunga ile sektirmediler. İtalya’da Massaro kaçırdı ve o finalin hazin anında Taffarel’in olduğu kalenin 11 metre uzağına topu dikti ve üstten auta attı.
1995’de Juventus’tan
ayrıldı. Bütün büyükleri dolaşacaktı. Sıra Milan’daydı. İki sezonda 12 gol attı
ama iz bırakmadı. 1992’de Avrupa Şampiyonası’nda İtalya yoktu, 96’da İtalya
varken de o evindeydi. Kariyerine “Avrupa Şampiyonası’nda oynadı” yazdıramadı. Del Piero’nun parlamasıyla
Juventus’tan kopan, en verimli yıllarında Milan’da teknik adamların kafayı
taktığı adam huzuru Bologna’da buldu. İkinci bahar dedikleri işte…
Massimo Moratti için zor yıllardı İnter’de. Takım 9 yıldır şampiyon olamıyordu. Fiorentina günlerinden beri hayran olduğu futbolcuya bir gün mutlaka Inter forması giydirecekti. 3 yıl aradan sonra Milano’nun öteki renkleriyle San Siro’ya adım attı. Inter kariyeri boyunca Lippi ile yıldızı barışmadı. 9-2000 sezonuna girilirken Inter’den ayrılmaya karar verdi. Onu ikna eden ya da ikna ettiğini sanan Galatasaray’dı. Galatasaray’a evet demişti. Ne olduysa bir akşamda oldu. Futbol dünyasından uzak yakın arkadaşlarıyla her zaman akşam yemeklerinde buluştuğu restoranda çevresindekilerinin ısrarıyla ülkeden ayrılmamaya karar verdi.Çok sonraları “Neden sen çok iyiydin?” sorusuna bir tek cevap verdi: “Ben önce düşünürdüm.”
Çocukken Interliydi,
Fiorentina’yı çok sevdi sonra bir gün Boca Juniors’lu oldu en güzel at kuyruklu
adam. Nasıl mı? “Bir
gün Arjantin’den maç özetleri izliyordum. Skor 4-0 idi. Futbolcular ve tribün
maçın ardından galibiyeti kutluyordu. Ya da ben öyle sanmıştım. Maçı kazanan
değil kaybeden Boca Juniors’tu ve çılgınlar gibi futbolculara tezahürat
yapıyorlardı. O gün Boca’lı oldum.”
Roberto Baggio, geçen hafta 54 yaşına girdi. 17 yıl önce bıraktığı futbola teknik adam olarak geri dönmedi. Üç çocuğu Valentina (31), Mattia (27) ve Leonardo’dan (16) daha büyük serveti yok… Kendisinden 7 yaş küçük kardeşi Eddy Baggio, ağabeyinin çok sevdiği Fiorentina alt yapısında futbola başlamıştı ama hiçbir zaman ağabeyinin fırtınalar estirdiği Serie A’da forma giyemedi. Pek yakında onun hayatını anlatan belgesel bir dijital platformda yayında olacak. 27 yaşında kaçırdığı o penaltının 27 yıldır gol olduğunu hayal edip uyuyan adama selam olsun…
4 yorum:
Eline sağlık üsta..
Vay be Baggio amma çok değişmişsin ama o sakalının modeli değişmemiş... Yine çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık.
"İlahi At Kuyruğu".. belgeselin adı da çok güzelmiş. Kaybedenlerin en güzeli için bu kadar güzel bir yazı yazan Bülent abi, sana da selam olsun.Sevgiler
Yine aldın götürdün bizi üstad. kalemine , yüreğine sağlık. Tüm yoğun tempona halen bu köşeyi ayakta tutman ise ayrı bir fesakarlık. Sağolasın
Yorum Gönder