Futbolcuların büyük bir
çoğunluğunun ailelerin ekonomik imkanlarının kısıtlı olduğu bir çocukluk
hikayeleri vardır. Kolay iş değildir profesyonel futbolcu olmak, yetenek
yetmez, yokluğu varlığına çevirmek için çok çalışmak ve vazgeçmemek gerekir.
İstisnaları yok mudur, vardır elbette… Arjantinli “Deli” lakaplı teknik adam
Bielsa, çok zengin bir ailenin oğludur. Kaka da Brezilya’da zengin bir ailenin
çocuğudur.
Bursaspor ile kariyerinde beyaz sayfa açan Paul Le Guen de,
Fransa’nın kuzeyinde Bretagne bölgesinde doğduğunda annesi ülkede büyük bir
itibara sahip politikacıydı, Marie-Françoise Le Guen uzun yıllar belediye
başkanlığı yaptı. Brest’ten Nantes’a oradan Paris Saint Germain’e uzanan ve
Başkent kulübünde 7 sezon forma giyen Paul Le Guen, defans ve orta sahada 602
maçla kariyerine son noktayı koydu. Zinedine Zidane gibi Paul Le Guen de alt
liglerde çalışmadan Fransa 1. Ligi’nde göreve başladı. Yolu Galatasaray’dan
geçen Nonda’nın golleriyle sırtladığı Nantes onun ilk sezonunda puan tablosunda
beşinci sırada yer aldı. Üç sezonun sonunda yönetim Paul Le Guen ile yollarını
ayırdığında Fransız teknik adam bir yıl kenara çekilmeyi tercih etti. Fransa’da
O.Lyon fırtınası esiyordu ve hocası Santini’yi milli takıma yollayan Başkan
Aulas, her zamanki gibi doğru seçimi yaptı. Le Guen ile arka arkaya 3 yıl
şampiyon olan O.Lyon iki kez de Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final gördü. Le
Guen yine yorulmuştu ve yine bir yıl kenara çekildi, gelecekte aynı yöntemi
Guardiola ve Luis Enrique de deneyecekti.
2005’de eski takım arkadaşı
Fournier’nin yerine göreve gelmeyi kabul etmedi ve PSG’nin teklifine “Hayır”
dedi. Çok okuyan, çok gezen ve Avrupa Ligleri’ni ekranda yorumlayan Le Guen,
New York Maratonu’nu da koştu o yıl. Avrupa’nın “A+” teknik adamlarından
biriyken G. Rangers’a gitmesini kimse doğru bulmadı. İskoçya’da farklı bir
futbol kültürü ve iklimiyle tanıştı. Geri çevirdiği PSG’e de bir yıl sonra
“’Evet” dedi. Birçok Fransız teknik adam gibi, dil avantajıyla kariyerinin
direksiyonunu Afrika’ya çevirdi. Önce Kamerun ardından Umman.
Geçen sezon kalplere zarar
bir sezon finaliyle ligde kalmayı başaran Bursaspor ve iki yıl sonra yine
teknik adamlığa dönen Paul Le Guen’in birlikteliği bir kazan-kazan projesidir.
1998 Dünya Kupası’nı Fransız kanalında yorumladığı günden bu yana teknik adamlığında
her zaman rakip analize inanan Paul Le Guen, Fransız futbolcuların bu sezon
favori adresi Süper Lig’de geçmiş parlak kariyerinin üstüne yeni bir hikaye
yazmaya başladı. Bretagne Üniversitesi’nden ekonomi diploması alan bir insan
Bursaspor’da hesabını iyi yapıyor. Şaşıran…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder