10 Haziran 2012

Euro 2012 Gün # 2

20 yıl önce bir Dünya Kupası ya da Avrupa Şampiyonası’nda birileri çıkar parlar, sonra transfer yapardı. Avrupa Ligleri yayınlanmadığından, internet yokken, genç bir futbolcu hakkında fikir sahibi olmak futbolseveri bırak futbolun profesyonelleri için bile zordu. Şimdi kimi keşfedeceksin? Bütün sezon Avrupa Ligleri’ni takip edenleri bu turnuvada hangi “genç” şaşırtabilir ki? İzlenmeyen liglerden gelen adamlar gelip maçlara damga vururlarsa ne ala… Krohn-Dehli gibi. Danimarka’nın kanadından kopup gelen bu adam, Hollanda’nın fiyakalı onbirini üzdü. Kadronda Robben varsa, mucidi bile olsan total futboldan bahsetmen mümkün değil. O oyun üçgen ister, kabul edilebilir ölçüde ego ister, pas ister, yardımlaşma ister, yatan adamla işi olmaz, yetenek ister, koşu ister. Bayern Münih’i her kulvarda yakan Robben, milli takımı da ilk maçta yaktı. İçeri kıvrıl, topu terse çek ve vur. Üstten aut… Robben’in etiketi oldu artık bu pozisyon. Morten Olsen’in adamları nefis savunma yaptılar, Kjaer uzun zaman sonra ilk çıkış yaptığı düzeyde geri döndü, Agger de nefis oynadı, Van Persie’nin önünden çektiği bir top var ki, o yeter… Yine hadlerini bilerek oynadılar ama bir kez daha kupa tarihinde öne geçmeyi başardıkları bir maçtan yenilmeden üstelik bu kez kazanıp çıktılar. Hollanda’da Dünya Kupası’nda 7 maçta da oynayan Kuyt’ın yedek kalması da Robben’in kaprisleri. O kanadını kendi seçecek diye onbire konulan Afellay bütün sezonu sakat geçirmiş bir adam ne kadar ağır ve oyundan kopuk olursa, o kadardı işte. Sneijder kenardan gelen Van der Vaart ikilisinin iyi bir sezon geçirmediği ortada. Hangisini oynatsa öbürüne yazık olacak iki santrforu olan Marvick için Van Persie ile başlamak doğru tercihti. Bu Danimarka karşısında tek ön libero ve çift santrforla çıkarsa, oyunu kopartır mıydı? Belki. İki yarıda da Hollanda’ın verilmeyen iki penaltısı var. İlk geceden sonra ikinci akşama da hakem damga vurdu diyebiliriz. İkinci yarıda geç gelen değişikler ve 5 hücumcuyla maçı bitiren Hollanda, son 6 ayda zaten sallanıyor, Danimarka ise tam tersi sağlam skorlarla geliyordu turnuvaya. Artık önlerinde ölümüne oynamaları gereken bir derbileri var. Kaybederlerse Amsterdam’ın yolları taştan…

Portekiz’i hizaya getirdiğimiz kesin. Bizim karşımızda dökülen defansları Almanya karşısında formalarının sırtında yazan isimlerinin hakkını verdiler. Pepe ve Bruno Alves’in iyi oyununa Real Madrid performansının çok üzerine çıkan Coentrao da katıldı. Portekiz’in derdini santrfor eksikliğiyle açıklamak artık bir klişe sanki. Daha doğrusu belki de ellerinde bir Mesut yok. Selçuk İnan’ları bile yok. Veloso-Meireles ve Moutinho üçlüsüyle bölgeyi tutarsanız ya sonra? Bento da zaten o sonrayı Nani ve Ronaldo’ya bağlamıştı ama karşında Almanlar varsa eğer, kötü günlerindeyse işte 72’ye kadar… 2010’dan sonra 2012’de de büyük oynayacağını ilk maçtan gösterdi Mesut. Onu bozan ve ekstradan yoran ise Schweinsteiger’in sakatlıktan dönmüş olması nedeniyle bilinen al-ver’lerden uzak olması ve transfer sarhoşu Podolski’nin verimsizliğiydi. Müller de dahil olmak üzere forvet hattında Mesut’a yeteri kadar pas üçgenini veremediler ve özellikle iş ilk yarıda kanada açılan toplarda Boateng’in Sabri’den emanet ortalarına kaldı. Portekiz maç boyunca 10 kişi topun ardında kalmayı başardı, başka türlü de baş edemezlerdi. Ronaldo’nun oyun 0-0 iken yakaladığı pozisyonu bozan Boateng ve ardından Pepe’nin kaçırdığı Gomez maçın skoru belirlediler. Almanlar, her zaman sonradan gaza basar. Gecenin takımı tandemiyle Danimarka. Hayal kırıklığı Robben ve Van Persie… Gecenin adamı Mesut Özil.

9 yorum:

varol döken dedi ki...

tribün güzeli istiyoruz!

EDDIE dedi ki...

Bülent abi sence Manuel Fernandes şu takıma Mesut olmayı bırakta en azından bir Selçuk İnan olamaz mıydı?
Veloso-Meireles ve Moutinho isim olarak ağır bassalarda hiçbiri Fernandes klasında bir futbolcu değiller kanaatindeyim. Seninde fikrini merak ettim açıkçası.

Necdet dedi ki...

Portekiz'de ağır bir Moutinho lobisi var sanırım. Adamın aldığı kupalar, oynadığı takımlar ortada ancak o kadar sıradan bir oyun anlayışı var ki 10'u da topun arkasına geçmiş bir takımda ha moutinho'yu oynatmışsın ha Baki Mercimek'i. Portekiz'in bir Fernandez'i yok maalesefki.Ronaldo'ya o pasları kim vercek bir Fernandez'i.

Adsız dedi ki...

Bir Selçuk İnan'ları var aslında. Hugo Viana.

DoGaN dedi ki...

Varol Abi.. Turnuvanın tribün güzel budur.. Bunun ötesini "tavuk&bira" yeyip içerken hayal edebiliriz anca :)

https://p.twimg.com/Au9XtNQCAAACkel.jpg

varol döken dedi ki...

@DoGan
bunun uğruna tavukçuyu batırırdım (battı zaten:)

Adsız dedi ki...

Ne ikinci günmüş bu böyle, bitmedi bir türlü üstad...

Adsız dedi ki...

krohn-delhi 29 yaşında ve daha önce Ajax'ta da denenmiş ve olmamış. isterse bu turnuvada takımını sırtlasın hiçbir kalburüstü kulüp bu oyuncuyu almaz.

Unknown dedi ki...

http://englishrussia.com/2012/06/12/russian-and-ukrainian-football-fans/#more-102851