3 Eylül 2011

Lugano'nun Ardından

Uruguay Milli Takımı'ndaki mesaisini şöyle anlatıyor Lugano: "Benim işim kalemize gelen topu uzaklaştırmak. Vuruyorum, gidiyor. Bu da benim milli takımdaki mesaimin sadece yüzde 10'u. Geriye kalanı soyunma odası... Takım içindeki ilişkiler, primler, federasyonla, teknik direktörle iletişim...." İşini iyi yaptığı ortada. Hem sahada hem de dışında. Uruguay bir yıl içinde en büyük iki organizasyonda önce yarı final oynadı, ardından Copa America'yı aldı. Yanında oynayan her adamı da yıldız yaptı Lugano. Godin'den sonra Coates parladı son turnuvada ve Liverpool'un yolunu tuttu.

Futbolculuğunu çok konuştuk. Ben her sohbetimde, adının geçtiği her yazımda öve öve bitiremedim. Bu adam oynadığı takım için sadece bir stoper değil. Parayla satın alamayacağın bir şeyi katıyor takıma. Ruh... Asla pes etmiyor. Evet eğer onun rakibi olan bir takımın taraftarıysan ondan nefret ediyorsun. Ama onun işi bu... O melek değil... Sahaya kazanmak için çıkan bir profesyonel ve o nefretlerin toplamından da besleniyor.... Hata yapmadı mı, yaptı ama bir maçın ardından bugün asılmadı oyuna, sahada yoktu dedirtmedi kendine...

Fenerbahçe ile biten her sözleşmesinin ardından Avrupa'da kulüp de aradı. Hatta son kontrat öncesinde uygun bir takım bulamadı da. İmzaladığı sözleşme bir kulüp açısından intihardı. 3 milyona serbest kalır maddesi (Bu piyasada 15 milyon ederdi.) Yıldız statüsündeki bir futbolcuyla nasıl böyle bir kontrat imzalanır ki? Copa America'da ter dökerken, İstanbul'dan iyi haberler almadı ama akıllı adam, işi menajerine pas etti. Menajeri ondan akıllı, kurt: Juan Figer. Juventus ile masaya oturdu. İtalyanların kulağına Fenerbahçe küme düşerse bedava alırsınız diye fısıldadı. Çizme medyası bu haberi bekledi.

Pazarlık uzayınca bir taraftan Chelsea'li Alex'e saldıran Juventus doğrusu pek de ısrarcı olmadı Lugano için... Bruno Alves'i getirip iki oyuncu önerdiler Zenit'e, o da olmadı. Transfer kapanırken de o bölgeye istedikleri transferi yapamadılar. Paris Saint Germain'de bu sezon para çuvalla. Kaptan Sakho sakatlanınca Figer'i çağırdılar ve Lugano'nun transferi bitti. Her oyuncunun yeri dolar, bazılarınınki zor dolar. Fenerbahçe böyle bir adam kaybetti... Paris'te ilk basın toplantısına çıkan Lugano "Dünyanın en güzel ülkesine geldim ailemle" dedi. Paris güzeldir, parayı kazandığın yer de en güzel şehirdir insana... Yolu açık olsun,...

1 yorum:

anavarza dedi ki...

benim fenerli bir arkadaşım anlatmıştı

marmariste galiba tatil yaparken 2 uruguaylı genç ile tanışmışlar, dünyayı gezmekete olan 2 uruguaylı kafadar

laf lafı açmış, fenere ve lugano'ya gelmiş, "aaa" demişler, "bizi çok iyi ağırladı istandul'da, şehri de gezdirdi, evinde de misafir etti, ayrılırken cebimize para da koydu"

benim arkadaş "hadi yaa" demiş içinden türk kafası ile düşündüğünden, çocuklar fotoğraf makinelerini çıkartınca inanmış anca

lugano ile, ailesi ile, çoluğu çocuğu ile bu 2 kafadarın sürüyle istanbul resmi varmış makinada

bir gs'lı olarak günahım kadar sevmezdim lugano'yu, bu hatıra değiştirmişti ama bir şeyleri