Bir şirkete iş başvurusu yaptığınızda özgeçmiş isterler sizden öyle değil mi? İşe alındıktan sonra da gerekli gereksiz onca evrak içinde sabıka kaydı da vardır. Onca yıl eğitim görmüş, iş tecrübesi olan bir adam, iş aradığında kimsiniz sorusunun cevabı özgeçmişte gizlidir, sabıka kaydında değil. Biz çok ama çok zamandır bu ülkeye gelen yabancı futbolcuların özgeçmişlerini dikkate almıyor, kulaktan dolma sabıka kayıtlarıyla vakit geçiriyoruz. Yorum dünyası bunun üzerine kurulu ne yazık ki! Her yabancı futbolcu için bir kulp bulunuyor, ezeli rakibin aldığı futbolcuya rengini belli etmiş yorumcular illa ki bir etiket takıyor. Son örnek Lucas Neill ve Jo. İkisi de zaten yedekmiş, hadi biri iyi aile babası olmaktan yırtıyor, diğeri alemci, teknik adamla dalaşan sorunlu bir tip. 15 yıldır Ada'da oynayan Lucas Neill memnun etmiyor insanları. John Terry gelse ona da diyecek bir lafımız olur. "Anası babası hırsız" der çıkarız işin içinden. Rijkaard futboldan anlamıyor, Aragones zaten uykucuydu, Del Bosque kasap kılıklıydı, Roberto Carlos Katar'a gidiyordu, uçağı şaşırdı, Keita alemciydi, Song her maç kırmızı kart gören bir kasaptı, Sivok geldiği takımda yedekti, Ferrari yavaştı, Güiza o golleri beleşe yatıp atmıştı, De Sanctis Sevilla'da yedekti, Kewell bitmişti... Hangisine bir kulp takmadık ki? Havaalanında omuzlarda karşılanan hangi yabancı futbolcu, ertesi gün ekranda bir tek maçını izlememişler tarafından hayali sabıka kayıtlarıyla ellerinden kelepçelenmedi ki! Garip bir milletiz vesselam. Alex bir gün gidecek bu ülkeden. Birileri mutlaka çıkacak ertesi gün ekrana ve diyecek ki: "Zaten koşmuyordu ki!"
***
Baliç'in Real Madrid'e transfer hikayesi konunun devamıdır aslında. Baliç, Madrid'e gittiğinde hangi manşetle karşılandı? Arada farkı görmek için yazmalı. Bu gece inşallah...
21 yorum:
Bir dönem her geleni yere göğe sığdıramazdık şimdi de trend kulp takmak. Bunu yapınca dünya futbolundan haberdar, bilgili yorumcu oluyorsunuz çünkü. Tey teeeey.
aragones ile roberto carlos'un tüm hakları küfür dağarcığımda saklıdır... lütfen blog olarak çalışan insanların ayarlarıyla oynamamaya biraz daha özen gösterelim...
ayrıca biz bu diplomayı boşuna mı aldık arkadaş, çalıştığım hiçbir işyeri bir kere bile sormadı be! (zaten diploma da değil askerlik için çıkış belgesi almıştım, askerliğimi yaptım blogu okuyan özgeçmişi güzel kızlara selam ederim)
başka bir takımın transferi hakkında yaptığım ender yorumlardan biridir jo yorumu... benim bile çizgimin dışında bir yorum olmuştur belki ama hala o ikiliden aslolanın wagner love olduğunu, jo'yu onun parlattığını savunuyorum...
alex'e gelince... alex geldiği kadar büyük gidecektir buradan, ondan şüphem yok...
Rijkaard a futbol bilmeyen diyenler,bir wiki den özgeçmişine baksın derim ... Tabi bu eleştiriler olmasa ekmek yiyemiceksiniz ..Önünüze geleni eleştirin bakalım ...Türk futbolunda değişimden bahsedip durulur önce şu kafaları değiştirin ey yazarlar ... Ey çizerler ...
Çok güzel bir yazı olmuş. Alex'e sallayanlar onun değerini Alex gidince anlayacaklar tıpkı her zaman kaybettiklerimizin değerini sonradan anladığımız gibi.
Varol Döken'e katılıyorum; Alex giderken kıyamet kopacak
işler sıkışınca türkiyenin en objektif yorumcusu kazağını çıkarıp içindeki rengini belli etmiş yorumcu halini ifşa eden rıdvan dilmen, gökhan ünal transferini yere göğe sığdıramazken yapılacak en doğru transfer olduğunu savunurken jo ve neill'e sorunlu yedek adamlar bu transferlerle başarı gelmez avrupa için vasat anca ligi kotarırsınız diyerek işbu sözü geçen posttaki bütün ayarları sonuna kadar haketmiştir kanımca...saygılar büyük üstat bir kere daha evde kendi kendme söylediğim şeyleri binlerce insana duyurarak içimi rahatlattın..
Nedense GS'nin daha dogrusu Haldun Ustunel'in son donemdeki basarılı transfer girişimleri rakip takım yorumcularını bi hayli korkutmuş. Özellikle Rıdvan Dilmen'in oynamayan oyuncular yorumu enteresan. Guiza da gol makinası diye alındı ama çamaşır makinası cıktı..
Bu karalama gün geçtikçe popüler hale geliyor esas bu daha kötü bir olay.Birgün önce başka bir yorumcunun söylediği şeyi popüler olma edasıyla ertesi gün diğer yorumcu söylüyor.
Hagi'nin bastonlu karikatürü çizildi bu memlekette, hey ki hey...Yine de tek derdimiz bu olsa keşke...
Yanlız,ama güzel filan değil.
Müthiş bir yazı daha. Alex'e ve diğerlerine laf atıyorlar ama o laf atanlar daha çok tanınıyorlar. Sokakta 1000 kişiye sorun Bülent Timurlenk'i mi tanıyorsunuz ? Hayri Hiçler, Adnan Aybaba, Ahmet Çakar ve diğer şov yapan adamları mı ? Hepsi diğerlerini söylecektir. Bülent Timurlenk diyen bizler zaten onları değil seni okuyoruz.
"Zico ne anlar orta sahadan" dediler bu ülkede..
bülent abi roberto carlos hariç yazdıklarına katılıyorum. özellikle aragones için. adamın eline deniz selçuk maldonado josico dan oluşan bir ortasaha verdiler ve ispanya milli takımının futbolunu beklediler. ne olacaktı tabi ki hüsran.
ama roberto carlos farklı adam burayı aynen katar gibi gördü 70 maçta toplasan 3-5 maç iyi oynadı parasını kazandı ve gitti. zaten gittiği günde fener türkiye istanbul hakkında ki yorumları onun ne kadar basit bir adam olduğunu gösterir. kimse bizim ülkemizi yatmak para kazanmak için bir yer olarak görmesin. bize iş yapacak admlar lazım. bu 3 büyük takım içinde geçerli.
neill kariyerinde istikrarı olan, ne yaptığını bilen bir adam. kalitesi de belli, süper lig için gayet iyi..
jo hakkında tereddütlerin oluşması normal. sürekli oyanayan futbolcu ile rotasyon futbolcusu arasında illaki bir fark oluşuyor. dünya kupası kadroları buna göre kuruluyor zaten.. tabi bu jo'nun başarısız olacağı anlamına gelmez.. ama avrupada olmayacağı için ligde ekstra bir motivasyona ihtiyacı olacak gibi geliyor bana..
kariyerine baktığında gözün kapalı satın alacağın; anelka, ortega, r.carlos, amokachi, frank de boer gibi isimler futbol anlamında bekleneni veremeden ayrıldılar bu ülkeden.. tabi değişik nedenleri var ama herşey kariyer değil demekki..
büyük kulüpler artık sadece yeteneğe bakıp transfer yapmıyor, özel hayatında da istikrar yakalamış olanları tercih ediyor.. özel hayatında sıkıntı olan topçu ne kadar iyi olursa olsun her zaman soru işaretidir.. örnek; okan koç, berkant göktan, tarık daşgün..
güiza ve aragones için söylenen herşeye katılırım.. güiza ve aragonesin nasıl bir geçmişi vardı ki allah aşkına? ikisi de zirve yaptığı dönemde fenerbahçeye geldi ama daha öncesinde çok sıradan bir kariyerleri var..
son olarak alexe hagiye laf eden taş olur taş!!
Bunun yanında Porto'nun Guiza, Neill, Keita, Elano, Emre Belözoğlu vb transferleri yapmadan iki kulüpten de çok daha iyi bir Avrupa performansı sergilediğini de söylemek lazım.
Arayıp bulamayınca ve parlak olana yönelince her türlü riski alıyosun, maliyetinden beklentisine kadar.
Buyrun efem; İspanya Ligi gol kralı Porto'ya düdek büker ama Porto Japonya'dan futbolcu getirmekten utanmaz.Hulk dediğimiz adam Tokyo Verdy takımından gelme.
bundan sonra "gol makinası dedik çamaşır makinası çıktı" lafını ilk kullanana toplanıp birer avuç fındık verelim. sıktınız be.
neill ingltere de iz bırakan bi adam değil dedi rıdvan dilmen geçen akşam...acaba dedim içimden hiç bir avrupa maçı tecrübesi olmayan dünya kupası görmemiş türkiye kupası görmemiş kariyerinde sadece tek tük lig şampiyonluğu yaşamış adamlara çok mu değer veriyoruz biz_???
ya alex gidince falan okuyunca bıle ınsan bır kotu okuyo ya acaba gıdınce ne yapcam :DD
şöyle yazılar okuyunca hayattan zevk alıyorum. kafka gibi adamsın şerefsizim. yaw sırf senin için balzemik sirkeli salatalar yiyorum yaw.büyüksün bülent ağabey
@brancaleone
Hakkatten yanlış gelmişsin yeğen fanatik.com.tr yer imlerindeyi senin oysa. Cidden sıktınız :P
Bülent Abi sanırım problem şurada. Türkiye'de artık futbol iki kutup üzerinden konuşuluyor, Galatasaray ve Fenerbahçe. Diğer takımlar bu ligde ve bu medyada sadece oldukları için varlar. Bunu kesinlikle başarı anlamında söylemiyorum. Ancak konuşulma, medyatiklik pozisyonunda bu iki takım harici takımları kimse sallamıyor. Basına da bakarsak Galatasaray düşmanları,Galatasaraylılar ve Fenerbahçelilerden oluşan bir basınımız var. Yani koca Türk Futbolu herşeyiyle 2 klüp üzerine yoğunlaşmış durumda.Bu kulp meselesi temelde burdan kaynaklanıyor bence. İyi karşılamaya gelirsek, yukarıda bahsettiklerimle alakalı olarak sanırım Türkiye'de de artık yandaş medya olayına geçilmesinin vakti geldi(Futbol medyasınu kastediyorum sadece). Yani nasıl ki İspanya'da böyle bir ayrım alenen mevcut Türkiye'de de olsun hatta Hakan Ünsal Fenerbahçe Medyasında yazsın, herkesin rengi belli olsun. Bizde transferlerimizi krallar gibi karşılayalım. Mesela Dos santos'u Galatasaray medyası "siyah messi" diye karşılasın. Ayıp mı olur? Zaten yalan yazıyorlar en azından taraflar belli...
''alex'in gitmesi'' bunu görmek, duymak, düşünmek istemiyorum. mümkün olsada hiç gitmese...
Yorum Gönder