Ne biçim ülke lan burası. Kebapçıya gidiyorsun. Masaya tulum-tereyağı, ezme salata, çiğköfte söylüyorsun. Sana üzerinde susamla adının yazılı olduğu lavaş getiriyorlar masaya. Adını da yanlış yazıyorlar. Zaten adın Bergüzar Korel ise muhtemelen heryerde yanlış yazarlar adını. Pide ustasının suçu yoktur hani. Yalaka şef garson dalıp mutfağa çığırmıştır. "Usta, yap bir sıcak lavaş susamla çiziktir Bergüzar" diye. Usta nerden bilsin lan Bergüzar'ı. Kafasına göre vermiş susamı işte. Bu memleketin yemesi içmesi, eğlencesi sanatçısı bu işte. Ceket yakarlardı bunlar bir zaman şimdi lavaşın üzerine isim yazdırıyorlar. Şimdi bu Bergüzar'ı kim banmış tuluma ondan haberimiz yok.
Lavaşa isim yazılan mekan Nişantaşı'da Komşu kebap. Kemal Koç'muş sahibi. Eskiden bilirim. Discorium'un kapısında dururdu. Sonra yürü ya kulum oldu. Juliana's büyük bombasıdır. İstanbul'da aristokrat var sandı, restoranı pek bir Fransız'dı. gümledi. Şimdilerde ocakbaşı açmış.. İyi de yapmış. Anadolu çocuğu özüne dönmeli; ne işin olur soğan çorbasıyla.
2 yorum:
o degil de karsisinda oturan adamin kazagina takildim...
karlo.
Gozumde canlandi anilar, sogan corbasi da ne igrenci birsey arkadas. Hos hazirindan almistik ama yine de kabus gibiydi. Aksam aksam neden Berguzar'a a$erdik orasina hic girmeyeegim, kozmik bir habitattan geliyorum suan. Optum.Bye
Yorum Gönder