25 Ağustos 2008

Ferran Adria vs Aragones

Ferran Adria, Katalan. Sahibi olduğu El Bulli restoran Michelin'den 3 yıldıza sahip. Barselona dışında çalışmış, başka ülkelerde şubeler açmış bir şef değil Adria. El Bulli yılda 6 ay açık, kalan 6 ayda Ferran Adria ve ekibi yeni yemekler yaratmakla meşgul, yeni malzemeler keşfetmek için yolculuğu çıkıyor hatta gerekli mutfak aparatlarının da tasarımı yapıyorlar. Türkiye'de Michelin 3 yıldızlı restoran yok. Tut ki, oldu. Ferran Adria, El Bulli'yi İstanbul'da açtı Türk sermayesiyle. Adamın Barselona'da dünyanın tüm malzemeleri elinin altında, deniz ürünlerini Akdeniz'den, Atlantik'ten getirtiyor. Sen şimdi diyorsun ki Adria'ya; "gel buraya; yanında da sadece İberik jambonu getir. Burada elimizdeki malzemeyle bize 3 yıldızlı mönü hazırla." Kazara Adria, meşhur dönerimizi mönüden kaldırıp atarsa da; "ooo şef ne yapıyorsun, millet onun hastası" de. Ferran Adria memleketine döner kardeşim. Tıpkı Çinli şefle ile açılan; bir zaman sonra malzemeden çalınınca yerli malı ustayla yola devam eden memleketin Çin Lokantaları gibi...
Ferran Adria'nın memleketlisi Aragones'in ne farkı var şimdi ondan? Adria, biber dese 50 çeşidini buluyor, Aragones de İspanyol milli takımında sağbeki 10 adam arasından seçiyordu. Senede 6 ay çalışıyor muydu peki? O kadar mesaisi bile yoktu Aragones'in. Her mevki için en iyileri seçebileceği bir süpermarketten; kısıtlı çeşidi olan bir mahalle bakkalına bakıyor şimdi Aragones. Yanında getirebildiği de İberik jambonu niyetine Güiza. Adamın eline çiftlik levreğini vermişler: Burak. "Al bundan güzel bir buğulama yap" diyorlar. 3 transferin 2'si Aragones'in alışveriş listesinde olmayan, mönüye patron tarafından eklenen yemekler. Ne isteniyor peki? "Bize 3 Michelin yıldızı kalitesinde takım yarat". "Döner" Alex'i mönüden atmaya gelince de; mutfağa müdahale. Restoranın sahibi zaten iki yılda bir ülke mutfağı değiştirmekle meşhur. Ona kalsa kendisi dünyanın en büyük şefi. Aragones'in yanında Türklerin ağız tadını, tuz-biber-yağ ayarını bilen bir yardımcı şef de yok. "Aragones, sen bize mükellef sofra kur. Viyana'da kurduğunun tadını beğendik. Aynısından olsun. " Yok öyle yağma! Ya malzemeyi, mönüyü Aragones belirler ya da 3 vakte kadar gider. El Bulli'de, memleketinde yemeğini yer. Değişimse; mönüyü baştan yaratmaksa bunun hakkını veren Trabzon yönetimi. Restoranın masalarını mutfağa yakın tuttular kale arkasında, malzeme seçimini Şef Ersun'a bıraktılar. Nike'dan tabak-çanak takımı da yapmışlar. Ersun Yanal yemeği yakmazsa, Trabzonlu sabredip yemeği çiğ çiğ yemezse mönü pardon takım yaratmak nedir hep beraber göreceğiz... Galatasaray zaten yıllardır köfte-piyaz satıyor. Şefe formülü aktarıyor; arada bir fasülyenin, kıymanın iyisini buluyorlar o kadar. Beşiktaş mı? O, pazara restoranın kapısındaki valeyi gönderiyor yıllardır malzeme almaya. Çürük domatesi kakalayıp yolluyor onu pazardan...

56 yorum:

sonny dedi ki...

tek kelimeyle müthiş, abi sen bir kitap yazsana, ya da yazıyor musun?

Adsız dedi ki...

walla harika olmuş yazı ama bizdeki menüde ancak bu kadar. o kadar malzeme olsa elimizde zaten türkiye değil ingiltere olurduk. 3 tnade kupamız olurdu

cankalender dedi ki...

harika bir yazı olmuş :)

Figueres dedi ki...

yuh be Aceto boyle analogy olur mu? nerden kurdun aradaki bagi, nerden nereye bagladin lafi? gercekten inanilmaz bi gozlem, klavyene saglik.

Adsız dedi ki...

Yıllardır spor yazarıyım diye köşelerde saçma yazılar yazıp tv de kahvehane muhabbeti yaparak parayı götürenler den bir kere bile duymuyorum bu tür yorumları.Birşey sorucam milli takımda başarılı olup sonra klüp takımına geçip aynı başarıyı sürdürebilmiş kaç kişi var yada varmı.Elinizde örnek varmıdır.

niko dedi ki...

üstad arka arkaya o kadar güzel yazılar gelmeye başladı ki, sakatlık yaradı diyeceğim neredeyse :) sahi bi yeniköy kasabı vardı ne oldu ona...

Adsız dedi ki...

tebrikler aceto. gerçekten harika.
yalnız abi bişey anlamıyorum. bildiğim kadarıyla dergiden ayrıldın. şu an boşta mısın abi? yani çalışmıyor musun? biraz özele giriyor ama merak ettim.

Adsız dedi ki...

harika bir yazi.
karnim da acikmadi degil :)

Adsız dedi ki...

un restaurante situado en España en Gerona. muy famoso. pero es catalán. después de Bosnia-Herzegovina guerra civil, yo renunció a su Ejército español. y abrió un restaurante-bar potable. muy cerca de Bernabeu. mis amigos vienen a comer y beber antes de madrid partidos.


aceto. llegado a Madrid para el mundo calificación juego. y comer algo en mi restaurante. es como una casa club madridista

(Ramón)

Adsız dedi ki...

pero tu deben pagar el dinero. xaxaxaxaxa
no no. 80% de descuento para las ti

çagdas dedi ki...

Önünde saygıyla eğiliyorum Bülent abi. Üniversitelerde okutulmalı bu yazı, geleceğin yöneticilerine.

Quaresma7 dedi ki...

hehehe çok güzel olmuş bülent abi eline sağlık. . .

Pads dedi ki...

3 yildizli bir yazi olmus eline saglik aceto.

Adsız dedi ki...

vay vay ustam ne kadar güzel yazı böyle. nereye bağlanacak diye zevkle okudum gerçekten süper bağlamışsın. teşekkürler bu güzel yazı için :))

Lâ Mekân dedi ki...

klavyene sağlık aceto.
sayende iyice soğuduk ulusal basın yorumcularından.seni okumaya başladıktan sonra alayı kabak tadı vermeye başladı.

Adsız dedi ki...

okudğum en güzel ve anlamlı yazılardan biri...süper süper, ellerine sağlık...
artık bi dergide gazetede vs.. yazmaya başlasan da orda da okusak böyle yazıları =)

Adsız dedi ki...

abi benim karnım açıktı ya.. bu nasıl bir benzetme, edebiyat yapmışsın resmen eline sağlık, çok lezzetli olmuş.

cnbce

ornitrin dedi ki...

Harika bir yazı olmuş. Hem öğrendim, hem eğlendim, teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Trabzonspor'da bir çok transfer, Ersun Yanal'dan habersiz yapıldı, bunu da not olarak düşelim..

ix dedi ki...

Lezzetli bir yazıydı...

$afak dedi ki...

Harika bir yazı. Yalnız Türkiye'de direk 3 yıldızlı olmasa da onların şubeleri sınıfından Michelin'den tam not almış restorantlar mevcut. Bilginize.

Adsız dedi ki...

"leziz" bir yazi. büyük bir afiyetle okudum. ellerine saglik $ef.

Adsız dedi ki...

aceto,
El bulli ile benzetme güzel olmuş ama bir çok şeyi atlamışın gibime geldi bana.. Kimse aragonese bize İspanya milli takımını yarat demedi ki?... El bulli yoksa bize Hünkar yapsın.Zaten biri iyi aşçı ise her türlü ortamda yemeğin kralını yapar veya takımın en iyisini yaratır.Aragonesin elinde güzel bir bütçe ve güzel bir takım var ama dünyada ön libero kalmamış gibi o da sennayı kafaya takmış... Beni el bullinin aşçısı filan tatmin etmez, getireceksin Lucescuyu, kurucak sana 7 tane kiralık adamdan takım takır takır topunu oynatacak.. Bu arada yazın süper olmuş ama sadece iyi mal olayına biraz takıldım...

Adsız dedi ki...

abi daha demin futbol kulubunde bir taraftar harcama tablosu yayınlandı.tabloyu bulent timurlenk in hazırladıgını söyledi okay karacan.baktım senin yaptıgın tabloyla tıpatıp aynı.

bülent timurlenk sen misin aceto abi? :D

jose dedi ki...

Heralde Bulent abımızdi:)

yorkut dedi ki...

Fenerbahcenin kadrosu diger senelere gore oldukca zayıf bu sene bunu bilir bunu söylerim...

Benim gorusume gore Lugano - Edu ikilisine en az onlar kadar iyi olan hatta dahada iyi olan bir alternatif sart. Yasin ve Önder onlari zorlayabilicek durumda diiller. Zaten Önder sag bek esasen. Can Arat'i daha cok gözümde caddeye indigim zaman banklarda takilan, Starbucksta bagira cagira birseyler anlatan birisi olarak goruyorum niyeyse topcu olarak bence Fenerbahce icin cok tecrübesiz ve ışıksız..

Volkan nasıl olsa beni kesemezler mantığıyla çok iyi olmak zorunda bile diil...
Arkadan onu zorluycak malesef cok genc ve 1.Ligde hic tecrübesiz adaşı var sadece..

Forvet içinde alın işte Semih sakatlandı Guiza'da kart cezalısı olsa kim oynayabilir???? İlhan Parlayamadı malesef keske parlasaydı da genç yeteneğimiz diye ondan medet umsaydık.

Gel gelelim ön libero isine Selcuk iyilesti müjde deniyorsa bu iste bir yanlislik var.. Maldonado G.antep macinda ayakta kalabilen nadir oyunculardan biriydi. Edu Lugano fotograf cektirirken Tabataya ayagini gene o uzatti.

Antu Forumlarinda bunlari yazsam linc ederler kesin cunku at gozluguyle bakiliyor malesef Aziz Yildirim hic yanlis yapmaz hep destek tam destek vs... denir muhtemelen. Ama """"""Aziz Yıldırım yanlis tranfer politikasının 1 numaralı sorumlusudur"""""""" Bu takım cok önemli topcular kaybederken yerlerine malesef daha iyilerini degil alternatiflerini bile alamadi.

Ortegaya yazdigimi kopyaladim yapistirdim... Malum her çıkışın bir inişi, her inişinde bir çıkışı var.. Aziz Yıldırımın bu sene takım için yaptığı tek olumlu transfer oda maximum maliyetle Guiza gerisi yanlışlıklar silsilesi.. İktidarı izliyoruz bu devirde biter elbet kimler geldi kimler geçti.. Yazımı Sezen Aksunun şarkısıyla sonlandırıyim...

'Bize yeni menejer lazımmmmm, bize yeni menejer lazımmmmm......'

getabbaaww dedi ki...

michelin'den üç yıldızı direk alıcak bir yazı olmuş, iki gün sonra bir sitede benzerini görürüz artık:) bi iki ekleme de ben yapmak istiyorum.

mesela galatasarayın usta aşçısı yemek ocaktayken sürekli iki dakka bi yere kadar gidip geliyorum diyip, yemeği baş garsona emanet edip dururdu., tam kaynarken de hiç bir şey söylemeden çekip gitti. allahtan komi yetişti de kurtardı güzelim yemeği yakmadan. sonra trabzon kilosu 1 milyon hamsiden pilav, buğuluma gibi trabzona özgü yemekler yapmak dururken yıllardır balık haline gidip pahalı olan kılıç balığından, ne biliyim dil balığından buğulama yapmaya çalışması da var. fenerbahçe de tam güzel bir yemek yapmışken acaba şunu çıkarıp biraz şundan katsam acaba nasıl olur tadı yemeğin diyerekten mundar ediyor gül gibi yemeği sürekli.bi de beşiktaşın valesinin her aldığı domatesin bir öncekinden güzel olduğunu iddia etmesi, ve diğer restoranların malzemelerine laf atması var.

bu arada benim yaptığım da başkasının yaptığı çorba beğenildi diye müşterilerinin önüne tatlı niyetine de aynı çorbayı koymaktan başka bir şey değil:)

Adsız dedi ki...

bay aceto gerçekten mükemmel bir analiz. heyecanlı keyifli bir yazı okuttun yine bize. teşekkürler.

Adsız dedi ki...

valla iki yıldır fenerbahçe hakkında aynı yorumlar yapılıyor.bu yorumlara bakıldığında fenerbahçe'nin her yıl zico ile ligi 8-10 sırada bitirmesi,şampiyonlar liginde averaj takımı olması vs vs lazımdı.hepsini marco sayesinde mi başardı bu takım.düzelir biraz zaman lazım.üstelik abuk sabuk sakatlıklar üst üste geliyor şu anda.inşallah aziz baba daum döneminden beri yaptığını yapar çok bilmiş yazar yorumcu takımını fazla kaale almaz.inşallah.asıl tehlike bu yorumları fazla ciddiye almasıdır fenerbahçe yönetiminin.
ercü

Adsız dedi ki...

Mükemmel bir yazı olmuş..

Önceden bu bloga girdiğimde 2 günde 3-4 yazı yazma vakti anca bulurdu Aceto.

Ama şimdi hem daha fazla yazıyor hemde böylesine mükemmel uzun yazılarını okuma fırsatı buluyoruz.Yapılan yorumlar bile uzunca , düşünülerek , itinayla yapılmış.

Eline sağlık Bülent abi.

@ 8.46 , Anonymous ,

Doğru düşünmüşsün.

Aceto , Bülent Timurlenk oluyor :)

Adsız dedi ki...

uzun zamandır okuduğum en iyi futbol yazısı buydu.özellikle adria -aragones benzetmesi çok hoştu.ligimizin büyükleri hakkında bir tahlil ancak bu kadar güzel ve lezzetli olabilir sanırım.

biraz klişe olacak ama biz de istesek atlantiktekiler kadar iyi olmasa bile kaliteli deniz ürünleri yetiştirebiliriz.hatta kendimiz bu ürünleri mönülerde farklı yorumlayıp dönerimizle de harmanlayabiliriz.iberik jambonu yine gelir ama çeşni olur,renk katar.komiler de yorulmamış olur pazarlarda.

son olarak şunu da söyleyim:daha ilk haftalarda deplasmanlarda bu kadar yaralanma-kavga olmuşken,biz sultan sofrası kursak müşteriler gelip restoranı yıkar bu gidişle.

Adsız dedi ki...

tuncay'ın hareketi hakkında da bir şeyler yazarmısınız :)

esra

BT dedi ki...

@anonim
premier ligi seyredebilsem yazacağım. banttan gördüm. denis bergkamp kadar klas çekti klepsi, gol olmadığına yandım...

aşkın dedi ki...

Şimdi buraya konuyla alakasız bir yorum yazacağım:
Benim şahit olduğum bir restoran var, sahip değil de işletmeci vasıtasıyla yürüyor.Bu işletmeci habire pahalı ama gerekliliği tartışılır malzemeler alarak hem gösteriş yapıyor hem de restoranı borca sokarak daha çok kendine bağlıyor.
Ama restoran da öyle bir restoran ki hem gözde, hem de taliplisi çok.
İşletmeci restoranı iyi restore etmiş, servis Allah için mükemmel.
Yalnız gitgide takıntılı bir şekilde restoranı kimselere bırakmak istemiyor.Restoranın eski halini bilen müdavimleri de bu işi ondan daha iyi yapacak işletmeciler olabileceğini düşünmeden işletmeciden yana memnuniyetlerini bildiriyorlar.
Restoran geçen yıl Michelin'e başvurdu ve tek yıldız aldı.Şimdi beklentiler daha büyük ama bu kez de o gösterişli malzeme iki yıldız almaya yetecek gibi durmuyor.
Bu restoranın hikayesinin sonunu çok merak ediyorum.

Adsız dedi ki...

ellerine saglik bulent agabey. enfes yazi.

Adsız dedi ki...

@aceto @esra

O hareketin birde başı var..Kanattaki adama topu yine cok cok klas veriyor.. Sonra ortaya kosuyor ve topu o klaslıkta alıyor..İyice ısındı premier lige..Cok daha ii seyler yapacak bu sene kanımca...

Adsız dedi ki...

işin bir de şöyle bir kısmı var, galatasaray'ın gurme camiasından tanıdığı çok. her yemek yarışmasına katıldığında gurmeye sadece göz kırpıyor, o da köfte-piyaz leziz olmuş mirim deyip geçiyor kenara..

peralta dedi ki...

dünyada bir başka benzeri yoktur zico nun gidişinin. yok samandıra'da disiplinsizlik varmış da ondan gitmiş.
zico'nun gitmesinin tek nedeni galatasaray ın şampiyon olması.

bakkal demişsin ya abi çok doğru, aziz bakkalın hesabı basit. tabloda galatasaray ın üstündeysek, istikrar, işte avrupada dev adımlar zart zurt. değilsek, tepetaklak oluyoruz.

2006 ve 2008'de net gördük. kimse hikaye anlatmasın...

Ortega dedi ki...

Yanlış anlamadıysam Ramon mekanına çağırıyor Bülent Abi'yi.. gel bendensin hesabı :D

matiasemilio dedi ki...

süper demekten başka bişey gelmiyo aklıma :)

Adsız dedi ki...

@ Aşkın

Bence konuyu biraz daha aç..Okurken aklıma Beşiktaş geldi ama sonu tutmadı..Merak ettim şimdi..??

papaz dedi ki...

eline sağlık aceto, yazı çok güzel.

yalnız trabzon'a verilen bu gazdan biraz rahatsızım trabzon taraftarı olarak, zaman lazım bize ve özellikle gençlere.

http://papazmetin.blogspot.com/2008/08/bordomavi.html

orkun dedi ki...

Yazım tekniği her zamanki gibi çok keyifli ama içerik için biraz daha beklemek gerekmez mi? Hiç olmazsa bir kaç hafta oynansa da ne ne kadar yerine oturacak görsek.

CaRtMaNtR dedi ki...

Çok lezzetli bir yazı olmuş. Okurken aklıma sık sık Kitchen Confidential dizisi geldi.

Bu restaurantlara (takımlara) ek olarak bazen kaçamak için uygun olan seyyar restaurantlardan (Süpriz Anadolu Takımları) kokoreç yada tükrük (aynen böyle geçer :D ) köfteside yeniyor aralarda :D

kadimkishi dedi ki...

Bülent abicim ellerine sağlık, selamlar... :)

Bİr debizim tükrük köfteci Afyonkarahisarspor var. Kelle etinden yapıyoruz, bayat ekmek kullanıyoruz. Bİ de onu anlatsana bi zaman ? :))))

Adsız dedi ki...

michelin'in 3 yıldızının hikayesi: kısaca; michelin fransa'da kamyon şöförlerine promosyon amaçlı, haritaları üzerinde yemek molası verecebilecekleri yerleri sınıflandırmaya başlar, bu zamanla öyle ikon olur ki michelin yıldızları artık dünya çapında bir standart olur.
Bu arada türkiye'de şu an kadiköy menşeili Çiya Sofrası, michelin yıldızını alacak ilk türk lokantası olacak pek yakında..

Adsız dedi ki...

michelin'in 3 yıldızının hikayesi: kısaca; michelin fransa'da kamyon şöförlerine promosyon amaçlı, haritaları üzerinde yemek molası verecebilecekleri yerleri sınıflandırmaya başlar, bu zamanla öyle ikon olur ki michelin yıldızları artık dünya çapında bir standart olur.
Bu arada türkiye'de şu an kadiköy menşeili Çiya Sofrası, michelin yıldızını alacak ilk türk lokantası olacak pek yakında..

behzat dedi ki...

İşte bu yüzden seni ve yazılarını sewiyorum. Çok başarılı

Adsız dedi ki...

hayatımda okuduğum en harika futbol yazılarından biri bu, tebrik ederim aceto

sanırım sen ramazan'ı beklemeden 3 aylardan başladın niyet etmeye :)

yoksa michelin 3'den hamsi buğulama ile saraçoğlu şükrü'den bir vokri vardı, sahi ne oldu ona'yı nerden bağdaştıracaksın, değil mi ama? ! :)

allah seni başımızdan eksik etmesin, futbolu sevdirecek dişleri platin kaplama canavar gibisin bizler için şu "endüstriyel" futbol ortamında

aktaradur

AnAvArzA

varol döken dedi ki...

yazı güzel de, bu tür benzetmeler futbolun akışkan doğasında tutmuyor pek... aragones, antep maçında o iki elinin arasına aldığı başıyla ne teknik direktör ne aşçı olabilir... aragones gider, olan bize olur... bu fenerbahçe de bu sene çok kazan kaynar!

tuncay'ın hareketine gelince, yakın çekimini göremedim, süper bir hareketti, gol olmadığına tuncay'dan çok üzüldüm ama dennis bergkamp'ın golü başkaydı be, bence gelmiş geçmiş en güzel goldür kendisi...

aşkın dedi ki...

doqan tanrıverdi
Beşiktaş'ın bugünkü durumu benim anlattığıma sadece bir yönüyle uyuşuyor.Taklitlere değil asıllara bakınız!

varol döken dedi ki...

bu arada ramon şaşırttı beni, katalan olmasına rağmen çok laf atmamış el bulli'ye, gayet meşhur ama katalan ben gitmem demiş... görmek istediğimiz hareketler bunlar işte:)

bir de lafım misafirperver blogseverlere... biz ramon'u buraya başımızın üstünde yerin var diye çağırdık hep beraber, o sadece aceto'yu üstelik sadece % 80 indirimle çağırıyor...

e ramon efendi sen buraya gelirsin de seni picasso sergisine hem de kendi paranla götürmez miyim ben:)

Adsız dedi ki...

yazilarinizi genelde begeniyorum ama bu cok sacma olmus.

Adsız dedi ki...

Aceto, neden sadece "burada" yazıyorsun? Futbolla alakası gizli bir yazarın proksisi falan değilsen anlaşılır gibi değil. Müdürlerini mi dövüyorsun? :)

Adsız dedi ki...

Yazı süper gerçekten ancak bir de gerçekler var.İspanya ligi bizim lig gibi değil yıldız kaynıyor da bu yıldızların çoğu lejyoner yani aragonesin milli takımı seçerken elindeki malzeme o kadar da zengin değildi.FB'deki malzeme zayıflığına da şu itirazım olur.Geçen sene İspanyanın en formda takımının en formda zamanında bırakın yerlilerini paha biçilemeyen en formda lejyonerlerinin sadece Şimdi malzemesi zayıf denilen FB'li Uğur Boral karşısında düştükleri komik durumları gördük.Nankörlük etmeyelim Aragonesin mmalzemesi İspanyadakinden kötü değil.

papaz dedi ki...

Adresi alabilirmiyim Bülent Abi, ay sonu Barcelona'dayım, ziyaret edelim meşhur El Bulli'yi.