1 Mayıs 2022

Daha Güzeli ne ki Hayatta

Şenol Güneş, Kemal, Necati, Şenol Ustaömer, Turgay, Bahattin, Güngör, Turgay Soyak, Hasan Vezir, Hasan Şengün, İskender Günen ve teknik direktör Ahmet Suat Özyazıcı… 1984 yazıydı, okuma-yazmayı bir de çarpım tablosunu öğrenmiş bir de bu kadroyu ezber saymayı öğrenmiştin.  İlkokul bittiğinde baban İstanbul’a gidiyoruz dedi. Okulda yeni arkadaşların vardı ve senin tuttuğun takımı tutan yoktu. Seni çok zaman kızdırıyorlardı ama sen takımından vazgeçmiyordun. Sen Trabzonlu babanın oğluydun, ne demek öyle İstanbul’da bir takımı sevmek! Trabzonspor şampiyon olduğunda memlekette televizyon yayınlarının hepsi artık renkliyliydi. ABD’de Reagan başkan seçilmiş, Michael Jackson, Thriller albümüyle 8 Grammy almış, Sezen Aksu ortalığı yıkıyordu ama senin haberin yoktu, çocuktun... 

Orta, lise hep üzüldün, hep uzaktan baktın. Üniversitenin ikinci yılında yüreğin pırpır atıyordu. Yine olmadı. İstanbul’da ve yakınında ne kadar deplasman varsa hepsini koşturuyordun. O son şampiyonluğun elleriyle getiren Şenol Güneş milli takımla Dünya Kupası’nda tarih yazdığı yaz evlendin. İşin, aşın, huzurun vardı ama hasretin büyüktü. Bir oğlun bir de kızın oldu. Onlar yürüdüğünde Trabzonspor forması aldın. 40’larını geçtiğinde biraz yorulmuş biraz tribünden uzak kalmıştın ama bordo-mavi’nin her kazandığı maçın ertesi sabahı en genç sen uyandın…

Dedenin, nineni toprağa verdin. Babanın hastane odasında başında bekledin. Her memlekete gittiğinde 7 yaşındaki seni hatırladın ve vazgeçmedin… Dün boyunu aşmış oğlunla beraber tribündeydin, şampiyon oldun onca yıl sonra , Özkan Sümer geldi aklına, oğluna sarıldın, ağladın… Bu sabah o sofrada rahmetli babaannenin yaptığı kuymağın tadını hatırlayacaksın… Daha güzeli ne ki hayatta…