18 Şubat 2021

Çimin Efendileri

 

Türk futbolunun kanayan ve 40 yıldır dinmeyen sancısı kötü zeminler bu sezon da Malatyaspor’un zeminiyle tartışılmaya başlandı. Elbette ki kötü zemine sahip tek stadyum Malatya’da değildi. İstanbul’da 52 bin kapasiteli modern stadyumlara sahip Fenerbahçe de futbolcular Çaykur Rizespor maçında zeminden şikayetçi olmuş ve Galatasaray-Kasımpaşa maçında da zeminden kazınan kar geriye Marcao ve Onyekuru’nun penaltı noktasındaki çamuru temizledikleri enstantaneyi futbolumuza kazandırmıştı…

Avrupa’da modern ve yeni stadyum denilince ilk akla gelen ülkeyiz. Hiçbir Avrupa ülkesinde son 10 yılda bizdeki kadar yeni stadyum futbolseverle buluşmadı. Evet zeminler 30 yıl öncesi kadar kötü değil ama biz milyon Eurolar ödenen yıldızlardan neden mükemmel bir çim zemini esirgiyoruz?

Hayatın her alanında olduğu gibi bilim ve yeni teknolojiler stadyum zeminlerinin daha mükemmel olması için yenilikler sunuyor. Suni çim zeminler sert ve adı üstünde doğal olmayan yapıları nedeniyle sakatlıkları yol açtığı ve oyunun aktörleri futbolcular tarafından benimsenmediği için son 15 yılda ara bir çözüm bulundu. Hibrid zeminlerde doğal çimle birlikte ekilen sentetik lifler sahaların çok daha dayanıklı olmasını sağladı ama futbol dünyasında halen geçer akçe doğal çim zeminler…

Yoğun maç takviminde iki sezon arasında zemini sıfırlamak isteyen kulüpler için doğal çim üreten ve bunları rulo halinde stadyuma getiren serip onlarca şirket var Avrupa’da. Yakın geçmişte Fenerbahçe ve Galatasaray’ın da işbirliği yaptığı Hollandalı “Sport Pitch Engineering” bunlarda biri. Santiago Bernabeu’dan den Amsterdam Arena’ya onlarca stadyumda bu şirketin imzası var. Elbette iş zemine halı gibi çim rulolarını sermekle bitmiyor. Çim zemin üzerinde yağmur ve karla biriken suyun tahliyesi için yapılması gereken drenaj kanalları, eşit sulama için zemin altına yerleştirilmesi gereken mekanizmalar ve son yıllarda birçok stadyumda uygulanan alttan ısıtma halı gibi bir saha için işin olmazsa olmazı.

40 binden fazla kapasiteye sahip stadyumlarda son 20 yılda kale arkası tribünlerinin de artık “açık tribün” olmadığı gerçeği çim uzmanlarına farklı çözümler üretmelerini sağladı. Sahaya dizilen Ultraviyole kaynaklarıyla zeminin sararması ve çim köklerinin sezon boyunca güçlü kalması hedefleniyor. Bu teknolojiyi Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş da kullanırken, suni güneş ile zeminlerini kurtaran iki kulüp bu konuda referans noktası. Real Madrid’in stadı Santiago Bernabeu’da güneş almayan bir ceza sahası ve Milan ile Inter’in ortak kullandığı San Siro’da iki ceza sahası güneşe olan hasretlerini yıllar içinde bu UV lambalarıyla giderdi.



Zeminin yapım aşamasında doğru mühendislik, doğru toprak ve çim tohumu seçimi, her türlü yeni teknoloji, bilgisayarla kontrol edilen sulama size sezon başında harika bir zemin sunuyor ama sonrasında iş yine insan emeğinde bitiyor. Sezon boyunca doğru zamanda doğru miktarda sulama ve elbette işin en önemli püf noktası, oyunun hızını yavaşlatmayacak uzunlukta biçilmesi gereken çimler… İşte bu noktada tanımamız gereken insanlar yıldız futbolcu gibi Avrupa’nın birçok kulübüne transfer olan İngiliz çim uzmanları. Premier Lig’in dillere destan mükemmel zeminlerini 12 ay boyunca aynı standartta tutan bu profesyonellerin yönetiminde 20 ile 40 kişi arasında değişen bir insan grubu çalışıyor. Üstelik sorumlu oldukları tek yer stadyum zeminleri değil. Hafta boyunca takımın idman yaptığı, alt yapıdaki gençlerin oynadığı sahalardan da onlar sorumlular. Premier Lig yönetimi her sezon yılın futbolcusu, teknik adamını seçerken onları da unutmamış ve İngiltere’de her yıl en iyi zemini hazırlayan bu ödülün sahibi oluyor…

Bu isimler arasında yıldız futbolcu kadar meşhur olan isim ise Paul Burgess. 10 yıl Arsenal’de çalıştıktan sonra 2009 yılında Real Madrid’e transfer olan Burgess geçen ay İspanyol kulübünden “Yeni hedeflerimin peşinden koşacağım” diyerek ayrılırken spor sayfalarında manşet olmayı başarmış bir isim. Santiago Bernabeu’nun zemini yanında Real Madrid tesislerindeki 14 futbol sahasını da 11 yıl boyunca kusursuz bir şekilde kalmasını sağlayan İngiliz çim uzmanı, UEFA’nın da danışmanı… Şampiyonlar Ligi finaline hazırlanan ve her taraftarın kendi stadyumunda olmasını hayal ettiği Atatürk Olimpiyat Stadı’nın mükemmel zemininde de Paul Burgess’in imzası var.

Real Madrid’in ezeli rakibi Atletico Madrid’in yeni stadı Wanda Metropolitano’da da İngiltere’den transfer edilmiş bir çim uzmanı işin başında. Ada’da Bournemouth kulübünde çalışan Dan Gonzalez, Paul Burgess’in Real Madrid’deki başarısı sonrasında İspanya’dan iş teklifi alan Gonzalez, Atletico’da futbolcuların da favori kulüp profesyoneli…

Fransa’da Paris Saint Germain’in stad zemini ve idman sahalarından sorumlu olan isim Jonathan Calderwood. 38 yaşında Kuzey İrlandalı Calderwood’u 2011 yılında PSG’e öneren ise bugün hayatta olmayan bir futbol adamı Gerard Houllier…  PSG’nin stad ve 32 idman sahasından sorumlu olan Calderwood, 55 kişilik ekibiyle çalışıyor.Fransızların bir başka transferi ise İngilizlerin efsane stadı Wembley’in zemininde sorumlu olan Tony Stones. Stones, Paris’teki Stade de France’ın çimlerinden sorumlu…

Phil Sharples, 2010 yılında Azerbaycan Futbol Federasyonu’ndan teklif aldığında ülkede UEFA’nın standartlarını karşılayan tek bir zemin varken bugün Sharples’in yetiştirdiği çim uzmanları sayesinde Azerbaycan futbolu geleceği umutla bakıyor. Sharples, 2013 yılında Galatasaray’da çalışmış ve o günlerde Türk Telekom Arena için elinde yeterli ultraviole lamba olmadığını açıklamıştı. Avrupa’da zirveye çıkmış bu isimlerin aylık maaşları 15 ile 40 bin arasında değişiyor. “Bir çim uzmanına bu kadar maaş verilir mi?” diye kulüp muhasebecisine sesini yükseltecek kulüp başkanları elbette olabilir ama kötü zemin yüzünden sakatlanan ve bir ay sahalardan uzak kaldığında bırakın takıma katkısına, tıkır tıkır ödenen futbolcunun yıllık ücretinin kulüp bütçesindeki yükü, bu konunun Messi’si olan Paul Burgess’in yıllık kazancından bile fazla…

 

Peki Türk futbolunda sadece stadyumlar değil antreman tesislerindeki zeminler de nasıl mükemmel hale gelir?.. İspanyol ve Fransızlar, İngiliz uzmanları transfer etmişler, bu bir tercih ama Türkiye’de bu konuda eğitim almış binlerce zıraat mühendisi var. Antalya’da turizmin önemli bir parçası olan golf sahaları ve kış aylarında kamp yapmaya gelen kulüplerin emrine sunulan futbol sahalarında çalışan profesyoneller bugüne kadar kaç Süper Lig kulübünden teklif aldı acaba?

 Türkiye Futbol Federasyonu, gelecek sezon zemin problemini merkezden çözmek istiyorsa bir ihale açmalı. Tüm stadyumların zeminden sorumlu olacak gerekli kadroyu ve ekipmanı sağlayacak şirket elbette var ülkemizde. Çıkacak fatura da kulüplerin federasyondan gelen gelirlerinden mahsuben kesilir. TFF, bugün olduğu gibi “her kulüp kendi zemininden sorumludur” diyorsa eğer, ağır para cezalarını devreye sokmalı. Bu sayede “50 bin Euro’luk UV lambaları pahalı, saha personeline bu kadar maaş mı ödeyeceğiz” diyen kulüp yönetimleri, ödedikleri bir cezayla, bir yıllık zemin bütçesini karşılayabilecekleriyle de yüzleşebilirler…

Son söz, kötü zemininin güçlü rakibi karşısında kendisine avantaj sağladığını düşünen kulüp başkanı ve yönetimlerine… Her rakibiniz sizin sahanızda bir kez, siz sezonda en az 20 kez oynuyorsunuz… Bunu bilmiyor olamazsınız ama unuttuğunuz kesin!..

1 yorum:

EP dedi ki...

hocam siz Bülent Timurlenk misniz? yazınızın aynısını A Spor'un web sitesinde de gördüm, başarılarınızın devamını dilerim... benim de bloğuma göz atmayı unutmayın