18 Mart 2018

Andre Gomes



Barselona güzel şehir, Akdeniz kıyısında güneşi bol, Gaudi’nin şaheserlerinin caddeleri, parkları süslediği, mutfağı lezzetli bir turist destinasyonu. Peki Barselona’da yaşayanlar mutlu mu? Gören ve bilenler şimdi soru mu bu diyebilir. Plajlarında günde 18 saat insanların spor yaptığı, şehir planlamasıyla Paris ile yarışan, tarihi dokusunu koruyan ve Messi’li Barcelona kulübüne ev sahipliği yapan bir şehirde yaşayanlar gerçekten mutsuz olabilirler mi? Bir adamın mutsuzluğundan eminim sözü ona getireceğim ama milyonlarca turistin geldiği Barselona’nın eski Barselona olmadığından yakınanlar, evlerin turistler yüzünden kiralanması yüzünden banliyöde oturmak zorunda kalan gençlerin protesto kampanyanları ve bir şehrin kimliğini kaybettiğine dair belgeseller arşivlerde. Şimdi mutsuz adamın hikayesine gelebiliriz…
Portekiz’de Porto’ya yakın bir kasabada doğan Andre Gomes, Benfica alt yapısından yetişti ve İspanyol kulübü Valencia onu kiraladığında sadece 21 yaşındaydı. Ülkesinde 14 maç forma giyen bir futbolcu için büyük sınavdı elbette. Gomes o sınavdan tam puan aldı ve kadrosundaki yıldızları kaybetmiş Valencia’nın geçiş döneminde iki sezonda 11’in değişmez oyuncusu oldu. Bir orta saha oyuncusu için uzun boyluydu (1.88 m), forvetin arkasında ve kanatlarda görev yapıyordu. Portekiz Milli Takımı, Euro 2016’yı kazandığında Andre Gomes, milli takımın önemli bir parçası olmayı da başarmıştı.
Barcelona, finallerden bir ay sonra Valencia’nın kapısını çaldı ve genç Portekizli için 35 milyon Euro nakit ve 20 milyon da ileri vadeli bonus ödemek üzere anlaştı. İspanyol medyasına göre Katalanlar kesenin ağzını fazlasıyla açmışlardı ve Iniesta, Rakitic, Busquets’in olduğu orta sahada Gomes ancak iyi bir yedek olurdu. Haklı da çıktılar. Gomes geçen sezon ne zaman şans bulsa top ayaklarına dolandı, en iyi bildiği şeyleri bile yapamaz oldu sahada.. Büyük kulüplerde forma giymek için yetenek yetmez. Hani yüzdeye vursak, yetenek yüzde 50, iyi antrenman yüzde 25 ve kalan 25 de zor günlerde vazgeçmeyecek bir karakter.
Barcelona’da Messi ve arkadaşları sahada güvendiklerine pas verirler, pas verdiklerinde de özgüven ararlar. Mükemmel takımda iyi olmak yetmez, çok iyi olduğunda bir parçası olursun. Andre Gomes bu sezon da kadronun zayıf halkası olmayı sürdürdü. Geçen sezon onu ligin en kötü transferi seçen gazeteler bu sezon da acımasızca eleştirmeye devam ettiler. Barcelona, Andre Gomes’den olmayacak denilen günlerde Coutinho için 160 milyon Euro ödeyince, her yorumcu aynı cümleyi kurdu: “Andre Gomes sezon sonunda gidiyor.”


İki hafta önce Atletico Madrid, Barcelona deplasmanına geldiğinde sezonun en kritik 90 dakikasında Andre Gomes kulübedeydi. Iniesta sakatlandığında 36. Dakikada oyuna girdi. Camp Nou tribünlerini dolduranlar için kredisi dolmuştu, her pas hatasında ve hatta her top ayağına geldiğinde onu ıslıkladılar. Kenarda teknik direktör Valverde, oyuncusunu yuhalayan tribünlere küfür ederken yakalandı kameralara. Andre Gomes’in kariyeri o akşam bitebilirdi ama bir dergi röportajı her şeyi ama her şeyi değiştirdi. İspanya’da yeni nesil spor dergiciliğinin yüz akı Panenka, Gomes ile röportaj için masaya oturdu. Portekizli birçok futbolcunun yapmadığını yaptı, zayıf yönünü ve dibe vurmuşluğunu ifşa etti. “Evimden çıkmak istemiyorum çünkü insanlar bana bakıyor ve o utanç duygusu sokağa çıkmama engel oluyor. Evde de kimseyle konuşmuyorum. Bunları düşünmek beni üzüyor ve kırıyor. Utanıyorum” dedi Gomes...
Barcelona forması giyen, posterlerde dağ gibi duran, ülkesindeki genç futbolcuların idolü birinden bunları duyabilmek kolay değildi. Gomes konuştu, adeta “Vuracaksanız vurun beni” dedi ve kazandı. Geride kalan haftada Barcelona, Chelsea’yi Şampiyonlar Ligi’nden elerken tribünleri dolduran 98 bin taraftar, son yarım saatte oyuna giren Andre Gomes’i ayakta alkışladılar, 10 gün önce yuhalanan genç adam topu her ayağına aldığında tribünlerin de rüzgarını arkasına aldı… En zor günlerinde susan yeri geldiğinde haddinden fazla eleştirilen Galatasaraylı Selçuk İnan’a bu köşeden dört yıl önce (Eylül 2014) bir çağrı yapmış hayatın sakatladığı adamlar sahada daha fazla "ölmesin" diye susmamasını  rica etmiştim. O susmayı tercih etti. Oscar Wilde’ın mısrasını demek ki bilen Andre Gomes’miş… /Herkes öldürebilir sevdiğini /Ama herkes öldürdü diye ölmez. 


2 yorum:

razor dedi ki...

Harika yazıyosun abi, resmen gözümde canlandı tüm yaşananlar, kısa belgesel olur, bu satırlar arka fonda.

Sosyofikir Güncel Blog dedi ki...

Çok güzel bir yazı gerçekten