Yirmi
yaşında okul arkadaşlarınızla üç gün Roma’ya gitseniz yapacaklarınız bellidir.
Aşk çeşmesine para atar, İspanyol merdivenlerinde oturur bir dondurma yer, Kolezyum’un
önünde gladyatör kostümü giymiş hatıra fotoğrafı için emekçilik yapanlarla bir
poz verir, makarnaların annelerimizin pişirdiğinden daha sert olduğuna karar
verir, ailenizden aldığınız harçlığı hele de futbol seviyorsanız Roma ya da
Lazio maçında açık tribün biletini yatırsınız. Tarihi eserler, müzeler, neşeli
dakikalar, keşfetmek de güzeldir arkadaşlarla birlikte olmak da, sonunda
turistsinizdir, memleket hasreti basar, ailelerinize kavuşursunuz…
Bu yaz 20
yaşında bir Türk genci Roma’ya ilk adımını attığında karşısında onlarca
gazeteci ve televizyon kamerası buldu. Francesco Totti’nin veda ettiği sezonun
ardından yeniden yapılanma için İtalyan kulübü, dünyanın bir numaralı sportif direktörü
İspanyol Monchi ile anlaşmıştı. Dani Alves’den Rakitic’e, Negredo’dan
Gameiro’ya onlarca ismi üç kuruş paraya Sevilla’ya transfer eden ve
“olduklarında” da 5-10 katına satan Monchi’nin İtalyan futbolunda yaratacağı
devrim merakla bekleniyordu. Cengiz Ünder’i uzun zamandır takip eden Monchi,
Manchester City ile girdiği transfer yarışında Roma adına son sözü söyleyen
oldu. O ısrarcı olmasa Roma’nın patronları, bizim ligimizde sadece bir sezon
forma giyen 20 yaşındaki bir gence 15 milyon Euro vermezlerdi. Kısaca
Monchi’nin bir bildiği vardı da İspanyol sportif direktör takımın para eden
isimlerini, Salah, Rüdiger ve Parades’i toplam 100 milyona satınca ortalık
karıştı. Monchi, Roma’yı şampiyon yapmaya mı gelmişti, yoksa takımı satmaya mı?
Kulübün eski futbolcusu ve İtalya’da son dönemin yükselen teknik admalarından
Eusebio de Francesco, Monchi referanslı Cengiz için sezon başında temkinliydi.
İlk gün Totti ile hatıra fotoğrafı çektiren Türk gencinin öğrenmesi gereken çok
şey vardı. Kendini ispatlamak için ayağında fazla top tutuyor, takım oyununa
uymuyor ve İtalyan futbolunun olmazsa olmazı taktik disiplin için tecrübesi
sıfıra yakındı. Yakın geçmişte Salih Uçan’ın Roma’da yaşadığı bozgunu çok iyi
hatırlayan Roma taraftarının da Cengiz’den büyük beklentisi yoktu doğrusu…
Salah, İngiltere’de harikalar yaratınca Monchi’yi Cengiz Ünder transferi için
eleştiren İtalyan gazeteciler, vatandaşları teknik adam Di Francesco’nun bu
transferi istemediğini de yazdılar.
Başakşehir
kulübüne veda töreninde anne ve babasıyla mikrofonlar karşısına geçen Cengiz
için doğrusu zor günlerdi. Spor gazeteleri Juventus’un Arjantinli starı
Dybala’yı örnek gösterip ona “Türk Dybala” demiş beklentilerin çıtasını çok
yükseğe koymuştu. Cengiz’in devre arasında bir takıma kiralık gideceği
konuşulmaya başlanmıştı. Bir taraftan İtalyanca dersler alan, bir taraftan da
idmanlarda hocasının dediklerini yapabilmek için çırpınan Cengiz’in kulaklarını
tüm bunlara kapamış olması onun İtalya kariyerinde çıktığı ilk basamaktır.
İtalya
futbolunda devrim yaratan adam olarak bilinen Zeman’ın öğrencisi olan Di
Francesco genç oyunculara inanan ve şans veren hoca olarak bilinirdi. Daha 18
yaşındayken vitrine çıkardığı Marco Verratti bugün PSG orta sahasında. Santrfor
Luis Muriel, rekor ücretle Sevilla’ya gitti. Lecce günlerinde yetiştirdiği Juan
Cuadrado bugün Juventus forması giyiyor. Hırvat sol bek Vrsaljko ve İtalyan
futbolunun son dönem golcülerinden Domenico Berardi de, Eusebio Di
Francesco’nun parlattığı genç oyuncular…
Bazen ne
kadar çalışsanız ne kadar yetenekli olsanız da futbolda size inanan, sizdeki
futbolculuk kumaşını gören ve genç yaşınızda ayaklarınız titrediğinde, taraftar
ve medya üzerinize geldiğinde bir baba şefkatiyle size koruyacak, kollayacak
insanlara ihtiyacınız var. Onlar size sadece futbolu değil, hayatı da
öğretirler… Cengiz Ünder ile Monchi-Di Francesco ikilisini bir araya getiren
kader değil, kariyer yönetimidir…
1 yorum:
Kariyer yönetiminde hayal kırıklığı için Tuncay Şanlı'yı örnek gösterir bazıları. Katılmam! Zenginliği lüks arabalara binmek, popüler restoranlarda yemek yemek değil, farklı ülkeleri, kültürleri tanımak, anlamak olarak görenenler gerçek zenginlerdir. Gigi Datome gibi sporcular benim için "farklı"dır, "özel"dir . Cengiz Ünder'in futbolundaki olgunlaşmayı heyecanla beklerken, bulunduğu ülke(ler)in tarih sayfalarına da güzel yapraklar bırakmasını dilerim. Yolu açık olsun...
Yorum Gönder