19 Kasım 2017

Adamsın Buffon Adamsın De Rossi

Fazla kullanıldığında kıymetini yitiren kelimeler, cümleler var hayatta: “Seni seviyorum, sen mühimsin” Güzel sözleri çok duymanın israf olduğunu düşünen de var duymak isteyen de. Bir de sonsuz kredisi olanlar: “Nasılsın, Günaydın” gibi. İnsanların şehir hayatında birbirlerine söylemekten imtina ettiği, unuttuğu basit kelimeler. Bir de hayatımıza son yıllarda biraz da sosyal medyanın hercailiğiyle giren garip kelimeler var. "Adamsın" gibi.. Oysa ne çok sıfat vardır aslında o "Adamsın" denilen insanlara söylenebilecek. İyiyi, güzeli alkışlamak için ne çok sıfat kullanılabilir... Şimdi size iki kaybeden adam hikayesi anlatacağım, sonunda hep beraber "Adamsınız" diyeceğiz!
Dört kez 'nı kazanan İtalya için 2018 Rusya bir başkaydı. 1970'de final oynayıp kaybettikten 12 yıl sonra kupayı kazanmışlar, bir 12 yıl sonra Baggio'nun penaltısıyla yıkılmışlar, ondan 12 yıl sonra da 2006'da Berlin'de kaptan Cannavaro kupayı kaldırdığında "Her şey gerçek" manşetini attırmışlardı gazetelerine...
Rüyanın 12 yıl sonra Rusya'da sürmesine İsveç engel oldu ve İtalya 60 yıl sonra Dünya Kupası'nın dışında kaldı. 20 yıl önce yine bu mevsimde 98 Dünya Kupası için Rusya ile play-off maçına karlı sahada çıktıklarında kalecileri Pagliuca 32. dakikada sakatlanınca yerini 19 yaşında bir gence bırakmıştı.

'un 175 maçlık milli takım kariyeri o soğuk akşam başladı ve bu hafta San Siro'nun çimlerinde gözyaşlarıyla sona erdi. Juventus küme düştüğünde bile terk etmeyen ve dünyanın bir numaralı kalecisiyken İngiliz devlerine "Hayır" diyen Buffon ilk kez kaybetmiyordu elbette.
2002'de, 2004'te ilk turu geçememişler, 2012'de finalde kaybetmişlerdi milli formayla. Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlayıp kameraların karşısına geçen Buffon "Bugün tek amacım bir gün milli takımda oynamayı hayal eden çocukları üzmemekti, başaramadık, özür diliyorum" dedi.
Kaybederken bütün dünya sizi sevebilir mi, bütün dünya sizinle empati kurabilir mi? Buffon kadar samimi ve profesyonelseniz, evet. Milan'a giden eski takım arkadaşı Bonucci'ye saha ortasında sarılıp ağlayan bu adamın bize anlattığı ne çok şey var aslında.


Satın alınabilecek her şeye sahip olan bu adamlar, paranın satın alamayacağı duygular olduğunun farkında çünkü. Siz inanmayın "Geleceği garanti altına almak" fikrine. Kim bu dünyada geleceğini garanti altına almış ki!
İnsan bittiğinde, bittiğine değil, bugünden sonra yaşayamayacaklarına üzülür bu fani dünyada. Hani çay yine demlidir ama o demli çayı içtiğiniz insan yoktur ya masada, işte ondan...

Buffon gibi 12 yıl önce Berlin'de Dünya Kupası kadrosunda olan Daniele 'nin bize o gece yaşattıkları Buffon'un hikayesinden farklı değil. İtalyanların sert çocuğu belki ağlamadı ama futbol dünyasına iki ders verdi o akşam.
Hocası Ventura oyuna girmesi için ısın talimatını yollamıştı. 34 yaşındaki Daniele de Rossi delirdi ve "Ben niye giriyorum ulan? Beraberlik mi bize yarıyor? Kazanmamız lazım. Insigne (skor üretip, asist yapacak adam) girsin" dedi.
Teknik adamın kararına saygısızlık gibi algılayabilirsiniz ama değil. De Rossi oyuna girip 40 metreden 90'a topu asıp, milli kahraman da olabilirdi ama futbolun doğrusunu söylemeyi tercih etti. 80 bin İtalyan, İsveç Milli Marşı'nı ıslıklamıştı santra öncesinde.


Buffon alkışlarla ıslıkları dindirmek istemiş başarılı olamamıştı. Daniele de Rossi fazlasını yaptı. Maçtan sonra Dünya Kupası hayallerini sona erdiren İsveçlilerin takım otobüsüne gitti ve "Milli marşınızı ıslıklayan vatandaşlarım adına sizden özür diliyorum. Rusya'da başarılar" dedi.


"Adamsın" hikayelerinden bize kalan mı? Tribünlere değil, kulübünün iki rengine, milli takımının armasına, bayrağına oynayan, profesyonel ahlakı yüksek, yenilen ama vazgeçmeyen, kaybettiğinde sindirebilen ama kazanmayı da bilen gençler yetiştirmemiz lazım memleketimizde.


Buffon ve De Rossi gibi adamlar efsane futbolcu oluyorlarsa bunun nedeninin sadece yetenek olduğuna inanan futbolcu ya da futbolcu olma hayali kuran gencimiz varsa eğer aynanın karşısına geçip "Adam mıyım?" diye sormak yerine şunu sormalı: "Bittiğinde, nasıl hatırlanırım?"

Hiç yorum yok: