TÜRKİYE
+
Gemiyi hiç
limana yanaştıramadığı için eleştirilen bir teknik adam, yedi yıldır
şampiyonluk hasreti çeken bir takımı çalıştırırsa ne olur bunu gördük bu sezon.
Başarıya aç hoca ve takım, 34 hafta boyunca futbol keyfimizi doyurdu. Mario
Gomez gibi klas bir golcü, Sosa gibi bir maestro, Mesut Özil yolunda giden
Oğuzhan ve sözlüğünde yorulmak kelimesinin karşılığı olmayan Atiba ve
diğerleri. Başarılı bir yönetim, tam zamanında yetişen Vodafone Arena ve
inanmış “O sene bu sene”yi dilinden düşürmeyen bir taraftar. Herkes gereğini
yaptı, bu şampiyonluk Beşiktaş’a da Şenol Güneş’e de çok yakıştı.
+
Konya tarihi
şehir, Konya güzel şehir, Konya güzel yönetilen şehir. Konya’nın Konyaspor’una
güzel yöneten bir futbol aklı bir de yeni stadyum lazımdı. Yeni stadyumda Aykut
Kocaman bize ülkenin en muteber futbol adamlarından biri olduğunu kanıtladı.
Milli maçlarla futbola ısınan, Euro 2016 yolunu açan Konyalılar, tribünleri boş
kalan her şehre de örnek oldular. Avrupa’da da devamını neden getirmesinler ki?
+
Şampiyonun
golcüsü Gomez 26 attı ama ardından gelenler de bizim lige renk katan isimlerdi.
Son 15 yılın en büyük golcülerinden biri Eto’o, 20 golle, Rodellega, 19 ve
Abdullah Avcı ile sıkıcı futbola son veren ve sınıf atlayan Başakşehir’den
Visca 16 golle krallık yarışında sıralandılar. Osmanlı doğru yabancı
transferleriyle korkulu rakip olurken, Akhisar da ligin esaslı takımlarından
biri oldu. Genç teknik adamlardan İbrahim Üzülmez en çok alkışı hak eden
isimdi.
-
Fenerbahçe
ihtiyacı olan değil, Fenerbahçe’ye kariyeri için ihtiyaç duyan Pereira ile yola
çıkınca tren raydan çıktı. Starları yönetmekte zorlanan bir karakter, savunmayı
oturttum derken, Nani-Van Persie’li kadroyla taraftarının “İyi futbol
oynadığımız maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez” dediği bir Fenerbahçe. Bahar aylarında Mehmet
Topal-Gökhan Gönül-Caner Erkin’in yeni sözleşmesi derken Beşiktaş atı almış
Üsküdar’ı geçmişti bile!..
-
Üç kupayı
birden almış bir takım ertesi sezon şampiyonun nasıl 31 puan gerisinde kalır
adlı teze imza atan Galatasaray yönetimi bu yönüyle dünya futboluna ibreti
alemlik bir örnek oldu. Melo ve Burak gibi iki kilit adamını satan, bir sezonda
3 teknik adam değiştiren ve UEFA’dan bir yıl ceza ile sarsılan sarı-kırmızılı
camia sezon bitsin de kurtulsak dediler.
-
Donk, Markovic,
Erkan Zengin taraftarına saç baş yoldururken, kötü yönetilen Mersin İdman
Yurdu, cefakar taraftarına rağmen Eskişehirspor kabus gibi bir sezon yaşadılar.
Hakemler yine taraftarları çileden çıkardı. Deplasman taraftarına yine fahiş
fiyatla bilet satıldı. Yönetimler kombine fiyatlarını yine İngilizlerle yarışır
hale getirdiler. Yine de tribünde ve ekran başında kimse tutkusu futbol ve
biricik aşkı iki renklerinden ve armasından vazgeçmedi.
İSPANYA
+
Sezonu
Sevilla ile oynadığı UEFA ve İspanya Süper Kupa finalleriyle başlayıp, müzesine
bir kupa daha koyan Barcelona, sezon boyunca hayal ettiği üstü üste iki
Şampiyonlar Ligi Kupası’nda Atletico Madrid’e elenince raydan çıktı ama çabuk
toparlandı. Arda 6 ay top oynamamanın sıkıntısını, çabuk adapte olarak atlattı
ama gerçek Arda’yı gelecek sezon izleyeceğiz. Resmi maçlarda 130 gol atan
Messi-Neymar-Suarez, Katalanlara 24. şampiyonluğu getirdi.
+
Cristiano
Ronaldo, Real Madrid formasıyla 5 sezon 50’nin üzerinde gol attı ama
şampiyonluk sayısı hala bir. Benitez ile başlamak hata, teknik adamlık
tecrübesi sıfır olan Zidane ile yola devam etmek riskliydi ama Fransız efsane
hem takımı şampiyonluk yarışında son haftaya hem de Milano’daki Şampiyonlar
Ligi finaline taşıdı. Casemiro, orta sahanın savaşçısı oldu, Bale kendine
geldi, Benzema kariyer rekoru kırdı, James ve Isco ise sezonun hayal
kırıklığıydı.
+
Her sezon
yıldızlarını satan, son olarak da 10 numarası Arda’yı uğurlayan Atletico
Madrid, Avrupa’nın en iyi defans yapan takımı ünvanıyla iki yıl sonra yine
Şampiyonlar Ligi finalinde. 30 gol barajını aşan Griezmann, 80 milyon Euro’luk
adam oldu. Kaleci Oblak ligin en iyisiydi. Diego Simeone bu sezon da Avrupa’nın
son 5 yıldaki en formda ve klas hocası olduğunu kanıtladı.
-
10 yıldır
bitmeyen stadı, 300 milyon Euro’yu aşkın borcunu rağmen İspanya’nın hep klas
kalan takımı Valencia bu sezon dibe vurdu. Uzakdoğulu patron kulübü uzaktan
yönetmeyi tercih edip bir de arkadaşı tüy sıklet Gary Neville’ı teknik direktör
yapınca Yarasalar gelecek sezon Avrupa Kupaları’na vize alamadılar. Kadro
kalitesinin her şey olmadığını, yanlış teknik adam ve disiplinsiz takımın
yiyeyeceği tokatları yediler sezon boyunca.
-
Sezon başında
Barcelona’nın elinden İspanya Süper Kupası’nı aldılar, kendi evlerinde geçit
vermediler, Avrupa Ligi’nde üç yıl arka arkaya finale yürüdüler ama deplasmanda
bir tek maç bile kazanamadılar. Sevilla inanılmazı başardı. Küme düşen
takımların bile en az bir deplasman galibiyeti olduğu ligde evden ırak fobisi
onları lig yedinciliğine attı.
-
Madrid’in
iki büyük külübü Real Madrid ve Atletico Madrid, Milano’ya Şampiyonlar Ligi
finaline giderken kaderin böylesi, şehrin diğer iki kulübü Getafe ve Rayo
Vallecano küme düşüp ikinci ligin yolunu tuttular. Valensiya bölgesinde
Villarreal çıkış, Valencia çöküş yaşarken, coğrafyanın üçüncü takımı Levante
dibe vurdu ve küme düştü.
İTALYA
+
Üç yıl arka
arkaya şampiyonluktan sonra tarihlerinin en kötü başlangıcını yaptılar. “Carlos
Tevez, Vidal ve Pirlo gitti, Juventus bitti” diyenler haklı çıkabilirdi
Buffon-Pogba-Dybala olmasa. İtalya’nın en iyi yönetilen kulübü Juventus, sezon
başında rakiplerine adeta avans verdi, Napoli heyecan yaptı ama sonunda Torino
ekibi 9 puan farkla yine şampiyon oldu. 19 gol atan genç Arjantinli Dybala,
Juventus tribünlerinin yeni poster adamı artık.
+
Maradona’lı
yıllardan beri şampiyonluğa hasret Napoli “O sene bu sene” diye bahar aylarına
geldi ama Juventus, güney temsilcisine fazla geldi. Higuain, 36 golle kral
olurken, Şampiyonlar Ligi gruplar biletini kaptılar ama sonunda kimse mutlu
olmadı Napoli’de.
+
Zaza gibi
klas golcüsünü Juventus’a 4. forvet olsun diye yollamasına rağmen Sassuolo,
zirveye oynayan her takımı devirerek küçük bütçeli takımların gururu oldu.
Roma’da sezon sonunda Totti patladı, takım Devler Ligi’ne bileti aldı. Fiorentina da uzun zaman sonra klas
futboluyla lige renk katarken, Torino ve Genoa ikilisi de sezon boyunca eski kabusları
küme düşme hattından uzak durdular.
-
İtalya’da
hayal kırıklığının adı elbette yine Milan oldu. Berlusconi, 30 yıl önce dipten
aldığı takımı yine dibe vurdurup bırakmakta kararlı ki, yanlış transferler ve
teknik adam seçimleriyle Milan bu sezon da yarışın içine giremedi. Tek teselli
16 yaşındaki yetenekli kaleci Gianluigi Donnarumma’nın San Siro’da üç direği
teslim almasıydı.
-
Milano’nun
öteki yakasında da işler yolunda gitmedi. Juventus’un dibe vurduğu ilk 10
haftada rakibine 9 puan fark atan Roberto Mancini’nin Inter’i sezon sonunda
rakibinden 24 puan fark yedi! Garip ama yıllar önce Galatasaray’a gönderdikleri
Sneijder gibi bir oyun liderleri olmadığı için kaybettiler.
-
Geçen
sezonun gol kralı Luca Toni futbolu bırakırken takımı Verona küme düştü. Ligin
marka golcüsü Di Natale’nin Udinese’si ise zar zor ligde kaldı. Kaleci Abbiati
eldivenlerini çıkardı. Serie A’a sezon başında geldiklerinde “Ne işi var bu
zayıf takımların bu ligde” karşılanan Frosinone ve Carpi, geldikleri gibi Serie
B’ye döndüler.
3 yorum:
"o sene bu sene" diye bir şey yok. "o gece bu sene" onun orjinali. 30 senelik sloganın çalıntısını neden ısrarla kullanıyorsun?
Bu kupa Şenol Güneş'e çok yakıştı. Güzel bir sezon özeti olmuş, elinize sağlık.
çok güzel özet .devamı gelcek mi hocam
Yorum Gönder