1 Mayıs 2016

Juventus


10 yıl önce 9 Temmuz akşamı Berlin’de Zinedine Zidane, Materazzi’ye kafa atmış, İtalyanlar adına son sözü, sağına atlayan Barthez’in soluna doksana vuran Fabio Grosso söylemişti. Ertesi gün La Gazzetta dello Sport, yüzyılı aşan tarihinin belki de en unutulmaz manşetiyle çıktı: “Tutto Vero”. (Her şey gerçek. İtalyan Dünya Şampiyonu.) İki milyondan fazla satan 10 Temmuz 2006 tarihli gazetede Dünya Kupası ellerinde yükselen Fabio Cannavaro, o yaz Real Madrid’e transfer oldu. İbrahimoviç, Inter’e gitti. Sezonu şampiyon kapatan Juventus taraftarı ise Dünya Kupası zaferinin sevincini yaşayamadı bile... 


“Calciopoli” skandalı olarak futbol tarihine geçen şike operasyonunun bedelini Juventus büyük ödedi. Kaleci Buffon, Nedved ve Del Piero, ikinci lige düşürülen takımı terk etmediler. Berlin’de son penaltıyı atan Grosso o sezon Inter’e gidip şampiyonluk yaşadı, yolu üç yıl sonra Juventus’a düştü ve beşlemenin ilk ikisinde siyah-beyazlı formayı giydi. Yıllar çabuk geçiyor, o Grosso şimdi Juventus alt yapısında kramponlarını asmış ve antrenörlük hayatının ilk basamaklarını çıkmaya çalışıyor.

2006 skandalına Juventus itiraz etmedi. Eksi puanlarla başladıkları Serie B’den tekrar Serie A’ya yükseldiler. Calciopoli, İtalya’nın ilk şike skandalı değildi ama özelliği bu kez işin içinde maç sonucuna etki eden teknik adam ve futbolcular yoktu. Napoli’yi Maradonalı yıllarda Napoli yapan, ardından Juventus’un genel menajerliğini üstlenen Luciano Moggi, hakem komitesi başkanını ve hakemleri baskı altına almış ve takımın son iki sezondaki şampiyonluğunda kartlar ve düdükler Torino şehri ekibine yaramıştı. FIAT’ın patronu ve İtalya’nın kraliyet ailesi olarak kabul edilen Angelli Ailesi’nin son kuşağından Andrea Angelli bugün bile Calciopoli skandalını kabullenemiyor. Ona göre İtalyan futbolunda herkes herkesle telefonla görüşüyor, hakemleri etkilemeye çalışıyordu ve telefon kayıtlarında yakalanan Juventus olmuştu…

 “Yaşlı Kadın” ( La Vecchia Singora) lakabı Juventus için sık kullanılır. İtalya’nın en eski üçüncü kulübü, “yaşlı” anılmayı hak eder, kadın ise takım kelimesinin İtalyanca karşılığı olan “La Squadra”nın dişi bir kelime olmasından gelir. 1899’da Torino’da Giovanni Angelli tarafından kurulan “Fabbrica İtaliana di Automobili Torino” ya da baş harflerinden doğan kısaltmasıyla tüm dünyada bilinen FIAT, 1923 yılından beri Juventus kulübünün patronu. 


İtalya’da 15 milyonu geçen taraftar kitlesiyle en fazla taraftarı olarak bilinen futbol kulübü olan Juventus, sanılanın aksine kendisine ev sahipliği yapılan Torino şehrinin köklü ailelerinin desteklediği kulüp değil. İtalya’nın kuzey ve güneyi arasındaki kapanmaz ekonomik ve sosyolojik yaraların sarılmasında Juventus, kuzey şehri Torino’da bir tampon bölge aslında. Güneyden FIAT fabrikalarına gelen işçilerin kuşaklar boyunca desteklediği ve ülke içindeki göçlerle taraftar kitlesini kuvvetlendiren Juventus, 32 şampiyonlukla ülkenin iki büyük şehri Milano ve Roma kulüpleri çok ama çok yukarıdan bakıyor İtalyan futbol tarihinde...


Bugün İtalyan Milli Takımı’nın başında, yeni sezonda ise Chelsea’nin başında olacak Antonio Conte yönetiminde 5 yıl önce, son şampiyon Milan’ın önünde ligi zirvede bitirdiklerinde, eski oyuncuları Zlatan İbrahimovic’in “forma giydiği her sezonda şampiyon olan futbolcu” ünvanını tarihe gömmüşlerdi. Mourinho sonrasında çöken Inter, gün gelip Endonezyalı patron Erick Thohir’e satılırken, Milan da 6 yıldır o eski kadrolarını arayınca Berlusconi’yi Çinli milyarderlerle pazarlık masasına oturttu. Yetmedi, Roma ve Lazio da eski zengin ve bonkör patronlarının kurduğu kadroları ararken, “Yaşlı kadın” dört yıl arka arkaya şampiyonluğu kimse kaptırmadı. Üstelik pastanın kreması da o Grosso’nun 10 yıl önce son penaltıyı attığı Berlin’deki Şampiyonlar Ligi finaliydi. Olmadı, Barcelona’ya kaybettiler.

İki yıl önce Milan’dan gelirken taraftarın “Yetersiz, Juventus ayarında değil” diyerek protesto ettiği teknik direktör Allegri, Berlin’de kaybettiği final yetmemiş gibi takımın üç ası Carlos Tevez, Pirlo ve Vidal’e de sezon başlarken veda etmek zorunda kaldı.  Lig tarihinin en kötü başlangıcını yapan ve “Bu sezon şampiyon olamaz, gidenlerin yeri dolmadı” dedirten Juventus, Dybala, Pogba, emektar Chiellini ve Buffon’lu kadrosuyla o kötü grafiğin arkasını 25 maçta 24 galibiyet bir beraberlikle (Bologna) sona erdirdi. Napoli, Roma ve Inter için de “Yaşlı Kadın”a selam durmaktan başka bir seçenek kalmadı.

Arka arkaya 5 şampiyonluk kazandıkları bu dönemde 187 maçın, 136’sını kazanıp sadece 14 maç kaybettiler. 358 gol atıp, 109 gol yediler ve sıkı durun topladıkları 445 puanla, Napoli’ye 92, Roma’ya 104, Milan’a 131 ve Inter’e 157 puan totalde fark attılar. Kulübün başkanı Andrea Angelli ve Türk kız arkadaşı Deniz Akalın, İtalyan futbolunun en popüler çifti… 2006’da takımı terk etmeyen Pavel Nedved ise kulüp yöneticisi olarak Akalın- Angelli çiftinin en yakınındaki isim... Yıldızları Pogba’ya 100 milyon, Dybala’ya ise 80 milyon Euro’luk teklif var...

Torino, hiçbir zaman İtalya’nın en güzel şehri olmadı ama Juventus, ülkenin en iyi yönetilen, patron-kulüp ilişkisini kuran, doğru transferleri yapan kulübü oldu. Onları 1985’de Heysel’de 39 taraftarını kaybeden kulüp olarak da hatırlayabilirsiniz, 2006’daki Calciopoli skandalının baş aktörü olup küme düşen de. Tercih sizin…  


4 yorum:

OmerBurger dedi ki...

Seviyorum be ağabey seni...

Adsız dedi ki...

Kanaatimce bu başarının en büyük mimarı yönetim. Kötü başlanan bir sezonda, Allegri'nin arkasında durarak, sabrederek istediklerini aldılar. Kötü gidişatta esas sorunları tespit edip çözüm buldular, kolaya kaçıp da hocayı kovmayarak...

Adsız dedi ki...

Juventus demek italya demek.cok gÜzel yazı.
Del piero ile sevdik bianconera yı

Mustafa Çağdaş Küçük dedi ki...

Şuna eminim ki, yükselen değer Allegri takımdan ayrıldığında, takımın başına geçebilecek olası teknik direktör adayları bile şimdiden hazırdır bu yönetimin.