Euro
2016’nın açılış maçına 48 gün var ve bu turnuvanın ev sahipliğini elimizden
alan Michel Platini ülkesi Fransa’daki Avrupa Şampiyonası’nı futboldan men
edildiği için şeref tribününden değil, televizyondan izleyecek. Bir büyük
futbol organizasyonuna ev sahipliği yapmak için elbette ki tek kriter modern
stadyumlar değil ama bizim yeni stadyum projelerinde biten ve devam edenlerle
birlikte Avrupa’da fark yarattığımız da fark attığımız da ortada. İstanbul’da
Türk Telekom Arena ve Başakşehir Fatih Terim Stadyumu, Kayseri, Rize, Antalya,
Konya, Bursa’dan sonra neredeyse iki yılda üstelik de eskisinin yerinde inşa
edilen Vodafone Arena’nın ardından Sivas, Trabzon, Gaziantep, Ankara,
Eskişehir, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Malatya da yeni stadyumlarına kavuşacak.
Üç yıllık vadede 18 stadyum projesi ve 510 bin seyirci kapasitesiyle 2020’den
sonra bir Avrupa Şampiyonası ya da Dünya Kupası düzenlememiz için karşımızda
bir Platini deği üç Platini dursa fayda etmeyecek. Bu ülkenin gençleri ve
çocuklarının böylesine büyük bir organizasyona şahitlik edecek olmaları umudumu
hiç yitirmeden yine Avrupa’ya uzanalım.
Geride kalan haftada Barcelona, sonunda
yeni Camp Nou projesini tanıttı. Katalanlar, 98 bin kapasiteli futbol
mabedlerini yıkıp yapmak yerine modernize edecekler ve kapasiteyi sadece 6 bin
yükseltirken, tek tribünün üstü kapalı stadyumu son teknoloji çatıyla
kapatacaklar. Bu proje ise 3 yıllık bir süreye ihtiyaçları var ve yeni mini
stadyumla birlikte ancak 2021-22 sezonunu hedef gösteriyorlar. Valencia, 2007
yılında inşaatına başlanan ama kulübün borç batağına batması nedeniyle hayaler
proje haline gelen Yeni Mestalla’ya ne zaman taşınacağını bilmiyor. 61.500
kapasiteli yeni Mestalla’nın 2011’de bulunan finans kaynağı da son anda
çekilince soğuk ve gri betonlar Valensiya
şehrinin kabusu haline geldi.
Madrid’de Real Madrid, Santiago Bernabeu için defalarca yenileme projesi
sunarken, şehrin göbeğindeki efsane stadyumun çevresindeki yoğun nüfus yüzünden
Madrid Belediyesi bu planları her seferinde geri çevirdi. Madrid’in öteki
yakasında ise Atletico Madrid yeni stadı La Peinata’yı bekliyor. Bu sezon
başında açılması planlanan ama yıllardır geciken 68 bin kapasiteli stadyumda
inşaat son dönemde yine nakit sıkıntısı yüzünden yavaşladı. Atletico Madrid’in
gelecek sezon da emektar stadı Vicente Calderon’da olacağı kesin. İspanya’da
yeni stadını eskisinin yanında yapan A. Bilbao, Yeni San Mames’i lokasyon
zorluğu yüzünden parça parça inşaa etmek zorunda kalsa da bugün İspanya’nın
gururu haline geldiler.
İtalya’da
Angelli Ailesi’nin patronajındaki Juventus, Dünya Kupası için Alpler’in
eteğinde yapılan ve sahaya uzak tribünleriyle taraftarın hiç sevemediği Stadio
Delle Alpi yerine 120 milyon Euro’ya 41 bin 475 kapasiteli Avrupa’nın en modern
stadyumlarından biri olan Juventus Arena’yı inşaa etti. Çizme’de Udinese de bu
sezon yeni stadı, 25 bin kapasiteli Friuli’ye kavuşurken, aynı stadı kullanan
Milano ekipleri Milan ve Inter’in yeni San Siro projesi gibi, Roma’da da Lazio
ve Roma’nın yeni stadyum hayallerine şimdilik dozer sesi eşlik edebilmiş değil.
Almanlar, 2006 Dünya Kupası’na ev sahipliğine hazırlanırken yaptıkları yeni
stadyumlarıyla sıralarını savarken, Haziran-Temmuz’da Euro 2016’ya sahne olacak
Fransa’da Bordeaux, Lille, Lyon ve Nice şehirleri yeni stadyumlarına kavuştu.
Ruslar, 2018 Dünya Kupası için en büyüğü 66 bin 800, en küçüğü ise 35 bin
kapasiteli yedi yeni stadyum inşaa ederken, futbolun anavatanı İngiltere’de
Arsenal ve Manchester City’den sonra Tottenham da 2018’e yetişmesi beklenen 61
bin kapasiteli yeni White Hart Lane’in hayalini kuruyor.
Ali Sami Yen’in kale
arkalarına, Şükrü Saracoğlu’nun Maraton’ununa, İnönü’nün kapalısında iki direk
arasına, Hüseyin Avni Aker’in Yattara tribününe selam etmenin vaktidir.
Kimbilir belki de bir gün dokuz futbol sahası büyüklüğünde zemine sahip, 220
bin kapasiteli Prag’da Strahov Stadyumu’nun başına gelenlerden bahsederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder