10 Ocak 2016

Postere Bakar
Hayal Kurardık


Çocuk yaşta hepimizin büyüklerimizden duyduğu sorudur: "Büyüyünce ne olacaksın?" Kimi doktor, kimi avukat der, kimi de ünlü bir müzisyen, futbolcu, basketbolcu olmak ister. Ne olmak istiyorsan, yeni yetmeliğinde aklına, kalbine düşen bir idolündür vardır. Yazarsa kitapları başucunda durur, gazeteci olmak istiyorsa köşe yazılarını biriktirir, futbolcu olmak istiyorsa kahramanının posterini yatağının baş köşesine asar. Akşam yastığa kafanı koyduğunda idolün gibi çalım atar, sıfıra inip orta keser ve hatta abartıp kendi ortaya uçarak kafa atarsın. Çocukken kimsenin şutu auta gitmez, hiçbir çocuk kapattığı köşeden gol yemez, hiç yedek beklemez. Sonra hayatın yokuşlu yılları başlar, hayallerini gerçekleştirmek için çok çalışanlar, vazgeçmeyenler kendilerinden sonra gelen kuşakların duvarlarına poster olurlar. Arda Turan gibi.. Hafta içinde ilk kez Barcelona forması giyen Arda'nın da bir idolü vardı. Bugün Barcelona orta sahasında beraber forma giydiği Andreas Iniesta. Atletico Madrid gibi bir takımda 10 numaralı formayı giyip, ilah olmuş, Iniesta'nın evi Camp Nou'da şampiyonluk kupasını kaldırmış Arda, "İdolüm Iniesta" derken de tevazu dolu duruşundan bir adım geri atmıyor. Iniesta da takım arkadaşının idolü olduğunun farkında. Futbol dünyasının kronolijisi böyle yürüyor. Her büyük yıldızın bir idolü var ve aralarında bazıları gün geliyor o idolü kariyeriyle soluyor. Lionel Messi gibi. Messi'nin idolü Pablo Aimar. Arjantin'de Maradona'dan sonra "Yeni Maradona" diye lanse edilen onca isimden biri ama Valencia formasıyla yaptıklarıyla da İspanya'da star olmuş bir isim Aimar. Messi hep onun gibi oynamak istemiş, Aimar, River Plate formasıyla fırtına gibi eserken de Messi onun maçlarını kaçırmıyormuş. Zlatan İbrahimoviç gibi egosu yüksek ve kimsenin kendisinden iyi olmadığına inanan bir star bile idolü açıklamaktan çekinmiyor. İsveçli santrforun idolü Brezilya'lı efsane golcü Ronaldo. İkisi de kariyerlerinde Inter, Milan, Barcelona forması giydiler. Zlatan İbrahimoviç'in genç yaşta odasında çekilmiş bir fotoğrafında duvardaki Ronaldo posteri her şeyi anlatıyor aslında. Arda'nın idolü Iniesta. Peki İniesta'nınki kim? Elbette ki Pep Guardiola. Iniesta, Barcelona alt yapısı La Masia'da A takımın hayalini kurarken, izlediği ve hayran olduğu isim ön Guardiola. İkili aynı forma altında büyük başarılar imza attılar ve Iniesta da gelecekteki teknik adamlık kariyeri için Guardiola'dan çok şey öğrendi. Real Madrid'in yeni teknik direktörü Zinedine Zidane'ın idolü Enzo Francescoli. Bu öyle bir hayranlık ki Zidane'ın 4 oğlundan birinin adı Enzo. Zidane, Fransa'da kendisinden sonra gelen jenerasyonun kahramanı ama bir Belçikalı genç var ki çocukluğu Zidane'a imrenerek geçmiş. O gencin adı Eden Hazard. 20'li yaşların başında Atletico Madrid kaptanı olan Fernando Torres'in idolü ise kulübün eski golcüsü Kiko. "Hep Kiko gibi olmak istedim" diyen Torres'in kariyeriyle Kiko'yu solladığı da bir futbol gerçeği. Dokuz dakikada 5 gol atan bir golcünün idolü kim olabilir ki? Ondan daha iyi bir olmalı. Evet, Lewandowski'nin idolü Arsenal ve Barcelona formasıyla şık ağabey sıfatını hak eden goller atan Thierry Henry. Kayınpederi Maradona olan Sergio Agüero, bir 10 numarayı idol olarak görmemiş çünkü o bir golcü. Tam da onun fiziğinde bir adam Arjantinli santrforun kahramanı olmuş. Agüero bugün Manchester City forması giyiyor ama "Liverpool taraftarıydım ve Michael Owen gibi golcü olmak istiyordum" derken sözünü sakınmıyor. Real Madrid'in efsane santrforu Raul onu Real Madrid'de A Takım'a çıkartan zamanın teknik direktörü Jorge Valdano'nın adını ilk çocuğuna, Meksikalı golcü Hugo Sanchez'in adını da ikinci oğluna vermişti. 

Hiç yorum yok: