26 Ağustos 2014

Süper Kupa 2014


Sezon başında ilk hedefiniz 25 Ağustos'ta Süper Kupa ve hemen ardından başlayacak Süper Lig... Bu tarihten 45 gün önce sezonu açıyorsunuz ve sahadaki 22 futbolcu için 120 dakikalık oyunda izleyene tek bir cümle söyletiyorsunuz: Hazır değiller, eksikleri var, transfer lazım... Türk futbolunun en üst düzey rekabetinde kanayan yara budur..
Evet dün Manisa'da maç başladığında nefes almayı bile zorlaştıran sıcak ve nem vardı. Ama bu şartlarda futbolun oynandığı tek yer Türkiye değil.. Galatasaray'ın kadro kurgusu, en pahalı bonservisli Bruma'yı bile kulübede tutacak kadar sorunlu... Hücumu seven, defansı zayıf denen Telles, bu performansıyla Galatasaray'ın beş yabancısından birisi olamaz. İki aydır gönderilmek istenen Chedjou ise penaltılar dahil kalesinde devleşen Muslera ile birlikte defansın en iyisiydi.
Melo, bildiğimiz Melo, 'hazırım' diyen Sneijder de hazır olmayınca Galatasaray Selçuk-Olcan-Burak üçlüsünün ayağına baktı. Fenerbahçe'de, takımı çok fazla çalıştırıyor diye futbolcuların şikayet ettiği söylenen Ersun Yanal haklıymış...Çünkü Fenerbahçe dün kadro kalitesinin yanına oyun temposunu koyamadı. Orta sahada Topal ile birlikte ilk yarıda ayakta kalan isim Emre idi... Ama o da artık kariyerinin son baharında...
Maç öncesi favori olan Fenerbahçe idi.. Böyle düşünenleri haksız çıkartan Emenike oldu.
Kaçırdığı iki net fırsat Galatasaray'ın oyunda kalmasını sağladı. Bir tarafta Galatasaray yönetimi ve sahada forma reklamı olmayan takımı, diğer tarafta sezonun flaş transferi Diego'ya lisans çıkaramayan Fenerbahçe yönetimi... Birbirlerini yaralayacak demeçler vermek yerine özeleştiri yapsalar, bir taraf, "Paramız yok transfer yapamıyoruz" demez diğer taraf da "Diego hazır değildi" demek zorunda kalmaz.. Son söz taraftara: Deplasman yasağının kalkmasını istiyorlar. Ama dün sahaya atılanlar sonrası iki taraf bu talebi toprağa gömdü. Soma hatırasına maddi manevi destek için Manisa'ya gelen iki takım kötüydü.
Hakem Abitoğlu onlardan kötüydü. Ama en kötüsü ezeli rekabeti çirkinleştiren tribünlerdi.
Penaltıları bir taraf kaçırır, diğer taraf kazanır. İsmail Kartal, giydiği ateşten gömleğin içinde lige başı dik girecek. Prandelli ise "Transfer için baskı kurmak istemiyorum" dediği Ünal Aysal'a o baskıyı kurmazsa sezon ortasında baskıyı kendi üzerinde hisseder...

2 yorum:

klasik10 dedi ki...

dostum taraftar tribun yonetici herkesi eleştirmişsin de, volkan'ın ne dokunulmazlığı var acaba bir bilsek ?

ideal 11 dedi ki...

geçen yıllarda beğenmediğimiz 4-3-1-2 nin şu anda ilaç olacağını düşünüyorum.büyük takım kanat açık oyuncusunun pasör özellikli olması gerektiğini düşünüyorum.yada kanat forvet özellikli.

a.madrid de koke arda m.city de silva nasri arsenal de cazorla podolski(kanat forvet)gene a.madrid de raul garcia(kanat forvet).

galatasaray yiğit gökoğlan amrabat yasin öztekin bruma ve olcan adınla yanlış oyuncu profilinde kanat oyuncusu aldı.büyük takımın kanat oyuncusu ya kanat forvet olmalı yada pasör kanat olmalı.

terimin ilk sezonunda kanatlarda engin baytar emre çolak ve hatta riera vardı.pasör özellikli oyuncular.

iç oynayabilen kanat açık oyuncusu kanat bekinin önünü açar.sneijder telles ikilisinin nasıl anlaştığını gördük geçmiş dönemde.ama yasin telles ikilisi ile olmaz.pasör özelliği yok yasinin.

burak tan vazgeçilmesi gerekir ama vazgeçilmemesi durumunda en ideal sistemin 4-3-1-2 olduğunu düşünüyorum.elmander tarzı forvetle burak ın takım oyununa verdiği zarar en aza indirilebilir.

4-3-1-2 sisteminde kanat beklerininde önü açılmış olur bence.tabi bu sistemde küçük takım kanat özellikli yasin bruma olcan gibi isimler yedek beklemek zorunda kalacaktır.sadece olcan sol iç oynayabilir belki.(di maria nın son sezonda oynadığı gibi)

kadromuzuda yapalım bu arada:)

muslera

veysel-semih-chedju-telles

selçuk--melo--olcan

sneijder

burak--transfer

sırtı dönük oynayabilen yabancı forvet alınırsa yabancı kısıtlamasından dolayı chedju nun yerine yerli stoper oynatırdım.bu hakan balta yada gökhan zan olurdu.