17 Haziran 2014
Yorgun Savaşçılar
Lizbon'daki Şampiyonlar Ligi finalinde Real Madrid uzatmalarda Atletico Madrid'i dağıtırken bunu ayakta kalan takım olmasına borçluydu. Son golde Marcelo topu filelere gönderirken, rakip sahadan bırakın koşmayı yürüyerek dönen 5 Atletico Madrid'li vardı. Bunlardan biri de Uruguay'ın Kosta Rika'dan üç gol yediği maçta yanlış kariyer tercihleriyle eski günlerinden uzak olan Lugano ile birlikte forma giyen Godin'di. Sezon içinde hedeflediği her kulvarda sonuna kadar giden takımların futbolcuları şimdi Dünya Kupası'nda yorgun savaşçılar. Mayıs ayının dünya üzerinde takımına en faydalı adamı Sergio Ramos'un 5 gol yedikleri Hollanda maçında halini düşünün. Ya da Atletico Madrid ile oynadıkları ligin son haftasındaki şampiyonluk maçında bir gol atıp sezonu en önde tamamlamak varken bunu mecali olmayan İniesta'lı, Busquets'li Barcelona orta sahasını.
İspanyol milli takımıyla Brezilya'ya gelen futbolcuların geride kalan sezonda takımlarında forma giydiği dakika toplamı 79 bin 651. onlara 5 gol atan Hollanda Milli Takımı ise toplam 66 bin 117 dakika ter dökmüş. Tecrübe, üst düzey takımlarda forma giymek elbette ki önemli ama yorgun savaşçıların olduğu takımlar bu kupada cezalandırılıyor. Bu sezon kupa alamayan Barcelona'nın haline bakıp "tiki taka" futbolu öldü diyenlere bir şey ıskalıyor. Ölen tiki taka değil, bu yüksek tempolu pas oyununu oynayacak olan futbolcuların fizik olarak geri gitmesi ve Ne Barcelona'nın ne de uzantısı İspanyol Milli Takımı'nın topu artık eskisi gibi hızlı dolaştırmaması. İsabetli pas, topa sahip olma oranının yüksekliği bir futbol maçında kazanmanın garantisi değil ama bu oyunu oynamayı deneyip yüzüne gözüne bulaştıran onca takımın yanında bunu yıllardır ezberine almış adamlar, bir günde bu oyunu unutmadıklarına göre sorunu adalelerde, beyinlerde aramak lazım.
Keyifli, gol ortalaması rekora koşan bir Dünya Kupası izliyoruz. 32 takım arasında hatları arasında kalite farkı olan takımlar var. Uruguay'ın elindeki Luis Suarez, Cavani ve Forlan gibi üç süper santrfor var ama takımın bir oyun kurucusu, yumaşak adamı yok ortada. Arjantin için de durum farklı değil. Bosna maçında oyuna ön tarafta Messi, Agüero ile başlayan takım Maxi ile yürümeyince, ikinci yarıda çareyi Messi'yi forvet arkasına çekmekle buldu, ödülünü de aldılar. Messi tek başına bir takım çoğu zaman ama emin olun Messi'yi çıkartıp bu kadroya yakın geçmişin iki orta sahası Seba Veron ve Cambiasso'yu koyun, Agüero ve Higuain'li forvetle Arjantin çok daha dengeli bir takım olur. Puyol'un olmadığı İspanya'nın sağ bek yerine stoper oynattığı Sergio Ramos, İtalyanların sol beke çektiği Chiellini, Uruguay'ın bildiğimiz stoper Cacares'ten sol bek yaratma çabası... Almanya ve Brezilya'nın teknik kadrosunun işte tüm bunları görünce şükretmesi ve ellerindeki kadroların değerini bilmesi lazım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder