16 Mart 2014

İhtiyarlara Yer Yok

İkisi de çocuk yaşta yorgun kıtadan Avrupa'nın yolunu tuttular ve kral oldular. Çok değil, 48 saat sonra Londra'da Stamford Bridge'de kozlarını paylaşacaklar. Kariyerleri boyunca karşılaştırıldılar, kantara çıkartıldılar, hangisi daha iyi tartışmalarının vazgeçilmez öznesi oldular. Didier Drogba ve Samuel Eto'o. İspanyol yönetmen Miguel Alcantud, 2013 yılında Diamantes Negros/ Kara Elmaslar filmiyle onların değil ama onlar gibi olmak isteyen Afrikalı gençlerin hikayesini anlattı. Setigui Diallo ve Hamidou Samake, 15 yaşında futbolcu olmayı, çok para kazanmayı hayal eden iki Malili genç. Menajerlerin çocuk yaşta, ülkelerinden, ailelerinden koparıp Madrid'e getirdiği ve Drogba ile Eto'o'nun hikayesine benzemeyen umutların kabusa döndüğü karanlık bir futbol hikayesiydiKara Elmaslar. Sahte pasaportlar, dolandırıcı menajerler, Avrupa'nın orta yerinde aç bırakılan ve ülkesine dönmek için ağlayan Afrikalı çocukların hikayesi. Görkemli Hollywood yapımlarından biri olmadığı için Kara Elmaslar da 'meraklısına' bir film olarak geçti beyazperdenin tarihine... Oysa ki Eto'o'nun kariyeri de farklı başlamamıştı. 16'sında Kamerun'dan Madrid'in yolunu tutan çocuğu Barajas Havaalanı'da karşılamayı unutmuştu Real Madrid'in çalışanları. Taksiye binip tesislere gitmiş "Ben Samuel Eto'o" dediğinde suratına boş boş bakmıştı güvenlik görevlisi. Eto'o, Madrid'e ayak bastığında 16 yaşındaydı. Drogba o yıl 19'undaydı ve biri 10 Mart diğeri 11 Mart doğumlu kara elmasların, kendi terleriyle işleyip pırlantaya dönecek kariyerleri aynı dönemde başladı. 


Bugün ikisinin de gerçek yaşı tartışılıyor. Didier Drogba, Galatasaray'da takım arkadaşlarıyla hafta içinde 36. yaş gününü kutlarken kendisi için "39 ya da 40 yaşında" diyen kariyerini Afrika'da çalışmak üzere kuran Türk teknik adam Muhsin Ertuğral'a "39 mu 40 mı bilemem ama buradayım işte" diyerek serzenişte bulunurken; Eto'o da kayıt dışı bir sohbette kendisi için "Onun 33 yaşında olmadığını biliyorum" diyen teknik direktörü Jose Mourinho'ya geçen hafta attığı golün ardından korner direğine baston niyetine tutunup, yaşlı adam taklidiyle selam yolladı. Afrikalı yıldız futbolcuların kaderiydi bu. 20'lerinde tartışılmayan 'gerçek yaşları' 30'larından sonra Avrupa'da masaya yatırılırdı her zaman. Onlar, gol attıkları haftalarda 25 yaşında gibi gösteren, topu üstten auta attıklarında ya da takım arkadaşının ayarsız bir uzun pasına yetişemediğinde "Bence 40'dan da fazlalar" ile muhatap olan kara elmaslar. 'Yok'un, 'zor'un, açlığın, acımasızlığın kıtasından geliyorlar. Dünyaya geldikleri gün nüfus idaresine gidip doğum kaydı yaptırmak yerine 'bu çocuğu nasıl doyuracağız' telaşına sahip ailelerin evlatları bu kara elmaslar. 

Uzun yıllar Türkiye'de farklı takımlarda forma giyen ve "Kariyerini anlatır mısın?" diye sorduğunuzda, oynadığı kulüpleri ve sezonları sıraladığında dört yıl 'kaçak' çıkan ve hesabı kendisi de yapamayan Drogba ile aynı yaştaki Alioum Saidou'nun hikayesi de farklı değil onlardan. Bugün Fenerbahçe'de forma giyen Pierre Webo, aslında olduğundan altı yaş büyük olduğu iddiasına kimsenin şaşırmadığı neredeyse ilkokul günlerinden beri Avrupa'da futbol oynayan Obim Martins ya da Lazio'nun kadrosunda yer alan ve gerçekten de 40 yaşında gösteren ama pasaportuna bakarsanız 17, (evet yazıyla onyedi) yaşında görünen Joseph Minala'nın hikayesi de farklı değil... Oysa ki mesele bu değil. Bir bahar pazarında sizi rakamlara boğmak istemem. Kral olduğu Chelsea'ye Galatasaray formasıyla rakip olacak Didier Drogba'nın o mavi formayla kaç gol attığını ya da onu havalaanında unutan Real Madrid'in filelerini Samuel Eto'o'nun kaç kez havalandırdığı artık sadece birer istatistik. İkisi de kazanabilecekleri her şeyi kazandılar, farklı ülkelerde şampiyonluklar, Şampiyonlar Ligi Kupası, Afrika'da defalarca yılın futbolcusu seçildiler, oynadıkları her takımın ilahı olmayı başardılar. İkisi de bir şeyi unutmadı. Doğdukları toprakları ve iyi birer aile babası olmayı. Chelsea- Galatasaray rövanşına iki gün kala Drogba ve Eto'o'yu ringin iki köşesine koymadan önce belki de Eto'o'ya kulak vermek lazım aslında: "Ben hiçbir zaman Didier ile futbolculuğumu karşılaştırmadım. O da bir başka büyük Afrikalı futbolcu. Afrika için iyi şeyler yapıyor. Biliyorum Avrupalılar bu karşılaştırmaları yapmayı çok seviyor ama biz Afrikalılar birbirimizi koruruz ve kim daha iyi düşünmek yerine kıtamızın imajını burada nasıl sergileriz diye çalışırız." 'Kara Elmaslar'ın yaşının hesabını boşverin. Çocukken tuttuğunuz takımın en yaşlı futbolcusu babanız yaşındadır, sonra ağabeyiniz olur, sonra siz yaşta o futbolcu. Gün gelir, o takımdaki en yaşlı futbolcudan da bir yaş büyük olursunuz. İşte o gün yaşlanmaya başladığınız gündür. Drogba ve Eto'o, gerçekten daha yaşlı mı? Varsın öyle olsun, bu onları seven, onların golleriyle coşanları daha genç yapmaz mı? Diamantes Negros/ Kara Elmaslar içinden çokça futbol geçen bir drama. Carlos Bardem oynuyor filmde. Madridli Bardem ailesinin Carlos'tan altı yaş küçük oğlu Javier'in oynadığı ve Oscar kazandığı İhtiyarlara Yer Yok/ No Country For Old Men'i hatırlayın şimdi... Didier Drogba ve Samuel Eto'o... Gerçekten de 'ihtiyarlara' yer yok mu? Salı akşamı 21:45'de Londra'da Stamford Bridge'nin tribünlerinde değil; yeşil çiminde var olduğunu göreceksiniz.. 




Hiç yorum yok: