Thierry Henry röportajı /17 Ocak 2014 /Barselona
DROGBA’NIN GELMESİNİ İSTERİM
DROGBA’NIN GELMESİNİ İSTERİM
Drogba’nın gelecek
sezon MLS’e (ABD Futbol Ligi) geleceği yönünde ben de haberler okudum ama ne
kadar doğru bilmiyorum çünkü Çin’den Avrupa’ya döndükten sonra Galatasaray’da
çok önemli işler yaptı. Benim oynadığım takım New York Red Bulls ya da Los
Angeles Galaxy farketmez, Drogba, ABD’ye futbol oynamaya gelirse bu ligin
geleceği açısından çok önemli bir fırsat olur. Didier, futbol tarihinin en
büyük golcülerinden. Son 15 yılda yaptıkları inanılmaz. Eğer bu kararı verip ABD’ya futbol oynamaya
gelirse kendisi de bundan büyük keyif alacaktır. Buradaki futbolcular Drogba
ile ya da ona karşı oynamak isterler. Elbette kararı Drogba verecek ama ben
onun MLS’de oynamasını isterim. Xavi için de benzer transfer haberleri var ama
ben Xavi’nin kariyerini Barcelona’da bitirmesini isterim. Xavi, Barcelona’da
büyüdü ve oradan kopabilmesi çok zor. Drogba’nın alacağı karar daha kolay.
Galatasaray’a çok katkı sağladı ama kulüp tarihinde Xavi’nin Barcelona’da
olduğu kadar yeri yok.
GALATASARAY’IN JUVENTUS’U ELEMESİ SÜRPRİZ DEĞİL
New York’ta
yaşadığım için saat farkı nedeniyle Avrupa’daki lig maçlarını izlemekte
zorlanıyorum ama Şampiyonlar Ligi maçlarını kaçırmıyorum. En azından geniş
özetleri mutlaka izliyorum. Galatasaray’ın Juventus’u yendiği maçı da izledim.
Galatasaray’ın Juventus’u son maçta yenip gruptan çıkmasına sürpriz
diyebilirler ama bence değil çünkü Galatasaray’da çok büyük futbolcular var.
Pası Drogba’nın verdiği golü Sneijder’in attığı bir takımdan bahsediyoruz.
Takımdaki diğer oyuncular da çok kaliteli ve tecrübeli. Geçen sezon da
Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmayı başarmışlardı. Chelsea ile de şansları
bence eşit. Drogba’nın olduğu takıma hiçbir
zaman zayıf taraf diyemezsiniz.
TAFFAREL İÇİN ÇOK KOLAY BİR KURTARIŞTI
Benim için futbolda
dün yok. Bir maç bittiğinde biliyorsunuz ki üç gün sonra yine bir maça
çıkacaksınız. Bunu unutursanız başarılı olma şansınız yok. Kazandıklarım kadar
kaybettiklerimin de benim için çok önemli. Lig şampiyonlukları, Şampiyonlar
Ligi, Dünya Kupası bunlar harika ama kaybettiklerimi de iyi hatırlıyorum. 2006
Dünya Kupası, 2000’de Galatasaray’a kaybettiğimiz UEFA Kupası. O maçta Taffarel’in kurtardığı kafa vuruşum
mesela. Galatasaraylılar Taffarel’in çok
zor bir pozisyonu kurtardığını düşünmüştür hala da öyle düşünüyordur ama bana
göre Taffarel için çok kolay bir toptu. O yerini almıştı, onu iyi tanırım ve
çok severim, o pozisyonda benim vuruş açım yoktu, zor olan benim içindi ama
emin olun Taffarel çok daha zor pozisyonları kurtarmıştır kariyerinde.
Kopenhag’da asıl iyi olan Hagi idi. Çok
büyük oynadı. O gün bütün Galatasaray takımı bizden iyi oynadı ve kupayı
hakettiler. Bazı günler rakibiniz sizden iyi olur ve sizi yener, bunu kabul
etmeniz lazım. O gün de (17 Mayıs 2000) Galatasaray, Arsenal’den daha iyi bir
takımdı ve bizi yendiler.
MESUT VE ARSENAL ŞAMPİYON OLABİLİR
Arsenal benim
kariyerimde çok önemli bir kulüp, orası her zaman evim olacak. Bu sezon Mesut
Özil’in gelmesine çok sevindim. O son yılların en yetenekli futbolcularından
biri ve en önemlisi çok genç yaşta Real Madrid’de büyük tecrübe kazandı.
İngiltere’de herkes Arsenal’in yıkılmasını bekliyor ama takım her hafta bu dileği
boş çıkartıyor. Manchester City ve Chelsea’ye ligin zirvesinde her hafta cevap
vermek, kazanmak kolay değildir. Şampiyonluk için ise "Neden olmasın" diyorum.
Kadro kaliteli ve ligin zirvesindeler.
KONUŞURKEN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKMALIYIM
Ben eski kafalı adamım.
İnternet’e de uzak yaşıyorum. Facebook’ta bir fan sayfam var ama Twitter ve
İnstagram kullanmıyorum. Şimdi genç
futbolcular ikisini de yoğun kullanıyor, onlara da saygım var ama ben
değişemem. Bana göre ben sohbet ettiğimde konuştuğum insanın gözüne bakmalıyım,
onu da o şekilde dinlemeliyim. Şimdi seninle yaptığımız gibi. Bu yüzden
Türkiye’deki hayranlarım da bilsin ki Twitter’daki bütün Thierry Henry hesapları sahte. Gerçek Henry şu anda
karşında ve futbol sahasında.
ALTIN TOP’U RİBERY ALMALIYDI
Bence Cristiano
Ronaldo, Altın Top ödülünü haketmedi. Bütün samimiyetimle söylüyorum, Fransız
olduğum için Ribery kazanmalıydı demiyorum. Ribery bu ödülü haketti. Platini ve
Zidane’dan sonra ilk kez bir Fransız futbolcu bu ödülü alacaktı. Frank (Ribery)
bütün sezon yaptıklarıyla Bayern Münih’in kupalar kazanmasını sağladı. O takımı
için oynayan bir futbolcu. Bu kadar çalışıp bu kadar başarılı olduğunuzda o
ödülü alamıyorsanız bence bu futbolun ruhuna ihanettir. Ribery bence pes
etmeyecek. Bu sezon Bayern Münih ile yine kupalar kazanabilir, Dünya Kupası’nda
da Ribery gibi oynarsa 2014 yılının ödülünü alabilir.
GİDEMEYEN SADECE TÜRKİYE DEĞİL
Dünya Kupası’nı kim
alır gerçekten tahmin etmek zor. 1998 ve 2000’de kupayı kazandık. 2002’de Dünya
Kupası’ndan gol atamadan döndük. Ben artık Fransa için bir taraftarım. Bu
kupayı kazanırlarsa ne ala ama herkesin bilmesi gereken şey bu kadronun Euro
2016’ya hazırlandığı. Euro 1996’da da
öyle olmuştu. O kadro ev sahibi olduğumu Dünya Kupası’nı kazanmak için
hazırlanmıştı. Şimdi hedef yine ev sahibi olduğumuz Euro 2016’yı kazanmak ama
Brezilya’dan kupayla dönersek de hiç fena olmaz. Evet, Dünya Kupası’nda Türkiye
yok. Olmadığı için de herkes çok üzgündür ama unutmayın burası finaller ve
birçok ülke sizin gibi finallere gidemedi.
TÜRKİYE’DE DE ORTASI YOK!
İtalya’da, İngiltere’de, İspanya’da futbol
oynadım ama her zaman amacım oynadığım takımın taraftarlarını mutlu etmekti.
Bunu her seferinde başaramadığımı biliyorum.
Baskı üzerimizde her zaman var. Türkiye’yi de biliyorum. Sizde de
birşeyin ortası yok. Ya sevinç ya üzüntü.Her şeyi uç noktaları yaşıyor
taraftar. Medya benim için her yerde aynı. İşler yolunda gittiğinde sorun yok
ama takım kötü olduğunda peşimizi bırakmazlar. Barcelona’da sürekli beni takip
eden gazeteciler vardı. Akşam yemekte ne yediğimi, hangi peyniri sipariş
ettiğimi, hangi marka soda içtiğimi
ertesi gün gazetede okuyordum.
Kabul edin bu biraz garipti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder