19 Ocak 2014

Thierry Henry Röportajı


Thierry Henry röportajı /17 Ocak 2014 /Barselona 

DROGBA’NIN GELMESİNİ İSTERİM
Drogba’nın gelecek sezon MLS’e (ABD Futbol Ligi) geleceği yönünde ben de haberler okudum ama ne kadar doğru bilmiyorum çünkü Çin’den Avrupa’ya döndükten sonra Galatasaray’da çok önemli işler yaptı. Benim oynadığım takım New York Red Bulls ya da Los Angeles Galaxy farketmez, Drogba, ABD’ye futbol oynamaya gelirse bu ligin geleceği açısından çok önemli bir fırsat olur. Didier, futbol tarihinin en büyük golcülerinden. Son 15 yılda yaptıkları inanılmaz.  Eğer bu kararı verip ABD’ya futbol oynamaya gelirse kendisi de bundan büyük keyif alacaktır. Buradaki futbolcular Drogba ile ya da ona karşı oynamak isterler. Elbette kararı Drogba verecek ama ben onun MLS’de oynamasını isterim. Xavi için de benzer transfer haberleri var ama ben Xavi’nin kariyerini Barcelona’da bitirmesini isterim. Xavi, Barcelona’da büyüdü ve oradan kopabilmesi çok zor. Drogba’nın alacağı karar daha kolay. Galatasaray’a çok katkı sağladı ama kulüp tarihinde Xavi’nin Barcelona’da olduğu kadar yeri yok.
GALATASARAY’IN JUVENTUS’U ELEMESİ SÜRPRİZ DEĞİL
New York’ta yaşadığım için saat farkı nedeniyle Avrupa’daki lig maçlarını izlemekte zorlanıyorum ama Şampiyonlar Ligi maçlarını kaçırmıyorum. En azından geniş özetleri mutlaka izliyorum. Galatasaray’ın Juventus’u yendiği maçı da izledim. Galatasaray’ın Juventus’u son maçta yenip gruptan çıkmasına sürpriz diyebilirler ama bence değil çünkü Galatasaray’da çok büyük futbolcular var. Pası Drogba’nın verdiği golü Sneijder’in attığı bir takımdan bahsediyoruz. Takımdaki diğer oyuncular da çok kaliteli ve tecrübeli. Geçen sezon da Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmayı başarmışlardı. Chelsea ile de şansları bence eşit. Drogba’nın olduğu takıma hiçbir  zaman zayıf taraf diyemezsiniz.

TAFFAREL İÇİN ÇOK KOLAY BİR KURTARIŞTI
Benim için futbolda dün yok. Bir maç bittiğinde biliyorsunuz ki üç gün sonra yine bir maça çıkacaksınız. Bunu unutursanız başarılı olma şansınız yok. Kazandıklarım kadar kaybettiklerimin de benim için çok önemli. Lig şampiyonlukları, Şampiyonlar Ligi, Dünya Kupası bunlar harika ama kaybettiklerimi de iyi hatırlıyorum. 2006 Dünya Kupası, 2000’de Galatasaray’a kaybettiğimiz UEFA Kupası.  O maçta Taffarel’in kurtardığı kafa vuruşum mesela.  Galatasaraylılar Taffarel’in çok zor bir pozisyonu kurtardığını düşünmüştür hala da öyle düşünüyordur ama bana göre Taffarel için çok kolay bir toptu. O yerini almıştı, onu iyi tanırım ve çok severim, o pozisyonda benim vuruş açım yoktu, zor olan benim içindi ama emin olun Taffarel çok daha zor pozisyonları kurtarmıştır kariyerinde. Kopenhag’da asıl iyi olan Hagi idi.  Çok büyük oynadı. O gün bütün Galatasaray takımı bizden iyi oynadı ve kupayı hakettiler. Bazı günler rakibiniz sizden iyi olur ve sizi yener, bunu kabul etmeniz lazım. O gün de (17 Mayıs 2000) Galatasaray, Arsenal’den daha iyi bir takımdı ve bizi yendiler.

MESUT VE ARSENAL ŞAMPİYON OLABİLİR
Arsenal benim kariyerimde çok önemli bir kulüp, orası her zaman evim olacak. Bu sezon Mesut Özil’in gelmesine çok sevindim. O son yılların en yetenekli futbolcularından biri ve en önemlisi çok genç yaşta Real Madrid’de büyük tecrübe kazandı. İngiltere’de herkes Arsenal’in yıkılmasını bekliyor ama takım her hafta bu dileği boş çıkartıyor. Manchester City ve Chelsea’ye ligin zirvesinde her hafta cevap vermek, kazanmak kolay değildir. Şampiyonluk için ise "Neden olmasın" diyorum. Kadro kaliteli ve ligin zirvesindeler.

KONUŞURKEN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKMALIYIM
Ben eski kafalı adamım. İnternet’e de uzak yaşıyorum. Facebook’ta bir fan sayfam var ama Twitter ve İnstagram kullanmıyorum.  Şimdi genç futbolcular ikisini de yoğun kullanıyor, onlara da saygım var ama ben değişemem. Bana göre ben sohbet ettiğimde konuştuğum insanın gözüne bakmalıyım, onu da o şekilde dinlemeliyim. Şimdi seninle yaptığımız gibi. Bu yüzden Türkiye’deki hayranlarım da bilsin ki Twitter’daki bütün Thierry Henry  hesapları sahte. Gerçek Henry şu anda karşında ve futbol sahasında.

ALTIN TOP’U RİBERY ALMALIYDI
Bence Cristiano Ronaldo, Altın Top ödülünü haketmedi. Bütün samimiyetimle söylüyorum, Fransız olduğum için Ribery kazanmalıydı demiyorum. Ribery bu ödülü haketti. Platini ve Zidane’dan sonra ilk kez bir Fransız futbolcu bu ödülü alacaktı. Frank (Ribery) bütün sezon yaptıklarıyla Bayern Münih’in kupalar kazanmasını sağladı. O takımı için oynayan bir futbolcu. Bu kadar çalışıp bu kadar başarılı olduğunuzda o ödülü alamıyorsanız bence bu futbolun ruhuna ihanettir. Ribery bence pes etmeyecek. Bu sezon Bayern Münih ile yine kupalar kazanabilir, Dünya Kupası’nda da Ribery gibi oynarsa 2014 yılının ödülünü alabilir.
GİDEMEYEN SADECE TÜRKİYE DEĞİL
Dünya Kupası’nı kim alır gerçekten tahmin etmek zor. 1998 ve 2000’de kupayı kazandık. 2002’de Dünya Kupası’ndan gol atamadan döndük. Ben artık Fransa için bir taraftarım. Bu kupayı kazanırlarsa ne ala ama herkesin bilmesi gereken şey bu kadronun Euro 2016’ya hazırlandığı.  Euro 1996’da da öyle olmuştu. O kadro ev sahibi olduğumu Dünya Kupası’nı kazanmak için hazırlanmıştı. Şimdi hedef yine ev sahibi olduğumuz Euro 2016’yı kazanmak ama Brezilya’dan kupayla dönersek de hiç fena olmaz. Evet, Dünya Kupası’nda Türkiye yok. Olmadığı için de herkes çok üzgündür ama unutmayın burası finaller ve birçok ülke sizin gibi finallere gidemedi.

 TÜRKİYE’DE DE ORTASI YOK!

 İtalya’da, İngiltere’de, İspanya’da futbol oynadım ama her zaman amacım oynadığım takımın taraftarlarını mutlu etmekti. Bunu her seferinde başaramadığımı biliyorum.  Baskı üzerimizde her zaman var. Türkiye’yi de biliyorum. Sizde de birşeyin ortası yok. Ya sevinç ya üzüntü.Her şeyi uç noktaları yaşıyor taraftar. Medya benim için her yerde aynı. İşler yolunda gittiğinde sorun yok ama takım kötü olduğunda peşimizi bırakmazlar. Barcelona’da sürekli beni takip eden gazeteciler vardı. Akşam yemekte ne yediğimi, hangi peyniri sipariş ettiğimi, hangi marka soda içtiğimi  ertesi gün gazetede okuyordum.  Kabul edin bu biraz garipti.  



Hiç yorum yok: