12 Ekim 2011

Play-off'a Giderken

Ne 2002’nin ardından ne de 2008’den sonra biz Avrupa’nın 5 büyüğüne karşı favori olduğumuz bir maça çıkmadık. Tarihimizin hiçbir döneminde de onlardan çok daha iyi bir kadromuz olmadı. Kısa aralıklarla onlarla başedebilecek, onlar iner-çıkarken kafa kafaya oynayacak onbirler ürettik. Yendiğimiz de oldu ama şu 10 kez oynasak 2 kere kazanırızın ötesine geçmedik. O zaman...

Bu grupta daha fazla ne yapabilirdik? Almanya ile İstanbul’da berabere kalır, Azerbaycan deplasmanında da kazanırdık. Bir de Avusturya deplasmanı var ya, neyse! Belçika’yı geçtiysek zaten bunu da deplasmanda aldığımız beraberliğe borçluyuz. Milli takım başarısız mı? Alabileceği bu 4 puanı da alsa play-off’da seri başı olup, çok daha umutlu bir final yolu çizebilirlerdi bize.

Puan tablosuna yansıyan performans bir kenara, iyi futbol oynuyor muyuz? Tribündeki, ekran başındaki insanlar keyifler alıyor mu? Hayır. Azerbaycan karşısında kazanmaktan öte bu milli takım play-off’da kim gelirse gelsin, eler ışığı veriyor mu? Hayır. Bu bileti alamayacağımızın garantisi mi? O da koca bir hayır...

Hiddink’e yöneltilen eleştiriler aldığı para ile başlayacaksa o muhabbetin olduğu yerden uzaklaşmak lazım. "Sana çok para veriyoruz, bize daha fazlasını vermelisin." Daha az alsa daha az mı eleştireceğiz? Tut ki eli bol davranıp, 10 milyon verselerdi asacak mıydık? Bu hainlik Terim'e de yapıldı, şimdi Ersun Yanal'a da yapılıyor. Çok para kazanan ama sahada mücadele etmeyen, özel hayatını düzgün yaşamayan futbolcunun kazandığının karşılığını vermediğini iddia edebilirsin ama iş marka bir teknik adamın maaşını tartışmaksa Capello’nun kellesi çok önce gitmeliydi... O zaman...

Hiddink’in bu akşam da basın toplantısında koyduğu tavır önemli. Biz duygularıyla, adam aklıyla hareket ediyor. Bir ilişkiyi toprağa gömebilecek kadar yeterli bir neden bu... Eski federasyona şartlarını kabul ettirdiği ortada. "Ben x gün gelirim, ben yokken işleri Oğuz (kadro seçimindeki adaletsizliğin baş sorumlusudur) yürütür, zaten emekli olacaktım, çok ısrar ettiniz, geldim, şartlarım budur vs..." Açık açık "Ben doktor değilim, tedavi edemem, forvetlere iğne lazım" diyerek gemileri yaktığı da ortada... Oysa ki biz kendi tedavi edemediğimiz hastalarımıza yurt dışında şifa aradığımız gibi, Hiddink'ten doğru teşhis ve tedavi beklemiyor muyduk?

Hiddink gitse, o gelseyle bitecek bir mesele değil bizimki... Ortak bir dil bulamıyoruz, Del Bosque, Rijkaard, Schuster de aynısını yaşadı. Ya sustular ya da ağızlarını açtıklarında başları belaya girdi.. Hatasız değildiler ama tek katil de onlar değildi...

Bu akşam, o adaleti yok denilen futbol adaletin ağababası bende dedirtti... O hırpaladığımız Mesut ile paçayı kurtardık, eleştirilmesi mesele değil, açık açık dalga geçilen Sabri gerçek mevkisinde oynayınca maçın en iyilerinden biriydi. Hiddink’in de "daha fazla hücum için oyundan aldım" dediği Selçuk, 4 gün sonra oyuna girip, 2 dakika sonra golün asistini yaptı... Sonuç? Bir sonuç çıkmıyor bunlardan, ağızda her daim bir pas tadı...

9 yorum:

Halim dedi ki...

iki defa ust uste dunya kupasina gidemedik. en son avrupa sampiyonasinda ise yari final oynamisiz. bunlari goz onunde bulundurursak hiddink gelmez saniyordum. demek ki iyi para vermisiz de gelmis (yillik 8 filandir). hiddink milli takimlarda genelde 'doymamis', çapsiz ulkelere gidip rotuslarla/mentalite degisikligi ile takimlarin potansiyelini maksimum ortaya çikaran hocaydi (kore,rusya,avustralya). tr ise ona gore bi ulke degildi. oyle, boyle zirveler yasamisiz, herkes herseyi çok biliyor. hiddink bisey bilmedigi için kovulduydu ztn fb en. hiddink'in tr ye gelme sebebi sportif degil sadece paradir suc hiddink'te degil tff de ama neye yarar bunu demek ?

hiddink bize yaranabilmek için simdi avrupa sampiyonasinda final oynatmali takima. aksi taktirde maasi tartisma konusu olan terim den basarisiz olacak, aksi taktirde hep ayni oyunculari oynatiyor diye elestirilen terim den daha basarisiz olacak, aksi taktirde avci/yanal/senol gunes/saglam gibi hocalarin onunu kapattigi icin elestirilcek vs vs

hiddink'in yanina oguz'u koyup, bak hollandaliya paralari veriyoz ama oguz çetin den dunya capinda mourinho tarzi hoca yapacaz fantazisine giren tff yoneticilerini alkisliyorum buradan.

pileyoflu liginde meymenet yok ki ulusal takimi adam gibi yonetilsin. karisik oldu ama bu saatte bu kadar.

raul #7 dedi ki...

şu irlanda gelse de içimizdeki irlandalıları bi daha yensek!zaten başka bir takım gelirse işimiz cidden zor..

Sabaha Kadar Futbol dedi ki...

Milli takımı Beşiktaş'a benzetiyorum. İyi oyuncular ve kadro var ama sanki zorunlu askerlikmiş gibi futbol oynamaya gelen kişilerden kurulu.

Bir diğer gerçekte, dünyada futbol hızlandıkça Milli takım ve büyüklerin bir o kadar dünya futbolunun geride kalması. Her sene fark biraz daha açılıyor ve Ukranya gibi bizden daha kötü olan ülke takımları yavaş yavaş bizi geçmeye başlıyor.

Arrow Cave dedi ki...

play-off gerçekten off off yaptıracak gerçekten almanyaya bakın nasıl oynuyor hem hızlı hem de teknik..

Necdet dedi ki...

takımın durumunu gözümüzde büyütmüyor muyuz biraz. dünya tufbolu hızlandı da biz mi ağır kalmışız. piontek öncesi halimiz neydi, şimdi neyiz. ukrayna diyoruz da,aha şimdi aynı grupda yer aldığımız belçika'nın, avusturya'nın ve hatta macaristan'ın, romanya'nın, bulgaristan'ın fersah fersah gerisinde değil miydik.yok Büyük Orhan'ın ortası,Hakan'ın kafası, Recep2in orta sahadan golü, Oktay'ın çalımları falan.anca bunları hatırlarız değil mi. battık çıktık battık çıktık,şimdi bu noktadayız,daha da ötesi değil ama.tarihin en başarılı turnuva takımı olmamıza rağmen(katıldığı 4 turnuva da 2 yarı final bir çeyrek final) o turnuvalara bir katılıp katılamamız zaten ele veriyor herşeyi. belli bir seviyedeyiz ama fazlası değil.abartmayalım,gerçeğimizle barışalım ve böyle sevelim bu takımı.gün gelir, mesut'lu, gomes'li hatta götze'li almanya'yı tam da onlar en şaşalı zamanlarındaykende yenebiliriz ama abartmayalım,çünkü bunu rusya'da yapabilir, irlanda'da.istatistiki olarak bu turnuvaya katılmamız gerekiyor(2008'de yarı final oynadık ve 2010'a katılamadık çünkü), bunu da unutmayalım derim:)

Ku.Ba dedi ki...

"Daha az alsa daha az mı eleştireceğiz?"

Evet.

Buradaki gariplik nerede, anlayamadim..?

(Bu, Hiddink'in sihirbaz olmadigi gerçegini ve oyuncularimizin acizligini inkar ettigim anlamina gelmiyor.)

cerkez1905 dedi ki...

ne hiddink ne futbolcular ilk önce nasıl spor yazarı olduğu bilinen futbolözürlüsü insanların gitmesi gerek bu ülkede.duayen diye yıllarca yutturulan ama aslında bi .oktan haberleri olmayan insanlar gidip kamuoyunu doğru yönlendiren insanlar çıktığı zaman yoluna girer işler bu topraklarda.

7*24 futbol ile yaşayan çoğu universiteli arkadaşların oluşturduğu blogların yüzde 90ın da seri başı olamadık diyerek maçların sonunda verilen haber büyük türk medyasında bugun saat 13de ancak açıklanabildi!!! oysa Uefanın sitesinde nasıl hesaplanacağı vardı ama bunu hesaplayacak kapasite türk medyasında yoktu.

Bugra Sisman dedi ki...

Baştan aşağı katılıyorum. Dün maçı gösteren NTVSpor'da bile maç sonu yorumlar komikti. Hiddink duygular ve tutkular olmadan mantıklı yaklaşmak gerektiğini söylerken programdaki yorumcular buna anlam veremediklerini söylüyorlar. Evet tutkular ve duygular önemlidir fakat dozunda olmalı. Eğer sadece duygularımızı sahaya yansıtarak başarı bekliyorsak daha çok bekleriz. Bu beklentide olan arkadaşlara 1 büyük açıp 2002 ve 2008'deki turnuvaların tekrarını izlemelerini tavsiye ediyorum, çok duygulanacaklardır.

Dün Hiddink'in dediği gibi, eğer duygular işin içine gereğinden fazla girerse dribbling yapmak yerine şut, şut çekmek yerine dribbling yaparız. Yugoslavya kökenli takımlarının en büyük özelliği bu. Duygularını karıştırmadan müsabakaları tamamlıyorlar. Djokovic'i bile görüyoruz Mental kuvvetinden dolayı Nadal'ı nasıl da solladı.

Zaten Mental olarak sağlıklı olmayan, gereğinden fazla duygusallık ve hissiyat barındıran futbolcularımıza basın ve taraftarların da daha fazla duygusal olmaları konusunda baskı yapmaları işleri daha zorlaştırır.

Unknown dedi ki...

avrupa'nın 5 büyüğü derken hangisini yazmadın acaba? isp ita fra alm hol ing... bence ingiltere ama merak ettim