6 Ekim 2010

Arda'nın Sakatlığı ve Milli Forma

Bir soruyla başlayalım: Bu hafta milli maçlar olmasaydı ve lig devam etseydi; Arda Turan, Galatasaray'ın Ankaragücü ile oynayacağı karşılaşmada forma giyebilecek miydi? Cevabını biliyorum. Hayır. Milli takım kampına gittiği güne kadar sadece 3-4 gündür sahada fizyoterapistle çalışan, toptan uzak duran, takımla çift kaleye çıkmayan bir oyuncunun 5 gün sonra sahaya çıkması düşünülemez. Sakatlığın ne olduğu önemli değildir. Oynatırsan, oyuncuyu sakatlığa açık bırakırsın...

Peki ne oldu? Arda milli takım aday kadrosuna çağrıldı. Sabri'nin geçen ay hazır olmadığında çağrıldığı gibi. Bir şeyin altını çizmek lazım. Milli takıma kendi takımlarında oynamayan oyuncular çağrılmalı mı? Bunun sayısı kaç olmalı? Bu başka bir yazı konusudur. Milli takıma formda ya da formsuz oyuncu çağırabilir teknik direktör. Her şartta güvendiği adamlar vardır. Vazgeçmesini bekleyemezsiniz. Kafasında belirlediği 25-27 kişi arasında en fazla 3 değişikliği kaldırır o teknik adam. Milli takıma çağrıldığında da gidersin. Tekmeye de kafanı uzatır, hafta sonundaki kulüp maçını düşünmezsin. Arda da Gökhan Gönül de, Belçika maçında biri sakat devam etti bir diğeri -bugünün örneğinde olduğu gibi- omuzundan sakat olmasına rağmen sahaya sürüldü. Milli takımdan sakat dönülür, yorgun dönülür. Avrupalı bunu nazikçe FIFA virüsü olarak açıklar. Bütün bunlar futbolun içinde var. Ama milli takıma sakat gidilmez, milli takıma sakatlığı yüzünden hazır olmayan, fit olmayan oyuncu alınmaz. Bu İngiltere'de de böyledir, İspanya'da da, İtalya'da da....

Arda Turan da sakatlığı geçmeden, hazır olmadan bugün topla yapılan çalışmada bir darbe almadan sakatlandı. Koruyucu hekimlik dedikleri işte burada devreye giriyor. Bir sakatlık yüzünden vücudu güçsüz düşen oyuncuyu sahaya dönene kadar fizyoterapistler hazırlar. Bazen bir diz sakatlığı yüzünden 2 cm incelen alt adale grubu için ayrı çalışma programı düzenlenir. Dizinden sakatlandıysan çalışmazsan adalen kopar. Arda'nın da ayağında kopan iki bağ yeni kaynamış ve koşmasına izin verir hale gelmişti. Kalkansız, korumasız adamı hayati bir milli maça çağırdılar ve üstelik sakatlığı nüksetmedi. Bugüne kadar şikayet bildirmediği kasığından sakatlandı. Bu sakatlığın tedavisinde operasyon opsiyonel. Bu 1-2 gün içinde belli olur. Arda da en iyi ihtimalle ligin ikinci yarısında sahalara döner.

Rijkaard'ın geçen hafta anlatmak istediği işte buydu. Hani Ercan Güven'in de "Biri Rijkaard'a anlatsın" diye işi şehitlere getirdiği geçen hafta!.. Rijkaard, "Benim doktorum, milli takım doktoruyla görüşmeli" diyordu. Hiddink, Türkiye'den uzak, maçları yerinde izlemiyor, futbolcuları yakından takip etmiyor olabilir. Hadi milli takım doktorunun sesini kısıyorlar... Kendisi de eski bir futbolcu Oğuz Çetin devreye girmeliydi. Hiçbiri olmadı.

Bugün taraftar, "Futbol Federasyonu, kulübüne tazminat ödemeli" diyor. Bir okurun dediği gibi Türkiye'de taraftar sahadaki oyundan keyif almak yerine; kulübün muhasebe defterlerini tutar oldu. Mesele, Arda'dan mahrum olmaktır. Galatasaray'ın Arda ile bütün maçlarını kazanacağının garantisi yok. Hatta Arda yokken seri galibiyetler de aldı. Lakin bu ülkenin gözen en hoş gelen futbolunu oynayan yıldızı kimsenin sorumluluğunu üzerine almadığı ihmaller serisiyle şimdi belki de bıçak altına yatacak. Oyun içinde sakatlanıp fedakarlık yapıp takımını yalnız bırakmamakla, sakat sakat bir başkasının giyeceği formaya talip olmak arasında fark var. Ne Arda o farkı görebildi; ne de Hiddink ve Oğuz Çetin...

30 yorum:

bss dedi ki...

tam düşündüğüm noktaya değinmişsin abi,herkez yok tazminat ödemeli,yok dava açılmalı gibi ilk yarıyı kapatmış bir oyuncunun yokluğunu bazı taraftarın bu şekilde kapatmak istemesi gerçekten çok enteresan...
bu ülkede kimsenin samimiyetine güvenmiyorum,ardanında,oğuzunda,adnan polatında kimsenin samimiyetine güvenmiyorum çünki biraz akıllı olan insanlar göreceklerdirki yaptıkları işlerle ağızlarından çıkan laflar tamamiyle zıt yönde...milli takımdan bile nefret eder oldu insan yazık.

Unknown dedi ki...

ya bu arda turan'ın hiç mi suçu yoktur? kardeşim milli duygular ama ben sakatım koşamam demiyor mu?
ya bu ne biçim profesyonellik bu ne biçim yıldızlık?
bi galatasaraylı olarak acıyorum Arda'ya. vallaha bırakıp gitsin. biz türkiye'de izleyemiyoruz yabancılar izletir bize. paşa paşa nereye giderse yayın hakkını da alırız...

Gadno Kopele dedi ki...

türkiyede futbol sistemi - eğer varsa böyle birşey - çatır çatır çökmektedir; futbolcusuyla, idarecisiyle, amatör ve profesyonel tüm düzeylerde. ben bu ülkede 2 senedir ağız tadıyla bir süper lig maçı izlediğimi hatırlamıyorum. zaten izlemeyi de bıraktım, ben futbol izlemek istiyorum olay bu kadar basit. futbol türkiyede mümkün olan en ilkel, en basit yöntemlerle tam şark işi götürülen koskoca devasa bir sektör haline geldi. arda olayı da basit bir örnek, burada yerinde olmak istemediğim tek kişi rijkaard. olayın sorumluları ise bellidir, oğuz çetin denen futbol cahilinden tutunda galatasaray klübü doktorlarına kadar uzar bu liste. bu zamanda bu disiplinsizlik ve bu cehalet; sinirlenmemek elde değil.

Gadno Kopele dedi ki...

bss nin yorumuna katılıyorum, bizi milli takımımızdan nefret eder duruma getirdiler, burada olay klüpçülük olayı değil, olayın ne fenerbahçeyle ne beşiktaşla ne de galatasarayla özelde bir ilgisi yok. bu bizim futbolumuzun çöküşüdür, futbolumuz emin ellerde değil. zaten sonuçları da yavaş yavaş gelmeye başlayacak. daha ağustos ayı bitmeden şampiyonlar liginde tek türk takımımın kalmaması ne demek, ben galatasaraylıyım isterse 5 sene üstüste şampiyon olsun umurumda değil; süper ligimiz ikinci sınıf bir ligdir ve türkiye şampiyonu olmak benim için kıstas olamaz. çık avrupaya çatır çatır oyna, futbol oyna göster bize bunu..kimse şampiyonlar ligi şampiyonluğu beklemiyor, ama oynanan futbolun düzeyi hiç bu kadar düşük olmamıştı.
almanya maçını izlemeyeceğim kişisel olarak protesto edeceğim fatih terimin artığı bu kadronun nesini izleyeyim. mesela bir volkan şen neden ısrarla inatla kadroya alınmıyor anlamak mümkün değil..

İsmail dedi ki...

Arda Galatasarayımızın maçlarından önce sakatlığım tam oalrak geçmeden kesinlikle oynamayacağım derken(bknz:gs tv ye werdiği roportaj..resmi sitede de yayınlanmştı)iş milli takıma geldiğinde ölümüne oynaması benim kafamda soru işaretleri oluşturmakta..

Bugüne kadar hiçbir Galatasaray kaptanı klübüne bu şekilde dawranmamıştır..Almanya maçını bir vitrin maçı olarak görmesi ve kendisini pazarlama isteği sonucu aldığı risk artık onu büyük takımlara taşıyamayacak bir sakatlığa dönüştü..çünkü bu sakatlık sık sık nüks etme özelliğiyle bilinmektedir..

karAkus dedi ki...

Birşeyler karalayacak oldum sonra vazgeçtim hatta komplo teorisyenliğim tuttu Oğuz ÇETİN efendiye salladım birkaç tane, ardına milli takım doktoruna,Milli takımın başındaki doktor bir garip sürekli savunma yaparken görüyoruz kendisini.Bakın Sabri milli takımda hazır olmadan oynatıldı sakatlandı kendisi hemen cevabı veriyor ''efendim Sabri'nin sakatlığı sağ taraftaydı yeni sakatlığı sol tarafında'',Arda diyoruz bu sefer ''efendim zaten eskiden bir rahatsızlığı vardı ama bu farklı'' sen kendi takımında 3 haftadır topla antreman yapmayan adamları çıkar sahaya sonra farklı yerlerinden sakatlandılar bizle alakası yok de ne güzel memleket yahu...

Zaten bizim futbolcularımız Milli takımdan arta kalan zamanlarında Galatasaray'da oynuyorlar bundan böyle ''Galatasaraylı milli oyuncu X antremana çıktı''yerine ''Milli formalı X Galatasaray'da antremana çıktı'' yazılması daha uygun olacak.

Biraz daha yazarsam vatan haini ilan edileceğim şeyler yazabilirim...

Adsız dedi ki...

@Erdemiko arkadaşım Arda milli takımda sakatlandı diye arda ya sen GS mısın yalancı herif diyor herkez.Birde arda ben koşamıyorum almanya maçına çıkamam dese of sen seyir eyle cümbürtüyü bu adam zaten pasaport diyordu adam milli maçta bile oynamamak için her türlü bahane üretiyor.Bu çocuğun üstündeki baskıyı anlatmanın en kolay yolu Telegol denen ülkedeki bir kesimin izlediği programda geçen hafta sonu 10 senelik GS dosyası açıyoruz diyerek 5 kişi oturup 2 saat boyunca ardayı tartıştılar eğer ben koşamam derse ne olur sen düşün bu baskı adamı ayağı kırık koşturur.

Adsız dedi ki...

Kısa ve net Yavaş yavaş sempati kazanmaya başlıyan milli takım şu anda hiç kimsenin sevmedi bir yer haline gelmiştir bunun sorumluları şimdi oturup türkiyede oynanıcak maçlarda milii takım destek görmediğin de ne yapıcaklarını düşünsünler

scorp dedi ki...

GS Avrupa'da olmadığı için Arda'da kendini Avrupalı takımlara beğendirmek için Milli takımda sakat sakat oynuyor.
Burada suçun büyüğü Arda'da.

http://sarayfutbolu.blogspot.com/2010/10/6-hafta.html

M.Hakan ERTÜRK dedi ki...

Sorun profesyonellikte yatıyor bence. Her kesimin profesyonelliğinde: bir önceki milli maçta sakatlanan ve sakat sakat oynayarak sakatlığını arttıran futbolcuda, onun o şekilde oynamasına izin veren doktorda, hiç bir takım antrenmanına katılmayan (maça çıkmayı geçtim) futbolcuyu milli takıma çağıran teknik heyette ve yine bu duruma rağmen antrenmana çıkıp oynama niyetinde olan futbolcuda... Bu liste böyle devam eder. Spor sakatlıklarında asla vazgeçilmemesi gereken bir kuraldır: sakatlanan sporcu en az 1 hafta takımla (sorunsuz bir şekilde) antrenmana çıkmadan maça çıkarılmamalıdır. Türkiye'de bu hayati kuralın bilindiğinden biliniyorsa da uygulandığından şüpheliyim.
http://sporsakatliklari.blogspot.com

Yakup Sabri İNANKUR dedi ki...

Doç.Burak Kunduracıoğlu'nun oynamaz diye rapor verdiği bir oyuncuyu çağırıp 4 ay oynamaz hale getirmenin tazminatı olmalıdır elbet çünkü burada açık bir ihmal var, bu da hukukçuların işidir, bu bizim konumuz değildir. Bizim ana konumuz Rijkaard'ın "Benim doktorum, milli takım doktoruyla görüşmeli" açıklamasında yatmaktadır. Türkiye'de kurumlar arası kopukluğun futboldaki yansımasının basit bir örneğidir. Ve bu "standart uygulama" herzamanki gibi Türkiye'nin aleyhine sonuçlanmıştır. Vatan sevgisi "anormal şartlarda" bilime, mantığa karşı gelebilmektir ama normal şartlarda Seyit her zaman 250 kg.lik mermiyi sırtlayamaz, bilimin söylediği olur. Vatanını, milletini ve Sakarya'yı sevdiğine emin olduğum insanlar Rijkaard'a yazı yazmak yerine O'nun neyi ifade ettiğini anlasaydı Arda Turan önümüzdeki 4 ay evde oturmayacaktı.

Adsız dedi ki...

Bu konuda Arda Turan ne kadar sucluysa , milli takim yetkilileri da (teknik-idari kadro ve milli takim doktorlari) Arda'dan cok daha sucludur. Son 3-4 gundur fizyoterapsit esliginde duz kosulara baslayabilmis bir adami, ertesi gun cift kale mac idmaninda kullanirsan o adamin sakatlanmamasi imkansizdir. Bunu ne Arda'nin ne de diger yetkililerin bilmemesi olanaksiz. Rijkaard bu konuda gunlerdir bi tarafini yirtti, ustu kapali veya acik her turlu mesaji verdi. Bu sebeple Galatasaray saglik kurulunun Arda'nin durumuyla ilgili raporlari milli takim saglik ekibine yada teknik yonetimine vermemesi gibi bir durum oldugunu sanmiyorum. Buna ragmen bu adam milli takima alindi ve buna ragmen idmana cikartildi.Bizim futbolcularimiz malesef sadece transfer doneminde profosyonel olabiliyor. Hala profosyonel degiller. Hele konu milli takim olunca sacma bir milliyetci ruh haline burunuyorlar. Bu sebeple bu adamlara bu konularda yol gostericek insanlar teknik kadrodur,idari kadrodur,doktorlardir. Bu milli takim hala Terim'in kazanmak icin her yol mubahtir mantigindan kurtulamadi gitti. Orda Oguz oldugu surecede kurtulamaz. O yuzden kazanmak icin futbolcularin onune boyle akil almaz primler koyup futbolcu sagligi veya diger etkenleri rahatlikla goz ardi ediyorlar. Bu konuda esas ustunde durulmasi gekene konu bu bence.Galatasaray isterse federasyondan milyonlarca dolar tazminat talep etsin hic bir anlami yok. Kim ne derse desin Arda Galatasaray'in yildizidir ve bu futbolcudan hem seyirciyi hem de takimi boylesi ahmakca sebepler yuzunden mahrum birakmaya kimsenin hakki yok. Bugun Arda'ya olur yarin bir baskasina.

Recoba dedi ki...

İşte Türkiye'de futbol olmadığının başka bir göstergesi. Arda zaten sakat neden çağırıyorsun ki milli takıma keza geçen sefer Gökhan Gönül de sakattı o da çağrıldı. Türkiye Ligi en iyi 5 ligden biriymiş ligimiz kaliteliymiş bıraksınlar bu işleri. Ligimizi hangi avrupa ülkesi yayınlıyor merak ediyorum. Futboldan iyice soğuttular bizleri.

tillwedobetter dedi ki...

sakatım oynayamam diye milli takımdan affını isteyip de milli takımın maçı kaybettiğini düşünüyorum da, her hareketine kulp bulunan arda, vatan haini olur muydu olmaz mıydı? bunun cevabını da aramak lazım.

İsim dedi ki...

Arda sakatım bana müsade deseydi hangi Milli takım yetkilisi,doktoru Arda yalan söylüyor sağlamdır demeye cesaret edebilirdi?
Biraz mantıklı olunuz lütfen.
Arda'ya toz konduramıyoruz ama belki Milli forma aşkı,belki uluslararası platformdaki tek sahnesi olma sebebi,belki de 150 bin TL.galibiyet primi...
Suç oranı dağıtma işine girdiysek en büyük payı Arda'ya verelim.

bahtiyar dedi ki...

abi bu dava açma meselesi, kulüp para kazansın diye değil, bir daha sakat oyuncumuzu milli takıma alamasınlar diye bence. aslında hatanın büyük çoğunluğu arda'da. şu koşullarda sırf piyasa yapıcam sevdasıyla, almanya'ya karşı kendini göstermek için sakat sakat kampa katıldı, belki maça da çıkacaktı ve daha kötü bir sakatlık yaşayacaktı. artık iyice emin oldum arda'nın acilen galatasaray'dan ayrılması lazım. milli maçları bile fırsat gören hale gelmiş.

Zanshin dedi ki...

"Oyun içinde sakatlanıp fedakarlık yapıp takımını yalnız bırakmamakla, sakat sakat bir başkasının giyeceği formaya talip olmak arasında fark var."

Budur!

Adsız dedi ki...

Ben Sakatim oynayamam diyemeyen, Avrupa'daki pazarini arttirmak icin milli maca cikmak isteyen, daha iyi oynayan Arda'nin hic mi kabahati yok Bulent abi, onu da yazsan?

onur dedi ki...

Yahu Mesut Özil doğduğu, büyüdüğü, okuduğu, para kazandığı, toprakların milli takımı'nı seçti diye adamı neredeyse linç etmedik mi? Aramızda yaşayan Arda nasıl reddedicekti milli takımı? "Bekara karı boşamak kolay" demiş atalarımız; millet sallıyor da sallıyor!

felix mourinho dedi ki...

"Bugün taraftar, "Futbol Federasyonu, kulübüne tazminat ödemeli" diyor. Bir okurun dediği gibi Türkiye'de taraftar sahadaki oyundan keyif almak yerine; kulübün muhasebe defterlerini tutar oldu."

bugün galatasaray taraftarı, galatasaray'ın bu sene yaptığı en doğru hamle olan harry kewell'ın kalması için bağrınıp durduysa, demek ki taraftarların sesi oldukça duyulur oldu. yönetim ısrarla "devlet memuru" zihniyetinde futbol şubesi sorumlularını tuttukça, taraftar muhasebeye de bakar, sağlık heyetine de girer, yarın öbür gün mutfağa girer. camiada yapması gereken işleri kimse yapmadıkça, taraftar daha çok muhasebeci, doktor, aşçı, şöför, güvenlikçi olur.

istediğimiz bizim canımızı yakan federasyona, arda'yı çağıranlara bir ceza verilmesi. evet, çünkü artık futbol dünyası bu, canımız sağolsun, ülke sağolsun durumu değil. milyonlarca doların, euro'nun döndüğü ortamda, aman canı sağolsun, galatasaray da arda'sız oynasın meselesi değil.

arda sağlamken sakatlanıp dönmedi. kimse bu durumda tek laf etmezdi. arda sakat gitti. oynayamaz dendi. ısrarla oynatıldı ve sakatlandı. hem de bir futbolcu için en illet sakatlıklardan birisine yakalandı. daha ilerlerse kaka' gibi aylarca göremeyeceğimiz zamanlar da olabilir.

taraftar sahada arda yokken, robben yokken, messi yokken kimden, neyden keyif alacak ?

BT dedi ki...

Arda'nın suçu yok mu onu neden yazmıyorsun diye soran arkadaşlara toplu cevap: Ben yazarken emek harcıyorum, siz de okurken aynısını yapın. Bakın bu cümlede ne diyor?

"Oyun içinde sakatlanıp fedakarlık yapıp takımını yalnız bırakmamakla, sakat sakat bir başkasının giyeceği formaya talip olmak arasında fark var. Ne Arda o farkı görebildi; ne de Hiddink ve Oğuz Çetin... "

Çetin Cem dedi ki...

"Bir okurun dediği gibi Türkiye'de taraftar sahadaki oyundan keyif almak yerine; kulübün muhasebe defterlerini tutar oldu."

buna çok katılıyorum abi. isterse kulüp bir milyon türk lirası tazminat alsın federasyondan, umrumda mı? takım en önemli yıldızını kaybetmiş, türkiye bu süreçte arda'dan mahrum kalmış, hatta arda, bu sene avrupa sahnesine çıkabilmek için kalan son şansını yitirmiş... ben galatasarayım için, ardam için, milli takımım için üzüleceğime, bu ihmalde suçu olanlara tepki göstereceğime kulübün alacağı üç otuz paraya bakıyorsam burada bir sorun var demektir. futbolu, oyunu sevmenin ruhu ölmüş, yönetimlerin savunuculuğuna, muhasebeye kafa yormaya inmiş olay...

Emre dedi ki...

arda baros'dan biraz profesyonellik dersi alsa..baros geçen sene ayak bileği kırıldığında tekrar sakatlanmamak için ayağına platin taktırdığında eleştirilmişti..ne oldu peki sonra 5 ay top oynamadı ama sağlam bir şekilde döndü sonra..şimdilerde yaşadığı ufak tefeks sakatlıklar önemli değil, önemli olan ağır bir sakatlığın nüksetmemesi..ardanın sakatığı baros'dan daha tehlikeli kanımca..sonuçta bir kas sakatlığı.. iyileşmesi tekrar eski haline gelmesi bir kemiğin kaynamasından çok daha uzun ve zahmetli bir süreç alıyor..arda'nın şu anda yapması gereken şey olabildiğince uzun süre toptan uzak durması..tamamen iyileşmesi için ne kadar süre beklemek gerekiyorsa beklemeli aksi takdirde kariyeri boyunca uğraşır durur bu sakatlıklarla..ben açıkçası senelerce müzmin sakat bir arda izlemektense, onun gerekirse bu sezon sonuna kadar top oynamamasına razıyım..

Kenan Yilmaz dedi ki...

"Arda'da sakatım deseydi" diyen arkadaşlar, Mesut Özil'e baksınlar. Adam kaçtı gitti kimsenin taktığı yoktu, Dünya Kupasında parlayınca , almayanlar vatan haini oldu, gelmedi vatan haini oldu.Şimdi dün gazetede gördüm "gol atarsam hain demeyin" diye ağlıyor. Bu şartlar altında Arda nasıl "hayır sakatım" desin.

Sade dedi ki...

bizim kültürde, sorununu açıkca söylersen karşındaki seni büyük ihtimalle anlayışla karşılar hele ki bu sorun = hastalık veya sakatlık ise bu oran daha da artar. o sebeple arda'nın sakatlığına tedbir almamış olmasından dolayı olayın baş rolüne kendisini yazıyorum.

Ghetto Ultras Tribune Group dedi ki...

böyle bir blog yazısının neresinden tutsanız elde kalıyor.

1- arda'nın skatlığı ve raporları federsyona gönderilerek sakat oyuncunun kulübü tarafından kadrodan çıkartılması diye bir olgu var!!!
2- arda'nın sakatlığının geçtiği rapor edilmiş ve kadrodan çıkarılmammış sakatlık kasıktan burada da milli takım doktorları değil hatalı gs doktorları
3- ardasız galatasaray'ın kadıköy maçında lige havlu atması garanti.

Sıradanbirblog dedi ki...

Ben milli takımın sağlık ekibinin, teknik ekibinin ve Arda'nın bu kadar amatör olduğuna inanmak istemiyorum.
Bütün bu olanlar çılgınlık, delilik.
Lütfen arkasında mantıklı bir şansızlık çıksın.

anehcaras dedi ki...

geçen sene arda efendi topa ilk değebildiğinde dakika 35'ti kadıköyde. iki yıldır ne takımına ne de milli takıma havagazı maçlar hariç hiçbirşey veremeyen şu şişirme balonu hala konuşuyor olmanız türk futbolu adına utanç verici. sonra ispanyol gazeteleri yazdı mı "yahu bu arda denen adam nihat kadar topçu değilmiş" diye dünyanız kararıyor. arsenal resmi sitesine scout raporu yayınladı euro 2008'den sonra "bu elemandan birşey olmaz" tarzında meraklı olan websitehistory'den araştırsın.

unknown dedi ki...

bu olayda herkes suçlu ama payı en az olan adam arda turan. milli takımdan çağırılıp gitmiyorum sakatım dese, pusuda bekleyen medya bu olayı inanılmaz büyütürdü. en doğru ve mantıklı olanı hiddink'in arda'yı sakatlığını bahane göstererek çağırmamasıydı. Ama bu olmadı maalesef. bu gidişle milli takımla galatasaray'ın arası iyice açılır gibime geliyor.

Léon dedi ki...

bu tip durumlarda insanın bazen şu soruları sorası geliyor:

arda'nın hazır olmadığı milli takım heyetince bilinmekte midir?

evet.

arda'yı kim bunu bile bile, muhtemelen "almanya'ya karşı oynasın da gerekirse 2-3 hafta daha %100'e çıkamasın" diye düşünerek çağırmıştır?

oğuz çetin.

arda'nın yokluğu galatasaray adına en çok hangi maçta hissedilecektir?

fenerbahçe.

oğuz çetin fenerbahçe-galatasaray derbisini düşünerek görevini kötüye kullanabilecek bir adam mıdır?

pisliklerle dolu bir ülke futbolu için çok çılgınca bir teori sayılmaz bence.

oğuz çetin hangi apoletlere sahip olduğu için milli takımda galatasaraylı oyuncuları sakat sakat çağırıp oynatabilmek gibi bir ayrıcalık kazanmıştır?

bunu bulamadım işte, cevabını bilen arkadaşlar yardımcı olabilirse...