Pazartesi notları 6

* Bir Boca-River derbisi daha geçti, bizim televizyonlar yine yayınlamadı. Sopcast'ın peşine düştüm, rezalet bir görüntü ve Çinli spiker eşliğinde seyrettim derbiye ufacık ekrandan. Boca daha ilk dakikada buldu golü, ilk yarı yakaladıklarını atsalar Ole'nin 2 gün önce attığı 5-0 manşeti gerçek olacaktı. River kalecisi Juan Pablo Carrizo sayesinde yırttı. 2. yarı maç tersine döndü. Kaçıran kaçırana. River alabilirdi de maçı. Palermo dünyaları kaçırdı. Bir Türk, Arjantin derbisini Çin televizyonundan seyrederse anlatacağı ancak bu kadardır.
* Real Madrid'in aleyhine 2 penaltı çalınınca Madrid medyası çıldırdı. Maçı seyrettim, iki penaltı da haksız değildi, ya biz futboldan anlamıyoruz ya da İspanyollar kafayı kırdı. Zigic'i Kızılyıldız'dan beri takip ediyorum, Almanya'da bir hazırlık maçında seyretmiştim, gelecek sezon Santander bu adamı zor tutar kadrosunda. Heybetli santrforun kralı bu adam.
* Ronaldo, Messina'ya çok fena çaktı.
* Inter 0-2'den maçı çevirdi ve yine namağlup. Çarşamba günü Roma ile şampiyonluk maçına çıkıyor. Kazanırsa tur atacak. Güvenlik nedeniyle maçı 18:30'a aldılar. Milano'da hayat durur.
* Roma 7 golün intikamını gariban Sampdoria'dan aldı ve dörtlük yaptı. Dünya hali, herkes gücü yetene.
* Cristiano Ronaldo'nun Man. United'da kalması bu sezon transfer piyasasını çok etkileyecek. Ronaldo, İspanya'ya gelseydi domino taşları gibi yıkılırdı piyasa.
* A.Bilbao kümede kalma savaşında yine kazandı. Bu kez 0-1 geriden Espanyol'u tokatladılar.
* Fransa Ligi'nde O.Lyon haftaya kazanırsa şampiyon. Boku çıktı bu ligin. Cumartesi akşamı 6 maç 0-0 bitti.
* Sezon sonuna doğru yaklaştıkça yüreği daralıyor insanın. Bu yıl Copa America dışında futbol da yok yaz aylarında. Dizi dvdlerini depolamak lazım.
* E.Özkök'ün damadı ünlü Türk büyüğü Ercan Saatçi, Fenerbahçe golü bulana kadar maçın mutlak hakimiydi yazmış Vestel Manisa maçı için. Paf maçını seyretti galiba. Hayatta yaptığı tek iyi şey sayenizde parçasıdır.
* Pazar sabahları Çengelköy'de kahvaltıya alternatif yaratmak lazım artık. Sığmıyoruz diye bağırıyor millet artık. O ne kalabalıktır.
* Hıncal'ın Türk diline armağanıdır bu "nasıl güzel, nasıl tatlı" betimlemesi. Herkes kullanmaya başlamış. Saçmalığın danişkası. Nasıl güzel!.. "Eee nasıl güzel?".
* Lipsos buğulama yanına közde patlıcan-domates-biber triosu yaptık Bay K ile birlikte. Az Tekirdağ ile kaydı gitti. Çengelköy'deki balıkçı hemşehrimin gözlerinden öpüyorum.
* Nickfallin, Tunceli'de asker. Keyfi yerindedir inşallah
* Dizi, yarışma programı seyretmiyorum, eksik mi kalıyoruz bu hayatta. Oray Eğin cumhurbaşkanı olsun.
* Nokta'daki arkadaşlara geçmiş olsun. Kaşındılar tabii, bu ülkede adam gibi haber dergisi yapmak niye? Aktüel, Tempo gibi kanalın dizilerini tanıt, olsun sana haber dergisi.

* Takva güzel film. Erkan Can, İstanbul Film Festivali'nden de ödülü kapmış. Güven Kıraç yine rezalet. Engin Günaydın tek rolün adamı. Ondan aktör olmaz.

* The Contract'da Morgan Freeman baba kendini harcamış keza John Cusack da. Klişelerle dolu aptal bir senaryo.

* Deja vu mantık hatalarıyla dolu bir propaganda filmi. Geçmişi değiştirmeye kasan Amerikalılar yakında bunun Vietnam versiyonunu da yapsınlar. Uydudan termal sensörler falan, baydı bu teknoloji geyikleri.