24 Şubat 2011

A.Wenger vs. Jacques Mesrine

Fenerbahçe alt yapısında yıldız adayı kabul edilen genç bir oyuncuyu Barcelona üç kuruşa transfer etse ve oyuncunun menajeri Aykut Kocaman'ın kardeşi olsa... Ortalık karışır değil mi? Teknik adamların kardeşlerinin ya da oğullarının futbolcu menajerliği yapmalarının etik olmadığı ortada. Bundan en çok çeken de Lippi'dir. Oğlunun 2006 skandalında çevirdiği dolaplar telefon kayıtları sayesinde ortaya çıkmıştı. Pep Guardiola örnek adam o son transfer hikayesinin öznelerinden biri kardeşi Pere Guardiola. Barcelona, alt yapısından yetişen yıldızların arka kapıdan firarından çok çekmiş bir kulüp. O kapıdan kaçıp gidenlerden geri dönen de var... Pique gibi... Ya da yetiştirme bedeliyle gidip bugün 50 milyon Euro'ya alınması planlanan Fabregas gibi... Arsene Wenger de Fransa'daki alt yapılar gibi Barcelona alt yapısını da yakından takip eden bir teknik adam. 16 yaşındaki solak Jon Toral da Wenger'in La Masia'dan son kaçırdığı yetenek. Arkası da gelecek gibi... Sergi Samper'i de ikna etmeye çalışıyorlar ki onun da menajeri Pere Guardiola...
Katalan medyası Fransız teknik adama öfkeli, doğal olarak büyük yaygara kopardılar ve Wenger'i "Halk Düşmanı" ilan ettiler. Burada güzel bir filme pas atayım... Vincent Cassel'in Fransa'da bir zamanlar halk düşmanı ilan edilen Jacques Mesrine'in hayatını oynadığı iki filmi izlemeyen varsa, izlesin... Dönelim Barça'ya... Fabregas'ın ardından Fran Merida da La Masia'da yetişmiş, Londra'nın yolunu tutmuştu. Her giden oynayacak diye bir kural yok. Merida, ülkesine geri döndü, Atletico Madrid'de forma giyiyor. İngiliz kulüplerin en büyük avantajı genç oyunculara 16 yaşında profesyonel sözleşme imzalatabilmeleri... Son transfer Jon Toral için kıyamet koptu ama Katalanların satır arasında bıraktığı bir bilgi de var... Jon Toral'ın annesi İngiliz...

5 yorum:

Marty dedi ki...

Wenger ne vaad ediyor da bunlar Barça'yı bırakıyorlar çok merak ediyorum :D Barça'da elbet şans bulacaklar bir gün.

SirEvo dedi ki...

http://cineshoot.blogspot.com/2009/07/jacques-mesrine-1-numaral-halk-dusman.html

Vincent Cassell'ın olağanüstü kilo alışı ve verişi için bile izlenir. :D

unknown dedi ki...

aklı başında her yetenekli genç oyuncunun hayalini kurduğu takım Arsenal olmalıdır bence.. Her yıldız oyuncunun hayalide Barca'dır zaten..

İsmail Şayan dedi ki...

Ne zamandır "çevireyim" diye bekletiyorum ama bu gidişle daha çok sular akar köprünün altından. UEFA'nın Technician diye bir yayını var. Sir Bobby Robson ile bir röportaj yapmışlardı. Linki şu:

http://www.uefa.com/MultimediaFiles/Download/uefa/KeyTopics/86/79/60/867960_DOWNLOAD.pdf

"Bugünün oyununun kendisini en çok rahatsız eden öğesi" sorusuna doğrudan saha dışına çıkıp "oyuncu menajerleri" yanıtını veriyor. Onların özellikle genç oyuncular ile ilişkilerinden rahatsız. Hatta galiba yine bu röportajda oyuncuların çok genç yaşta çok büyük paralar kazanmaya başladığını ve bunun, onların kişisel gelişimini negatif etkilediğini, yok denecek kadar az sayıda yeteneğin varabileceği potansiyele yaklaşabildiğini söylüyordu bu güzel insan. Mesela Batuhan'a okutsan anlar mı ki?

Bir de Mourinho'nun farklı ülkelerde çalışırken sergilediği yaklaşımı da yetişmesinde emeği olan Robson'ı örnek alarak geliştirdiğini söyleyebiliriz Robson'ın bu konudaki sözlerinden.

Bunlardan gayrı şöyle bir şey var: Bu kadar büyük paranın döndüğü bir piyasanın tam anlamıyla kontrol altına alınmış olmaması bence saçmalığın daniskası. Bu konuda düzenleme yapmak için çok geç kalındığı fikrindeyim.

görkem dedi ki...

o kadar güzel olmuş ki.. barca'nın 1 senedir yönetimiyle, teknik ekibiyle, futbolcularıyla kastığı fabregas saygısızlığı/yüzsüzlüğü o kadar güzel patlamış ki adamlar da.. normal şartlarda isyan edeceğim durumdan böylesi keyif alacağımı düşünmezdim.