18 Temmuz 2008

Özel Haber(!): Yeniköy Kasabı

Kasaplığa Yeniköy'de başlayan ve kısa zamanda İstanbul'da bir efsane haline gelen Vicente Del Bosque, Avrupa'ya açılmış ve birçok şehirde şubeler açmıştı. Vicente Del Bosque en büyük mağazasını geçtiğimiz günlerde Madrid'de açtı. Madrid'de restoranlar zincirinin sahibi Angel Aimar'ın da katıldığı açılışta Fernando Alonso da yer aldı. Yeniköy'de açtığı ilk kasap dükkanını unutamadığını belirten Del Bosque'nin en kısa zamanda İstanbul'a geleceği öğrenildi. İfade edildi. Açılıştan sızan bilgiler arasında. Öte yandan. Öğrenildi. Bu arada. Belirtildi. İddia edildi. Öne sürüldü.

26 yorum:

Kartal Bafiler dedi ki...

Ne yazıkki Beşiktaşlılar olarak "O" zihniyete sahip yönetici tayfasından bir türlü kurtulamadık,kurtulamayacağız gibi de gözüküyor.

Adsız dedi ki...

ahhaaha hakkaten bu edilgen cati olmasa sozumona habercilerin yatacak yeri yok.

Adsız dedi ki...

Del Bosque'nin yerinde olsam aldığım 10 milyoun euroya yakın paradan sonra İnönü Stadı'nın karşısına veya kulüp binasının karşısına "Yeniköy Kasabı" diye kocaman tabelası olan bir kasap dükkanı açardım.. İşte o zaman seyreyle filmi..

Adsız dedi ki...

del bosque'ye yeniköy kasabı ifadesini ilk kullanan kişi kimdi hatırlıyanınız var mı ?

Adsız dedi ki...

AHAHA yazının sonuna doğru bir Yiğit Özgür tandansı olmuş =)

- ifade edildi
- ne ?
- açılıştan sızan bilgiler
- nereden?
- öte yandan
- niye ?
- öğrenildi
- ne zaman ?
- bu arada
- nasıl ?
- belirtildi.İddia edildi.Öne sürüldü.
- ne !?
- zıtt erenköye gidildi.hadi yallah


(RE)

devletli dedi ki...

ahahahahaha...
bu kadar çirkin olup bu kadar kendini sevdiren adam. demirören ve co. bu adamın bile kıymetini bilemedi ya, herşey müstehak. abramoviç'in kankası bjk'yi satın alacakmış, bu zihniyetin kulübü götürecek başka yeri de yoktu zaten. olan koskoca beşiktaş'a oluyor...

Adsız dedi ki...

"İfade edildi. Açılıştan sızan bilgiler arasında. Öte yandan. Öğrenildi. Bu arada. Belirtildi. İddia edildi. Öne sürüldü."


:):):) ahahah tek kelimeyle müthişsin aceto müthişşşş.....

Adsız dedi ki...

işin en trajikomik tarafı da o lafı eden nevzat demir' in erzincan eğin' li olması...yani türkiyenin en çok kasap çıkaran yeri..(o zaman milliyette ercan güven de yazmıştı bu gafı)

Adsız dedi ki...

@ maslov

nevzat demir di yanlış hatırlamıyorsam.. hayır ne ile dalga geçmeye çalışmıştı anlamamıştım.. sanki kendisi josh holloway de del bosque e kasap demişti..

hatırladığım kadarıyla tip olarak kasaba benziyor demişti.. başka bi anlamda değil..

Adsız dedi ki...

bu kullanımların klişeleşmesini normal buluyorum. eğer anlatmak istediğinizi başka kelimelerle anlatabilecek esneklikte bir dil yapısı mevcut değilse -ki türkçe bu konuda oldukça avantajlı sayılır- yapacak fazla da bir şey yok.

bu yüzden, futbolcuların maç sonundaki "önümüzdeki maçalara bakacağız" benzeri ezberleriyle, bu tarz kullanımları birbirine karıştırmamak lazım.

aksini iddia edenler, bir kereliğine de olsa haber yazmaya çalışırsa ne demek istediğimi anlayacaktır. yerleşmiş bu ifadelerin pek de dışına çıkamadığınızı sizler de görebilirsiniz diye tahmin ediyorum...

Adsız dedi ki...

Konu hakkında okunası bir yazı. Aklımda kalan köşe yazılarından...

Milli dava: Del Bosque

Esasında bu "milli dava" lafının bir futbol yazısının içinde geçmesi bile tuhaf... Tamam, "futbol, 22 kişinin bir topun peşinde anlamsızca koştuğu bir oyundur" veya "futbol, kitlelerin afyonudur" safsatalarına da itibar etmiyorum. Hatta, Pascal Boniface'ın, ulusların bir bayrak altında toplanmaya motive olmasında milli futbol müsabakalarının katkısı olduğu fikrine de sıcak bakıyorum. Ama, "milli dava" ağırlığını da, üç kale direği taşıyamaz gibi geliyor bana...
Lâkin, Beşiktaş ile Del Bosque arasında yaşananları, "oyun alanını sınırlayan çizgilerin dışı"nda, hatta aynen Demirören gibi, milli bir mesele olarak görüyorum artık... Real Madrid'le 2000'de Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kulüpler şampiyonluğu, 2001'de lig ve İspanya Süper Kupası, 2002'de Şampiyonlar Ligi, Avrupa Süper Kupası ve Kıtalar arası kupa, 2003'te de tekrar lig şampiyonluğu kazanan, muhtemelen futbol tarihi boyunca bir daha başarılamayacak bir şeyi, çalıştığı 4 yılın tamamında Şampiyonlar Ligi'nde son 4'e kalmayı başaran Del Bosque'yi Beşiktaş'a getirip, onu bir sezon bile bitmeden gerekçesiz olarak kovmak, milli bir mevzudur evet... Milli bir utançtır çünkü.
Yüzyılın kulübüne yüzyılın en gösterişli dönemini yaşatan, Beşiktaş'tan kovulduktan (!) sonra İspanya ve Meksika milli takımlarının da arasında bulunduğu (ve Beşiktaş'tan alacağının daha fazlasını kazanabileceği) sayısız teklifi kabul etmeyecek kadar prensipli bir futbol efsanesinin, FIFA ve CAS koridorlarında Türkiye'den kovulduğu gerekçesiyle hakkını arıyor olması, aynen başkan Demirören'in söylediği gibi, Beşiktaş'ın meselesi olmaktan çıkmış, milli bir dava haline dönüşmüştür artık.
Çünkü bu mevzu her uluslararası basın-yayın organında çıktığında, Platini ile Beckenbauer'in veya Blatter ile Erzik'in ayak üstü konuşmalarında her "Del Bosque" adı geçtiğinde, utanan, ezilen ve hatasını telafi etmesi gereken Beşiktaş değil, Türkiye oluyor artık...
Mevzu 6-7 milyonun Beşiktaş'ın cebinden çıkıp çıkmaması değildir zinhar... Mevzu, Türk futbolunun uluslararası camiada yıpranan ve 6-7 milyon verip tamir edilemeyecek itibarıdır. O yüzden milli davadır artık Del Bosque.
Bir an önce bitmeli bu mahkeme, ve bir an önce nokta koymalı bu "davalı-davacı"lı cümlelere... Bir daha da zaten, Demirören'le Del Bosque'nin aynı cümlede bir araya gelme ihtimalleri, "İspanya'da bir müze ziyareti" sırasında özne ile belirtili nesne olarak karşılaşmalarından ibaret olur herhalde. Özne "bir ziyaretçi" , belirtili nesne de "Bir Real Madrid efsanesinin heykeli" ...

Uğur Meleke

Adsız dedi ki...

dünyanın en aşağılık şeylerinden biri bu kalıp. ve bunu türk basınında kullanmayan gazete dergi yok nerdeyse. yazdıkları şeyin kendi fikirleri ya da olmasını istedikleri şey olduğunu akıllarınca gizlemek için hiç utanmadan yapıştırıyorlar "iddia edildi"yi. eskiden spor sayfalarında görürdük ancak son yıllarda özellikle dinci basının can simidi haline geldi. olmasını istedikleri ancak ispatlayamadıkları bir şey varsa "öğrenildi". oh ne ala memleket.

orkun dedi ki...

@onur;

Zaten sorun aceto'nun yazdığı klişe kalıpların kullanılmasından çok belirli bir kaynak ya da dayanak olmadan kullanılması. Yani "ifade edildi" de kim etti birader? Sanki "edilgen fiil kullandığın zaman kaynak belirtmek gerekmez" şeklinde bir kural icat etmiş vatandaşlar.

Telif Hakkı dedi ki...

@maslow
nevzat demir söylemişti o benzetmeyi tabi fiziksel anlamda söylemişti 8 maç sonrasında 6 puan toplamıştı DelBosquenin takımı ( gerçi birçok deplasman maçı vardı ve oyuncularda sıkıntı çoktu, sonrasında 9 maçta 23 puan toplandı ama neye yarar ) tabi ülkemizde böyle bi performans karşılıksız kalmazdı, kalmadı da. Daha birçok adam da laf söyledi de en akılda kalanı bu oldu. işin garibi ülkemizde böyle pos bıyıklı tonton hulusi kentmen gibi adamlar herkesce sevilirken tip olarak benzeyen Del Bosque ye bu tip fiziksel ithamlar ne derece manalı bilemiyorum :)

Adsız dedi ki...

ahmet çiğdem'in de "umum kasaplar ve sakatatçılar derneği başkanı kılıklı" benzetmesi vardı del bosque ile ilgili.

cisco dedi ki...

:)

gozlerden kacmadı..

:)

super cidden, o kadar aynı cumleler kuruloyor ki, haberi anlayamıyorum bazen...

Oz dedi ki...

ahahahhahahaaa
hay allah, sen beni güldürdün akşam akşam allah da seni güldürsün e mi?

Adsız dedi ki...

Yalnız aceto , haberin sonuna alakasız bir haber ekleyeceksinki bu "şahane hüzün tablosu" tamamlansın.


İfade edildi. Açılıştan sızan bilgiler arasında. Öte yandan. Öğrenildi. Bu arada. Belirtildi. İddia edildi. Öne sürüldü.
Bu arada malzemeci Bahattin'in torunu olmasına sevinen futbolcular ,Bahattin'i havuza attı.

Gibi gibi..

İroniyi anlamayan nesle aşina değiliz :)

dr feelgood dedi ki...

fantastik kelimesi var bi de.

anelka "istanbul fantastik bir yer" dedi

lincoln taraftar için "fantastik" ifadesini kullandı.

chicken translate yapıp fantastik kelimesini yapıştırıyorlar.

fataliyev dedi ki...

puahhahaha ya bülent abi öldüm gülmekten helal olsun!!

Adsız dedi ki...

süper
KLİŞE DÜNYASI....

Adsız dedi ki...

kovulma tazminat derken gözden kaçan asıl nokta Hocayı kovduracak ortamı yaratan çok bilmiş duayen! spor yazarları.Demirören de acemi idi(Ki hala acemi)baskılara dayanamadı.Ülkede futbol kültürü bu.Dünyanın en iyi hocasını en iyi topçusunu getirseniz de çakallara yaranamazsınız.Onlar her köşebaşını tutmuş hala Şaban jübile yapmasın milli takıma alınsın dünyanın en büyük golcüsü derler.

Adsız dedi ki...

@orkun

söylediğine kesinlikle katılıyorum. işin ilginç tarafı, nedense transfer mevsiminde imzasız haberlerin artıyor olması.

hoş, burada sığınılan gerekçeler de genelde haber kaynağının ismini açıklamak istememesi ya da haberi yapan kişinin kendi haberine güvenmemesi. bu da bir anlamda bilgi kirliliğine yol açıyor.

nedir bunun aslı diye sorduğunda da "bir yöneticiden aldım haberi ama ismini yazmamı istemedi" gibi samimiyetsiz gerekçelerle karşılaşıyorsun.

ama kabul ediyorum; hepsinin nedeni, gelip aynı kapıya çıkıyor sonuçta. muhabirin haber getirmiyorsa ya da araştırmacı gazetecilik kavramını oturtamadıysan bir türlü, ısmarlama ya da servis haberlere, olmadı ajans haberlerine mahkum oluyorsun. bu da başkalarının ağzından haber aktarman demek oluyor ki öyle bir durumda da edilgen cümleler kurman çok doğal..

peralta dedi ki...

ya beşiktaş ı falan geçtim, "öğrenildi" kısmına koptum :)

Adsız dedi ki...

Abi 'ÖTE YANDAN''ı unutmuşsun.
Bu nedir ya kim öte yandan kelimesini kullanır..

Kartal Bafiler dedi ki...

Bir düzeltme daha yapayım,Yeniköy Kasabı lafını Futbol camiası Nevzat Demir'den duymuştur ama bu benzetme kendisine ait değil Nevzat Demir'in hanımına aittir.
Kendisi de bu lafı telafuz ederken -bizim hanımda onu Yeniköy Kasabına benzetiyor zaten demiştir.

Ben de o an kendi kendime gayrı ihtiyari sormuştum;
-Ulan onu Yeniköy Kasabına benzetiyorsa acaba seni neye benzetiyordur....