25 Şubat 2018

Cengiz Ünder



Yirmi yaşında okul arkadaşlarınızla üç gün Roma’ya gitseniz yapacaklarınız bellidir. Aşk çeşmesine para atar, İspanyol merdivenlerinde oturur bir dondurma yer, Kolezyum’un önünde gladyatör kostümü giymiş hatıra fotoğrafı için emekçilik yapanlarla bir poz verir, makarnaların annelerimizin pişirdiğinden daha sert olduğuna karar verir, ailenizden aldığınız harçlığı hele de futbol seviyorsanız Roma ya da Lazio maçında açık tribün biletini yatırsınız. Tarihi eserler, müzeler, neşeli dakikalar, keşfetmek de güzeldir arkadaşlarla birlikte olmak da, sonunda turistsinizdir, memleket hasreti basar, ailelerinize kavuşursunuz…


Bu yaz 20 yaşında bir Türk genci Roma’ya ilk adımını attığında karşısında onlarca gazeteci ve televizyon kamerası buldu. Francesco Totti’nin veda ettiği sezonun ardından yeniden yapılanma için İtalyan kulübü, dünyanın bir numaralı sportif direktörü İspanyol Monchi ile anlaşmıştı. Dani Alves’den Rakitic’e, Negredo’dan Gameiro’ya onlarca ismi üç kuruş paraya Sevilla’ya transfer eden ve “olduklarında” da 5-10 katına satan Monchi’nin İtalyan futbolunda yaratacağı devrim merakla bekleniyordu. Cengiz Ünder’i uzun zamandır takip eden Monchi, Manchester City ile girdiği transfer yarışında Roma adına son sözü söyleyen oldu. O ısrarcı olmasa Roma’nın patronları, bizim ligimizde sadece bir sezon forma giyen 20 yaşındaki bir gence 15 milyon Euro vermezlerdi. Kısaca Monchi’nin bir bildiği vardı da İspanyol sportif direktör takımın para eden isimlerini, Salah, Rüdiger ve Parades’i toplam 100 milyona satınca ortalık karıştı. Monchi, Roma’yı şampiyon yapmaya mı gelmişti, yoksa takımı satmaya mı? 

Kulübün eski futbolcusu ve İtalya’da son dönemin yükselen teknik admalarından Eusebio de Francesco, Monchi referanslı Cengiz için sezon başında temkinliydi. İlk gün Totti ile hatıra fotoğrafı çektiren Türk gencinin öğrenmesi gereken çok şey vardı. Kendini ispatlamak için ayağında fazla top tutuyor, takım oyununa uymuyor ve İtalyan futbolunun olmazsa olmazı taktik disiplin için tecrübesi sıfıra yakındı. Yakın geçmişte Salih Uçan’ın Roma’da yaşadığı bozgunu çok iyi hatırlayan Roma taraftarının da Cengiz’den büyük beklentisi yoktu doğrusu… Salah, İngiltere’de harikalar yaratınca Monchi’yi Cengiz Ünder transferi için eleştiren İtalyan gazeteciler, vatandaşları teknik adam Di Francesco’nun bu transferi istemediğini de yazdılar.


Başakşehir kulübüne veda töreninde anne ve babasıyla mikrofonlar karşısına geçen Cengiz için doğrusu zor günlerdi. Spor gazeteleri Juventus’un Arjantinli starı Dybala’yı örnek gösterip ona “Türk Dybala” demiş beklentilerin çıtasını çok yükseğe koymuştu. Cengiz’in devre arasında bir takıma kiralık gideceği konuşulmaya başlanmıştı. Bir taraftan İtalyanca dersler alan, bir taraftan da idmanlarda hocasının dediklerini yapabilmek için çırpınan Cengiz’in kulaklarını tüm bunlara kapamış olması onun İtalya kariyerinde çıktığı ilk basamaktır.
İtalya futbolunda devrim yaratan adam olarak bilinen Zeman’ın öğrencisi olan Di Francesco genç oyunculara inanan ve şans veren hoca olarak bilinirdi. Daha 18 yaşındayken vitrine çıkardığı Marco Verratti bugün PSG orta sahasında. Santrfor Luis Muriel, rekor ücretle Sevilla’ya gitti. Lecce günlerinde yetiştirdiği Juan Cuadrado bugün Juventus forması giyiyor. Hırvat sol bek Vrsaljko ve İtalyan futbolunun son dönem golcülerinden Domenico Berardi de, Eusebio Di Francesco’nun parlattığı genç oyuncular…
Bazen ne kadar çalışsanız ne kadar yetenekli olsanız da futbolda size inanan, sizdeki futbolculuk kumaşını gören ve genç yaşınızda ayaklarınız titrediğinde, taraftar ve medya üzerinize geldiğinde bir baba şefkatiyle size koruyacak, kollayacak insanlara ihtiyacınız var. Onlar size sadece futbolu değil, hayatı da öğretirler… Cengiz Ünder ile Monchi-Di Francesco ikilisini bir araya getiren kader değil, kariyer yönetimidir…

1 yorum:

Mehmet Ata dedi ki...

Kariyer yönetiminde hayal kırıklığı için Tuncay Şanlı'yı örnek gösterir bazıları. Katılmam! Zenginliği lüks arabalara binmek, popüler restoranlarda yemek yemek değil, farklı ülkeleri, kültürleri tanımak, anlamak olarak görenenler gerçek zenginlerdir. Gigi Datome gibi sporcular benim için "farklı"dır, "özel"dir . Cengiz Ünder'in futbolundaki olgunlaşmayı heyecanla beklerken, bulunduğu ülke(ler)in tarih sayfalarına da güzel yapraklar bırakmasını dilerim. Yolu açık olsun...