30 Ağustos 2015

İlhan Cavcav'ın Değirmeni

Stuart Baxter, 10 yıllık futbol kariyerinde dokuz takımın formasını giymiş. Memleketi İskoçya'dan Avustralya'ya, İsveç'ten ABD'ye uzanan miş'li bir kariyer çünkü futbolculuğunda olduğu gibi teknik adamlığında da Baxter ismi futbol dünyamızda bize birşeyler hatırlatmıyor. İskandinav ülkelerinden Japonya'ya, oradan Güney Afrika'ya uzanan hocalık kariyerinin son durağı Gençlerbirliği oldu Baxter'ın. Onu haziran ayı sonunda Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav'ın yanında gördük. Yetenekli yabancı futbolcuları keşfetme yeteneğiyle Türk futbolunda ayrı bir yeri olan Cavcav yeni hocası için "Uzun süre araştırıp takımın başına getirdik. Çok teknik adam değiştirdiğimi söylüyorlar. Takımımın menfaatleri doğrultusunda gerekirse değil yedi, 17 teknik adam değiştiririm. Hocamız, çalıştığı yerlerde şampiyonluklar ve kupalar kazanmış bir isim" dedi. Biz de "Hadi hayırlısı" dedik... Sonrası ise gerçekten fıkra gibi... Memlekette bütün kulüpler borç batağında yüzerken, kasasında 50 milyon var denilen Gençlerbirliği, lige iki mağlubiyetle başladı. Olabilir, futbol bu... Sonuçta üç kupalı Galatasaray'da o iki haftada bir puan alabilmiş. Baxter'ı uzun süre araştırmış Cavcav, İskoç teknik adamı iki hafta sonunda kapının önüne koydu. Aslında nasıl gittiği değil, nasıl bu lige geldiği merak konusu olan Stuart Baxter da açtı ağzını yumdu gözünü: "Kulüp başkanı beni yanına çağırıp, bağırıp çağırmaya başladı, küfür etti. Sonra 'Eşyalarını toplayıp, gidebilirsin' dedi. Onun gibi birisini daha önce görmedim. Hiçbir zaman ismimi hatırlayamadı. O kafadan kontak, acayip biri. Benimle her gün toplantılar yapıyor, sakat futbolcuları günde dört kez özel antrenörlerle çalıştırıyordu." Baxter futbola yıllarını vermiş bir emekçi olabilir ama bir yerde yanlış yapmıştı. İlhan Cavcav onu uzun süre araştırıp bulmuştu ama Baxter, Cavcav'ın kim olduğunu bilmiyordu. 34 yıldır Gençlerbirliği'nin başında olan Cavcav 51 kez teknik direktör değiştirmişti. Baxter iki maçta görev yaparken şanslıydı aslında 1987'de Hüsnü Macurni'nin biletini ilk maçın ardından kesmişti Cavcav. Zaten geçen sezon da Kemal Özdeş takımı yaz döneminde hazırlamış ama lige başlamak ona kısmet olmamıştı. Bütün bunların Baxter'ın umrunda olmadığı da ortada. Tazminatı neyse banka hesabına yatacak olan İskoç teknik adam "Gidip dünya rugby şampiyonasını izleyeceğim. Cape Town'daki tanıdıklarımı ziyaret edeceğim" diyerek kestirip attı. Anlayacağınız bir yabancı hocanın daha servetine katkıda bulunduk ülke olarak... Gençlerbirliği şimdi yeni teknik direktörünü arıyor. "Bulunduğumuz durumdan son derece rahatsızım" diyen İlhan Cavcav hepimize bir çağrı yaptı: "Yıllardır futbolun içerisindeyim. Ancak takımın başına getirecek çalıştırıcı bulamıyorum. Herkes bize bu konuda yardımcı olsun." Güler misin ağlar mısın vardır ya hayatta; buyrun tercih sizin... 

Kahveni iç ve kampı terk et
İlhan Cavcav ile futbol dünyasında yarışacak başkanlar var(dı) elbette. Atletico Madrid'e 17 yılda 141 futbolcu transfer eden Jesus Gil, 39 teknik direktörün işine son vermişti. İtalya'da Inter kulübü, Marcelo Lippi'yi daha ligin ikinci haftasında kovduğunda "Pes!" denmişti ama Jesus Gil daha iyisini yapmıştı bile. Daha resmi maç oynamadan, sezon başında çekilen takım posteri masasına geldiğinde Joaquin Pero'yu "Tipin kayık çıkmış" deyip kapının önüne koymuştu. Olympiakos'un efsane başkanı Socratis Kokkalis, Gil'in performansını yakalayamasa da istatistiğiyle göz doldurdu. Kokkalis, 17 yılda 20 kez hoca değiştirdi. Peru'da sezon başı hazırlık kampını bitiren ve ligin ilk hafta maçı için kampa giren Coronel Bolognesi'de teknik direktör Raul Marcovich'in hedefi üç puandı. Sabah takımla birlikte kahvaltı ederken, telefonu çaldı. Başkan "Kahveni iç ve kampı terk et," dedi. Beterin beteri var mı? Var! 2010'da İngiltere'de yerel ligde (Sussex County Ligi) Chichester City'nin rakibi Redhill'di. 1873'te kurulan kulüp, maça iyi başlamış, ikinci yarıda da oyunu 2-1 önde götürüyordu. Gözü sahadaki oyunda olan teknik direktör Mark Poulton'ın yedek kulübesinde otururken cep telefonu çaldı. Ekranda kulüp yönetici Gary Walker'ın ismi yazıyordu. Poulton telefonu açtı ve... Walker kısa kesti: "Mark, rahatsız ediyorum ama kovuldun!"

3 yorum:

Adsız dedi ki...

türk futbolunda herşey iyide bir ilhan cavcav mı arızalı hocam.

gene fenere hakemler kıyak çekmeye başladılar.ilk hafta fernandaoya kırmızı kart çıkaramadılar.bu hafta olmayan faulden fenerin golü geldi.

geçen sezonun benzerini yaşıyoruz.

sonucu belli bir lig izliyoruz hocam.ben bu hafta gördüm ki bu lig izlenmez.acaba bu sezon hakemler fenerden ve şükrü saracoğlundan etkilenmeden maç yönetirler mi bu sezon derken ilk 3 hafta değişen hiçbirşey olmadığına şahit olduk.

kötü futbol kötü hakemler.değişen bişey yok.

Adsız dedi ki...

emeyinize yüreyinize sağlık. harika bi yazı!!1!!

Serdar ile Futbol dedi ki...

İşin ilginç tarafı İlhan Cavcav bir gün bu görevi bıraktığında acaba kulübe kim başkanlık edecek? Neredeyse yarım asır bir kulüpte başkan ol. Onlarca teknik adam al, gönder. Futbol bir tutkudur ama aşırısı da zararlıdır. İlhan Cavcav, Aziz Yıldırım'ı eleştiriyor ama onun da ondan farkı yok. Kulüp başkanlıklarını ailelerinden dahi önde görüyorlar.

Bu arada Bülent Abi, arada sırada şahsi blog siteme, zamanınız el verdiği müddetçe bakmanızı rica ediyorum :)Sizlerin yolunda ilerlemeye çalışan biri olarak yardımlarınızı beklerim...

www.serdarilefutbol.blogspot.com