25 Aralık 2011

4 Büyükler'de Omurga

Total futbol, 4-3-3, tek pas futbolu.... Gider böyle. Total futbol, Bojan Krkiç, yemek masasında tuzluğu istediğinde Puyol’un uzanıp vermesidir demiştim ki Krkiç de valizi toplayıp gitti. Olsun orada ağabeylerin tuzluğu uzatacakları gençler bitmek bilmiyor...

Oyuna elbette 3 hat üzerinden bakıyoruz. Çokça dörtlü defans, son yıllarda iki defansif orta saha, kreatif bir üçlü ve bir son vuruşu. Ya da sahte 9, kanat adamsız oyun, üçü defans, 4-4-2 vs... Onbirin kalitesi için kriterim omurgası. Kaleciden başlayan, stoper, ön libero, orta sahanın pas atan adamı, forvet arkası ve santrfor.. Bu beşlinin arasındaki kalite dengesi takımın da gücünü ortaya çıkartıyor. Sezonun ilk yarısına böyle bakmak istersek eğer...

Bu sezondan geriye son 3 sezonda hatları arasında kalite farkı olan bir Galatasaray vardı sahada. Manav tezgahında üstte tazeler, altta çürükler hesabı, ön taraf fiyakalı, orta saha ve gerisi ise vasat ve vasatın altı. Bu örneğin bu sezon takipçisi Atletico Madrid, Öndeki Arda, Diego, Falcao, Reyes (Adrian) dörtlüsü kağıt üzerinde rakip defanslar için kabus gibiyken arka tarafta genç bir kaleci önünde beli dönmeyen Miranda ve onun önünde rakibi 3 metre uzaktan kovalayan Gabi vs... Teknik adamını kovan, kupadan elenen, ligde yine hüsran yaşayan fiyakalı ama sorunlu Atletico Madrid...

Geçen sezon aldığı 16 mağlubiyetin ardından Fatih Terim Galatasaray’ın omurgasın söküp attı. O hatta bir tek adamın gözünün yaşına bile bakmadı. Muslera, Ujfalusi, Melo, Selçuk ve Elmander... Beş yeni adamla takımın omurgasını kuran Terim, bek problemini bu sezon 3 yıl sonra oyuna geri dönen Hakan Balta ile ve önceleri çok gezdirdiği Eboue ile çözdü ama iki kanadın verimsizliği sezonun ilk 10 haftasında da beklemediği puan kayıplarını getirdi. 17 maçta 11 gol yiyen savunmanın başarısı da bu omurgadaki adamlar arasındaki kalite dengesi ve beşlinin sürekli olarak forma giymesinde yatıyor...

Fenerbahçe’nin omurgasında değişen tek isim Niang yerine Bienvenu. Fenerbahçe’nin geçmişte santrfor tercihleri şöhreti ve istatistiğiyle gelen adamlardı. Bienvenu ise Niang’ın ayrılık kararı sonrasında belki de bir mecburiyet. Volkan, Yobo ve Emre tüm devre boyunca standartın üzerinde kaldılar ki Emre’nin olmadığı maçlarda da Cristian kendi çizgisinin üzerine çıktı. Alex, çok iyi sezonların ardından sallandığı sezonların ilk yarılarından birini ortaya koydu. Bu omurganın en zayıf halkası Bienvenu’nun yerine bir ismi de Aykut Kocaman zaten bugünlerde arıyor.

Beşiktaş’ta omurgada adı geçmeyen Quaresma’sız bir cümle kurmak kolay değil ama bu hattın üzerinde yeni gelen Egemen, kariyerinin en iyi günlerini geçiriyor. Kalede Cenk ve Rüştü de çokça büyük oynadılar. Ernst bu lig için marka orta saha. Sakatlık sonrasında çabuk toparladı ve bir daha da düşmede. Guti’nin valizi toplana kadar çözülemeyen omurga problemi Fernandes’in dönüşüyle, son haftalarda Simao ve Quaresma’nın yokluğuna rağmen çözüldü ve Beşiktaş kazanmaya devam etti. Fenerbahçe gibi Beşiktaş’ta da omurganın zayıf halkası santrfor. Bir yabancının Mustafa Pektemek’ten kötü olmaya hakkı yok. Almeida bu noktada takım içindeki Portekiz lobisiyle o formayı kaptı ama büyük hedeflerin golcüsü bu kadronun içinde yok.

Trabzonspor’un omurgasında kaleci Tolga harikalar yaratırken, Glowacki vasatı aşamadı. Zokora, Şampiyonlar Ligi’nde yapılan iyi savunmanın belkemiğiydi ama takımdaki yabancıların kalitesi onun yarısı kadar olunca liderden beklemedikleri bir puan farkını yediler. Burak, dörtlünün en iyi santrforu.. Ancak onun arkasında oynayan adam Alanzinho ya da Adrian farketmez, hep soru işareti olarak kaldı...Ara transferde Fenerbahçe ve Trabzonspor, omurgaya mutlaka yeni bir isim ekleyecekler. Beşiktaş’ın Almeida ve Edu -bir de sakat Bebe- varken yeni bir yabancı santrfor peşine düşeceğini söylemek zor. Galatasaray ise omurga problemini çözmüş bir takım olarak iki kanadına bal yapan arı bulmak zorunda.

"Dört büyüklerin omurgasından banane; futbolumuzun omurgası çökmüş" derseniz; siz de haklısınız... Haftada 6 gün, günde 12-15 saat bu çöküntüye kafa patlatmak zorunda olan meslek grubunun omurgalı kalmaya çalışan bir üyesi olarak beş yıldır nefes aldığım bu blog, hep futbola ait olsun istedim...

11 yorum:

Must. dedi ki...

Eyvallah abi. TV programlarında hırgür çıkarmak ve gazetede birilerine sataşmak prim yapınca herkes o gruba dahil oldu. Sayenizde biz de nefesleniyoruz.

TA dedi ki...

iki şeyi birbirinden ayırmakta fayda var. türkiye standartlarına uygun oynayan takımlar ile avrupa futboluna uygun oynayan oynamaya çalışan takımlar.bundan dolayı trabzonsporu diğerlerinden ayırıyorum.şenol hoca farklı bir oyun oynatmaya çalışıyor.güzel oyun pas futbolu barca sistemi.bu oyunu oynamaya çalıştığı için avrupa maçlarında iyi performans gösterdiler.şampiyon bursaspor avrupada 3 pası yapamadan geri döndü.skibbeli galatasaray avrupada fırtınalar estirirken süper ligde skor almakta zorlandı.terimin galatasarıyıda tr standantına uygun oynuyor.

yani omurga falan hikaye.omurga önemli tabi takımlar için ama ondan daha önemlisi süper ligde skor almaya uygun sistemin-taktiğin geçerliliğini devam ettirmesi.(değişmesi şimdilik zor maalesef).
bursasporun şampiyonluğu futbol adına bir devrim değildi. zaten süper lige uyan sistemleri vardı.farklı birşey yapmadılar.ama şenol güneşli trabzonsporun güzel oyunla skor alması türk futbolu adına bir devrim olabilir.
güzel oyun avrupada hemen meyvelerini veriyor.
trabzonspor la ligada ilk 5'in içine girebilir ama galatasaray bu futbolla kendini orta sıralarda bulur.

4numara dedi ki...

@TA,

Fatih Terim'in bu lige uygun sistem anlayışını çok da haksız görmemek lazım, malum oyuncuları en çabuk adapte edebileceği sistem budur. ancak devamındaki senelerde birer ikişer hamlelerle yine avrupai bir takım yaratacağını düşünmek istiyorum. özellikle bu sene için şampiyon olmak veya şampiyonlar ligine kalmak herşeyden daha önemli duruyor. biraz da her yol mubah hesabı...ama inanın bu bile son 3 seneki gs'den daha keyifli izlenen bir futbol ortaya çıkarıyor. melo'yu izlemek, 2.5 sene sonra frikik golü görmek, kalecide saç-baş yolmamak, elmander gibi bir karakteri tanımak, semih'e nihayet demek...bunlar bence az şeyler değil...

İsim dedi ki...

Galatasarayda'ki revizyonu bu kadar kısa sürede herhangi bir teknik adam yapabilirmiydi bu tartışılır.
Terim bugün bıraksa gitse bir kaç sezonu kurtaracak omurgayı oluşturdu,kaynaşmayı sağladı.
BT'nin belirttiği gibi artık bir üst kademeye taşıyacak bal yapan arılara ihtiyaç var
2-3 Takviye ile CL'de grupları zorlayabilecek güçte bir takım geliyor(önce oraya gitmek lazım elbette)
Bülent abi güzel bir tweet atmıştınız 'Fatih Terim açsa Galatasaraylılar doyar' gibi bir şeydi.Bir cümlede tabloyu özetlemiştiniz zaten.

cerkez1905 dedi ki...

müthiş yazı olmuş özellikle Galatasaray kısmına tamamen katılıyorum.kalede muslera en az 5 sene götürür.ujfalusi-semih kaya mükemmel oturdu önlerinde selçuk inan ve melo da keza aynı.forvette elmander de ikili forvetin ilk adamı.yıllar sonra sağ bekle oynamak ve eboueyi kazanmak da ayrı bi keyif.hakan baltanın da kendisine geldiğini düşünürsek geriye 3 mevki ve 3 kalite adam kalır.iyi bir sağ-sol açık ve gol yüzdesi fazla olan forvet.devre arasında mı alınır sene sonunda mı bilmem ama ihtiyacımız sadece 3 kalite adam.fazlası zarar.yapılırsa o zaman Galatasarayın avrupa da kendisini hatırlatması yakındır.

@TA
"trabzonspor la ligada ilk 5'in içine girebilir ama galatasaray bu futbolla kendini orta sıralarda bulur" bunu da her yere yazma gülerler adama...

TA dedi ki...

CERKEZ

süper ligde avrupada oynanan futbola çok yakın bir oyun oynuyor trabzonspor.CL de son 16 ya kalıyordu inter son 5 dakikada yamuk yapmasa.bu inanılmaz bir durum.kaliteyi gösteriyor.siz bakmayın ligdeki puan cetvellerine.biz çok gördük ligde şampiyon olup avrupaya çıkınca ayakları birbirine dolaşan 3 pası yapamayan takımları.misal bursaspor.

bu ligde baskı anında pas yapabilen tek takımdır trabzonspor.

ha bu arada terimin CL karneside rezalettir hatırlatırım.

bence son 2 yıldaki trabzonspor çok özel bir takım gözümde.türk futbolunun üzerinde bir futbol oynuyorlar.skorlar kadro istikrarı yakalanırsa gelecektir.
terimli gs da avrupaya gider ve tıpkı bursaspor gibi 3 pası yapamadan geri döner.

Yalçın Özen dedi ki...

Sahane yazı elıne saglık...

cerkez1905 dedi ki...

TA

şampiyonlar ligi ayrı la liga ayrı önce bunun farkına varmak gerek.la liga da ilk 5 e girmek için galibiyetler almak gerek şampiyonlar liginde ki gibi 10 futbolcuyla defans yapıp beraberliklerle ilk 5 e girilmez.la liga da bütün takımlar real ve barça değil.öle bekleyip bekleyip şansa 1 puanla lig bitmez.galibiyet için pozisyona girmek gerek atak yapmak gerek bunu da yapacak güç ts de yok.evet 3 top yapamayan takım bende çok gördüm avrupada çok geriye gitmeye gerek yok lille maçındaki ts tam bu tanıma uyan bir örnek.fb ye bjkye ve Gs ye yenilerek de bunu gösterdi.Galatasaray da öle böle değil fena yendi.Ayrıca Galatasaray avrupa da fırtınalar estirirken şampiyonlar ligine 9 kez katılırken çeyrek finaller yarı finaller oynayıp Türk insanını gururlandırırken sonrasında Uefa ve super kupayı yenigisiz alan ilk takım olurken hayattamıydın sen bilmem ama büyüklerine sorman bunları öğrenmen için fazlasıyla yeterli olacaktır.ama yine de ts daha iyi diyosan arenadaki maçtaki skordan sonra tekrar konuşuruz şimdilik kal sağlıcakla..

TA dedi ki...

cerkez

yeni kurulmuş bir kadronun CL de kontrollü oynaması doğaldır.zaten böyle yeni kurulmuş bir kadronun ve ilk kez CL de oynayan bir takımın son 5 dakikaya kadar 2 tura adını yazdırıyor olması şenol güneşin yaratmak istediği sistemin ileride mutlaka güzel meyveler vereceğinin göstergesidir.yeterki sabredilsin.

geçen sene oturmuş kadrosu olan trabzonsporun liverpoolu nasıl zorladığını futbol olarak gördük.

şenol hoca bir bina yapıyor.sabredilirse güzel meyveler verecek takım. ersun yanal daha önce yapmıştı aynısını trabzonsporda.ersun hoca gittikten kısa bir süre sonra takım güzel oyunu sahneye tam olarak yerleştirdi.

yoney dedi ki...

Amaç Şenol Güneş'i övmekse, bizde kendisini sık sık övüyoruz @TA, merak etme. Ama sırf onu öveceğim diyip de şampiyon olan Bursaspor'la Fatih Terim'in yaptıkları ve yapabileceklerini bir tutmaya çalışmak bayağı bir komik kaçıyor.

TA dedi ki...

yoney

ben genelde yorumlarımda futbol kalitesinden bahsediyorum.skorlara bakıp yorum yapmıyorum. hele türkiyedeki kalitesiz futboldan bir başarı elde edenlerin avrupaya çıkınca nasıl dağıldığını izliyoruz değil mi?fenerbahçenin young boys paok maçları hatırlanmalı.bursasporda terimde birşeyler yapıyorlar.ama yaptıklarında futbol kalitesi var mı?galatasaray kaç maç güzel oyun oynamış.
ayrıca şenol güneşi bursasporla terimle bir tutmuyorum haşa.şenol güneş bunların üzerinde bir teknik adam.