26 Eylül 2008

Kim Suçlu Kim Vefasız?

Bir futbolcunun kulübüne bonservis kazandırmadan başka bir kulübe imza atması vefasızlık mıdır? Emre, Tuncay, İbrahim Kaş, Aurelio... İsimler önemli değil. Her seferinde neden futbolcular idam ediliyor bunu anlayabilmiş değilim. Buna Ribery vakasını da katalım. Kulüplerin profesyonelleri ne iş yapar peki? Sportif direktör, menejer, futboldan sorumlu yönetici sıfatıyla dolaşanlar... Oyuncuyu ikna edemeyen, kasada para varken bile futbolcunun kalması için gerekli şartları hazırlamayanlar... 3 yıllık sözleşmenin 2. yılında yeni sözleşme önermeyenler, son sezona girildiğinde devre arasında bile elini kıpırdatmayan, sezon sonu geldiğinde sen bizim evladımız diyenler, futbolcu gidince de onu taraftarın önüne atanlar, "vefasız çıktı bu da" diyenler. Üstüne basarak söylüyorum. İsimlere takılmayalım. Bazı oyunculara gitmeyi kafasına koymuşsa kulübün anahtarını verseniz ikna olmazlar. İşte Bayern Munih örneği. Ballack bonservisi elinde Chelsea'ye gitti. Şimdi sırada Schweinsteiger var. Sözleşmesi bitiyor ve imza atmaya niyeti yok. "İtalyanca öğreniyorum" diyor. (Juventus da sever bedavaya adam kapatmayı... ) Kim suçlu? Bayern Munih mi yoksa Ballack ve Schwinsteiger mi?

34 yorum:

a-town dedi ki...

ben futbolda kluplerden cok futbolcularin korunmasi taraftariyim. sonucta ureten onlar. seyirciyi tribune getiren, forma sattiran onlar. dolayisiyla her zaman cikarlari en cok kollanmasi gereken de futbolcular olmali.

sezon sonunda free agent olacak oyuncunun butun teklifleri gormeden sozlesme uzatmaya sicak bakmamasi gayet normal. 10-15 sene yapabilecegi bir isten kazanacagi parayi maksimize etmek istemesi de cok dogal. gitmek istedigi klup "bonservissiz gelirsen aliriz" diyorsa ve oyuncuyu ikna etmisse simdiki klubu herhangi bir baski yapamamali. ha benim takimimdan bir oyuncu bu sekilde giderse icerlerim, keske para kazandirip gitseydi derim ama en nihayetinde bana ... yemek duser.

broker&dealer dedi ki...

Hala böyle konular konuşulduğunda aklıma Metin oktay'ın o tüyleri diken diken eden cümleleri gelir.

"Bizi sevenlere ihanet etmeyelim baba." senin gibi gördüğümüz birisi daha var şimdilerde Arda Turan.

Arda Turan bizler için Metin Oktay'ın yaşayan resmidir.Gün gelip o resme başka boyalar bulaşmaması doğuştan fanatik abilerine benzememesi dileklerimle...

Quad & AbSurDMaN dedi ki...

Bence suçlu Bosman :) Sayesinde gelen kural futbolu hem iyi hem kötü etkiledi.Bu kural bence oyuncuya "şımarma" hakkı tanıyor yani kulüpler artık para kazanmak için oyuncunun suyuna gitmek zorunda,bunu bilen oyuncu da istediği gibi davranıyor ya para kazandırıyor ya da beleş gidiyor...

Figueres dedi ki...

Bence kimsenin sucu yok. Isten ayrilip baska bir ise girmeyi secen insanlar icin 'ya isveren de neden bu adami saldi ki' ya da 'adama isi ogrettik gidip baska yerde icra edecek ogrendigini' gibi laflar donmesi ne kadar abesse futbolcular icin de aynisi gecerli. Kimi para icin gitmek ister kimi rahatsiz oldugu icin kimi yeni tecrube icin. Sonucta oyuncunun seciminin sorgulanabilir yani yok bence.

Çetin Cem dedi ki...

taraftar kendi açısından haklı kimi zaman, oyuncu çoğu zaman haklı, kulüpler çok ekstra bir durum olmadıysa haksız olan taraf. sebep? taraftar için olay duygudur, şu oyuncuya kaç para verildi, kaça satıldı pek de önemi yok, "o para benden çıkmıyor ki" mantığı. kimi zaman empati yapamaz, doğaldır. duygu vardır çünkü işin içinde.

oyuncu için hayattır. belki para için, belki de çok anlaşılır sebeplerle başka bir yerde yaşamak, oynamak isteyebilir. daha iyi gördüğü yere de gider.

kulüp ise işin profesyonel kısmındadır, öyle olmalıdır. "hasan bizim evladımızdır," dersin, hasan boş mukaveleye imza atar, ama işte herkes de -haklı olarak- atmaz. türkiye gibi endüstriyel futbol konusunda yarıda kalan bir ülkede bunlar doğal. yöneticiler oyuncu kaçırmalı, hatır gönüllü dönemden tam anlamıyla paranın konuştuğu zamana geçmek arasında kaldılar çünkü. o yüzden "biz x'ten söz almıştık" diyorlar adam elini kolunu sallaya sallaya gittiğinde.

emre, aurelio, okan, ibrahim kaş, her birinde durum farklı belki. ama mesele, bu adamlar gitmek istediler. ama en çok özendiğim kaş'ın durumu. çocuk olayı hiç ajite etmedi, profesyonelce sezon bitmeden kontratı attı. belli ki bir vizyonu varmış, fırsatı bulunca gitti. bence böyle şeylere alışmalıyız.

çok uzattım ama, schweini liverpool'a gelse keşke. olağanüstü bir oyuncu bana kalırsa. güç, teknik ve oyun zekasının bu kadar üst düzeyde birleştiği çok az oyuncu gördüm.

bigboned dedi ki...

serbest piyasa ekonomisi hakim endustriyel futbola artik.. kuluplerin futbolcular uzerindeki imtiyazlari tamamen yok olmak uzere.. ortada bir mala 5 lira veren bir musteri varsa o malin degeri de odur.. eger ki elinizdeki futbolcu geli$ip 3 liradan 5 liralik adam haline geldiyse artik o futbolcuya 5 liralik kontrat yapmak zorundasiniz demektir.. siz yapmazsaniz ba$kasi yapacaktir cunku.. bu sadece para meselesi de degil.. misal fenerbahce tuncaya 5 lira verebilir ama middlesbrough 4 lira + premier ligin tuncaya saglayacagi kariyer olanaklarini sunarak futbolcuyu elde edebilir.. kim daha fazla gelir ve ya gelir potansiyeli sagliyorsa o kazanacaktir bu piyasada.. bu kadar basit bu i$.. bundan kelli yeti$tirdigi futbolculari elden kacirip onlari hain ilan eden kulupleri anlamak zor..

misal arda $u anda ucretinde arttirima gidilmesine ragmen hala degerinin altinda bir ucrete oynuyor.. keza aydin.. eger ki galatasaray bu adamlarla yapacagi yeni sozle$meleri son seneye birakirsa bu genc oyuncular yabanci menejerler tarafindan kandirilacaktir.. "aman imzalama arsenal 2 katini veriyor", "5 milyondan a$agi imzalama" diye kulaklarina ufuren cok olacaktir.. sonra gizli on anla$malar falan giriyor devreye iyice kari$iyor ortalik..

turkiye'de bir ba$ka sorun da var tabi.. "gitmek istiyorum" diyen futbolcuya yonetim "tamam satalim seni" demiyor.. taraftar tepkisinden tirsip, bir sekilde i$i kordugum haline getiriyorlar ki bu oyuncu gittiginde "biz elimizden geleni yaptik" diyebilsinler.. boyle olunca futbolcu hain olduguyla kulup de para kazanamadigiyla kaliyor.. misal appiah gitcem dediginde satsaydi fenerbahce onu, en az 6-7 milyon euro kasaya girerdi diye du$unuyorum.. yok kastilar bunu yapmak yerine sonunda adam bedava gitti.. bugun trabzon yattara icin kasiyor.. eger satmazlarsa adam 1 sene sakat gecirecek yine bedavaya gidecek.. kuluplerin bir turlu ders almamasi cok ilginc..

peralta dedi ki...

ya gitmeyi kafasına koyan gidiyor orası ayrı. isimler üzerinden gitmeyelim demişsin abi ama şu devre arasında sözleşme önermeme tamamen aurelio olayını anımsattı.

hayır madem böyle bir sorun vardı fenerbahçe çeyrek final oynamadan, euro 2008 oynanmadan bu işi ucuza kapatmalıydı yönetim. o zaman bayram tutumlu da kendine 1m euro, marco'ya 3m euro isteyemezdi.

ve işin komik tarafı benzerleri bu sezon da olacak. lugano, deivid, edu ve alex'in sözleşmesi bitiyor. yönetimin gereken dersleri çıkardığını hiç sanmıyorum.

Adsız dedi ki...

kim suclu bilmem de bayern gibi bi camiayi zor görür schweini. organizasyonu mükemmel, taraftara hizmeti olaganüstü bi kulüp her ne kadar sempati duymasamda. bir keresinde oyuncunun biri bana saygi gösterilmiyor diye veryansin etmisti, hoeneßin cevap da gecikmedi:"ona karsi gösterdigimiz en büyük saygi her ay zamaninda parasini hesabina yatirmamizdir."

nestavarro dedi ki...

aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık gerçekten zor yumurta tavuk paradoksuna girer bu olay..yer yer futbolcu yeryer klübü haklı yanı her olay ayrı ele alınmalı her futbolcunun durumu tabikide birbiriyle aynı değil

mre dedi ki...

Nedved'in veliahtı mı oluyor bu durumda schwe... bilmemne?

umutation! dedi ki...

arkadaşın X'le, hoşlandığın kız 3 yıllık bir ilişkinin ardından kısa bir süre önce ayrılmışlardır. artık kıza açılabilirsin; ama bir yandan da "X buna ne der?" sorusu sürekli kafanı kurcalar...
seni bir hain gibi, başkalarının kız arkadaşlarına sarkan biri gibi görüp artık yüzüne bakmaz mı? "ama ne de olsa ayrıldılar onlar, yaşananlar yaşandı, artık kız arkadaşı değil ki" diye savunabilirsin kendini. belki X de senin gibi düşünür ve normal devam edersiniz. bazen de daha değişik bir tepki gelebilir; X sana hiç kızmazken, eski sevgilisine kaşar gözüyle bakar, onunla tamamen selamı sabahı keser.

bu 3 olasılık da tamamen X'in kişiliğine bağlıdır...
benim düşüncem, ayrıldıktan sonra kimsenin kimseyi bağlamaya hakkı yok, isteyen istediğiyle çıkabilir. ama kız sizle çıkmaya başladıktan sonra, senelerdir beraber olduğu X hakkında: "ben aslında X'i hiç sevmedim, bebekliğimden beri sana aşıktım ama 13yaşımda gençliğimin verdiği bir heyecanla X'le çıkmaya başladım, şimdi iyi ki seninleyim" diye cümleler kuruyorsa; bence o kız kimseye yaramaz...

ihk dedi ki...

futbolcuların suçu yok. hangimiz daha iyi imkanlar varken mutlu olmadığımız bir yerde çalışmak isteriz ki? klüpler giden futbolcuları suçluyorlar ama aynı şekilde bedavaya gelenlere bir şey demiyorlar.

ek dedi ki...

bi de turkiye'yi bilmem,ama romanya'da futbolocuyu yeni kontrati klubun sartlarina uygun imza atmak icin son kontrat yilinda binbir baski kuruyorlar: oyuncu artik yedeg cekiliyor, ikinci takima gonderiliyor, vs.

Panenka dedi ki...

Konu ile alakasız ama, futbol hakkinda onerebileceginiz ingilizce blog var mi aceto severler?

Bilgilendiriseniz sevinirim.

oguzmania dedi ki...

Tabii ki Münih, tabii ki Fenerbahçe tabii ki Aziz Yıldırım...

Şu an takımın ilk 11'inin 5-6 demirbaş oyuncusunun sözleşmeleri seozn sonu bitecek (Lugano, Deivid, Alex, Volkan vs..) beyefendi yine sezon sonunu bekleyecek, takım yine dört bir yana dağılacak ondan sonra sezona yeni yeni Josico'larla hazırlanmaya başlayacağız.
Tehlikenin farkında mısınız?

(Bu arada Schweinsteiger'in kontratını bir sene daha uzatmaya razı olduğunu duymuştum ama ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemiyorum.)

Pads dedi ki...

Bana biraz sapla saman karismis gibi geldi Aceto. Kluplerine ellerinden geleni vermis Aurelio, Tuncay, Ballack gibi isimler daha buyuk hedefler pesinde kosabilir bence. Ibrahim Kas ve Schweinsteiger gibi hakettigi degeri gormemis oyuncular da daha iyi firsatlar pesinde kosabilir. Peki, Avrupa'da kac oyuncu vardir ki 20 yasinda klubunde inanilmaz sorumluluklar verilmis ve el ustunde tutuluyor olsun, her seyi elinin tersiyle itip ilk firsatta kacsin? Emre orneginin bir benzeri varsa soylesin bana lutfen, yetistigi klubu kendisine de deger verilirken 20 yasinda bedavaya terkeden. Yonetimin hatasi yok mudur, senin onceden soyledigin gibi var tabii, ama buyukluk boyle zamanlarda cikar iste. O buyukluk yoksa sende, Pele bile bir seyler beklerken senden kendini Newcastle da reserve league topcusu olarak bulursun.

Neyse ihale Emre'ye kalmasin, her olayi kendi dinamikleri icinde degerlendirmek lazim bence.

del piero dedi ki...

şimdi düşünüyorum derince, yüklü bonservis ücreti olan bir futbolcu sözleşme yılı süresince klubüne mutlaka para kazandırmıştır(kazanılan kupalarda,maça seyirci çekmede,forma satışından vs..)!!!

ama bu para bonservis bedeli kadar olurmu bilmiyorum, gerçi fazlasını kazandıranıda vardır tabiki...

ama etik olarak düşününce, özellikle bir futbolcu o takımda "marka" olmuşsa, bence bonservis bedeli ile gitmelidir. menajeri her ne kadar aklını çelsede bence futbolcu son görev olarak o klube para kazandırarak gitmeli diye düşünüyorum.

eğer bonservisi elinde gidiyorsa bence tek suçlu ne menejer ne futbolcudur, kesinlikle yönetimdir!!!

ozdal aydemir dedi ki...

Bu sezonda Alex'in sözleşmesi bitiyor. Yönetimden hala ses yok. Göz göre göre Alex'te gidecek bence.

H;M dedi ki...

Aslında suçlu aramak yanlış. Profesyonelliği ağzına sakız yapan kulüplerin kendi kuyrukları yanınca feveran etmeleri düpedüz sahtekarlık. Sizinde belirttiğiniz gibi bir kamyon mühim adamla yk oluştur sonra vay adam değilsin noktasına gel. Arapların güzel bir sözü var "men dakka dukka"... İllaki haksız aranacaksa %50 üzerinde yönetimler suçludur..

RaKeT dedi ki...

aslında butun bunlar bosman'ın ıpnelığı ama bence ortada suclu yok.
benım takıldıgım juve sever bedava adam kapatmayı demıssın ama bunun ınter versıonu daha gecerlıydı gıbı jose gelene kadar.sımdı bayragı juve almıs gıbı gorunuo ama ınter kadar olamaslar bence.morattı ne kadar daha dayanır her sene en fazla 3 adam almaya bılmıyorum.canı sıkılır bence adamın.ilk transfer donemınde ınter tesıslerıne en yakın halısahada kı genclerden bırını bonservıssız takıma kazandırması lasım.mourınho da akıllı olsun.

ynwa dedi ki...

bence kimse suçlu değil. sonuçta bayern ballack'ta elinden geleni yapmıştı, muhtemelen bunda da yapmıştır ama oyuncular ayrılmayı kafaya koymuşşa yapacak bir şeyi kalmıyor kulubün.

futbolcu penceresinden bakarsak, adamlar tüm futbol kariyerlerini almanya'da harcayacak değil elbette. e bonservisi elinde olmadan bayern'den ayrılmanın zorluğu da belli. bayern kaç tane oyuncu satmış ki kariyerinin zirvesinde olup takımdan ayrılmak isteyen; bir tek hargreaves'i biliyorum ben. kontrat yenileseler bayern'in kendilerinin gitmesine izin vermeyeceğini çok iyi biliyorlar. kısacası başka türlü ayrılma şansları yok bayern'den. onlarda bunu kullanıyorlar, doğal karşılıyorum.

Mert Erarslan dedi ki...

Luciano Moggi'nin transfer dehasını hepimiz biliyoruz. Yıllar önce Bayern Münih'le yaşadığı bir ihtilaf sırasında Uli Hoeness hakkında, " O adam kulüp idare etmek nedir bilmiyor. Bir oyuncuyla kontrat işini asla son sezona bırakmamalısınız ve hiçbir zaman birkaç oyuncunuzun kontratlarının aynı sene içinde bitmesine izin veremezsiniz." gibi birşeyler söylemişti. Keşke bizim yöneticilerin de kulaklarına küpe olsa...

Arif dedi ki...

Yöneticilerin ya da genel olarak klüplerin bir kabahati de gerek ama dediğin gibi aceto, bu adamlar kafaya koymuşsa klüplerin de elinden birşey gelmiyor.

devletli dedi ki...

bizim ergün'ün devre arasında sözleşmesinin bittiğini yönetim şans eseri öğrenmiş, yeni sözleşme imzalatmıştı. profesyonellikte bu da yok. fm'de bile diyor ki 1 sene kaldı, 6 ay kaldı, sözleşmesi bitecek.

futbolcu tarafından, misal henry sözleşmesi bittiğinde değil, 1 sene sonra gitti barcelona'ya, arsenal sağlam para kaldırdı. öte yandan robinho satılmasaydı sözleşmeyi kesseler uzatmaz bedavaya giderdi.

bu durumda ya ballack ve schweinsteiger (ki deli divane topçudur) eşşeğin önde gideni ya da bayern işi bilmiyor. zira bunları yıldız yapan bayern'dir. seni yıldız yapan takımdan da (kötü muamele görmediysen) ne kadar profesyonel olursan ol bedavaya kaçmamak gerekir.

H. İbrahim Andiç dedi ki...

juve'ye gelirse olan, giovinco'ya olcak gibi görünüyo. juve sever bedavaya adam kapatmayıda, schwi. juve tarzında bi oyuncu degil sanki, roma yolları taştan..

orkun dedi ki...

Daha önce benzer temalı başka bir postuna yazdığım yorumu (hemen hemen) aynen tekrarlıyorum:

"Sen kulüp olarak adamla 5-10 senelik sözleşme yapma riskini alma, 'gelecek sene sakatlanıverir de kalır elimde' de, adam sözleşme süresi sonunda gidince de 'vatan haini' ilan et, yok ya!"

Bu dediğimin Emre'nin zamanındaki durumu için ne kadar arkasındaysam, Tuncay'ın durumu için de o kadar arkasındayım.

"O kulüp onu adam etti" deniliyorsa o da sözleşme süresi boyunca kulübe hizmetini veriyor.

aksilaz dedi ki...

ben yetiştiği, isim yaptığı, para kazandıgı klübü elinin tersiyle iten futbolculara karsıyım.diger taraf cok ucuk bi teklif yapar gidersin(en az 1,5 misli).yksa yarı yolda bırakmaktan farklı görmuyorum.tıpkı emre ve okan gibi kişiliksizlik yapmak yakışmaz.tuncayda buna dahildir.

cisco dedi ki...

bence tek suclu var, juventus :)

cisco dedi ki...

haa bir de su var. ben swayni olsam o hatunu italyan erkeklerin arasına sokmam.

Godless Killing Machine dedi ki...

Hep başka futbolcuları çok daha fazla para kazanma fırsatlarını kullandıkları için 'kişiliksiz, şerefsiz' olarak adlandıranların, aynı paraları kendilerinin kazanma imkanı olduğu zaman neler yapacaklarını merak ederim.

Mesela senede 2 milyon euro daha fazla para kazanmak için hangimiz Bayern Münih'ten ayrılıp Juventus'a gitmeyiz? Manchester United'dan ayrılıp Çaykur Rizespor'a gitmek değil ki bu.

matiasemilio dedi ki...

suçlu yine uşak olur..katil uşak,,hırsız uşak vs vs ..

cakarkeyf dedi ki...

Futbolcunun yaşına,kaçıncı prof. sözlemesi olduğuna ve kendini yetiştiren kulupten gidip gitmediğine göre değişir. Ballack yaşında birinin bedelsiz gitmesi normal ustelik onu yetiştiren kulup Bayern Munih değil, Emre 3 kritere gore de ekside. Schweinsteiger 24 yasinda Bayern'de 7. sezonu, yine de sözlesme yenileyip sözleşmeye 5-8 milyon -ki adamın çapına göre cok olmayan bir meblag- getiren Schweinsteiger'i alır gibi madde ekletebilirdi. O da biraz ekside.

devletli dedi ki...

haa bir de şu durum var, hemen ekliyim, bedavaya gelen topçu hürmet görmez. kadro şiştiğinde, form düştüğünde, fark yendiğinde, td rüyasında düştüğünde topun ağzına ilk o gider. bedava çünkü. tohumuna para mı saydın? yoook. takımdan kessen başkan mı kızacak? yoook.

önceki işverenine kazandırmayan topçu müstakbel işverenini de soğutur. topçu bedavaya giderken alcağı maaş zammıyla kariyerinin salahiyetini ölçüp tartacak, ona göre davranacak. bugün 5 daha fazla kazanayım diyip otuzunda kontratı elinde kulüp araması da var bu işin.

futbol vefasız. sen vefalı olmazsan.

(vurursagololur, allah da seni güldürsün)

NoWiTZKi_41 dedi ki...

Bence yöneticiler özellikle genç oyuncuların (yıldız olma yolundaki) ve de takımında önemli görevler üstlenen oyuncuların sözleşmelerini 2 yıl kala uzatmalı,sözleşmelerini iyileştirmelidir ve de bu çabayı göstermelidir.Zaten futbolcunun da gönlü varsa kabul eder.Bunların dışında yapılacak bişey yok bence.