Maçtan bir gün önce gazeteci soruyor. Muhtemelen Barselona diyarlarından: “Barcelona’yı devirecek formülü buldunuz mu?” Mourinho cevap veriyor: “Hayır.” Oysa ki yıllar önce bugün çalıştırdığı takımı devirecek taktiği bulduğunda odasında sevinçten havalara fırlamış. Klasik, kalem, defter çalışıyor Porto-Real Madrid maçı öncesinde. Yapıyor takımını, Figo’ya bir adam, Zidane’a bir adam, ileride üçlü, ortaya kolla... Tamamdır diyor çözdüm Real Madrid’i, alırız bu maçı. Sonra bakıyor tahtaya 12 futbolcu yazmış... Kaybediyor o maçı...O Real Madrid’i çözemediysen bu Barça’yı hiç çözemezsin tabii ama adam deniyor. Pepe de o denemenin bir parçası. Kazanacağından değil kaybetmediği günün hatırına yine sahada. Elinda başka orta saha alternatifleri varken 10. Dakikada kırmızı görse kimsenin şaşırmayacağı bu baltayı o bölgede oyuna sürmenin bir başka bir açıklaması yok tabii...Teknik adamların ne yapmak istediğini her zaman anlayabilmek mümkün değil. Bir kumar oynuyorlar, kafalarında bir 90 dakika yaşıyorlar, kazanırlarsa ne ala, futbol devrimi oluyor, kaybederse de “saçmaladı.” Dalglish hafta sonunda Anfield Road’da Stoke City ile oynuyor, hani deli hücum eden bir takım olsa anlarsın da, koca hoca sahaya 3 stoperle çıkıyor, Carragher, Skertel, Coates... Forvet hattında Luis Suarez cezalı. 40 milyonluk Carroll oynar değil mi? O da yedek; Bellamy de.. Kuyt çıkıyor en uçta. Maç 0-0 berabere bitiyor.... Milano derbisinde üç gün önce bir tarafta Seedorf yedek, diğer tarafta Sneijder kulübede oturuyor. Bu akşam Lass’lı Pepe’li orta saha santra noktasına yürürken, Kaka ile Mesut kulübede. Maestro olmadığında ileride oynayanlar da başı kesik gibi dolanıyorlar sahada...
Kasap kardeşliğiydi orta sahası Real Madrid’in. Özellikle ilk yarıda da Messi, Fabregas çokça sakındılar kendilerini. Giremedi Barça, Barça gibi oyuna. Carvalho aylar sonra sahada, Hamit, çerezden bir kupa maçını saymazsak ligde aldığı dakikalarla hiç ama hiç hazır değil bu seviyede bir maça... Yine de Pinto kıyağıyla buldu Real Madrid golü... Orta sahada Xabi, vasatın altında kalınca, Ronaldo da darbeyi alıp bileğini tutmaya başlayınca, Real’in işi durdurmaya kaldı.
Alexis Sanchez daha bu takımı anlamaya çalışıyor. David Villa’yı arıyor Barça. Messi de Fabregas’ın gelişiyle beraber pozisyon değişince zaten bu sezon deplasmanlarda zorlanan Barcelona, ritmini bulamadı ilk yarı... Real tarafında problem basitti, takımda Casillas dahil 10 adamın aklı Barça’yı durdurmaya programlandığından kimse bu madalyonun bir de öteki yüzü var diye düşünmeye fırsat bulamadı.Avrupa’nın en kısa takımından kafa golü yemek? Barcelona, 200’e yakın korner atmış, direkt golü bu maçta buldu. Yanlış hatırlamıyorsam, Puyol Santiago Bernabeu’da attığı ilk golde Katalan bayrağı renklerindeki pazubandı tribünlerin gözüne sokmuş, ortalık karışmıştı... Sonrası Pepe’nin rezaletleri. Busquets’in iki perde de tiyatrosu... Çüş anı, kasabın Messi’nin eline bastığı an. Pepe gibi rakibinin sırtına çıkıp çiğnemiş bir adam için ınsaflı davrandı bile diyebilirsin. Materazzi ile Pepe’yi al, kız istemey git. Vermezlerse orada kızın sülalesini keserler senin için.. Sert futbolcu çok adam sayarız ama bu pislik! Rooney de zaten twitter’dan Pepe’ye geçirdi durdu ama o da çok masum sanki...
Messi, Barça klasiği; topu kaldırdığında Real Madrid defansı yine içtimaya çıkmış, tekmil veriyordu. Eller kollar havada... Hamit bölgesini kaybetmiş, Ramos arkada kalmış.. Kornerden gol atamayan Barça’dan gol yiyen Real Madrid, ikinci golü de kırk yılda bir gol atan Abidal’den yedi. Barcelona, Real Madrid deplasmanlarında son 7 maçını kaybetmeyen ilk takım olarak tarihe geçti. Tarihte ne varsa değiştirecekler, bu istatistik de onlardan biri.. Mourinho deniyor, kafa patlatıyor, kadroda devrim yapıyor, onbirini tahmilerden öte kuruyor ama olmuyor. Akıl var ama El Clasico’larda Mourinho’nu yüreği yok... Guardiola, otomatik vites, cruise control, yola devam... Ne yaptı dersen? Mütevazidir, "Takım otobüsünde en önde oturuyorum bir de "Viva La Vida" çaldırıyorum" der...
Real Madrid: 1 Barcelona: 3
Süper Kupa 2011
Barcelona: 1 Real Madrid: 1
Real Madrid: 0 Barcelona: 2
Real Madrid: 1 Barcelona: 1
Barcelona: 5 Real Madrid:0
Real Madrid:0 Barcelona: 2
Barcelona: 1 Real Madrid:0
Real Madrid:2 Barcelona:6
Barcelona: 2 Real Madrid: 0
Real Madrid:4 Barcelona:1
El Clasico'da İhanet
Laporta döneminde Barcelona vs. Real Madrid
Barça ve Kaçan Yıldızlar
Ben Luis Figo
15 yorum:
Ağzına sağlık abi, enfes yazı...
bu kafayla daha çok kaybeder maurinho. bakış açısı yanlış bir yere. durduğu yer hatalı.
sonucun yöntemi her türlü haklı kıldığı kendi perfect dünyasında bir takım modellemelerle sadece galibiyete ve başarıya odaklamış makyavelist, pragmatist bir adiliğin ve ruhsuzluğun futboldaki temsilcisi. zerre kadar değeri yok yaptıklarının aldığı kupaların vs...
barcelona prensipleri, değerleri, joga bonitosu, güzel oyunu, centilmen oyunu, hücum ve cesur oyunu ile her türlü eziyor. ezmeye de devam edecek.
bu yil da teble yapmalarını canı gönülden istiyorum. çünkü bu heriften kurtulmanın başka yolu yok. örnek alacaksaklarsa barcayı ve onun futbolunu örnek alsın herkes!!
Visca EL Barca...
bir de real kupayı ne yapacak zaten otobüsün altına düşürüyorlar.. gerenk yok ;)
Mourinho Barcelona'yı düşünmekten Real Madrid'in işleyen düzenini unutuyor. Önlem, önlem, önlem nereye kadar. Biraz kendi oyununa odaklansa, kendi gibi oynamaya çalışsa yine yenilir belki ama daha fazla saygı görür Madrid.
Mourinho'nun 5-0 kaybettikten sonra oynanan el clasico'arda yaptığı gibi dün yine oynatmamaya yönelik taktiğini denemesi,hücumu düşünmemesi ve farklı bir sonuç beklemesi?
LaLiga'da belki Real şampiyon olacak ama Barcelona hep Real'i yenecek gibi son 2 maçtır 1 avantaj veriyor gibi yine aynı son yine aynı son Classico oldu herşey..
Materazzi ile Pepe’yi al, kız istemeye git. Vermezlerse orada kızın sülalesini keserler senin için..
bu kadar taraflı bir yazı olur ancak!Sşmdi barcalılar realın bu senekı performansını gorup tıpık bır sampıyon olamayan fenerlı sendromu yasıyorlar.bız sampıyon olamıyoruz avrupa da da basarılı degılız ama sızı her sefer yenıyoruz dedıklerı gıbı.ayrıca gecen sene herhalde barcalılar kral kupası macını abuk unutuorlar.mayıstı znndersem 4 el classıco nun 2 sını barca 1 real kazandı 1 tanesı berabere bıttı.bu mu yanı ustunluk!YESINLER!barca ancak 3*5 senenın takımı olur ama REAL MADRID YUZYILIN TAKIMIDIR HER ZAMAN!!!
abi her zaman dediğin gibi, dün gece de XAVI-INIESTA-BARCELONA!!
burada daha iyi bir analiz var:
http://www.totalbarca.com/2012/matches/el-clasico-tactical-review-a-football-odyssey/
Mourinho'ya sorsan
Barça ile oynadığı tüm maçları kaybetse de şampiyonluk daha önemli diyecektir. Ama Real taraftarının da sabrı bir yere kadar. Mourinho, El Clasico'larda Ziya Doğan taktiğiyle oynamaya devam ederse gidişi Katalan marşıyla olur.
@ hücum futbol,
bence de barça yı örnek alsınlar tabi, ama bu eşyanın doğasına aykırı olmaz mı. real den bahsediyoruz. tarihi boyunca her koşulda kazanmaya dayalı futbol oynamış, kazanmak için ne gerekiyorsa denemekten çekinmeyen bir kültürden bahsediyoruz. mourinho da günümüz futbolunda bu takımın başına geçirilebilecek dünya'daki yegane insan gibi. tüm özellikleri real'e göre.sanki bu makyevelist, küstah ve zalim kültürün içine doğmuş gibi. kendi sahasında %75 düzeyinde top oynattığı ezeli rakibine karşı kalecisinin sadece kımıldayamarak golü engelleyeceği bir pozisyondan attığı bir golle galibiyeti almış olsaydı, o tüm pişkinliği ve yüzsüzlüğüyle kameraların karşısında nasıl da galibiyeti hakettiğini söyleyecekti.bak gökhan'a. ha mourinho ha gökhan gibi real taraftarı, ne farkları var bunların.bu üç beş senelik başarısı sürecek denilen takım tarihin en güçlü takımıdır an itibariyle ve günü gelince herşey gibi onun da devri kapanacaktır ama işte yaşadığımız bu üç-beş sene maalesefki bu yorumları yapan arkadaşların da futbolu en özgür ve en güzel şekilde izledikleri yıllara denk geliyor ya ne diyeyim. vaktiyle söylemiştim tekrarlıyorum: pep in barçası da tarihteki herşey gibi bir sona sahip tıpkı real i ölümsüz addeden siz gibiler gibi. siz en verimli en delidolu futbol ateşiyle yandğınız hayatınızın bu periyodunda pep in barça'sını izlemek zorundasınız.dünya kimseye kalmaz.
Maçı izlemeye başladığımda Real 1-0 yapmıştı bile, ve Mourinho alan daraltarak ve kasaplarına güvenerek Barca'nın oyununu bozmak peşindeydi. Oysa bozulan kendi oyunuydu, maç sırasında bunu defalarca gördük! %27 topla oynamayla rakibin oyununu bozamassın, top kullanan adamların kenarda oturdukça yüzdeni arttıramazsın, örneğin Higuain'in ilk 11 oynadığını oyuncu değişikliği sırasında farkettim! :) Bence MORinho hala İnter ile yendiği Barca'yı yine İnter'de uyguladığı taktik ile yenebileceği inadından vazgeçmeli, Pepe ve Benzema ve Xabi Alonso ısrarından vazgeçmeli, Kaka ve Özil ile başlayıp yenilecekse de vuruşa vuruşa yenilmeli... Real belki bu yıl şampiyon olacaktır ama bunu Barca'yı devirmeden yapması kimseyi memnun etmeyecek. Bu arada Pep'in neden Villa yerine Alexis Sanchez'de ısrar ettiğini yavaş yavaş anlıyorum, ama takımın kimyasını bozarak (Iniestayı sola çekerek) bunu yapmasını inanın çok yürekli bir hareket olarak görüyorum. Umarım bu daha sonraları başını ağrıtmaz.
Diğer yorum yapan arkadaşların Barca'nın dönem takımı olduğu yorumlarına katılmıyorum. Her ne kadar yaptığım iş farklı da olsa, her ne kadar futbolu tuttuğum takım bazında çok yakından takip etmesem de, futbol takımı olmanın da bir proje işi olduğuna inanıyor ve o arkadaşları Barcanın son yirmi yılındaki yapılandırılması, hadi bilgi bulamadılar diyelim yerli olarak GS'nin Derwall dönemini veya 1995 yılından itibaren GS'deki yapılanmayı ve peşisıra gelen 2000 yılı ve Türkiye ekolünü veya Serpil Hamdi Tüzün hoca ve Beşiktaş'ın kasırga döneminin birkaç yıl öncesini araştırmaya davet ediyorum. Bunlar hep bir proje işi değildir de nedir? Yaşantımız kadar taraftarlığımız da günlük olmasa keşke diyor ve herkesi selamlıyorum.
Mustafa
buradki yorumlara bakarak yine birşeyler söyleyeyim. şimdi kimse kusura kimse bakmasın.asıl küstah olan barçalılar.ben zaten real madrid taraftarı olarak dünyanın gelmiş geçmiş belki de en iyi futbol oynayan takımın barça olduğunu kabul ediyorum fakat barcelonalılar her galibiyetten alınan her başarıdan sonra ergen gibi yine acımadılar,bunlar uzaylı,tecavüz ettik gibi saçma sapan yorumlar yapıyorlar.ekşi sözlüğe bir bakın derim.bu birinci nokta.anlamdığım iknci nokta da futbolun maçın ne amaçla oynandığı konusunda bazılaı ile fikir ayrılığında olmamız sanırım. tabii ki bir maça kazanmak için çıkılır. ha bu ayrı kazanmak için her yolu mübah sayan anlayış farklı. evet pepe çirkef futbolcu ramos da öyle fakat tarihteki ne ilk, ne mevcut durumdaki ne de son futbolcu onlar. meesi bile bu sezon bir maçta kendini bilerek ceza sahsında yere attı. maradona hala bazılarınca efsane olarak addedilen golü el ile attı.bunları futbolda olmasını hiç istemem.bu ayrı mesele.bir de öyle bir hava veriliyor ki sanırsın real her maçını böyle çirkeflikle alıyor.
üçüncü nokta ise göze hoş gelen futbol meselsi.her takım göze hoş gelen futbol oynamak zorunda değil.velev ki real, barça maçları dışında her zaman göze hoş gelen futbol oynuyor.barça ya karşı barçanın oyun planıyla karşı koyamazsınız ki!defans da futbolun bir parçası ve sergilenmesi maharet gerektiri. mesela gs li bir arkadaşım var lucuscu dan nefret eder. hatta onu başarısız bulur ve göze hoş gelmeyen futbol oynattığı için suçlar. bana göre ki bu subjektif birşey takımım yarım-sıfır bile olsa kazanmasını isterim. ama takımın her zaman kazanmasını istemek demek bunun makyevelist bir şekilde çirkeflikle kazanmasını istemek değildir ki. bu yüzden mesela euro 2004 yunanistan a saygı duyarım ben.
bir başka nokta da bakıyorum maçı real kazansa bile barçalılar kendini hemen hazırlamış real şansa kazanacaktı diye. yahu barça kalecisinin yediği gol hatalı da kornerde puyol ü boş bırakan real defansı hatalı değil mi?futbol bu tabii ki hata yapılacaktır.neymiş real attığı golle kazansaydı şansa kazanacaktı?gülüyorum buna ben.barça puan kaybettiğinde bahaneler hazır:barça kendi topunu oynamadı ki standartının altına düştü.kardeşim sen burda o zamna barça yı yerin dibine sokuyosun!demek ki standartı çok yüksek değil ki biraz düşünce hemen arıza oluyor.ben beşiktaşlıyım beşiktaş puan kaybettiğinde ultra über top mu oynuyor ki puan kaybediyor?
yani demem o ki barçalılar biraz daha çuvaldızı kendilerine iğneyi mourinho ya batırsınlar. yapılan yorumları,özellikle netteki, mourinho ile karşılaştırırlarsa asıl daha fazla ego ve kibir sahibi
olanın kim olduğuna karar versinler.
İbretlik yazı ve yorumlar.
Mourinho, Barcelona'yı bitirdi. Ligde gol, puan her türlü rekoru kırdı ve şampiyonlar ligini kıyısından kaçırdı. Barcelona mı? Bir kupa aldıydı sanırsam..
Yorum Gönder