Andres D'Alessandro ve Fernando Cavenaghi

Andres D'Alessandro ve Fernando Cavenaghi. River Plate'de ortalığı yıkıyorlardı. Sene 2002-2003. Bizim spor sayfalarının birinde muhabirin teki yazıyor o zaman: "Ben CM oynuyorum, Arjantin'de iki futbolcu var bizim 3 büyüklere tavsiye ederim". Gülmüştük elbette. Crespo arkası en sağlam golcüydü Cavenaghi. Boca'da Carlos Tevez ile kapışıyorlardı. D'Alessandro da Pablo Aimar'ın veliahtı. Arjantin Ligi'ni kovalıyoruz İtalyan kanallarından. Artık diyorum bunlar Serie A, La Liga'ya kelle takımlara gelirler. İkisi de saçma sapan transferler yaptılar o tarihte. D'Alessandro, Wolfsburg'a gitti Bundesliga'ya. Eric Gerets'in çalıştırdığı sezon. Belçikalı kafayı takmıştı bu ufaklığa. Olmadı oralarda ben asıl uktem Cavenaghi'dir. D'Alessandro, Zaragoza'ya kapağı attı hatta Pablo Aimar ile aynı 11'de buluştu.Cavenaghi, Batistuta'dan sonra ortalığı sallayacak adamdı,Rus liginde oligarkların tam da coştuğu günler. Portekizliler akın akın Rus ligine gidiyordu. Cavenaghi de Spartak Moskova'ya gitti. 2 yıl önce Antalya'da Efes Cup'da seyrettim çıplak gözle. Ulen nerden nereye diyorum kendi kendime. Suni çimde top mu oynanır. 2 sezon tırmaladı işte sonra savurdu kendini Bordeaux'ya. İstatistiklere baktım, ligin 2. yarısında gelmişti, 9 maç 2 gol. Meksika'ya Toluca'ya gidiyor diye haberler çıkıyor şimdi. Sırasıyla 1981 ve 1983 doğumlular. Kariyerinde yanlış takım tercih eden topçular deseler işte bunlar derim.

Cosmos sonrası 2. perde

Öküz Amerikalılara 40 yıldır futbolu sevdirmeye çalışan bir gizli kurum var sanırım. Cosmos yıllarına özel olarak değinmek lazım yakın bir zamanda. En baba topçuları bir zamanlar kıtaya getirdiler, Harlem'den öteye gidemediler. David Beckham transferiyle bu nafilenin çabanın ikinci perdesi oynanıyor şimdi. İşin başındaki adam da biraz Avrupa yalayıp yutmuş, kızıl sakal Lalas. Kara, kuru Victoria iki Hollywood partisine katılacak diye Los Angeles'a taşınan David Beckham ile de tutmaz bu iş. Amerikalılar da futbolu anlayacak ruh yok bir kere. Los Angeles Galaxy şimdi de Zidane'ın peşine düşmüş. "Gel bir sezon oyna, 35 milyon euro verelim" diyorlar. Çüş demek lazım. Zidane bu teklifi kabul ederse Materazzi haklıymış diyeceğim..

Bütün yollar Roma'ya çıkar

İkisi de sağlam teknik direktör. Sven Goran Eriksson ve Carlo Ancelotti. Fotoğraf karesinden yola çıkıp iki satır karalamak lazım geldi. Ancelotti Milan'lı bilinir genelde, Parma arkası Juventus'da 2 kez 2.lik çekip Terim gidince Milan'ın başına gelmişti. Dünyaları kazandı, Eriksson'u da solladı. Eriksson deyince de nedense benim aklıma önce Sampdoria ve arkasından Lazio yılları gelir. Cragnotti'nin Lazio'yu batırmaya götüren transfer harcamalarıyla şampiyon olan, 99 Kupa Galipleri'ni alan İsveçli. Sonraları Londra'da çıtır yemeye başladı Eriksson. Şimdilerde Man. City'e çatır çatır transfer yaptırıyor. Birileri hatırlar elbette; ben ancak bu karede yanyana görünce bu adamlar bir zaman Roma'daydı dedim. Eriksson, 84-87 arası Roma'yı çalıştırmıştı, Ancelotti de 79-87 arasında Roma'da forma giydi. Sene kaç artık bilmem ama kaybedilen bir maçın ardından çekildiği kesin...

Baptista gelirse Ronaldo gider mi?

Sevilla'da tozu dumana katmıştı. Sergio Ramos ile birlikte geldiler Real Madrid'e. Sevilla'nın yarısı gitti demiştim. O zaman halt etmişim; bu iki adamdan kazandıkları parayla yaptıkları kadro 2 UEFA Kupası aldı. Arsenal'de Reyes mızıkçılık yapıp memlekete dönmek istiyorum deyince Wenger eline Real Madrid kadrosunu alıp mecburen bir adam seçmişti. İngiltere'de maç bol, Baptista da kupa golcüsü oldu. Kiralıktan döndü, Real Madrid de Saviola gelmiş, Higuain var, varoğlu var. Galatasaray için yazdılar. Kiralık olur mu acaba derken; adam kalktı Copa America finalinde Arjantin'e daha maçın başında pis yazdı. O dakika da şansı döndü zaten. Real Madrid 20 milyıon euro getiren alır demeye başladı. Milan'da Galliani'nin tarif ettiği arkadaş bu olmalı: İtalyan değil ama EU vatandaşı. 31 Ağustos'da 2. pasaportu alıyor. 15-20 arası bir rakama Milan'a gelecek gibi. Pato'yu almak isteyen Milan'da EU dışı kontenjanı açmak için Baptista geldiğinde Ronaldo'ya yol verirler mi acaba? Şuraya yazdım olsun...

Morbo

Okuduğum en iyi futbol temalı kitaplardan. 4 yıl önce çıkmıştı. Yazarı Phil Ball. Alt başlığında da görüldüğü üzere İspanyol futbol tarihini yazmış bu güzel adam. Kapak da anlamlı. Camp Nou'da Luis Figo. Bir yayınevi hala keşfedemedi Morbo'yu, alsalar çevirseler yayınlasalar diyeceğim lakin Türkiye'de futbol çevirisi yapanların alayı topu karakola götürüyor bomba diye. Bağış Erten hariç (bkz: Fever Pitch). Huelva'dan, Franco yıllarına, Barça, Real Madrid, Nunez, Jesus Gill, Luis Figo, Maradona gidiyor böyle.

Simao Sabrosa Atletico Madrid'de

Atletico Madrid, Fernando Torres'in satışından gelen parayı çatır çatır yiyor. Diego Forlan'a ödedikleri 21 milyon sezonun en büyük kazığıydı. Akıllanmamışlar. Benfica'ya Simao Sabrosa için 25 milyon ödeyecekler. Simao, Atletico Madrid tarihinin en pahalı oyuncusu olacak. Martin Petrov'u da Manchester City'i satmaları an meselesi.

Atletico Madrid

Gelenler: Luis Garcia (Liverpool), Forlán (Villarreal), Abbiati (Milan), Raul Garcia (Osasuna), Cleber Santana (Santos), Diego Costa (Braga), Simao Sabrosa (Benfica)

Gidenler: Molinero (Mallorca), Torres (Liverpool), Azcarate (AEK Atenas), Galletti (Olympiacos), Gabi (Zaragoza)

Caldo

Ver mamayı pedallara

Velet zamanımızda bisikletim var mıydı hatırlamıyorum, yoktu galiba. Kendi kazandığım parayla bilmemne marka bir arazi bisikleti almıştım ama binesim yok. Kazık kadar adam olmuşuz, çek şortu çık Etiler'e adamı bozardı o zamanlar. Tepecik yolu'ndan kaptırmış geliyorum, itin teki havlayarak bana doğru koşuyor, sıçtığımın bisikletinde 18 vites var ee geri vites yok tabi. Bastım gidiyorum, köpekle kafa kafaya gireceğiz, en son gördüğüm arka tekere havlayarak girdi, yırttık o gün. Bir daha da binmedim. Amsterdam'da imrenmedim değil ama orada da tabana kuvvet dedik.Neyse ben Fransa Bisiklet Turu'na bağlanayım buradan. Haberleri değil sadece manşetleri okuyorum o sitede bu sitede. Oldum olası kıl olmuşumdur bu sporu takip edenlere, kılkuyruklar vardır böyle; "hocam 4 saat bisiklet seyrettim Eurosport'ta"derler. Ulan neyi seyrediyorsun, herif pedala basıyor işte. Terliyor, su içiyor, kenardan sünger veriyorlar, kafasına sıkıyor, başka bir atraksiyon yok. Sporcularının alayı da mamalı zaten. Dopingi basan rampayı önde çıkıyor, her yıl aynı manşetleri görmekten bıktım. Adamların gece kaldıkları odaları basıyor jandarmalar, heriflerin odaları nöbetçi eczane gibi, nandrolon fışkırıyor her taraftan. Bisiklet sporuna bir sevenlerin alayına iki diyorum..

Liverpool'un yeni stadı

Liverpool yeni stadının planlarını medyaya açıkladı. Stanley Park'da 60 bin kişilik stadda KOP tribünü 18 bin kapasiteli olacak. 2010'da açılması bekleniyor. Haberin detayını Limasollu Naci'den İngilizce öğrendim diyen buradan takip etsin. Ben romantik adamım, Anfield Road'dan sonra bu 21. yüzyıl mimarisi açmıyor beni..

La Liga'nın bidonları

Bir vakit bir kitaptan bahsetmiştim: Bidoni. İtalyan futbolunda hayal kırıklığı yaratan futbolcular üzerine. İspanya'da Marca gazetesi de La Liga'daki bidonlara takmış kafayı. Öyle pek eskilere gitmemişler. 21. yüzyılda anketin başlığı, son 7 yılda İspanya'da balon olan topçular. Listedeki en tanıdık isim Baliç. Real Madrid'de diz bağları kopmuştu hatta domuzdan alınan parçayla yapmışlardı operasyonu, sakatlık Galatasaray'da tekrar etti bir Gençler maçında, Ömer Taşer hoca işin piridir o düzeltmişti. 16-17 milyon dolar verilen Baliç'in listede olması normal. Real Madrid'den yine Woodgate var, o da sakatlıktan başını kaldıramadı. Barcelona'dan 3 adam var listede. Fransız Christanval stoperde büyük sıçmıştı, Geovanni atladı zıpladı ama nereye kadar, Rochemback iyi topçudur severim, kadro şişmişti yer bulamadı. Valencia'da İtalyan Tavano yalan transferdi zaten, Roma'ya gitti orda da fayda etmedi, sattılar lavuğu. Kluivert, Barça'dan sonra Valencia'da kıç üstü oturdu o da listeyi hakediyor. Atletico'dan Sosa vePilipauskas için fikir beyan edemeyeceğim. Koydularsa bir bildikleri vardır elbet. Lakin ben kafadan Michael Owen yazardım mesela listeye...

Hormonlu Jack Sparrow

Uzak kaldık buralardan bu da tatilden bizim ailenin fotoğrafı değil elbette. Jack Sparrow kılıklı arkadaş Inter'den bol kepçe kazandıkları yiyen Alvaro Recoba. Sağlam Inter'li bir dostum var, yakın zamanda bu adamı da konuştuk. Moratti'nin manevi evladı, 10 yıldır Inter'de, bir bok yediği yok. Bizim sinyor; yedi ceddine küfür ediyor bunun, küçük maçlarda çıkar oynar, derbiler geldi mi kılı döner, bir sezon kiraya verdik coştu geri döndü, senede 7 milyon euro alıyor diye söyleniyordu gurbet ellerde. 10 yılda kemiksiz 40 milyon kaldırmıştır Inter'den. Bugünlerde ayrılacağım diyor da ciddiye alan yok. Ne ona bu parayı verecek başka keriz var ne de onun futbol oynamaya niyeti..

Gisele

2007'de 500. postum sen ol istedim Gisele'im. Evet beyler repler, emeğe saygı lütfen. Radikal'den Serdar güzel yazmış bu rep olayını, selam ederim..

Marsilya 2007-2008 forması

Olympique Marseille, bizce Marsilya tabii. 2007-2008 sezonunda bu formayı giyecek. Marsilya'nın mahallerini resmetmişler formaya. L'Equipe 1992'nin Barça formasını hatırlatıyor diye de not düşmüş.

Cassano lavuğu

Memleket toprağından uzakta gazetelerin spor sayfalarını takip ederken manşetlere bakıp günlük mizah dozumu da atıyordum içime. Adriano ve Ronaldo Fener'de manşetlerini hiçbirşey demeyeceğim. Gündemden düştüler, haberleri eskidi diyeceğim yarın Fotomaç yine Adriano geliyor der o başka . Son günlerde Cassano yazılmaya başladı, önce Fenere sonra Galatasaray'a. Bu adamı oldum olası sevmem. Bari'den Roma'ya 20 tekliğe gelmişti, kontratının bitimine 2 sene kala pirelendi. Giderim ha, bak gideceğim ile yedi 1.5 sezonu. Roma en sonunda serbest kalıp elinde patlamasın diye Real Madrid'e verdi geçen sezonun ortasında 5 milyon eurocuğa. Lavuk kalktı Capello taklidi yaptı şebeklik kontenjanından, kameralar yakalayınca forma yüzü göremedin vatandaşından. Neyse bugüne geleyim. Schuster, Avusturya kampına götürmemiş; sen Madrid'de düz duvarla pas yap demiş buna. Hadi yeteneğin hakkını verelim de bu adam neden takım bulamıyor peki? Cevabı basit yılda 4.5 milyon euro kazanıyor ve bu parayı ona verecek takım yok. Aynı Roberto Carlos gibi. Real Madrid, Fiorentina'ya satmaya kalktı. Fiorentina'da verilen en yüksek ücret 1.5 milyon euro. Adamlar nasıl versin o kadar parayı Cassano'ya. Vieri'nin 750 bin euro'ya anlaştığını da buraya not düşeyim. Cassano nereye gider? Ben bilmem Fotomaç bilir..

Kazanacak ne kaldı ki!

12 şampiyonluk, 1 İtalya Kupası, 8 İtalya Süper Kupası, 2 Şampiyonlar Ligi Kupası, 2 UEFA Süper Kupa ve 1 Dünya Kupası. Marcello Lippi ve Fabio Capello'nun toplamda kazandıkları. Sezon başlıyor ve ikisi de takım çalıştırmak yerine ense yapıyorlar. Yapmaya da devam edecekler gibi. Lippi, Berlin'de kupayı kaldırıp Duisburg'da göle atladıktan sonra daha ne yapayım kardeşim demişti. Ne keserdi ki adamı o dakikadan sonra. Oturup 38 hafta lig mi kasacaktı. Şimdilerde Ponza adasında, teknesinde şarabını yudumluyor. Capello'ya da büyük kelek yaptılar Madrid'de. O da boşta. İkisine de teklif yağıyor lakin çalışmamakta kararlılar. Gelecek sezon Lippi, Sky Italia'da; Capello da RAI'de yorumcu olacak gibi...

Dubaistanbul

Ne lan Dubai mi burası ya? Canını yediğim Alpleri. Püfür püfürdü. Gasparyan üflesin ben çığırayım: "Neden geldim İstanbul'aaaaaa."

108 yılda Barcelona forması

1899-1910: Barcelona'nın ilk forması. Pala Remzy santrfor

1935-1950: Forma aynı, şortlar siyaha dönmüş.
1971-1978: Takım yapmışlar artık şortla, konçla
1992-1995: Kappa'lı yıllar. Şortları bizim pazarlara da düşmüştü.1997-1998: Kappa'nın tasarımcılarının kafayı kırdığı yıl. Bu ne lan.. 1998-1999: Amerikalılar Barselona'da. Nike'lı yıllar başlıyor. 2000-2001: Forma reklamı Nike mı tartışmalarının alevlendiği zamanlar.2004-2005 sezonu. Barça Shop'da takımı 150 euro 2007-2008 formaları. Camp Nou'nun 50.yılı şerefine.

Trabzonspor 2007-2008

Barcelona'nın 4 yeni transferi, bonservisleri için yuvarlasak 50 milyon desek. Bir de yıllık ücretleri var ki. Henry, 12 milyon, Milito; 6 milyon, Abidal 5 milyon ve en çulsuzları Toure 2.5 milyon Euro. Ronaldinho en son bildiğim 18 milyon kazanıyordu. Bunun daha Eto'o'su var; Puyol'u var, Deco'su, Messi'si var. Adamlar 1 milyar euro'luk yayın anlaşması yapmış biz de ulen nasıl ödenir bu paralar hesabına düşmüşüz. Başlık mı? Hayali bile güzel bazılarına...

Ljungberg West Ham'da

La Gazzetta dello Sport 3 haftadır Fiorentina sayfasında Ljungberg geliyor diye yazıyordu. Son anda dansözlük yapmış arkadaş. Kim taşınacak taa Floransa'ya hesabı Londra tatlı gelmiş. West Ham'a imza attı. Henry gittikten sonra abbas bağlasan durmaz vaziyetleri. 10 yıllık Arsenal kariyeri 325 maç 72 golle kapandı. Calvin Klein'in don mankenidir lakin belden aşağı vurmuyoruz bu blogda..

Working Class Hero

As soon as your born they make you feel small,
By giving you no time instead of it all,
Till the pain is so big you feel nothing at all,
A working class hero is something to be,
A working class hero is something to be.
They hurt you at home and they hit you at school,
They hate you if you're clever and they despise a fool,
Till you're so fucking crazy you can't follow their rules,
A working class hero is something to be,
A working class hero is something to be.
When they've tortured and scared you for twenty odd years,
Then they expect you to pick a career,
When you can't really function you're so full of fear,
A working class hero is something to be,
A working class hero is something to be.
Keep you doped with religion and sex and TV,
And you think you're so clever and classless and free,
But you're still fucking peasents as far as I can see,
A working class hero is something to be,
A working class hero is something to be.
There's room at the top they are telling you still,
But first you must learn how to smile as you kill,
If you want to be like the folks on the hill,
A working class hero is something to be.
A working class hero is something to be.
If you want to be a hero well just follow me,
If you want to be a hero well just follow me.

Torres dersini iyi çalışmış, John Lennon'dan emanet almış sazı eline..

bekhom