5 Ocak 2015

Beşiktaş: 0 Galatasaray: 2


Tolga 6
İlk yarıda kalesinde tehlike yaşamayan Tolga, ikinci yarıda Melo'nun golünde defansının kurbanı oldu. Veli atıldıktan sonra Galatasaray ataklarında ayakta kaldı, Selçuk İnan'ın nefis aşırtmasını tokatlayarak takımını oyunda tuttu.
Muslera 6
Büyük kaleci, iyi yer tutan ve kalesinde güven veren kalecidir. Muslera'nın kalesine dün çıkmayacak top gelmedi ama Uruguaylı kaleci hep doğru yerdeydi. Yüksek topları sektirmedi, Sosa'nın önüne zamanında yattı.
Serdar 6
Siz kendi iş yerinizde dört ay boyunca yerinize adam arandığını bilseniz her sabah nasıl kalkar da o işe gidersiniz. Serdar'ın yerine Beşiktaş 4 aydır adam arıyor ama Serdar defansif görevini yerine getiriyor.
Sabri 7
Sabri, son haftalarda yaptığı asistlere bir yenisini ekledi ve Melo'nun golünün pasını verdi. Pas hatası yapıyor, bazen saç baş yolduruyor ama 90 dakika savaşıyor. 20. kez çıktığı Beşiktaş derbisinde oyunun kader adamlarındandı.
Ersan 5
Beşiktaş defansının göbeğinde saatli bomba! Sivok'tan sonra bu bölgede Beşiktaş onun rakibi durdururken yaptığı faullerden çok çekti. Dün Umut Bulut karşısında fazla zorlanmadı ancak oyuna katkısı yoktu.
Semih 7
Geçen hafta G.Birliği maçında Stancu'nun golünde hatalı olan ve haftalardır sallanan Semih dün bir pas hatası dışında eski günlerindeki gibiydi. Derbiye iyi hazırlanmış, bu kez ikili mücadelelerde daha cesurdu.
Franco 6
Atiba'nın yokluğunda orta saha göbeği sallanırken, kanatlar yerine ortadan geleceği belli olan Galatasaray karşısında ayakta kalmaya çalışan isimlerden biriydi. Melo'nun golünde o topu tehlikeli bölgeye indirmemeliydi.
Chedjou 7
İlk yarıda Selçuk ve Sneijder'in top almadığı dakikalarda geriden oyun kurarken fazla risk aldı ama her pozisyonda rakiplerini ekarte etmeyi başardı. Futbol zekası ve fiziğiyle sahadaki dört stoperin en kalitelisiydi.
Motta 4
Bilic, formayı ona verip İsmail'i yedek oturttu ama Brezilyalı bir derbide daha vasat bir yabancı olduğunu kanıtladı. Büyük maçlarda yabancı oyunculardan bek bile olsa bir fark yaratmasını beklersiniz. Lakin Motta bu kadar.
Telles 5
Mersin maçında hızlı kanat oyuncuları karşısında dağıldığını görenler Gökhan Töre karşısında ona şans tanımıyordu ama maçın ilk 20 dakikasında sallandıktan sonra herkesi şaşırtmayı başardı. Kademelere iyi girdi.
Oğuzhan 5
Beşiktaş adına derbinin kader adamı oldu. Veli'yi yalnız bırakıp göbekten sızıp gol aradı ama Galatasaray'ın golü sonrasında yakaladığı müsait pozisyonda topu auta attı. Tabelayı değiştirse derbi başka olurdu.
Melo 6
Fenerbahçe derbisinde de dün akşam ilk 45 dakikada da derbilerin adamı Melo görüntüsünden uzaktı. Geçen hafta cezalı olması maç eksiği yaratmış, eski temposundan uzaktı ama Beşiktaş'ı yine affetmedi.
Veli 2
Atiba'nın yokluğunda yanındaki Oğuzhan, içgüdüsel olarak hücumu zorlayınca kalabalık Galatasaray orta sahası karşısında tek başına kaldı. İkinci yarıda Sneijder ile tartışmasında eline-koluna hakim olamadı ve atıldı.
Selçuk 5
Ceza sahası dışından aşırtmasını Tolga nefis çıkartmasa, gol olsa yılın en iyi 10 golü arasına şimdiden adını yazdırırdı. Tecrübesiyle orta sahanın pas istasyonu ama ağır kalıyor. Pas tercihleri ikinci golü son dakikaya bıraktırdı.
Gökhan 5
Karşısındaki Alex Telles'in hızlı forvetler karşısında döküldüğünü elbette ki Gökhan da biliyordu. İyi de başladı, iki pozisyonda Brezilyalı'yı yıktı geçti ancak sonrası tam bir Töre klasiği. Oyun içinde kayboldu gitti.
Emre 4
Maçın ilk yarısında Galatasaray'ın en çok koşan ismiydi ama bu koşunun takımına ne fayda sağladığı soru işareti. İyi oynadığı bir maçın ardından bir sonrakinde ne oynacağı hep soru işareti. Vasatı aşamadı.
Olcay 3
Beşiktaş'ın gizli santrforu, gizli 10 numarası ama dün sahada bunları yapmak yerine 66 dakika boyunca gizlendi durdu. Sabri'nin bindirdiği kanatta rakibinin bıraktığı boşluklara sızamadı. Derbinin havasına giremedi.
Sneijder 5
Geçen hafta sakattı, 3 gündür özel şut idmanı yapıyor dendi ama Fenerbahçe derbisinde 9 şut atan Hollandalı dün 2 kez kaleyi yokladı. Juventus'a gideceği söylentileriyle geçen derbi haftasında oyuna aklını koyamadı.
Sosa 5
Son haftaların kurtarıcısı da Galatasaray orta sahasının karşısında zor anlar yaşadı. İlk yarıda bir ara pasına sızdığı pozisyonda yavaş kaldı. Takımı gününde olmayınca Sosa da vasatı aşamadı.
Burak 7
Hamzaoğlu'nun kendisine verdiği görevi yerine getirmek için iki kişilik oynuyor. Rakip kaleye 30-40 metre uzaklıkta pas istasyonu olacaksınız ve sonra ceza sahası içine koşacaksınız. Yazması kolay ama o dün yine başardı.
Demba Ba 3
Ayak parmağındaki kırık tam iyileşmeden idmanlara başladı. Bunun adı özveri ama profesyonel futboldaki karşılığı hazır olmadan forma giymek. En önemli artısı kuvvetini kaybedince sıradanlaştı.
Umut 4
İyi profesyonel, sahaya yüreğini koyan adam, yaptığı presle rakip tandemi çıkartamayan forvet ama buraya kadar. Umut'un ayaklarındaki kısıtlı yetenek Galatasaray'ın birçok atağının başlamadan bitmesine sebep oldu.
Kerim Frei 5

Dün sahada yokları oynayan Olcay'ın yerine 66'da oyuna girdi. Bilic, onunla başlasa ve Sosa'yı Veli'nin yanında kullansa başka bir derbi oynar mıydı Beşiktaş, bu bilinmez ama Kerim'in fazla yapabileceği bir şey yoktu.
Hamit 4
Kabul edelim, maçlardan sonra harika konuşuyor ama bu haliyle Türkiye'nin en çok kazanan yorumcusu gibi. Hamit Altıntop geçmişiyle büyük futbolcu ama futbol onu terk etmiş gibi. Ağırlaşan Hamit , dün fark yaratmadı.
Cenk 5
Demba Ba'nın sakat olduğu maçlarda görevini yaptı, gollerini attı ve kulübeye döndü. Demba Ba'nın hazır olmadığı bir maçta Bilic, onu Burak- Umut örneğinde olduğu gibi ikinci forvet olarak kullanabilir miydi?
Bruma 5
Çalım atmayı bilmiyor, 10 kere denese bir kez başarılı oluyor. Pas tercihlerinde sıkıntı var, topu kaptırıyor ama hızlı. Bruma sadece hızlı olduğu için büyük yıldız ise Jamaika Milli Takımı'nın müzesinde üç Dünya Kupası olurdu.
İsmail ?
Jose Sosa kenara sakatlık işareti yapmadı. Bilic, İsmail'den neyi değiştirmesini istedi uzatmalar dahil 10 dakikada, bunu anlamadık. Motta gibi vasat bir yabancıdan formayı alacak kadar çok çalışmalı artık.
Olcan ?
Umut Bulut-Hamit değişikliği Hamzaoğlu'nun kalabalık orta saha ve tek forvet Burak, manevrasıydı ama Olcan, Melo sakatlandığında girmeliydi aslında. Takımı 10 dakika risk aldı ve Olcan, Sneijder'in yerine şans buldu.
Hamza Hamzaoğlu 7
Teknik adamlık kariyerinin ilk derbisine öğrencilerini iyi hazırlamıştı. Maçtan önce Beşiktaş kadar koşmalarını istediği takımından kazanacak verimi aldı. Geçen hafta oyuna neşter atmakta geç kalmış ve hatasını kabul etmişti, dün iyi bitirdi.
Slaven Bilic 4
Fenerbahçe ve Galatasaray'ın kadrolarının kendi takımından daha kaliteli olduğuna inanan bir oyun felsefesi var derbilerde ve her seferinde bu oyuncularına da sirayet ediyor. Futbol sahası dışında biriktirdiği karizmasını büyük maçlarda paramparça ediyor.

4 Ocak 2015

Ayrılıklar da Sevdaya Dahil


Bir futbol takımının kaptanı olmak için o iki renk altında uzun yıllar ter dökmek gerekli mi, değil. Büyük bir yıldızsanız, kariyerinize olan saygıdan dolayı kolunuza o pazubandını takabilirler, yakışır da. Takımda eski olmak, düzenli oynamak, yaşça da takımın ağabeyi olacağı yıllara gelmek, soyunma odasında saygı duyulan bir isim olmak... Bütün bunlar birer kriter ama sonuçta her takımda kaptanı belirleyen kulüp yönetimleri ve vahşi maç trafiğinde her oyuncunun bir yedeği olduğu gibi her kaptanın da birden fazla dublörü var. Bayrak adam olmayı, takım kaptanı olmaktan ayıran da bu. Bir takımda tek bayrak adam vardır ve o artık derisi haline gelmiş formayı çıkartana kadar da taraftarın gözünde, kalbinde bir başkası bayrak adam olmaz. İtalyanlar bayrak manasına gelen 'bandiera' kelimesini futbol dünyasında takımın ikonlaşmış futbolcuları için kullanırlar. Yıllar önce bu kalıba giren futbolcuların hikayesini kaleme aldığımda 'bandiera'lar için ilk kez bayrak adamlar tabirini kullanmıştım. 

Nedir peki bayrak adam? Bir kulübün altyapısından yetişen, yetişmediyse de genç yaşta o takıma gelen, mutlaka ve mutlaka büyük yetenek olan ve kendisine gelen yüklü transfer tekliflerini sol elinin tersiyle itip sağ elini her seferinde armanın altında kalbinin üzerine götüren, kariyeri boyunca gemiyi terk etmeyen ve kendi jenerasyonu içinde bir takımda birden fazla olmayan oyuncular, futbol dünyasında bayrak adam olarak kabul görürler. Tarifi uzun olduğundan kimin bayrak adam, kimin efsane futbolcu olduğu da sabahlara kadar sürecek bir tartışmanın konusudur. Cihat Arman, Lefter, Metin Oktay, Baba Gündüz, Baba Hakkı'lardan, Şenol Güneş'e, Rıza Çalımbay'a, Bülent Korkmaz'a uzanan yolda Türk futbolu da Avrupalılar gibi eski bayrak adamlarını arıyor. Galatasaray'da Arda Turan bayrak adamken Madrid'in yolunu tuttu, Beşiktaş'ta Necip, Fenerbahçe'den Roma'ya giden Salih Uçan potansiyel adaylardı. Trabzonspor'da Onur Kıvrak ise bu tanıma bugünlerde en çok yakışan isim. Galatasaray'da Semih Kaya ise bu yolun daha başında... 

Futbol kültürüne bu tabiri hediye eden İtalyanlardan başlayalım. Inter'de Fachetti, Bergomi ve Mazzola gibi efsanelerden bayrak adamlığı teslim alan bir Arjantinliydi. 22 yıllık kariyerinin 20 yılını Inter'de geçiren Zanetti, büyük kaptan olarak çağrıldı ve son çeyrek asırda, Milano'nun öteki yakasındaki Milan'da Baresi'den bayrak adamlığı teslim alan Paolo Maldini'ye ancak o rakip olabilirdi. Juventus, 2006'da küme düştüğünde yabancı yıldızlar kaçarcasına giderken Çek yıldız Nedved ile dümeni tutan Alessandro Del Piero, 1993'te giymeye başladığı siyah-beyazlı formadan vazgeçmedi. Real Madrid, Manchester United yıllarca peşinden koştu ama gün geldi Juventus ondan vazgeçtiğinde bırakın İtalya'yı kıtayı terk edip gitti Avustralya'ya, futbol sevdasının peşinden. Francesco Totti, 20 yıldır Roma'nın merkezine inemediğini söylüyor, haklı da çünkü duvarlarına resimleri yapılan sokaklarda yürüyebilmesi imkansız. O Roma'nın son imparatoru. Real Madrid'e hayır diyen adam. Çocukluğundan beri giydiği sarı-kırmızı formayla bir şampiyonluk kazanabildi ve 38'inde bu sezon hâlâ ikincisini kovalıyor. Antonio di Natale, Serie A tarihinin en önemli golcülerinden biri ama 11 yıldır bütün transfer tekliflerini geri çevirip Udinese forması giymeye devam ediyor. Paolo Cannavro, Parma'da, Nesta ise Lazio'da bir zamanlar bayrak adamlardı, ama onlar kupalar kazanabilecekleri takımları, bayrak adamlığa tercih ettiler. 

İspanya'da bayrak adam denilince akla gelen ilk isim Real Madrid'li Raul elbette. Maldini ya da Totti gibi kariyerini tek forma altında tamamlayamadı ama kapatılan Atletico Madrid altyapısından Real Madrid'e gelen Raul, sadece kaptan ve büyük bir golcü olmadığını yıllar boyunca dünyaya kanıtladı. Barcelona cephesinde La Masia'dan yetişenler arasında kimine göre Carles Puyol kimine göre ise Xavi, Katalanların bayrak adamıdır. Atletico Madrid'de 21 yaşında kaptan olan ve Raul'un karşısında bayrak adam olarak dikilen Fernando Torres ise yedi buçuk sezonluk İngiltere ve İtalya macerasının ardından kürkçü dükkanına döndü. Bayern Münih'te Franz Beckenbauer, Dinamo Moskova'da Lev Yaşin kariyerlerini tek bir kulübe adadılar ve bugün hâlâ birden fazla kuşağın duvarlarından inmeyen posterlerinde yaşıyorlar.

 Son durağımız ise futbolun doğduğu topraklar. Chelsea, Rus milyarder patronu Abramoviç ile milyar euro'nun üzerinde para harcadı transfere ama bir adam ne formasından vazgeçti ne de tribünler ondan. John Terry, Londra kulübünün bayrak adamı ve görünen o ki öyle kalmaya da devam edecek iki-üç sezon daha. Manchester United'da işler karışık, Alex Ferguson'un yetiştirdiği jenerasyon bol bayrak adam verdi! Beckham bu unvanı Real Madrid'e giderek üzerinden attı. Scholes mu Ryan Giggs mi, artık tercih sizin... Ve hikayenin sonundaki adam. İtalya'da Francesco Totti, bayrak adamların kalesini ayakta tutarken o da Liverpool formasıyla yıllardır bize selam çakıyordu. Real Madrid'e iki farklı dönemde hayır diyen, Chelsea'ye gitmeyen ve kırmızıdan vazgeçmeyen Steven Gerrard, dokuz yaşında geldiği Liverpool'dan 35 yaşında, bu sezon sonunda ayrılacağını açıkladı. Büyük bir ihtimalle de Los Angeles Galaxy forması giyecek. 

Kariyerinde Premier Lig şampiyonluğu olmayan bu adam, o kupaya en çok yaklaştığı geçen sezonun sonunda Chelsea maçında ayağı kayıp topu kaptırınca Liverpool tribünleri topu filelerinde görmüştü. O unutulmaz golü atan Demba Ba, bu akşam Steven Gerrard'ın Liverpool ile kazandığı -finallerin en erken golüne bir başka bayrak adam Paolo Maldini'nin attığı- en büyük kupa olan Şampiyonlar Ligi'ni kazandığı Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Galatasaray derbisine çıkacak. Dünya küçük, bir formaya bir ömrü verenlerin kalbi ise çok büyük... (SABAH Pazar)