30 Ağustos 2014
Hafta Sonu Naklen Yayınlar
30 Ağustos 2014 Cumartesi
14:45 Burnley - Manchester United @LigTV3
16:30 Leverkusen - Hertha Berlin @TRT Spor
17:00 Samsunspor - Giresunspor @TRT 1
17:00 Manchester City - Stoke City @LigTV3
18:00 Monaco - Lille @Tivibu
18:30 Eskişehirspor - Torku Konyaspor @LigTV2
19:00 Bursaspor - Galatasaray @LigTV
19:00 Chievo - Juventus @Tivibu
19:30 Schalke 04 - Bayern München @TRT Haber
19:30 Everton - Chelsea @LigTV3
20:00 Adana Demirspor - Tekden Denizlispor @TRT Spor
20:00 Şanlıurfaspor - Adanaspor @TRT Spor Web
20:00 Athletic Bilbao - Levante @NTVSpor Smart HD
20:00 Cordoba - Celta Vigo @NTVSpor Smart HD
21:00 İstanbul Başakşehir - Kasımpaşa @LigTV2
21:45 Mersin İdmanyurdu - Beşiktaş @LigTV
21:45 Roma - Fiorentina @Tivibu
22:00 Atletico Madrid - Eibar @NTVSpor Smart HD
31 Ağustos 2014 Pazar
00:00 Espanyol - Sevilla @NTVSpor Smart HD
00:00 Toronto FC - New England Revolution @Sports TV
00:30 Palmeiras - Internacional @LigTV3
15:00 Bordeaux - Bastia @Tivibu
15:30 Tottenham - Liverpool @LigTV3
15:30 Aston Villa - Hull City @LigTV2
16:30 Gölbaşıspor - Göztepe @Kanal 35
16:30 Mainz 05 - Hannover 96 @TRT HD
17:00 Orduspor - Kayserispor @TRT Spor
18:00 Leicester City - Arsenal @LigTV3
18:30 Kayseri Erciyesspor - Trabzonspor @LigTV
18:30 Sivasspor - Gaziantepspor @LigTV2
18:30 Freiburg - Mönchengladbach @TRT Haber
19:00 Milan - Lazio @Tivibu
19:15 Krasnodar - Dinamo Moscow @LigTV3
20:00 Karşıyaka - Antalyaspor @TRT Spor
20:00 Villarreal - Barcelona @NTVSpor Smart HD
21:00 Fenerbahçe - Karabükspor @LigTV
21:00 Benfica - Sporting Lisbon @Tivibu
21:45 Genoa - Napoli @Tivibu
22:00 Paris SG - Saint-Etienne @Tivibu
22:00 Real Sociedad - Real Madrid @NTVSpor Smart HD
22:00 Deportivo La Coruna - Rayo Vallecano @NTVSpor Smart HD
22:00 Corinthians - Fluminense @LigTV3
01 Eylül 2014 Pazartesi
00:00 Elche - Granada @NTVSpor Smart HD
03:00 Chivas USA - Los Angeles Galaxy @Sports TV
22:00 Rio Ave - Boavista @Tivibu
28 Ağustos 2014
Arda Uskan
Güle güle Gazeteci. Güle güle Son Mohikan. Güle Güle Arda Uskan
26 Ağustos 2014
Süper Kupa 2014
Sezon başında ilk hedefiniz 25 Ağustos'ta Süper Kupa ve hemen ardından başlayacak Süper Lig... Bu tarihten 45 gün önce sezonu açıyorsunuz ve sahadaki 22 futbolcu için 120 dakikalık oyunda izleyene tek bir cümle söyletiyorsunuz: Hazır değiller, eksikleri var, transfer lazım... Türk futbolunun en üst düzey rekabetinde kanayan yara budur..
Evet dün Manisa'da maç başladığında nefes almayı bile zorlaştıran sıcak ve nem vardı. Ama bu şartlarda futbolun oynandığı tek yer Türkiye değil.. Galatasaray'ın kadro kurgusu, en pahalı bonservisli Bruma'yı bile kulübede tutacak kadar sorunlu... Hücumu seven, defansı zayıf denen Telles, bu performansıyla Galatasaray'ın beş yabancısından birisi olamaz. İki aydır gönderilmek istenen Chedjou ise penaltılar dahil kalesinde devleşen Muslera ile birlikte defansın en iyisiydi.
Melo, bildiğimiz Melo, 'hazırım' diyen Sneijder de hazır olmayınca Galatasaray Selçuk-Olcan-Burak üçlüsünün ayağına baktı. Fenerbahçe'de, takımı çok fazla çalıştırıyor diye futbolcuların şikayet ettiği söylenen Ersun Yanal haklıymış...Çünkü Fenerbahçe dün kadro kalitesinin yanına oyun temposunu koyamadı. Orta sahada Topal ile birlikte ilk yarıda ayakta kalan isim Emre idi... Ama o da artık kariyerinin son baharında...
Maç öncesi favori olan Fenerbahçe idi.. Böyle düşünenleri haksız çıkartan Emenike oldu.
Kaçırdığı iki net fırsat Galatasaray'ın oyunda kalmasını sağladı. Bir tarafta Galatasaray yönetimi ve sahada forma reklamı olmayan takımı, diğer tarafta sezonun flaş transferi Diego'ya lisans çıkaramayan Fenerbahçe yönetimi... Birbirlerini yaralayacak demeçler vermek yerine özeleştiri yapsalar, bir taraf, "Paramız yok transfer yapamıyoruz" demez diğer taraf da "Diego hazır değildi" demek zorunda kalmaz.. Son söz taraftara: Deplasman yasağının kalkmasını istiyorlar. Ama dün sahaya atılanlar sonrası iki taraf bu talebi toprağa gömdü. Soma hatırasına maddi manevi destek için Manisa'ya gelen iki takım kötüydü.
Hakem Abitoğlu onlardan kötüydü. Ama en kötüsü ezeli rekabeti çirkinleştiren tribünlerdi.
Penaltıları bir taraf kaçırır, diğer taraf kazanır. İsmail Kartal, giydiği ateşten gömleğin içinde lige başı dik girecek. Prandelli ise "Transfer için baskı kurmak istemiyorum" dediği Ünal Aysal'a o baskıyı kurmazsa sezon ortasında baskıyı kendi üzerinde hisseder...
İki Sıfır Eksik Olsa
Yine bir transfer mevsiminin sonuna geliyoruz. Önce bizden bir hikayeyle başlayalım. 80'lerin yıldız bir futbolcusuyla bir sohbetimde, (çok muteber bir isimdi futbol sahasında, bugün oynasa yılda 2 milyon avrodan aşağıya imza atmazdı) "Ben bir sezonda kazandığım parayla Bakırköy'de iki daire alabiliyordum" demişti. Çok tutumlu davranmamış kariyeri boyunca, har vurup harman savurmuş biraz. Eski futbolcuların bugünün starlarına bakış açısı hiç değişmez. Onlara göre, bugünün futbolcuları gereğinden fazla kazanır, üstelik öyle büyük yetenek falan da değildirler. Bir yıl oynayıp iki daire alabilen 80'lerin starının farkında olmadığı bugün yılda 2 milyon avro kazananın aslında bir rezidans satın alabildiği. Daire-redizans farkı, olacak o kadar! Avro öncesinde her ülkenin kendi kurunda açıklanan transfer bedelleri kafa karıştırırdı ama ben son 40 yılın bonservis öykülerinden dönemin para birimlerinin avro karşılığıyla yola devam edeyim. Lakin zamanının doları, lireti, markı, frankı daha değerliydi, satın alma gücü fazlaydı, avro geldi mertlik bozuldu diyenlerin itirazı da saklı kalsın. 41 yıl önce Barcelona, Johan Cruyff'u kadrosuna kattığında, kulübü Ajax'a 360 bin avro bonservis bedeli ödemişti. Şimdi bu rakama, üçüncü ligde futbolcu alamaz, alt yapıdan çıkan 18 yaşındaki çocuğa yıllık ücret olarak verseniz inanın burun kıvırır. Savoldi, İtalyan gazetelerinin arşivlerinde sıkışmış kalmış ama Bologna, Napoli'den 1975 yılında 865 bin avro karşılığı liret aldığında Çizme'de "Napoli batar, böyle gitmez" demişler. Boca Juniors'tan 7.2 milyona aldığı Maradona'yı aynı paraya Napoli'ye 1984 yılında satan Barcelona, bugün bu rakamı yıllık ücret olarak ödüyor futbolcularına. 7-8 milyon avro dediğiniz de bugünün Türk futbolunda çıkış yapan her futbolcu için istenen rakam. Üç Hollandalı'yı bir araya getiren Milan, 1987'de PSV'ye Gullit için 10.9 milyon avro ödemişti. FIAT'ın dolayısıyla Angelli Ailesi'nin yüksekten uçtuğu yıllar, 80'lerin sonu. Büyük yetenek Baggio, Fiorentina'dan koparıldığında Juventus, Floransa şehri kulübününe 13.1 milyon avro karşılığı liret ödemişti. Marsilya'ya veda edip Milan'a giden klas golcü Papin için bonservis bedeli 1992'de 16.8 milyon avro. Sampdoria'daki Mancini- Vialli ekürisini bozan Juventus'un 92'de Vialli için ödediği para 20.1 milyon avro. 80'ler ve 90'larda Serie A'ya yıldız yağdıran İtalyan patronları tahtlarını yeni bin yılda İspanyol kulüplerine ve Rus oligarklara kaptırdılar. 1997'de Ronaldo için Barcelona'ya 27 milyon ödeyen Inter, Brezilyalı yıldızı, Real Madrid'e iki katına sattı. Denilson için Real Betis'in neden 30 milyon ödediğini kimse anlamadı. İki yayıncı kuruluşun amansız rekabeti ve birinin batmasıyla sonuçlanan Serie A'nın 2000'lerin başındaki mesut yıllarında Lazio, Vieri'yi 46.5 milyona Inter'e sattı. Arjantinli klas golcü Crespo'ya ise 56 milyon ödediler. Lazio'nun başkanı Cragnotti'nin devletten 6.5 milyar dolar vergi kaçırdığı ortaya çıkınca da Crespo'lu efsane kadro dağıldı. Hikayenin son 15 yılında ise İspanyollar sahneyi kimseye bırakmadı. Figo için Barcelona'ya 61 milyon, Zidane için Juventus'a 71 milyon ödeyen Real Madrid, Ronaldo, Beckham ile 'Los Galacticos I' dönemini tamamladı. 94 milyon avro'ya Cristiano Ronaldo, 96 milyona Gareth Bale ve son olarak bu sezon 80 milyona James Rodriguez'i alan Real Madrid'e Barcelona, İbrahimoviç, Neymar ve Luis Suarez transferleriyle cevap verdi. Daha pahalı maç biletleri, sezonluk kombineler, localar, her yıl değişen üç forma, binlerce ürünün olduğu taraftar mağazaları, şifreli naklen yayınlar... 40 yılda geldiğimiz nokta, artık çift haneli rakamların da bonservis bedellerine yetmediği. İki sıfır atsak ne güzel olurdu dünya....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)