Avrupa
Kupaları’nda Nisan ayına geldiğinde kuranın kolayı olmaz ama Beşiktaş da son
sekizdeki rakibi de diğer takımlara bakıldığında en zor kurayı çektiler. İki
randevunun taktik savaşı, güncel satırları spor sayfalarındayken biz Pazar günü
Fransız kulübünün tarihinde bir yolculuğu çıkalım. 2000-10 yılları arasında
Şampiyonlar Ligi’nin gediklisi olan ama bir türlü bu kupada Nisan ayını
göremeyen O. Lyon ne oldu da kendini baharın en güzel zamanında Avrupa’nın iki
numaralı kupasında Beşiktaş karşısında buldu. 10 spor dalında sporcu
yetiştiren, yarışan Beşiktaş adında Jimnastik Kulübü iken futbol dışında şubesi
olmayan Olympique Lyon nasıl oluyor da Olimpik oluyor? 1899’a dönmemiz lazım.
Rugby takımı olarak kurulan yanına futbolu da ekleyen Lyon Olympique
Universitaire Kulübü’nde yarım asır sonra çıkan anlaşmazlık sonrasında futbol
şubesi Olympique Lyon olarak yola devam etme kararı aldı. İkinci Dünya
Savaşı’nın ardından zorlu yıllarda 1950’da kurulan Fransız kulübü, ülke futbol
tarihinde bugün çok önemli bir kulüp ama ilk 50 yılın ezeli rakipleri Saint
Etienne’in gölgesinde kaldığı da bir gerçek. İlk kupasını kazanmak için 14 yıl
bekleyen O.Lyon, şampiyonluk için ise 52 yıl bekledi.
“BÜYÜK BAŞKAN AULAS”
67 yıllık
tarihinde sadece 8 başkanın görev yaptığı kulübü ayağa kaldıran ve Avrupa
vitrinine sokan adam ise hala koltuğunda oturan Jean Michel Aulas. 1983’de
ikinci lige düşmüş kulübe 1987 yılında başkan olan Aulas, “4 yıl sonra Avrupa
Kupaları’na katılacağız” dediğinde Fransa’da çok insan ona gülmüş ama 1991’de
bunu başaran Aulas son gülen olmuştu. 1999’da aldıkları bir golcü ve ardından
gelen bir 10 numara ise Fransız futbolunda Lyon ambargolu yıllara imza attılar.
Sonny Anderson ve frikiklerin efendisi Juninho, 4 Mayıs 2002’de Stade de
Gerland’da Lens’i 3-1 devirip O.Lyon’a ilk şampiyonluğu kazandırdılar. Yarım
asır sonra gelen ilk şampiyonluğun ardından Fransad’da diğer takım taraftarları
için azap dolu yıllar başladı. Yedi yıl arka arkaya şampiyon olan, başarının
parayı, paranın da yeni transferlerle başarıyı getirdiği Aulas başkanlığındaki
kulüp, Avrupa’nın devlerine parlatıp sattığı isimlerle de Fransa’nı Porto’su
oldu. Essien, Govou, Cris, Essien, Abidal, Mahamadou Diarra ve Karim Benzema
isimleri O.Lyon’un ihracatını sanırım anlatmaya yeter… Paul Le Guen, Raymond
Domenech ve Gerrard Houllier, O.Lyon’da iz bırakan teknik adamlar olarak tarihe
geçtiler. Juninho ve genç Karim Benzema’nın ayrıldığı 2008-2009 sezonunda
üçüncü olan ve yedi yıllık şampiyonluk serisinin ardından bugüne kadar zirveyi
hep rakiplerine kaptıran O. Lyon, Lisandro Lopez, Gourcuff ve Gomis gibi
kalburüstü yeteneklerin varlığına rağmen bir daha gülemedi.
60 BİN KAPASİTELİ HİBRİT ÇİMLİ
STADYUM
Başkan
Aulas’ın 2008’de müjdesini verdiği ve 4 yıl sonra ilk kazmanın vurulduğu yeni
stadyumun zemini evet aynı Vodafone Arena gibi hibrit! Geçen yıl 9 Haziran’da
yeni evi Parc Olympique Lyonnais’de ilk maçına çıkan Alexandre Lacazette ve
arkadaşlarının arkasında 60 bin taraftarlık bir güç var. Euro 2016’da da sahne
alan ve 415 milyon Euro’luk maliyetiyle Fransa’nın en modern stadyumlarından
biri haline gelen ve 8 Haziran’da ilk büyük konserinde Coldplay’e ev sahipliği
yapacak olan Parc O.Lyon’da Perşembe akşamı 10 bini aşkın Beşiktaş taraftarı
olacak ama Fransızların iki taraftar grubundan da bahsetmeden olmaz...
TRİBÜNDEKİ “KÖTÜ ÇOCUKLAR”
Bad
Gones (Kötü Çocuklar) 1987’da Başkan
Jean Michel Aulas kulübün başına geçtiğinde kurulan ve bugün PSG ve Olmypique
Marsilya taraftar gruplarıyla beraber ülkenin en etkili ve sert Ultras
oluşumlarından biri. Kuzey Kale arkasını kontrol eden Bad Gones grubunun karşı
tribününde ise Cosa Nostra Lyon yer alıyor. İki Ultras grubunun da son 15 yılda
Avrupa Kupaları’nda Lyon şehrine deplasmana gelen Avrupa kulüplerine pek iyi
evsahipliği yapmadığının altını çizmem lazım. Kimsenin burnunun kanamadığı ama
Beşiktaş’ın yarı final için ilk maçta Parc Olympique Lyonnais’den gereken skoru
alıp, Vodafona Arena’da bu iş bitirmesi hepimizin ortak dileği…