18 Haziran 2009
Yedi Cüceler
La Gazzetta dello Sport, 7 Cüceleri belirlemiş. Oyun kurucudan fazla golcü var. Maradona 1.65, Puskas; 1.66 cm. Romario 1.68, Messi 1.69, Tostao 1.72, Muller 1.73 ve Rossi 1.73. River Plate'li Diego Buonanotte 1.59. Thomas Hasler geldi aklıma. 1.66 imiş. Liste uzar tabii. Roberto Carlos, Giuly, Saviola, Lahm, Bakari Kone, Tita... Hepsi 1.70'in altında. Türk futbolunun 7 Cüceleri'ni kim listeler?
En Çok Kazanan 6 Futbolcu
Juninho Katar'a
O.Lyon'da son senesinde 4.5 milyon euro kazanıyordu. Sözleşmesinin son senesini beklemeden Başkan Aulas bonservisini verdi. Genoa ve Lazio demek ki 2.5 milyon euro veremediler! Juninho Katar'a gitti, Al-Gharafa'ya imza attı. Takım hakkında bir fikrim yok olmasın da zaten. Desailly, Hakan Yakın, Sonny Anderson da bir zaman emekli ikramiyesi almışlar bu kulüpten. Bonservisi elinde 2.5 milyona ikna olan bu adamı bir Türk takımı ikna etmeliydi. Trabzonspor alsa onikiden vururdu.
Cristiano Ronaldo'nun 150 Golü
17 Haziran 2009
Galatasaray'ın Rus Ruleti
Meira ve Servet'ten 14 milyon euro. Galatasaray parlak hücum hattındaki adamlarını elde tutarken -ya da taliplisi yokken- stopersiz kaldı. Bugün itibariyle bu transfer politikası bana Florentino Perez'in 1. Los Galacticos dönemini hatırlatıyor. Defansa transfer yapmayı sevmeyen İspanyol başkan, yarı sahadan öteye dünya karmasını sürmüştü. Galatasaray'ın savunması ne olacak? Bu kadro tam rus ruletlik! Kalede Leo Franco İstanbul'a daha ayak basmasa da işi bitirilmiş. Bir yabancı bir yerli stoper alacaklar. Yerlinin Ankarasporlu Ediz olma ihtimali yüksek. Servet'in satışı en çok Sabri'ye yarar gibime geliyor. Sağ bekte yabancı kullanma lüksü kalmadı Galatasaray'ın. Manisaspor kalecisi Ufuk gelmeye istekli ama 4 milyon euro bonservis ancak Leo Franco'nun alınmadığı bir ortamda ödenip, kale ona teslim edildiğinde akılcı olurdu. Yine de bu iş sürer daha. Hücum hattı ve defans arasında 3 gömlek fark var Galatasaray'ın. Valencia 3-5 güne kadar resmi bir teklifle gelecek Mehmet Topal'a. Bir İspanyol kulübü da var (Sevilla değil), onlar da teklif vermeye hazırlanıyorlar. Gün itibariyle transfere Rijkaard'ın damga vurduğunu söylemek mümkün değil. Tüm kontrol Haldun Üstünel'de. Sezonu açtıktan sonra elemesi gereken çok adam var Hollandalı'nın. 4. forvet Özgürcan, 3. kaleci Fırat olabilir alt yapı adına. Aydın, Mehmet Güven, Ferdi, Yaser, Volkan Yaman ise kulüp arayacak. Rijkaard ve Neeskens için bir son not. Bu ikilinin kim alt yapı üstatları olduğu söylüyorsa tebrik ediyorum! Neeskens; Ten Cate ya da Co Adriaanese değil. Rijkaard da 5 yıl boyunca yıldızların hakkını veren ve öyle onbir kuran bir teknik direktör. Barcelona'nın 20 yıldır tıkır tıkır çalışan bir alt yapısı var ve bu başarının altında ne Van Gaal ne Rijkaard ne de Neeskens imzası var. Rijkaard, Ten Cate ve Neeskens'e Barcelona'da taktik danışır, rakip analizi isterdi... Bunlar 2. adam!...
Je m'appelle Servet
Je m'appelle Servet
Denizli'nin Düşeşi
Kulüp hangi rakamı isterse istesin, alıcı kulüp ne verirse versin, kulüp futbolcuya görüşme iznini versin ya da vermesin. Bunlar hepsi teferruat. Önce futbolcu isteyecek. Önce futbolcuyu ikna edeceksin. O futbolcu sözünden dönmeyecek. Figo'yu da 9 yıl sonra Cristiano Ronaldo'yu, Kaka'yı da bitiren, masa altından bize gel diye not yolladığı Zidane'ın kafa salladığı adam Florentino Perez'in yaptığı budur. Futbolcu verdiği sözden dönerse ne ala! Yıldırım Demirören insanın sözüne, Aziz Yıldırım hukukun gücüne inandı bu transferde. İki takımın da Mehmet Topuz'a ihtiyacı var mıydı? sorusu elbette ki bugün tartışılmıyor! Demirören, post Topuz sendromunun etkisiyle kendini İspanya'ya attı. Villarreal ile anlaştım dedi. Sezonu gol atamadan tamamlayan ve La Liga'da kalırsa muhtemelen Osasuna, Getafe, Valladolid gibi takımların isteyebileceği Nihat "dönmüyorum" dedi Beşiktaş başkanına. Sonra ne öğrendik? Villarreal başkanı benden kimse Nihat'ı istemedi dedi. Neydi bu Nihat rüzgarı peki? Şampiyonlar Ligi'ne direkt giden, kasasına 10 milyon euro koyan Beşiktaş, Mehmet Topuz vakasında 15 gün ve çok daha fazlasını kaybetti. Mustafa Denizli'nin Şampiyonlar Ligi'nde altıda sıfır çektiği Fenerbahçe macerasından sonra Beşiktaş'a attığı yeni imzanın gecikme sebeplerinden biri de -diğeri milli takım hayali- budur. Denizli yorumcuyken de bu kadroyu eleştiriyordu. Kadro -Ernst takviyeli- aynı kadro. İki kanadındaki 4 adamın tartışıldığı, yine ve yine "Delgado bu işin altından kalkar mı? diye sorulduğu ve forveti 2.3 milyon euroluk (!) Nobre'ye teslim Beşiktaş'ın bugün itibariyle yaptığı transferlerle Avrupa'da gerçekten de Denizli'nin kısmetine ihtiyacı olacak.
Lugano'nun Beş Benzemez Eli
Beşiktaş'ın stopere ihtiyacı var mı? Yok görünüyor. İki gündür kulislerdeki söylenti ne peki? Lugano Beşiktaş'a geliyor. Beşiktaş'ın transfer politikası ayrı bir yazı konusu olsun ben Lugano ile devam edeyim. Öncelikle derbide gördüğü kırmızı kartın sözleşme yenilemediği için sakatlanmamak için olduğu fikrimin arkasındayım. Kasıtlı gördüğü bir karttı. Uyanık menajer Figer bu kez duvara tosladı. İtalya'dan teklifler var baskısıyla Fenerbahçe'den 3.2 milyon euro istedi Lugano için. Bu paranın yarısını bile İtalya'da vermeyeceklerini bile bile. Takım içinde yerli yabancıdan önce bir mevki hiyerarşisi var elbette. Stoper 3 milyon euro alırsa, 10 numara ve santrfora kaç para vereceksin? Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sol beki Roberto Carlos'un aldığı 4 milyonun ikisi şöhretinin faturasıdır ve tartışma dışıdır. Sezon ortasında Juventus izlediğinde "dağınık" raporu ile dönmüştü. Vatandaşı Montero'nun kulisi de yeterli olmadı. Juventus taraftarın protestosuna rağmen Cannavaro'yu geri getirdi. Mellberg'de gözden çıkardılar. Türk kulüplerini yolunacak kaz gören Figer şimdi Demirören'in eline bakıyor. Mehmet Topuz transferinin intikamını almak isteyen Beşiktaş başkanı Lugano'ya bu parayı verir mi? Uruguaylının İtalya'da bir takımdan alacağı maksimum yıllık 1.3-1.4 milyon eurodur. Fenerbahçe'nin önerdiği ise Deivid'in aldığı rakamdı: 2.3 milyon euro. Lugano baktı ki Fenerbahçe filmi koparıyor; anında Aziz Yıldırım yönetimine sallamaya başladı. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak buna mı deniyor?
16 Haziran 2009
Poulsen ve Mellberg
Yine ön libero yine Juventus yine 7-8 milyon euro. Appiah transferinin kopyası. Fenerbahçe, Poulsen için Torino'da. Poulsen işi ağırdan alıyor ama Juventus yönetimi ona çoktan kapıyı gösterdi. İki sezon önce Barcelona'nın kapısından dönmüştü. Sevilla'daki partneri gitti Barcelona'ya. Juventus da Xabi Alonso'nun fiyatı 20 milyonun altına düşmeyince Poulsen'i almış, Torino'da taraftar zıvanadan çıkmıştı. İlk günden beri Juventus'a yakıştıramadılar. 10 milyon euro ödedikleri Poulsen için şimdi 7 milyon euroyu kabul ediyorlar. Transfer pazarlığını Torino'da Şekip Mosturoğlu yönetiyor. Eski Schalke'li Poulsen de Hamburg'un teklifi olduğu için mırın kırın ediyor ama Almanlar, Fenerbahçe'nin vereceği yıllık ücretin yanına bile yaklaşamazlar. Juventus'dan ayrılan bir diğer isim sıfır bonservisle aldıkları Oloff Mellberg. Panathinaikos bu sezon transferde hızlı. 3.5 milyon euro ödeyecekler.
Je Vais Bien, Ne T'en Fais Pas
Melanie Laurent güzel, Lilli (Aaron) nefis parça, "Je Vais Bien, Ne T'en Fais Pas" harika film...
Aguero'nun Zor Hayatı(!)
Fotoğraftaki iki adamın da işi zor bugünlerde. Maradona fiyakalı başlamıştı Arjantin milli takımın başında. Ne zaman tepelere çıksalar, başları dönüyor, kaybedip dönüyorlar. 2010 Dünya Kupası elemelerinde Güney Amerika tek grup. Arjantin de ateşle oynuyor. Karenin diğer adamı Aguero'nun başı belada (!) Buenos Aires'de bir gece kulübünün arka kapısıdan bir sarışınla çıkarken yakalanıyor. Sarışın Real Madrid'li Gago'nun eski sevgilisi. Maradona medyadan haberi alınca çıldırıyor. Adam hem damadı hem de santrforu. Aguero'nun işi zor bu hayatta...
Sıfır Bonservisler
La Gazzette dello Sport'un hafta sonunda yayınladığı sıfır bonservisli futbolcular listesi. Serie A'da bu ay itibariyle boşta olanlar ve sözleşmesinin son yılına giren futbolcular var. Diğer liglerden ise önemli oyuncuları listemişler. Totti ve Del Piero elbette ki laf olsun diye duruyor orada(!)
15 Haziran 2009
Je m'appelle Servet Çetin
Erik Gerets'e teşekkür etmesi lazım Galatasaray'ın. Onun verdiği rapora Dechamps sadık kaldı. Marsilya, devre arasında alamadığı Servet'i bugün transfer etti. Resmi açıklamayı da görmek lazım tabii.. Fransızların iki alternatifleri vardı bu bölge için. Bordeaux'dan Diawara ve Servet... Servet'in daha iyi adam olduğu kesin. Galatasaray da pazarlığı iyi yönetti. Devre arasında kapıyı 8 milyon eurodan açmışlardı. Marsilya, 7 milyona (resmi rakamı GS yönetimi açıklar) işi bağladı. Fenerbahçe'den Sivas'a giderken lüks cipini yeni takım arkadaşları rencide olmasın diye İstanbul'da bırakan, azmedip İstanbul'un bir başka büyüğüne dönen, tribünleri inleten, oncalarına nispet yaparcasına "ben takım tutmuyorum" diyen, tekmeye kafa uzatan, saha dışında da koca yüreği olan bu güzel adam artık Fransa'da ve Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak. Hayallerin kadar varsın hayatta. Yolun açık olsun Türkü Baba. Ribery'de kendisine kazık atan Marsilya'dan Galatasaray kasasına tarihinin en büyük transfer gelirini koydu. Üstelik bir defans oyuncusundan. Kaçmaz bir teklif olduğu kadar Rijkaard'ın da mutlaka gidebilir raporu etkili olmuştur. Sıcak para elbette ki güzel ama Galatasaray'ın işi şimdi çok daha zor. 6 yabancı kontenjanında hesaplar karıştı. Savunmanın göbeğini Fenerbahçe gibi iki yabancıyla kurmak eldeki hücumcuları düşününce yabancısız orta saha gerektiriyor. Servet transferi stratejiyi değiştirecektir. Nonda'nın 7. yabancı olarak kalması, Halil Altıntop'un forvete yerli kontenjanından girmesi yüksek ihtimal. Stopere gelecek yabancı için tarif basit. Rijkaard ne ister? Ayağı düzgün, topla çıkabilecek ve ön liberoların 20 çizgisinden top almasını önleyecek bir adam. Galatasaray en son böyle bir adamı -Popescu- bulduğunda -ikincisi Frank De Boer fos çıkmıştı- UEFA şampiyonu olmuştu.
14 Haziran 2009
Cruyff'dan Cristiano Ronaldo'ya
Önce bizden bir hikaye. 80'lerin yıldız bir futbolcusuyla bir sohbetimden. Bugün oynasa yılda 2 milyon eurodan aşağıya imza atmaz. Artık ne kadar abarttı bilmiyorum ben de oturup hesabımı yapmadım. "Ben yılda aldığım parayla Bakırköy'de iki daire alabiliyordum" demişti. Tutmamış tabii parayı. Aslında pek değişen birşey yok. Bugün yılda 2 milyon euro kazanan futbolcunun da beğeneceği rezidans ya da villanın fiyatı da 2 milyon euro. Hala bir daire parasına oynuyorlar anlayacağınız!
***
İspanyollar, Cristiano Ronaldo'nun imzası sonrasında bir tablo yayınladılar. Cruyff'dan bugüne... Öncelikle bu kur hesaplarında biraz sapıttıklarını söylemeliyim. Euro öncesi dolar anons edilen transfer rakamlarıyla bugün euro telafuzunda şişiklik mevcut. Ben Figo'nun transferini 2000 yılından 54 milyon dolar olarak hatırlıyorum mesela. Neyse tabloda yazılı rakamları doğru kabul edip devam edelim.
73'de Cruyff için Ajax'a ödenen rakam 360 bin euro. Bugün 3 büyüklerin altyapısından A takıma geçen bir futbolcu ikinci senesinde bu parayı kazanıyor. Savoldi, Bologna'dan Napoli'ye 1975'de 865 bin euroya giderken İtalya karışmış. Batacağız demişler. Barcelona'da ele avuca sığmayan alemlerden alemlere akan Maradona için Napoli'nin ödediği paraya bak: 7.2 milyon euro. Mehmet Topuz'dan ucuz! Bosman kanunu sonrası Ajax'ı sömürecek olan Milan, 87'de PSV'ye Gullit için kesenin ağzını açmıştı. 10.9 milyon euro. Baggio, Floransa'dan ayrılırken cam çerceve inmişti. Tabii FIAT'ın güzel yılları. Japon arabaları Avrupa'yı istila etmemiş. Agnelli Ailesi'nin çoğu hayatta. 13.1 milyon euro Baggio için verilen bonservis. Papin'in Marsilya taraftarının santra noktasında mikrofonla veda ettiği sezon. Milan'ın altın yılları. Ödenen rakam 16.8 milyon euro. Vialli-Mancini ekürisini bozan transfer yine Juventus imzalı. Vialli için ödenen 20.1 milyon euro. Bugün Newcastle ile küme düşen Shearer'ın olay imzası. 1996'da (edit) Blackburn'e ödenen para 25.3 milyon euro. 1997'de Ronaldo için Moratti'nin kasasından çıkan 27 milyon euro. Bu sezon küme düşen Real Betis'in 1998'de akıllara ziyan transferi. Telefon kulübesinde 3 kişiyi çalımlayan Denilson için 30 milyon euro. Bu listede adı geçenler arasında en verimsizi de Denilson zaten. 99'da dönemin en kral adamı. Atletico Madrid'den Lazio'ya gelmişti. Moratti yine kesenin ağzını açtı. Vieri için 46.5 milyon euro. 2000 senesinde Parma'nın en iyi kadrosunda leblebi gibi atan Crespo için Lazio'nun ödediği 56.2 milyon euro. Lazio'nun başkanı Cragnotti de battı, Parma'nın patronu da 8 milyar dolar vergi kaçırdı, hapisin yolunu tuttu. Futbolcular cebi doldu tabii.Milenyum transferin çıldırdığı sezon. Serie A'nın Crespo hamlesine Florentino Perez'den Los Galacticos premier'i. Luis Figo. Barcelona ile olan kontratında ödenirse gider rakamı 61.4 milyon euro. Ertesi sezon Zidane'e masa altından uzatılan not. Real Madrid'de oynamak ister misin? Moggi'nin transfer sihirbazlığı. Perez'in ödediği rakam 71.6 milyon euro. Buffon, Mendieta, Robben, Robinho, Fernando Torres bunlar 40 milyon civarında gezen son yılların transferleri. Kaka'nın rakamını unutturan tüm zamanların en büyük rakamı. 94 milyon euro Cristiano Ronaldo! Ama hala ondan daha pahalı bir futbolcu var. Barcelona'daki bonservisinde "150 milyon euroyu ödeyen alır" yazan Messi. Tabii o masa altından uzatılan kağıda kafasını sallarsa...
***
İspanyollar, Cristiano Ronaldo'nun imzası sonrasında bir tablo yayınladılar. Cruyff'dan bugüne... Öncelikle bu kur hesaplarında biraz sapıttıklarını söylemeliyim. Euro öncesi dolar anons edilen transfer rakamlarıyla bugün euro telafuzunda şişiklik mevcut. Ben Figo'nun transferini 2000 yılından 54 milyon dolar olarak hatırlıyorum mesela. Neyse tabloda yazılı rakamları doğru kabul edip devam edelim.
73'de Cruyff için Ajax'a ödenen rakam 360 bin euro. Bugün 3 büyüklerin altyapısından A takıma geçen bir futbolcu ikinci senesinde bu parayı kazanıyor. Savoldi, Bologna'dan Napoli'ye 1975'de 865 bin euroya giderken İtalya karışmış. Batacağız demişler. Barcelona'da ele avuca sığmayan alemlerden alemlere akan Maradona için Napoli'nin ödediği paraya bak: 7.2 milyon euro. Mehmet Topuz'dan ucuz! Bosman kanunu sonrası Ajax'ı sömürecek olan Milan, 87'de PSV'ye Gullit için kesenin ağzını açmıştı. 10.9 milyon euro. Baggio, Floransa'dan ayrılırken cam çerceve inmişti. Tabii FIAT'ın güzel yılları. Japon arabaları Avrupa'yı istila etmemiş. Agnelli Ailesi'nin çoğu hayatta. 13.1 milyon euro Baggio için verilen bonservis. Papin'in Marsilya taraftarının santra noktasında mikrofonla veda ettiği sezon. Milan'ın altın yılları. Ödenen rakam 16.8 milyon euro. Vialli-Mancini ekürisini bozan transfer yine Juventus imzalı. Vialli için ödenen 20.1 milyon euro. Bugün Newcastle ile küme düşen Shearer'ın olay imzası. 1996'da (edit) Blackburn'e ödenen para 25.3 milyon euro. 1997'de Ronaldo için Moratti'nin kasasından çıkan 27 milyon euro. Bu sezon küme düşen Real Betis'in 1998'de akıllara ziyan transferi. Telefon kulübesinde 3 kişiyi çalımlayan Denilson için 30 milyon euro. Bu listede adı geçenler arasında en verimsizi de Denilson zaten. 99'da dönemin en kral adamı. Atletico Madrid'den Lazio'ya gelmişti. Moratti yine kesenin ağzını açtı. Vieri için 46.5 milyon euro. 2000 senesinde Parma'nın en iyi kadrosunda leblebi gibi atan Crespo için Lazio'nun ödediği 56.2 milyon euro. Lazio'nun başkanı Cragnotti de battı, Parma'nın patronu da 8 milyar dolar vergi kaçırdı, hapisin yolunu tuttu. Futbolcular cebi doldu tabii.Milenyum transferin çıldırdığı sezon. Serie A'nın Crespo hamlesine Florentino Perez'den Los Galacticos premier'i. Luis Figo. Barcelona ile olan kontratında ödenirse gider rakamı 61.4 milyon euro. Ertesi sezon Zidane'e masa altından uzatılan not. Real Madrid'de oynamak ister misin? Moggi'nin transfer sihirbazlığı. Perez'in ödediği rakam 71.6 milyon euro. Buffon, Mendieta, Robben, Robinho, Fernando Torres bunlar 40 milyon civarında gezen son yılların transferleri. Kaka'nın rakamını unutturan tüm zamanların en büyük rakamı. 94 milyon euro Cristiano Ronaldo! Ama hala ondan daha pahalı bir futbolcu var. Barcelona'daki bonservisinde "150 milyon euroyu ödeyen alır" yazan Messi. Tabii o masa altından uzatılan kağıda kafasını sallarsa...
Prekazi-İlic-Kezman-Guardiola
Cevat Prekazi, Mustafa Denizli'yi sevmez hatta daha fazlası nefret de eder. Bugün bir röportajına rastladım. Bu fotoğrafla da beraber iyi gider dedim. Mustafa Denizli'nin Fenerbahçe'yi sezonun başında Prekazi'yi arıyorlar. Denizli futbolcu soruyor, Aziz Yıldırım ile geliyoruz diyor. Prekazi de iki futbolcu öneriyor kendisinin de yetiştiği Partizan'dan. İki futbolcuyu da almıyor Mustafa Denizli. Kader işte iki futbolcunun da bir zaman sonra Türkiye'ye yolu düşüyor. Biri Mateja Kezman diğeri de Sasa Ilic. Fotoğraf da böyle bir kaçan balık hikayesi ya da değil. Selim Soydan'ın Barcelona'da Figo'yu izlemeye gittiği zamanlar mı yoksa Guardiola'nın bir Türkiye ziyareti mi? Bunu karedeki Bayram Tutumlu bilir de Selim Soydan pek alıcı bakıyor Guardiola'ya.
İki Kafadar: Leonardo ve Tassotti
1994 Dünya Kupası'nda rakibe çakıp kırmızı kart gören iki adam var şimdi Milan'ın başında. Leonardo, ABD maçında rakibine dirsek atıp oyundan atılmıştı. Yardımcısı Mauro Tassotti de Luis Enrique'ye. İki kafadar bu oyun felsefesini mi getirecekler Milan'a (!) Leonardo ilginç bir tercih oldu Milan için. Galatasaray'ın da hocasını bulmasına yardımcı oldu. Rijkaard, Milan hocasını bulduktan sonra Galatasaray'ın teklifine evet dedi. Van Basten ile birlikte teklif bekliyorlardı ama olmadı. Galliani en has adamını takımın başına getirdi. Ancelotti kazandığı kupalardan sonra hükmedilmeyecek kadar ayakları yerden kesilmişti. 12 yıldır Milan kulübünün içinde Leonardo. 6 yıl önce de futbolu bıraktı. Biraz geriye dönersek kariyerinin ilk yıllarına Zico'yu görürüz. İdolüdür Zico. Her zaman da elinde tutmuştur. Aynı kulüpte doğdular Flamengo'da. Zico, Japonya'da futbolu sevdirirken çağırdığı futbolcuların en hasıydı Leonardo. Kashima Antlers'de forma giydi. Öncesinde La Liga'da yolu geçti. Valencia'dan. Brezilyalıların iyisini seçen Paris Saint Germain'de oynadığı futbolla da Milan kapıları açıldı. 93'de Milan karşı İntercontinental Kupası'nı kazanmıştı. 4 yıl sonra kariyerini tersten okudu. Önce Sao Paolo, ardından Flamengo. Kürkçü dükkanına dönenlerden o da. Kaka, Pato transferlerinde onun imzası var. Milan'ın Güney Amerika'daki eli ayağıydı. Galliani ile olan ilişkisine biraz da Guardiola modası eklenince kendini Milan'ın başında buldu. İşi zor. Milan'ın Kaka'yı satarken Gourcuff'u elde tutması bekleniyordu. Parasızlık işte. Kasaya 80 milyon euro girdi ama oyunu çekip çevirecek iki yıldız da uçtu geçti. Yıllardır kanatsız futbol oynayan Milan'a getireceği sistem merak ediliyor elbette. Transfere defansla başladı. Şehrin öte yakasında herhangi birisi yok maalesef. San Siro'yu 15 günde bir paylaşacağı adam Mourinho. Ustası Zico ile bitireyim: "Futbol oynadığım takımları çalıştırmam. Bırakalım o taraftar beni sırtımdaki formayla hatırlasın..."
Mehmet Topuz vs. David Villa
Hikaye bildik. Mehmet Topuz hikayesinin İspanya versiyonu. Real Madrid, Valencia'lı David Villa'nın peşinde. Sezon başında 44 milyon teklif ettikleri golcü için 38 milyon veriyorlar. Madrid merkezli gazeteler düne kadar bu iş bitti diyorlardı. Barça girdi devreye. Valencia'ya yeni bir teklif yolladılar. Mehmet Topuz gibi David Villa da elinde bir başka takımın forması poz vermişti. Luis Enrique, idolünün forması. (Fotoğraf bu transfer dönemine ait değil) Real Madrid şimdi rotayı Forlan'a çevirdi. Kimin elinde kalacak bakalım...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)