Real Madrid
ve Barcelona’ya, Ronaldo ve Messi’ye sahip bir lig neden kendini daha fazla
tanıtma ihtiyacı duyar? Dünyanın en çok izlenen lig maçıyla- El Clasico
(Real-Barça)- 200 ülkeye ulaşan İspanyollar neden daha fazlasını anlatmak
isterler ve yılda 18 kez düzenledikleri “La Liga Experience” (La Liga Deneyimi)
programıyla dünyanın dört bir köşesinden İspanyol futbolu tutkunu taraftarları
ve gazetecileri ülkelerine davet ederler? Çünkü futbolun 90 dakikadan ibaret
olmadığını, bir hayatı, bir sokağı, bir efsaneyi, bir tabak yemeği, güneşi,
yağmuru paylaşıp futboldan ötesini göstermek isterler. Bunu İspanya’nın
güneyinde Endülüs bölgesinde Granada’nın ülkenin ve edebiyat tarihinin en büyük
şairlerinden birinin Federico Garcia Lorca’nın adını taşıyan havaalanına adım
attığında anlıyor insan. Lorca’nın unutulmaz dizeleri “Akar Guadlkuivir/
Portakal ve zeytin bahçelerinin gölgesinde/ Senin iki nehrin Granada/Düşer karlardan,
vadilere /Ah sevda /Geri gelmez bir daha” ile yüz yüze geldiğinizde daha bir
hafta önce küme düşmüş şehrin takımı Granada’nın şampiyonluğa koşan Real Madrid
ile oynayacağı maçtan çok daha fazlasını vaad ettiklerini anlıyorsunuz.
Anlatmak, anlaşılmak ve konuşulmak istiyor İspanyollar. Geride kalan yüzyılın
yarısında kendini Avrupa’ya kapamış bir ülke bugün sadece Çin’de 52 milyon tv
ekranında izleniyor, Türkiye’de 7.2 milyon futbolsever, tv’dan, 6.9 milyon
insan ise özet görüntüler ve programlarla bir ligin peşinden koşuyorsa bunun
arkasında koskoca bir organizasyon ve modern dünyanın pazarlama ve reklam
teknikleri var.
Elhamra
Sarayı’na bakan bir tepede Flamenco ezgileri eşliğinde size İspanya’nın bin
yıllık tarihini özetleyen, Endülüs bölgesinde çekilen acıları ve sevinçleri
paylaşan İspanyol yerini bir zaman sonra Taraftarlar Birliği Başkanı’na
bırakıyor. 60 yaşın üstünde emekli insanların maça 6-7 saat kala geldikleri
stadyum çevresindeki kafelerde futbolu nasıl yaşam biçimlerine çevirdiklerini,
bu tutku sayesinde ömürlerine ömür kattıklarını görüyor, futbolda şiddeti
azaltmak için son 10 yılda neler yaptıklarını dinliyorsunuz. Taraftar
dernediğinin yöresel ve mütevazi sofrasında “Granada neden düştü? Siz
Türkiye’den nasıl görüyorsunuz?” diye soran boynunda kırmızı beyaz Granada
atkılı yaşlı amcaya “Bir takım 11 yabancıyla sahaya çıkarsa kimliğini kaybeder.
Tony Adams da teknik adam olarak kötü tercih” dediğinizde aranızdaki
mesafelerin kısaldığını ve sohbetin artık İspanya’nın mutfağına kaydığını görüyorsunuz.
22 bin 500
kapasiteli Estadio Nuevo Carmenes’i dolduran Granada halkının küme düşmüş
takımlarının gelecek sezon yine bu lige geri döneceği inancının yanında, en üst
ligdeki geliri bir alt ligde bulamayacak olan kulüp yönetiminin işten çıkartabilme
ihtimali gözlerine yansımış çalışanlarla tanışıyor ve modern futbolun bir
yüzünü de daha tanıyorsunuz. İspanyolların,
ligleri için Türkiye’de yaptıkları araştırmalarda futbol taraftarı sayısını 27
milyon olarak belirlemişler. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın 25 milyon
söylemlerinden çok daha gerçekçi elbette bu rakam. 27 milyon aktif futbol
izleyicisinin 14 milyonu La Liga’yı Beinsports kanallarında takip ediyor.