18 Ağustos 2007
Carrizo'nun dedesinin dedesi
Wikipedia güvenilir kaynak mıdır? Hayır değildir. Messi Real Madrid'e transfer oldu diye not düşmek sadece 10 saniyenizi alır. Geçen gün Fotomaç'ın sitesinde böyle bir haber vardı. Wikipedia'ya göre Kone Galatasaray'da! Gülüp geçmek lazım tabii. Son örnek Arjantinli kaleci Juan Pablo Carizzo. Sadece Wikipedia değil birçok kaynakta Lazio'nun yeni kalecisi olarak geçiyor. River Plate'de, -üstelik kötü giden sezonlarda iyi oynayan- 23 yaşında, "alsan 10 yıl kaleni korur" tipinde bir kaleci. Lazio'da da Peruzzi formayı asmış, kaleci lazım. Carizzo yaklaşık 1 aydır İtalya'da, ailesinin İtalyan kökenli olduğunu ispat edip İtalyan pasaportu peşinde koşuyor. Anne ve babasının ailesinden Arjantin'e göç edenin kayıtlarını arıyorlar harıl harıl. Öyle kolay bulanacak evrak da değil. 1870'da birileri göç etmiş işte. Dedemin dedesi yani... Sonuç Carrizo gelecek hafta başlayacak olan Serie A'yı -şimdilik- televizyonda seyredecek. Bir başka kaleci transferi sıkıştırayım bu posta. Arjantin'in U21 takımında iyi atlayıp zıplıyordu bir zamanlar. 1984 doğumlu Mariano Barbosa. Villarreal'den Recreativo Huelva'ya gitmiş. Olmadı böyle...
17 Ağustos 2007
Git gidebilirsen
Hamburg'a transfer olduğu sezon "ne alaka" demiştim. Rafael Van der Vaart daha büyük takıma gider diyordum ama o Bundesliga'yı seçti. Takımın da en iyi oyuncusu olmayı başardı, bu da kimseyi şaşırtmadı. Şimdi Valencia peşinde. Hollandalı gitmek istiyor, bu sezon ipini koparan Hollandalı zaten La Liga'ya gidiyor, o eksik kalır mı? Ufak bir problem var. Hamburg taraftarları kafayı bozmuş, arkadaşı pek bir elektronik tehdit ediyorlarmış. Zevcesi Sylvie-ki taş hatundur- taraftarlar bizi tehdit ediyor, Rafael evde olmadığı zamanlarda çok korkuyorum demiş. Bu kulüpten topuklamak isteyen futbolcuya tehdit denince benim aklıma Baggio gelir önce. Floransa'da cam çerçeve indirmişlerdi Baggio gidince. En yeni 2 hikaye Ayala, Valencia'dan Villarreal'e giderken yaşandı, ölüm tehditlerini duvarlara yazdı Valencialılar. Ayala da Villarreal'de hiç antrenmana çıkmadan soluğu Zaragoza da aldı. Ne olacak peki? Hamburglular biraz yangın yapmışlar en iyi adamları gidiyor diye, futbolda böyle Abbas'ı bağlasan da durmuyor. Rafael kalkar gider Valencia'ya. En fazla olacağı İspanya'ya tatile gelen iki Hamburg'lu sokakta gördü mü "niye sattın len bizi" der. Der mi?
Trofeo Berlusconi 2007
Ağustos'da millet olarak izne çıkan İtalyanların liginin başlamasına daha bir hafta var. Birra Moretti Kupası 'nın ardından Salı akşam Tim Kupası oynandı. İki kupayı da Inter aldı. Tim Kupası'nda 45 dakikalık Milan-Juventus maçının harbi olanı bu akşam yine San Siro'da. Silvio Berlusconi'nin babası anısını düzenlediği Luigi Berlusconi Kupası. 72 saat önce karşılaşan iki takım yine San Siro'ya çıkacak ki artık baygınlık getiriyor bu hazırlık maçları üstelik Pazar akşamı aynı statta İtalya Süper Kupası'nda Inter-Roma finali var. Geçen akşam San Siro'nun zeminine yine sallıyorlardı ekranda. Türkiye'de benzeri bir program olsa kıyamet kopar, 3 büyüklerden birinin resmi maçı olacak, 2 gün önce diğeri gelip Ahmet, Mehmet Efendi kupasında gazozunda maç yapacak aynı statta.
Ligin ilk haftasında derbi mi olur!
Turkcell Süper Lig 'in fikstürü çekilirken ilginç bir kural var yıllardır. Ligin ilk 6 haftasında Trabzonspor'un dahil olduğu 4 takım derbi oynayamaz. Bir zamanlar bunu, "takımların o dönemde Avrupa maçı var" diye açıklamışlardı. Yani "bizim takımlar nasıl olsa ligin 6. haftasına kadar Avrupa'dan siliniyorlar, 7. haftadan sonra kafaları rahat çıksın derbilere" demek bu. Ufukları bu kadar işte diyeceğim ama bir de derbilerin 30-34. haftalar arasına sıkışması var ki cinayet romanı tadında. İlk 6 hafta oynatmazsan derbileri; zaten 23-34 arasına 6 derbiye serpiştirirken mecburen son 4 haftaya saklarsın heyecanı. Kısa keseyim bizim fikstür inandırıcı değildir. İşte La Liga 2007-2008 sezonunun ilk haftası. 25 Ağustos Cumartesi akşamı (21:00) ilk hafta karşılaşmasında Atletico Madrid-Real Madrid karşılaşacak. Bu Pazar, Premier Lig'de Manchester City-Manchester United oynuyor. Onlar bilmiyor, biz biliyoruz. Sonra derbi sondan birinci haftaya denk geldiğinde çık bağır: "Asrın derbisi, dünyanın en büyük derbisi".
15 Ağustos 2007
14 Ağustos 2007
Boca Juniors benim için ağlama
Riquelme el mecbur İspanya'ya döndü. Boca Juniors'un kasasında onu satın almak için 11 milyon euro'su yok. Adamın gözü arkada kaldı. Yılda 4 milyon kazanıyor. Villarreal 15 gün içinde satmak zorunda çünkü kadroda istenmiyor. Atletico Madrid istiyordu. Başka isteyen de yok, hala anlayabilmiş değilim.
Dani Alves Chelsea'de
Sabah Alves bağlasan durmaz dedim adam akşam gitti Sevilla'dan. Chelsea, sol kanada Maulado'dan sonra sağa da iyi bir adam aldı. Sevilla'nın bonservisi için aldığı 32 milyon euro, bu yaz rakamların ne kadar yüksekten uçtuğunun göstergesi. Jose Antonio Reyes'den bile bu kadar para kazanmamışlardı. Zamanında 850 bin euro'ya almışlardı Alves'i. Tabii transferde Alves'in son dönemde Brezilya milli takımında oynamasının da payı var. Aksi takdirde Premier Lig'in kapısından geçemezdi. Şimdi ne olur? Arjen Robben, Real Madrid'deki 4. Hollandalı olur diye sallayayım, tutarsa...
Balili La Gazzetta'ya manşet olursa
Vukuatın bizle sınırlı kalmayacağı belliydi. Ayman-Balili kapışması daha doğrusu Ayman'ın Arap milliyetçiliği İtalyanların da ilgisini çekti. Balili vakası İtalya'da manşetlerde. Ki 20 yıl daha top oynasa La Gazzetta'nın manşetine çıkamaz bu adam. Bize karşı bir eleştiri yok ama Balili'nin El Saka ve Beshir'in de aynı kafada olduğunu ve tekme attıklarını söylediği satırlar var. Öznesi "biz" olmayan futbolda bir ırkçılık vakasına evsahipliği yaptık. Bu iş öyle siyah-beyaz bileklikler takarak olmuyor, kim ceza alacaksa en kallavisinden alsın...
Premier League batarken #1
Premier Lig'de kulüplerin el değiştirmesinin altında iki sebep var bana göre. Chelsea ile başlayan süreçte, rekabet imkanı bulamayan ve borca saplananlar çareyi satışta buldular. Liverpool ve Man. City gibi. Ya da Amerikalıların "kar burada, yatırım yapmalı" deyip saldırdıkları Man. United. Chelsea'yi Abramovich satın alırken arkasında büyük ağabey Boris Berezovsky vardı. İkisi de oligark ve Putin korkusundan Londra'da yer yaptılar kendilerine. Malcolm Glazer 'in zaten ABD'de spor yatırımları var, Man. United'da paranın kokusunu aldı. Gaydamak gibi karanlık adamlar da girdi bu lige, silah ticareti yapar kendisi. Kia J. iki kölesi Carlos Tevez ve Mascherano ile Brezilya'dan İngiltere'ye kaçtı. Asıl bomba Manchester City'e 80 milyon sterlin gömen ve transfer döneminde de eli cebinden çıkmayan eski Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra. Adamın ne mal olduğu Man. City'i satın almadan evvel elinde Man. United forması Alex Ferguson'un yanında pişmiş kelle gibi sırıtmasından belli. Bu adam için ülkesinde tutuklama emri çıkartmışlar. Yöntem hep aynı, yolsuzluktan milyonları götür, İngiltere'ye gel, kulüp satın al, sempati topla, iaden istendiğinde "hop kardeşim yollamıyoruz" desinler. İçelim, globalleşelim.
Pazartesi notları #12
# Fox TV yeni gelin gibi Premier Lig maçlarına saldırınca haftasonunda ekranda 7 maç vardı. Spikerlerinden kimse memnun değil, ekşi sözlükte yeteri kadar saydıran var. Mehmet Demirkol, 2-3 yıldır yazıyor bu maçların neden şifresiz kanalda yayınladığı üzerine. Bugün de yazmış. Aslında haklı da; Avrupa'da büyük ligleri bedava açık kanaldan yayınlayan kaç ülke vardır ki? En azından İtalya, İspanya, Almanya'da yok biliyorum. Fikir doğru aslında. Ekranda 20 maç varken ctesi-pazar kim kalkar bizim dandik statlara gider ki? Uygulamada sorun var ama Türkiye'de ne Digitürk ne de DSmart ülke genelinde yaygın değil. Bu ligleri şifreli kanaldan pazarlayıp sonra da dönüp memleketlerine 10 milyon euro ödemek kolay değil.
#Roberto Carlos küfür etti mi? Latin dillerine biraz aşina olanlar etmediğini inkar edemez. Fenerbahçe'nin eski tercümanı Mustafa Kıran, Telegol'e bağlandı, "yok bu küfür değil" dedi. Portekizce "dansöz" nedir diye sormak istiyorum kendisine. Bir de "yok Brezilya'da normaldir falan" diye kolluyorlar ki; komik. İyi o zaman Kamerunlu Song da kafayı atsın, bizim memlekette böyle selamlaşırız desin.
#Lig TV, HD yayına geçtik diye reklam yapıyor ama Eylül ayı sonuna kadar ortalıkta decoder yok. Halihazırdaki yayınlar dijital olmasına rağmen çamur gibi. Hıncal Uluç'un dediği gibi spiker Onur Şahin ne kadar çok konuşuyor öyle?
#90 Dakika'nın yeni sezondaki ilk programı Abdullah Gül'ün adaylık haberi yüzünden kesilince gümbürtüye gitti. Haşmet'in biz takımların temsilcisi değiliz başlıklı nutkundan sonra programın yenisi ve temkinlisi Mehmet Yılmaz, Fenerbahçe için "biz de" vurgusunu yaptı. Komikti.
#Fox TV spor servisinin spekülatif ve televoleci spor yayıncılığı dillerde. Fotomaç, Fotospor'u da geçtiler, altyazılarla milleti galeyana getiriyorlar, haber ekrana geldiğinde fıs çıkıyor. Bu da bir tarz elbette.
#CNN Türk'de Banu Yelkovan ve Bağış Erten yine en dolu programı yaptılar. Bağış'ın şapka koleksiyonu da dolaplara sığmıyordur artık. Her renkten, her desenden var. Ertekin'i geçti vallahi.
# ATV'de "gündem belirleyen konu ve konuklarıyla" Faik Çetiner efsanesi geri dönmüş. . Tuğrul Yenidoğan, Habertürk'ten sonra ortalıkta yoktu bu kez yorumcu olarak var. Moderatör olmadığından pek sıkıntılıydı. Tanju Çolak'a gereksiz yere sataştı ve fena bir ayar alıp oturdu yerine. Kemal Belgin futbolu iyi bilen adamdır ama daha 2. kelimeden öfkeleniyor. Kazım Kanat'a herşey serbest...
#Lig TV'de Şansal Büyüka, spor müdürleriyle bir programa başlamış. Milliyet'ten Cem Şengül. Hürriyet'ten Esat Yılmaer ve Sabah'dan Serdar Ali Çelikler. Sabah'ın müdürü, 4 yıl önceki Monaco onbirini oyun kurgusuyla ezberden saydı. Helal dedim.
# Ayman'ın Balili'ye yaptığı faulün aynısını aynı akşam Man. United maçında oyuna girdikten 30 saniye sonra Dave Kitson yaptı ve kırmızı yedi. Bülent Demirek sarı gösterdi o pozisyonda. Zaten bela hakemdir. Geçen sezon Galatasaray'ın 5 maç ceza aldığı F.Bahçe maçının da hakemiydi.
#Sinan Engin isterse tribünlere 150 pankart astırırmış. Kanuni gibi adam bu. Yakında ferman da yayınlar artık.
#Ben bunları Pazartesi yazardım, Pazartesi notları adı altında. Bugün Salı, bu da iyi.
#Roberto Carlos küfür etti mi? Latin dillerine biraz aşina olanlar etmediğini inkar edemez. Fenerbahçe'nin eski tercümanı Mustafa Kıran, Telegol'e bağlandı, "yok bu küfür değil" dedi. Portekizce "dansöz" nedir diye sormak istiyorum kendisine. Bir de "yok Brezilya'da normaldir falan" diye kolluyorlar ki; komik. İyi o zaman Kamerunlu Song da kafayı atsın, bizim memlekette böyle selamlaşırız desin.
#Lig TV, HD yayına geçtik diye reklam yapıyor ama Eylül ayı sonuna kadar ortalıkta decoder yok. Halihazırdaki yayınlar dijital olmasına rağmen çamur gibi. Hıncal Uluç'un dediği gibi spiker Onur Şahin ne kadar çok konuşuyor öyle?
#90 Dakika'nın yeni sezondaki ilk programı Abdullah Gül'ün adaylık haberi yüzünden kesilince gümbürtüye gitti. Haşmet'in biz takımların temsilcisi değiliz başlıklı nutkundan sonra programın yenisi ve temkinlisi Mehmet Yılmaz, Fenerbahçe için "biz de" vurgusunu yaptı. Komikti.
#Fox TV spor servisinin spekülatif ve televoleci spor yayıncılığı dillerde. Fotomaç, Fotospor'u da geçtiler, altyazılarla milleti galeyana getiriyorlar, haber ekrana geldiğinde fıs çıkıyor. Bu da bir tarz elbette.
#CNN Türk'de Banu Yelkovan ve Bağış Erten yine en dolu programı yaptılar. Bağış'ın şapka koleksiyonu da dolaplara sığmıyordur artık. Her renkten, her desenden var. Ertekin'i geçti vallahi.
# ATV'de "gündem belirleyen konu ve konuklarıyla" Faik Çetiner efsanesi geri dönmüş. . Tuğrul Yenidoğan, Habertürk'ten sonra ortalıkta yoktu bu kez yorumcu olarak var. Moderatör olmadığından pek sıkıntılıydı. Tanju Çolak'a gereksiz yere sataştı ve fena bir ayar alıp oturdu yerine. Kemal Belgin futbolu iyi bilen adamdır ama daha 2. kelimeden öfkeleniyor. Kazım Kanat'a herşey serbest...
#Lig TV'de Şansal Büyüka, spor müdürleriyle bir programa başlamış. Milliyet'ten Cem Şengül. Hürriyet'ten Esat Yılmaer ve Sabah'dan Serdar Ali Çelikler. Sabah'ın müdürü, 4 yıl önceki Monaco onbirini oyun kurgusuyla ezberden saydı. Helal dedim.
# Ayman'ın Balili'ye yaptığı faulün aynısını aynı akşam Man. United maçında oyuna girdikten 30 saniye sonra Dave Kitson yaptı ve kırmızı yedi. Bülent Demirek sarı gösterdi o pozisyonda. Zaten bela hakemdir. Geçen sezon Galatasaray'ın 5 maç ceza aldığı F.Bahçe maçının da hakemiydi.
#Sinan Engin isterse tribünlere 150 pankart astırırmış. Kanuni gibi adam bu. Yakında ferman da yayınlar artık.
#Ben bunları Pazartesi yazardım, Pazartesi notları adı altında. Bugün Salı, bu da iyi.
Alves bağlasan durmaz
Transfer teklifi aldığında pirelenen futbolcu tipi vardır. Son zamanlarda Robben mesela, Real Madrid'e gideceğim diye ağlanıp duruyor. Gelmesi an meselesi. Bir başkası Dani Alves. Sevilla 2 sezondur UEFA Kupası'nı alırken öyle ya da böyle kadrosunu korudu. Bu adam da kadronun en para yapan adamı. Önce Chelsea istedi, arkasından Real Madrid kafayı taktı. 40 milyon euro'dan bahsediliyor Alves için. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde forma giyse kimse bu parayı vermez. Sevilla'da teknik direktör Juande Ramos, AEK maçı öncesi kadrodan çıkartmış. Bu da Abbas, bağlasan durmaz demek. Real Madrid'e giderse Salgado'ya da yol verirler.
Kahpe düşman al sana bomba
Cebimde bomba taşıyormuşum haberi yok. Usul usul haberi okudum önce. Nokia'nın bataryası Bl-5C'in patlama riski varmış. 2005 ve 2006 yıllarında Matsushita'nın Nokia için ürettiği 46 milyon pil bu riski taşıyor. Okuma bitti; masadaki telefonumu aldım ve bataryasına baktım: BL-5C. Pişti olduk yani. Nokia, patlama ihtimalinin sadece sarj esnasında olduğunu falan yazmış, çizmiş. Bugüne kadar patlayan batarya sayısı ise 100. Oran fena değil. Burada bataryanın üzerindeki kodu yazıp cebinizde bomba var mı yok mu kontrol ediyorsunuz.
Gonzalo Acro cinayeti #5
Los Barrachos del Tablon'da Gonzalo Acro cinayetinde bu kez konuşan Alan Schlenker. Acro'nun ölümü sonrasında grubun lideri Adrian Rousseau'nun hedef gösterdiği Schlenker, bütün iddiaları reddediyor. Şubat ayına kadar grubun lider kadrosunda beraber hareket eden ikili o tarihten sonra kanlı bıçaklı olmuştu. Schlenker'e göre, kötü bir dönem geçiren River Plate'de Rousseau yönetimin adamı. Gonzalo Acro için de iyi arkadaşımdı diyor. River'ın ertelenen maçı sonrasında bu cinayet Arjantin'de manşetlerden düşmüyor. Schlenker'in avukatının ofisinde verdiği röportajdan bir soruyla bitireyim. "Por qué no se preguntan quién se benefició con el crimen?". (Bu cinayetten kimin çıkarı var bunu neden sorgulamıyorlar?) . Bu film bitmez...
Gonzalo Acro cinayeti 1/2/3/4
Trofeo TIM 2007
Trofeo Birra Moretti 2007 'den sonra şimdi de sıra Trofeo TIM'de. Bu akşam San Siro'da memleket saatiyle 21:45'te. Inter, Milan ve Juventus katılıyor. Bu turnuvada da maçlar 45 dakika tek devre. İlk maç Inter-Juventus. 2. maç Milan ve ilk maçın kaybedeni. 3. maç Milan ve ilk maçın galibi. Canale 5 şifresiz naklen veriyor.
Sen küçüksün geç kenara
Geçen sezon Arjantin'den rekor ücretle gelmişti Atletico Madrid'e. Sergio Aguero "Kun", kötü giden sezonda Fernando Torres'in gölgesinde kaldı. Camp Nou'da Barça'ya nefis çaktı sadece. Bu sezon da Meksikalı teknik adam Aguirre yüzüne bakmıyor, git otur yedek kulübesine demiş. Çocuk, U20'de geleni gideni dağıttı, 4-4-2 kadroda hala yer bulamıyor. Aguirre, forveti Maxi Rodriguez-Forlan'dan kurmuş. La Liga 25 Ağustos'ta başlıyor. Atletico Madrid ilk haftada derbide Santiago Bernabeu'ya gidecek, Kun kenarda oturacak.
Yeter ki git üstüne para verelim
Real Madrid en sonunda Antonio Cassano'dan kurtuldu. Yılda 4 milyon euro kazandığından Serie A'da hiçbir kulüp transferin kenarından bile geçemiyordu. Bela olmuştu Madrid'in başına. En sonunda Sampdoria ile bir formül buldular. Sampdoria bizden 1.2 milyon çıkar, bütçemiz bu, üstünü siz tamamlayın dedi. Real Madrid de zararında neresinden dönülürse kar hesabı 3 milyon euro ödeyecek Cassano'ya.
13 Ağustos 2007
Lale Orta ve Cristina Cini
Bizde bir Lale Orta vardı. Hanımefendi; tek bayan hakem olduğundan yıllardır hakkında "ilkler" haberi çıkar. Lale Orta ilk kez bilmemneye katıldı, Lale Orta ilk kez bilmemneye seçildi. Kardeşim başka yok ki zaten; varsa da ben bilmiyorum. Niye hakem olmuştur onu da idrak edemiyorum. Lale Orta işte, bildiğin... İtalyanlarda bir yardımcı hakem ilk kez Şampiyonlar Ligi ön elemesine gidiyor. Floransa'lı Cristina Cini. Trefoloni'nin yardımcılığını yapacak Bate Borisov-S.Bükreş maçında. Cristina Cini hakkında iki satır yazacaktım Lale Orta'dan ne istedim onu da çözemedim.
Mourinho kuralı: Evinde kaybetme
Premier Lig'in ilk haftasında Chelsea'nin kendi evinde Birmingham'ı 3-2 yenmesi sıradan bir haber ancak bu galibiyet Chelsea ve Mourinho'ya bir rekor getirdi. Chelsea, 64 maçtır sahası Stanford Bridge'de kaybetmiyor. Son mağlubiyetini de Mourinho gelmeden önce Arsenal'e karşı almıştı. Rekor 63 maçla Liverpool'a aitti. Bob Paisley'in takımı 1978-81 yılları arasında bu rekora imza atmıştı. Jose Mourinho'nun teknik adamlık kariyerinde bir başka rekor içinse 25 Ağustos'taki Portsmouth maçı bekleniyor. Mourinho'yu Porto'nun başındayken en son 2002'de Beira Mar mağlup etmişti. Bu adam 5 yıldır sahasında bir tek maç kaybetmedi ve 99 maçlık rekorunu 100'e tamamlamak için Portsmouth maçını bekliyor. Harbiden de "you ain't seen nothing yet"
Portakal Madrid
Real Madrid'in Hollandalılarına laf atıp Hollandalılaştırabildiklerimizden misiniz? mi dedim, Marca kopyacı çıktı:) Bugün manşete çıkmışlar: Revolución holandesa . Sneijder, Drenthe ve Van Nistelrooy. Süper Kupa finalinin 2. ayağında seyredebileceğiz ancak bu 3'lüyü. İspanyolların Kral Kupası ve Süper Kupa finallerini iki maç üzerinden oynamalarına kılım bu arada. İtalyanlar hatadan döndü. İtalya Kupası'nı bu sezondan itibaren finali tek maç oynatacaklar. Bu sezona kadar İtalya Kupası'na 3. lig takımları da katılırdı, onlara hele bir siz nefeslenin dediler. Kupa artık Serie A ve B'den 42 takımla başlıyor. Ağustos ortasına 1. tur maçlarını koydular ki İtalya'da Ferragosto yani herkes plajda. Daldan dala oldu bu post, son bir zıplama yapayım, Rooney'nin ayağında yine kırık var. 2 ay oynamayacak. Old Trafford eşkiyası nı tam zamanında transfer etmiş Alex Ferguson.
5 yıldız 3 Dünya Kupası
Hollandalılaştırabildiklerimizden misiniz?
Quaresma mı; Robben mi derken Real Madrid Wesley Sneijder'i aldı. Sneijder zaten iki yıldır pirelenmişti Ajax'da. Real Madrid 27 milyon euro ödemiş. Bu sezon transferde inanılmaz para harcandı Avrupa'da keza Türkiye'de. Son yıllarda rakamların bu kadar havada uçtuğu, trafiğin bu kadar fazla olduğu bir sezon olmamıştı. Oturup bir Real Madrid onbiri yapmayacağım ama iki lafım olsun bu transferin ardından. Hadi Barcelona, Cruyff'dan temelli bir Hollanda sevdasıyla 90'larda özellikle Van Gaal döneminde takımı Hollandalı futbolcularla doldurmuştu da, Real Madrid'e ne oluyor anlamadım. Bu kaçıncı Hollandalı kardeşim hesap verin. Bir de bu Real Madrid'de frikikleri kim atacak sorunsalı var. Figo, Zidane, Carlos, Beckham gelirdi topun başına, zenginin malı züğürdün çenesini yorardı. Şimdi hiçbiri yok. Guti'den başka adam da yok duran topa vuracak diyecektim bu arkadaş geldi. Sonuçta benim değil Schuster'in derdi elbette.
12 Ağustos 2007
Gonzalo Acro cinayeti #4
Ole Gazetesi'nin Şubat 2007'deki kapağı. Los Barrachos del Tablon'un lider kadrosunun stada giriş yasağı aldığı günler. İşte o tarihten sonra grup ikiye bölündü. Adrian Rousseau ve sağ kolu Gonzalo Acro ve Alan-William Schlenker kardeşler.Gonzalo Acro cinayeti sonrasında iki haber var Arjantin'de. Bir, River Plate'in Newell's ile oynayacağı maç güvenlik sebebiyle ertelendi ve River gelecek hafta San Lorenzo deplasmanına gidecek. Bu da daha sezonun başından büyük kayıp demek. İki, Acro'nun intikamını alacağına dair kameralara konuşan Adrian Rousseau'ya ölümcül hastalığı olan bir arkadaşının bu intikamı üstleneceğini söylemesi.(He has even received an offer from a close friend who has a fatal illness. This anonymous person is willing to risk his life in order to get payback for Gonzalo's death). Ölümü bekleyen adamın katil olması. Demiştim bu iş film senaryosu kıvamında diye... Gonzalo Acro cinayeti #3
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)