Avrupa Ligi yarı finalinde ilk maçı evinde 3-1 kazanan Arsenal rövanşta Valencia karşısında 50. dakikada 2-1 öne geçtiğinde "Bu iş bitti, finaldeyiz" diyen ekran başındaki taraftarları Bakü'deki final için uçak biletlerini almaya başladılar. Chelsea taraftarı ise Bakü'ye finale gideceklerini Arsenal taraftarından 1.5 saat sonra öğrendi. İkinci yarı, 30 dakika uzatmalar ve penaltılar... 90 dakika içinde ucuz biletleri kapatan Arsenal taraftarı Londra'dan direkt uçuş olmayan Bakü'ye İstanbul aktarmalı yolculuklarını garantiye almış, Chelsealiler ise kaderleriyle baş başa kalmıştı. Bakü'deki finalde tribünlerde Arsenal taraftarının daha fazla olmasının sebebi buydu işte.
Kupa tarihinde harita üzerinde Asya kıtasında oynanan tek final 10 yıl önce İstanbul'un Anadolu yakasında Kadıköy'deki Werder Bremen-Shakhtar Donetsk finaliydi. O gün Shakhtarlı Willian, Bremen'de forma giyen Türk genci Mesut Özil'i mağlup etmişti. Biri Chelsea diğeri Arsenal formasıyla kendi rövanşlarına gidiyorlardı yine Asya kıtasına, Azerbaycan'a...
69 bin kapasiteli stadyumu inşaa eden Türk mühendislerdi, Eyfel Kulesi'ndeki çeliğin üç katını kullanmışlar, Bakü'ye son teknoloji bir Olimpiyat Stadı yapmışlardı. Açılışından üç yıl sonra ilk kez bir dev finale ev sahipliği yapan stadyumdan tüm dünyaya maçı yayınlayan ve teknolojik altyapıyı sağlayan da yine bir Türk şirketiydi.
SARRİ'NİN 29 YILDA İLK KUPASI
Rüzgarlar şehri Bakü'ye Chelsea'den iki gün önce gelen Arsenal, 19 yıl önce Kopenhag'da Galatasaray'a kaybettiği UEFA Kupası'ndan sonra bir de 2006'da Paris'te Barça'ya Şampiyonlar Ligi finalinde boyun eğmişti. Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'ne gidebilmek için tek ihtimal bu kupayı almaktı. Formdaydılar, iki forveti yarı finalde yedi gol atmış, hocaları Emery bu kupayı Sevilla ile arka arkaya üç kez kazanmış, tribünde taraftarı daha fazla olan taraftılar. Chelsea'de ise yine kaos vardı. Takımın süperstarı Hazard'ın yüzde 90 Real Madrid'e gideceğinin konuşulduğu günlerde bu kupayı kazansa bile görevine son verileceği konuşulan hocası Sarri, finale üç gün kala dizinden sakatlanan takımın orta sahasındaki dinamosu Kante, vize problemi nedeniyle bir yıldır Londra'da takımını seyredemeyen ama Bakü'de yerini alan takım patronu Roman Abramoviç...
Nisan ayı sonunda Formula 1'e ev sahipliği yapan geniş caddeleri, gözlerimizi yaşartan Türk şehitliği, Ateş Kuleleri, yemyeşil parkları, Türkçe konuştuğunuzu duyduklarında gözlerinin içi gülerek sohbete gelen insanları, satranç tutkunu gençleri, yüreğimize dokunan müzikleriyle Bakü'de Olimpiyat Stadı'nın yolunu tuttuk. O gece orada olmamayı tercih eden tek isim Henrikh Mkhitaryan'dı. Arsenal'li Mkhitaryan Bakü'yü güvenli bulmadığı için Bakü'ye gelmemiş, sahada olmak yerine kukla olmayı tercih etmişti.
Futbolu bu maçla bırakan Petr Cech'e, eski takımının yıldızları 15 dakikada üç gol atıp 29 yıldır bir tek kupa kazanamamış hocaları Sarri'nin hayalini gerçekleştirdiler. Bir zamanlar çalıştığı bankadan istifa edip tutkusu futbolun peşinden koşan İtalyan, üç kupalı, takım elbiseli meslektaşı Emery'nin elini sıkarken üzerinde yine o çok sevdiği eşofmanları vardı. Kupa töreninde ise madalyasına bir çocuğun gözleriyle bakıyordu.
Bakü'den bana kalan ise bir kelime oldu. Memleketimizde "Sağ ol" dediğimizde duyduğumuz "Bir şey değil" yerine kulağımıza da kalbimize de hoş gelen "Değmez" cevabı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder