15 Ekim 2018

Farid Fernandes'in Hikayesi



Bir çocuğu forma aldığınızda ve topu önüne yuvarladığınızda kendini hayran olduğu futbolcu sanır. Kimi Messi olur, kimi Ronaldo kimi Metin kimi de Selçuk, Mehmet, Gökhan… O formayla yatağa girer, topa sarılarak uyur. Küçükken futbolcu olmayı hayal etmeyen kaç çocuk vardır ki! Sonrası hayat, kimi yeteneklidir, az çalışır, kiminin ailesi “Oku” der, futbol kariyeri başlamadan biter. Büyüyen bedenler artık o çocukluk formalarını sığmaz, yeni alınan formalarla ver elini halı sahalar hadi en fazlası amatör takımlar. Bütün bunlar içinden masumiyet geçen hayatlar. Ya peki biri formayı sırtına geçirip kendini sosyal medyada futbolcu olarak tanıtırsa… Modern zamanların en büyük tehlikesi bu. Çift kişilik hayatlar var artık bir bedende. Kendi kimliğini saklayan ve mahlas altında yarattığı bir başka kimlikle hayatta olamadığı kadar kötü olmayı sanal dünyada başaran ve kendi hayatında yolunda gitmeyen ne varsa bunun hesabını sosyal medyada kötü olarak rövanşını alanlar.
Dionicio Farid Fernandes, sosyal medyada eğer insanları kandırmak bir kötülükse kötü olanlardan. 19 yaşındaki Meksikalı, kendini İtalya’da Juventus kulübünün alt yapısında oynayan bir futbolcu olarak tanıttı sosyal medyada. İtalyan kulübünün alt yapısında forma giyen bir oyuncunun yerini kendini montajladı fotoğraflarda. Juventus forması giyip, Meksikalı genç hayranlarına imza dağıttı. Meksika medyası onunla röportaj bile yaptı: “Dionicio Farid Fernandes, Juventus formasıyla Şampiyonlar Ligi’nde ter dökecekti.” 16 bin takipçiye ulaşan Fernandes’in hikayesi bir yerde sona erecekti. Öyle de oldu. Oysa ki futbol dünyasında ondan fazlasını yapan biri vardı geçmişte… O günlerde ne sosyal medyası, internet bile yoktu…

Beckenbauer'e benzediği için Brezilya'da 'Kaiser' lakabıyla anılan Carlos Henrique Raposo, 70'lerin sonunda adını duyurdu. Dönemin meşhur futbolcuları Carlos Alberto, Ricardo Rocha ve Gaucho yakın arkadaşıydı ve onlar sayesinde transfer yapmaya başladı. Carlos, Botofogo'ya imza attı, "Kondisyon problemim var" deyip takımla idmana çıkmadı. "Hadi çift kale maça" dediler, "Adalem ağrıyor" dedi. O dönem ileri tetkikler yaygın değildi. Carlos benzer numaraları gittiği her kulüpte yaptı, ya boğazı ağrıyor ya da adalesi çekiyordu. Brezilyalı gazetecilerden de yakın olduğu isimler sürekli onun ne büyük golcü olduğunu yazıyorlardı. 1986'da Fransa'da Ajaccio takımına transfer olduğunda elbette ki tek bir görüntü yoktu hakkında. Formayı giydi, armayı öptü, önüne konulan bütün toplara bütün yeteneksizliğini ortaya koyup vurdu. Brezilya'ya döndü, önce Fluminense sonra Vasco de Gama'ya imza attı. Carlos Henrique Raposo'nun 10 yıl süren futbol kariyeri 1989'da sona erdi. Kariyerinde tek bir maça çıkmadı. Bırakın bir maç videosunu, tek kare fotoğrafı bile yoktu. Yıllar sonra 20-30 maçta oynadığını, bir gol attığını anlatıyordu ama dinleyeni yoktu.

Hiç yorum yok: