7 Ekim 2011

Karnımız Doysun Yeter

Marka olmayı başarmış bütün şeflerin kökeninde esnaflık var. Gün geliyor, onca şubeyle dünyanın dört bir köşesinde dükkanlar açıyorlar ama muteber olan dükkan her seferinde şefin sabah geldiği dükkan oluyor. Gece 3’te kalkıp balık haline gidenler, sebze ve meyve için bahçe bahçe dolananlar, kendi mahsülünü alabilmek için tarla kiralayanlar. Mutfağa gelen kadar onca detay. Buzhane görmüş ürün kullanmayanlar, yeni tadlar için dünyayı dolananlar, kendini tekrar etmeyenler ve yenilik peşinde koşanlar… Futbol sahasındaki Joachim Löw gibi…

Onun yıllar önce Fenerbahçe’de çalışıp gönderilmesi de İstanbul’da açılan bir İtalyan lokantasının şefinin üç ayda gönderilmesi gibi.. "Eninde sonunda makarna, pizza" diyor dükkanın sahibi de burada. Kim uğraşacak o yabancı şefin maaşıyla, eviyle, arabasıyla… Mutfakta yabancı şeften kaptıklarıyla bir memleket insanı da yapabilir alasını diyorlar ve şefi ilk uçağa koyup yolluyorlar. Adam alıp yürüyor, sonra… Toprak desen var Almanya’da, tarlalar bereketli, ekmeyi de biliyorlar, biçmeyi de. Löw de tarla tarla dolaşıyor işte. Malzemenin en tazesini gencini bulabilmek için yıl boyunca tribünlerden inmiyor. Kendisinden daha lezzetli sofralar hazırlayan şefler olduğunu da iyi biliyor. Tut ki adam 2 Michelin yıldızlı... Üçüncüyü alabilmek için deniyor, deniyor, yavaştık dediği oyununun pas trafiğini hızlandırabilmek için menüden birini çıkartıp (Löw, 71 maçta 72 oyuncu kullandı. 47 futbolcuya ilk kez forma veren teknik adam oldu) bir diğerini koyuyor.

Guus Hiddink ise İstanbul’un marka restoranlarına yılda 3-4 defa uğrayan ve 15 gün kalan marka şefler gibi.. Adı müşteriyi çekmeye yetiyor ama iyi malzeme bulmak için şehri tanımak lazım… İyi malzeme bulamayınca sınırın ötesinden sipariş de veriyor ama iş bizim çarşıda bitiyor. Tut ki dükkan Ulus’ta. Restorandaki yardımcısı Oğuz her seferinde Beşiktaş pazarına götürüyor bu şefi. İstanbul takımlardan gelenler ne ise; Beşiktaş pazarındaki de o işte… Uzaklar yoruyor Hiddink'i, kim düşecek iyi biberin, fasulyenin, etin peşine… Zaten patron da zorda, Metro’dan donmuş karides aldırmış mutfağa…

Bu akşam esnaf kalmayı başarmış Löw ile dünyaca ünlü, şubesi bol Hiddink’in sofralarına misafir olacağız. Bizim derdimiz lezzetli yemekler değil. Çok zamandır arıyoruz farklı bir lezzeti ama iyi futbolla gelen o damak tadı bizde yok. Tek derdimiz karnımızın doyması… Aç kalmayız inşallah...

15 yorum:

CH dedi ki...

Harika yazi!:)

4numara dedi ki...

öğleden sonra atıştırma saati ile paralel teşbih :)

"bugün de doyduk çok şükür" bu memleketin vazgeçilmezidir. bakalım akşam da öyle mi olacak...

Tyler dedi ki...

hakkaten çok güzel yazı olmuş. bu arada bu akşam esnaf kalmayı başarmış löw, şubesi bol hiddink'e bir araba acısı bol gol yedirirse hiç hiç şaşırmıyacağım.bizde artık birer bardak soğuk su içer eu12'de kimi desteklesek diye düşünürüz.

Omnis determinatio est negatio dedi ki...

Hocam, Platon'un mağara alegorisinden sonra en şahane alegorik yazı olmuş.

Comandante dedi ki...

Hiddink daha çok turnuva hocası...Rusya ve Güney Kore'yle yaptıklarını Löw yapabilir mi zannetmem

Beytullah B dedi ki...

Hoca, akşam akşam çok ağır oldu bu yazı ya... Sabah okunması gerekiyor beyin jimnastiği için...

Sali dedi ki...

Üzülerek söylüyorum, milli takım bir rant alanına dönüşmüştür. Her görev ve forma bu rantın içindedir. İçeride ve medyada bu rantı yönetenler, milli formayı hak edenleri ve taraftarları küstürmektedir. O restoranın yemekleri beğenilmemekte, müşterisi azalmaktadır.

M.Cagdas dedi ki...

Restoranin sahibinin durumu ne ki sefi ne olsun? Adam iflas etmek uzere, ne yapacagini sasirmis, para kazanmak icin abuk subuk yollara basvurmus, kampanyalar falan cikarmis. Itibari bes paralik olmus.

admin dedi ki...

abi yeni yazı stili kötü olmuş ya, eskisi iyiydi :(

herakleito dedi ki...

yazı on numara, yazı stili iyi değil...

gslikerem dedi ki...

Abi Ferran Adria vs Aragones yazın aklıma geldi

memok aka münzevi dedi ki...

abiiiiii


mest oldum yemin ederim bu yazına. tebrikler!

Jules dedi ki...

Yıllar öncesinden televizyon alegorisini hatırlattı bana bu yazı GS-Hamburg maçı öncesi. O da harikaydı. GS'nin defans hattı sorunu eleştiriliyordu. BT bu işi iyi yapıyor...

portasophia-perennis immortalis dedi ki...

abi bu minvalde Vedat Milor mu Mehmet Yaşin mi sorusuna da cevap bekleriz :)

farukpdr dedi ki...

Abi yapma böyle ya :) Kaç gündür sporla ilgilenen kiminle konuşsam bu yazıyı koşa koşa gidip okumalarını istiyorum. Ellerine, birikimine sağlık abi...