Siyah Ferrari Enzo, Nice Havaalanı’nın çıkış kapısında onu bekliyordu. İsviçre’den bir avukat arkadaşının gönderdiği otomobilin direksiyonuna geçti ve Promenade des Angles’ye doğru sürdü. Yanında oturan
Tinatine Kandelaki, ülkesinde talk-show programlarının aranan yüzüydü. Nice’in lükse boğulmuş caddesi Promenada des Angles’de onun kullandığı otomobil çok da lüks değildi! 600 bin dolar değerindeki Ferrari Enzo, 25 Kasım 2006 günü öğleden sonra alev alev yanmaya başladı. Otomobil alev aldığında önce kaldırıma çarptı, ardından da bir ağaca.. Televizyon yıldızı Kandelaki şanslıydı. Kaldırıldığı hastanede sadece 3 saat ayakta tedavi gördü ve polis sorgusunu beklemeden Fransa sınırları terk etti. Nice polisi yanan Ferrari’den çıkan ikinci kişinin adının
Süleyman Kerimov olduğunu öğrenince ayağa kalktı. Kerimov, dünyanın en zenginler listesinde yer alan bir oligarktı ve Rusya’da Putin’e en yakın isimlerden biriydi. Ferrari’ye sabotaj ihtimali yapılan araştırma sonrasında ortadan kalktı ama vücudunun yüzde 70’i yanan ve yapay solunumla hayatta kalan Kerimov, Marsilya’da kaldırıldığı hastanede hayata tutunmaya çalışıyordu. Tutundu da. Yedi milyar dolarlık servetini son 20 yılda elde eden Kerimov’un hayata bakışı da bu kazadan sonra değişti. Ayağa kalktığı gün çocukların yanık tedavisini üstlenen bir vakıfa bir milyon dolar bağışladı. Ardından kurduğu Kerimov Vakfı bugüne kadar 200 milyon doların üzerinde bir parayı yardım amaçlı ihtiyaç duyum kurumlara aktardı. 1993’de
Fedprombank ile adını duyuran ve düşük rakamlara aldığı şirketleri ayağa kaldırdıktan sonra satarak servetini katlayan Kerimov, Rusya’nın en iyi girişimcilerinden biri olarak kabul edildi. Petrolden, madene, altından, doğalgaza kadar yatırımlarını genişleten ve son olarak turizm yatırımlarıyla dikkat çeken Kerimov’un tüm dünyada tanınmasını sağlayan ise ne o kaza ne de başarılı girişimciliği oldu. Abramoviç gibi Kerimov da futbol sayesinde tüm dünyanın konuştuğu bir isim olmayı başardı.
Oligarkların futbolu her zaman sevdiler. Moskova kulüplerine büyük paralar harcayanlar, ardından battıklarında geride gözü yaşlı taraftarlar bırakanlar. Aralarında en ünlüsü hiç şüphesiz
Roman Abramoviç oldu. Chelsea’ye 7 yılda bir milyar euro para aktaran Rus işadamı aslında kolay olanı seçmişti. Yıldız futbolcuları Londra’ya getirmek kolaydı! Rusya Federasyonu’nda Dağıstan delegesi olan Süleyman Kerimov ise zor olanı seçti. Büyük bir takım kurmak istiyordu ve transfer teklif ettiği futbolcuların paradan önce kabul etmesi gerken bir şart vardı. Moskova’dan iki bin kilometre uzaklıkta olan
Makhachkala’nın takımı
Anzhi’de forma giymeyi kabul etmek! Şehrin eski adı olan Anzhi inci demekti ve Kerimov adına yakışır bir kadro kurmaya kararlıydı. Sadece 20 yıl önce kurulan ve Dağıstan şampiyonu olduktan sonra Rusya’nın ikinci ligine kabul edilen Anzhi, 2011 yılına kadar kimsenin adını hatırlamadığı bir kulüptü. 1999’da Rusya Premier Ligi’ne yükselen üç yıl sonra küme düşen Anzhi yedi yıl boyunca tekrar büyüklerle kapışmak için bekledi ve geçen sezonu 11. sırada tamamladı. Anzhi taraftarı için peri masalı Ocak 2011’de başladı. Süleyman Kerimov kulübü bir bedel ödemeden yatırım yapacağı sözünü vererek satın aldı. Sözünü de sekiz ay içinde fazlasıyla tuttu. Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra emeklilik günlerini ülkesi Brezilya’da geçiren ve formayı sırtından çıkarmamaya kararlı olan
Roberto Carlos’u transfer eden Kerimov, futbolun radarını üstüne çevirdi. Haftalık 65 bin pound’a evet diyen Roberto Carlos’un ardından Dağıstan kulübüne yıldız yağmaya başladı. Stoper
Joao Carlos, orta sahaya Brezilya’lı genç yetenek
Jucilei, Avrupa’da bir büyüğe gider denilen sambacı
Diego Tardelli ve PSV Eindoven’da yıldızı parlayan
Balazs Dzsudzsak, 14 milyon Euro karşılığında Anzhi’nin yolunu tuttu. Asıl bombayı sona sakladı Kerimov. Olmaz denilen transferin dedikodusu çıktığında İtalyan medyası önce dudak büktü ama Inter’in golcüsü
Eto’o, Anzhi’ye “evet” dediğinde bükülen dudakların yerini açık ağızlara bıraktı Çizme’de. Kamerunlu yıldız için Inter’e 30 milyon ödeyen Kerimov, Eto’o’yu yıllık 20.5 milyon Euro’ya ikna etti. Dünyanın en çok kazanan futbolcusu Cristiano Ronaldo’nun 12 milyon Euro aldığı futbol dünyasında Kerimov deprem etkisi yarattı. Rus yıldız
Zhirkov’u da Londra’dan ülkesine döndürten Kerimov’un hedefi Real Madrid, Barcelona ve Manchester United gibi devleri Dağıstan’a getirmek. Bunu hazırlık maçlarıyla da yapabilir ama Kerimov zoru seçen adam. Anzhi’yi Şampiyonlar Ligi’ne taşımak isteyen Kerimov, UEFA standartlarında bir stadyum için de 200 milyon Euro’yu gözden çıkardı. Takımın başına getirmek istediği Jose Mourinho’ya yıllık 25 milyon Euro teklif eden Kerimov, Portekizli’den –şimdilik- “Hayır” cevabını aldı.... Yıldızlarla dolu kadroyu Makhachkala’ya sadece maç günleri gidiyor. Moskova’da yaşayan Roberto Carlos ve Eto’o’lu kadro iç saha maçları için iki bin kilometreyi her seferinde gidip gelmek zorunda... Bu paraya değer, değil mi?
|
Javier Pastore |
SARKOZY’NİN PSG AŞKI VE
KATAR SERMAYESİ
Premier Lig’deki beş Londra kulübünden biri olan Fulham’ın Mısırlı patronu
Mohamed Al Fayed denildiğinde ilk akla gelen oğlu Dodi ve sevgilisi Prenses Diana’nın Paris’te geçirdikleri trafik kazası ve Londra’nın alameti farikalarından
Harrods mağazalarıdır. Harrods Group ve Paris şehrini bugün aynı cümlede kullanmamıza izin veren ise
Katar Investment Authority (QIA). Süpermarket zinciri
Sainsbury ve
Volkswagen hisselerinin de çoğunluğunu elinde bulunduran
Şeyh Al Thani, bir futbol kulübüne sahip olmak istediğinde yola kimilerine göre Sarkozy’nin aklıyla çıktı, kimilerine göre ise İspanya ve İngiltere’nin büyük kulüpleriyle başedebilecek bir takım yaratmak yerine daha kolay olanı seçti. 15 yıldır büyük paralar harcamasına rağmen bir türlü başarıyı yakalayamayan, tribün teröründen çok çeken ve stadı
Parc de Prince’te ancak %60 doluluk oranıyla oynayan Paris Saint Germain’i satın almaya karar veren Al Thani, Fransız kulübünün yüzde 70 hissesini Amerikalı yatırım ortaklığı
Colony Capital’den satın aldı. 2022 Dünya Kupası’nın ev sahibi olan Katar, ülkedeki futbol sevgisini artırabilmek için işe Barcelona’ya forma reklamı vererek başlamış ardından
Malaga kulübü Katar sermayesinin kontrolünü geçmişti. Sıkı bir Paris Saint Germain taraftarı olan
Nicolas Sarkozy’nin Katar sermayesini davet ettiği ve bu satın almanın Paris ile Doha arasındaki sıcak diplomasinin bir tezahürü olduğu uzun süre Fransız medyasının manşetlerinde yer aldı. Satın alma operasyonu yaz aylarında manşetlerde yerini görkemli transferlere bıraktı. Milan’da sembol olmuş ancak teknik adamlık koltuğunda tutunamayan Brezilyalı
Leonardo’yu takımın başına geçiren ezeli rakibi Inter, sambacının geçen sezon sonunda verdiği kararla büyük bir şok yaşadı. Leonardo daha bir yıl dolmadan görevinden istifa ettiğini açıkladı. Üstelik artık hocalık yapmayacaktı. Paris Saint Germain’in sportif direktörlüğünü üstlenen Leonardo’nun önüne Şeyh Al Thani, her futbol adamının rüyasını süsleyen sınırsız bütçeyi koydu. Fransız liginin uluslararası yayın haklarını satın alan Katarlı yayın devi
El Cezire, Fransız futbolunun eski popülaritesini kazandırmak için projenin bir parçasıydı. Palermo Başkanı’nın “Tek ayağına 50 milyon isterim” dediği Arjantinli genç yıldız
Javier Pastore’yi uzun pazarlıklar sonrasında 42 milyon Euro’ya kadrosuna katan PSG, Fransızların yeni gol umudu
Kevin Gameiro için 13,
Matuidi için 10 milyon ve Roma’dan ülkesine dönen
Jeremy Menez için 8 milyon ödedi. İki ayda 15 futbolcu transfer eden ve kasasından 89 milyon Euro çıkan Paris Saint Germain 16 futbolcuyla yollarını ayırdı ve sadece 3.3 milyon Euro gelir elde edebildi. Katar sermayesinden en az nasiplenen ise sözleşmesine “3 milyon Euro karşılığında gider” maddesini koydurtan
Lugano’dan piyasa değerinin neredeyse beşte biri para kazanan
Fenerbahçe oldu. Anzhi gibi Paris Saint Germain’in de hedefi bu sezon şampiyonluk ve seneye Şampiyonlar Ligi’nde yeni bir fırtına kopartmak!..
|
Cazorla |
ENDÜLÜS’TE RAKS!
2011’in ilk aylarında
Manchester United’ın Amerikalı patronu
Glazer Ailesi’ne 1.5 milyar Euro teklif ettikleri söylentisi resmi kaynaklardan doğrulanmadı ama 3 yıl önce de Everton’u satın alma girişimi başarısızlıkla sonuçlanan
Katar Yatırım Ortaklığı, İspanya’nın borç içinde yüzen ve 90’larda battıktan sonra küllerinden doğan
Malaga kulübünü geçen yıl 36 milyon Euro’ya satın aldı. Real Madrid’de
Florentino Perez’in Los Galakticos projesi öncesinde başkanlık koltuğunda oturan
Lorenzo Sanz’ın kontrolünde olan ve sadece 14 milyon Euro borcu yüzünden küme düşma hattında dolaşan Malaga’ya Katar piyangosu bir vurdu pir vurdu. Teknik direktörlüğü
Manuel Pellegrini’yi getiren kulübün yeni patronları, işe Villarreal’den aldıkları
Santi Cazorla için 21 milyon Euro ödeyerek başladılar. Arjantin’den gelen
Buonanotte için River Plate’e 4 milyon Euro giderken, Valencia da
Joaquin için kasasına 4 milyon Euro’yu koydu. Fransızların en işbilir kulüp başkanı olan O.Lyon’un patronu
Jean Michel Aulas,
Toulalan için Katar Yatırım Ortaklığı’ndan 10 milyon Euro’luk bir çek alırken, futbol dünyasının süper menajeri
Jorge Mendes de paranın kokusunu çabuk aldı. Endülüs kulübü kısa zamanda kadrosuna
Van Nistelrooy, Mathijsen, Isco, Demichelis ve
Monreal gibi yıldızları kattı ve İspanya’da iki büyük Real Madrid ve Barcelona’nın ardından en çok para harcayan kulüp olan Atletico Madrid ile transfer borsasında neredeyse yarışır hale geldi. Yıllarca küme düşme korkusuyla tribünleri dolduran Malaga taraftarının bu sezonki hayali takımlarının Avrupa Ligi’ne gitmesi... Rüya ise elbette ki dördüncü sırayı alıp Şampiyonlar Ligi’ne gitmek... Katar sermayesinin iştahına bakılırsa, imkansız yoktur, mucizeler ise biraz zaman alacak!...
(Cnbc-e Business Dergisi Ekim 2011)