7 Mart 2008

Platini Frikik Çalışıyor

Bu arşivimde en sevdiğim fotoğraflardan biridir. France Football dergisinin 26 Aralık 2000 tarihli sayısının 22. sayfasında yer alır. France Football'ın ön ayak olduğu bir jüri Fransız futbol tarihinin en iyi futbolcusu olarak Michel Platini'yi seçer. 2. sırada Zinedine Zidane 3. sırada ise Raymond Kopa yer alır. Bu sonuç sonrasında Michel Platini'nin kapak olduğu bu sayıda 6 sayfası röportaj olmak üzere 14 sayfa ayırırlar 10 numaraya. Fotoğraf 1972 yılından. Platini, Nancy forması giyiyor o dönemde. Frikik çalışmasında kullandığı mankenler ve o teneke kovalar var ya; işte sözün bittiği yerdir...

Gravesen'in Sağ Kroşesi

Şimdi ben Robinho'yu sevmem,. Gravesen de iyi dövmüştü ama Real Madrid'deki sonunu hazırlamıştı. Danimarkalı'nın kariyeri tam bir "rahat mı battı" hikayesi. Everton'da harika oynuyordu, Şampiyonlar Ligi'ne giden takımın kilit ismiydi. Doğrusu Real Madrid'den teklif gelse ben de giderim ya-solum iyidir:)- Gravesen de gitti. Bir yaz boyu bizim gazetelerin manşetlerinden düşmedi. Galatasaray ve Gravesen aynı cümle içinde 10 bin kez geçti. Gravesen sonunda Celtic'e gitti. Orada hiç olmadı. Bu "kürkçü dükkanına dönme" fikri her zaman parlak bir fikir olmuyor ne yazık ki futbolda. Everton da biraz romantik takıldı ve onu Celtic'den kiraladı. Bu sezon yedek kulübesinde sürünüyor. Oynadığı maç sayısı 10 bile değil. Everton "sezon sonunda sen Celtic'e geri dön" demiş. Herşey bir yumrukla mı değişti acaba?

Arsene Wenger ve Olasılıksız

Arsene Wenger ve kaybettiği 3 Avrupa Kupası’nı yazmak istiyordum bir zamandır. Bugünlerde Olasılıksız’ı okuyorum, sanırım onun etkisi bu "ya" ile başlayan satırlar... Ya Arsene Wenger bu kupaları kaybetmeseydi şimdi nerede olurdu? O zaman 16 yıl öncesine gitmek lazım. Futbolculuk kariyerinden bahsetmeye bile gerek Wenger’in. Onun kariyerine en çok etki eden kulüp belki de Galatasaray'dır. Monaco’da Tanju’nun, Köln’de Prekazi’nin frikiğiyle kupa dışında kalmıştı Wenger. 3 yıl sonra yol yine Galatasaray’dan geçti. Arsenal’de 3 kuşak yaratan Arsene Wenger’in Hoddle, Weah, Klinsmann’lı kadrosu vardı bir de Djorkaeff elbette. Galatasaray, 1992’de Werder Bremen’e Rotariu o golü atamayınca elenmiş, Wenger’in Monaco’su finalde Werder Bremen’i bulmuştu karşısında. Lizbon’daki finalde Almanlar 2-0 kazandı. Arsene Wenger’in Avrupa’da kaybettiği ilk finaldi bu. 2 sezon daha kaldı Monaco’da ve kovuldu. 92’de kupayı alsaydı acaba hangi büyük kulübe giderdi? O Japonya’ya gitti 2 yıllığına. Bugün kaç kişi Arsenal’in Wenger’den önce çalıştıran teknik adamın ismini hatırlıyordur ki? 12 yıl olmuş Londra’da ikamet edeli. 3 kuşak geçti elinden Fransız’ın. Dixon, Adams, Petit, Vieira, Overmars ve Anelka... 17 Mayıs 2000 finalindeki Henry, Pires’li pek Fransız kadro. O gün Henry, Tanrı’nın Eli’ne takılmasa ne olurdu acaba? Arsene Wenger Parken’da kupayı kaldırsa Arsenal’deki misyonumu tamamladım deyip Serie A ya da La Liga’nın yolunu tutar mıydı? Ya peki bizim buralarda oyundan atılan Hagi’yi, ilk yarının sonunda bomboş pozisyonda golü atamayan Arif Erdem’i çarmıha germezler miydi? Bu Arsene Wenger’in kaybettiği ikinci finaldi, soyunma odasındaki bir kasa şampanyayı Fatih Terim’e yolladı. Kaderini yine Galatasaray çizmişti. 2. kuşakla namağlup şampiyon oldu Premier Lig’de 2003-2004 sezonunda... 2006 Mayıs’ında Paris’teki final öncesinde Villarreal ile oynadıkları yarı finalin ilk ayağını 1-0 kazanmışlardı. Rövanşta bitime 2 dakika kala ya Riquelme o penaltıyı kaçırmasaydı? Finalde Lehmann kırmızıyı görmese, Belletti bitime 10 dakika kala topu iğne deliğinden geçirmese Arsene Wenger bugün nerede olurdu acaba? Barça kupayı kaldırdı; bu da kaybettiği 3. finaldi. Rijkaard ve Schuster’in bir ayda değişen kaderlerini yazdım bu sabah. Arsene Wenger 2006'da Şampiyonlar Ligi'ni kazansa bugün Barça'nın başında Frank Rijkaard kalır mıydı? Fransız şimdi yine kupaya gözünü dikti. Ya peki Fabregas’ın San Siro’daki şutu direkten dönseydi?..

Bir Ayda Neler Oldu?

Çok değil 1 ay önce Barcelona'da Rijkaard'ın yerine gelecek teknik direktör için papatya falları açıyorlardı. Mourinho mu, Arsene Wenger mi, Van Basten mi? Real Madrid ile puan farkı 8'e çıkmış, Barça sallanıyordu. Real Madrid'de keyifler yerindeydi. Barça, Atletico Madrid, Valencia, deplasmanda yenmişler, ligin 2. yarısına yine derbi galibiyetiyle başlamışlardı. Sonra Kara Şubat geldi. Real Madrid çılgın gibi puan kaybetmeye başladı, bir de öne geçtikleri Roma deplasmanında kaybettiler. Rövanşta ne olduğu malum. 3 kupa hedefiyle yola çıkan Başkan Calderon adam başı 900 bin euro prim sözü vermişti. Şimdi koltuğu sallanan Rijkaard değil, Schuster. Barcelona'daki Johan Cruyff hükümdarlığı son buldu, Ajax'ın başına geçip teknik direktör olarak da Van Basten'i getirince Camp Nou'daki bıyıklı Hollandalı derin bir nefes aldı. Ya peki Schuster? Marca'nın manşetinde olduğu üzere tepesinde artık Mourinho kılıcı sallanıyor...

Poulsen Barcelona'ya

Aslında eski bir hikaye ama Sevilla'nın Şampiyonlar Ligi'nden elenmesi sonrasında yine çok okunur oldu. Poulsen ve Barcelona flörtü. Geçen sezon harika top oynayan Poulsen'in sezon başında Barça'ya gidemediğinden Sevilla'daki bu sezon düşük performansla oynadığını yazıp çiziyorlardı. Üstüne bir de Sevilla başkanının gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılamazsak yıldızları satarız açıklaması geldi. Son durum şudur; Katalan televizyonu TV3 bu transferin bittiğini iddia ediyor. Poulsen önümüzdeki 3 sezon Barça forması giyecek. Sevilla'dan bu sezon en az 4 kayıp bekliyorum. Bu birincisi olsun...

Bir Yıl Daha?

San Siro'daki Arsenal maçı onun son Şampiyonlar Ligi karşılaşması mıydı? Paolo Maldini'nin vedası olarak gördü bu maçı Avrupa'da birçok spor gazetesi. O şimdi farklı konuşuyor. 3-4 ay önce biraz da sakatlıklardan yıldığından "kesin bırakıyorum sezon sonu" diyordu. Şimdi bir yıl daha oynayabilirim diyor. Sky'a verdiği röportajda "kendimi iyi hissediyorum, Berlusconi ve Galliani de bir yıl daha oynamamı istiyor"demiş. 26 Haziran'da 40 yaşını dolduracak. Bu sezon ne kadar oynadıysa gelecek sezon da idare eder oynar da Şampiyonlar Ligi'nde forma giyer mi? Serie A'nın puan tablosu -şimdilik- "çok zor" diyor.

İngilizler Boş Çekti

Maçları izlemedim, golleri de daha görmedim. UEFA 4.tur ilk maçları tam bomba olmuş. Tottenham, Getafe'ye de sahasında yenilmişti grupta ama bu kez elemede bu mağlubiyetin altından kalkamazlar. Bayern Munih ayıp etmiş, ön eleme turunda alınacak bir skor bu. Fiorentina bu turu vermez artık. Marsilya, son Rusya seferinde 2 yedi, Zenit, 2. maçta çok zorlayacak. Tur ortada. Rangers'a bu skor yeter mi? Daha ne olsun ki! Getafe uçmaya devam ediyor. Benfica'da bir İspanyol'u, Camacho'yu üzdüler. Sporting Lizbon turu geçer. Hamburg-Leverkusen rövanşında Hamburg bu skorun altından kalkabilir. Sonuç; Şampiyonlar Ligi'nde şov yapan İngilizler'in UEFA'da fiyakası bozuldu. 3 takımları da elenmeye yakın... Anderlecht (Bel) - Bayern Monaco (Ger) 0-5
9° Altintop, 45°+1 Toni, 57° Podolski, 67° Klose, 86° Ribery
FIORENTINA (ITA) - Everton 2-0 (Eng)
70° Kuzmanovic, 81° Montolivo
Marsiglia (Fra) - Zenit San Pietroburgo 3-1(Rus)
37° Cissé (M), 48° Niang (M), 55° Cissé (M), 82° Arshavin (Z)
Rangers Glasgow (Sco) - Werder Brema 2-0(Ger)
45° Cousin, 48° Davis
Bolton (Eng) - Sporting Lisbona 1-1(Por)
25° McCann (B), 69° Vuckcevic (S)
Bayer Leverkusen (Ger) - Amburgo 1-0(Ger)
77° Gekas
Tottenham (Eng) - Psv Eindhoven 0-1(Ned)
34° Farfan
Benfica (Por) - Getafe 1-2(Spa)
25° De La Red (G), 67° Pablo Hernandez (G), 76° Mantorras (B)

6 Mart 2008

Karşı Takım

Fenerbahçe'nin Sevilla'yı elemesi sonrasında "bu muydu o muhteşem Sevilla?"sorgulaması çok yapılır oldu. Jean Paul Sartre'dan bir deyiş ile belki konuyu bir açıklık getiririz. Ne demiş üstad? "In football everything is complicated by the presence of the opposite team" Aslında bunu Fransızca demiştir de; İngilizcesi görüldüğü üzere tişört olmuştur. Mealen "futbolda herşey karşı takımın varlığıyla çetrefilleşir" desem olur mu acaba? Öyle "bu mu o övdüğünüz Sevilla?" demek Fenerbahçe'nin başarısını yüceltmek değil aksine sıradanlaştırmak oluyor maalesef. Diego Capel, Diego Capel de onu oynatmayan Gökhan Gönül. Alves, Alves de onu perişan eden Uğur Boral, Kanoute, Kanoute de ona top aldırmayan Edu ve Lugano. 70 dakika 3 futbolcunun sarı kartla oynadığı, 2-0'dan dönen bir maçtan bahsediyoruz. Kuradan çıkan eşleşmeydi bu. Dün akşam Real Madrid karşısında belki Fenerbahçe'yi bulsa oyun planı işleyecek; eleyecekti. Sevilla'nın da kanatları Roma'nın bekleri üzerine basacak, işlerini bitirecekti. Eğrisi, doğrusu; her neyse evine dönen Sevilla oldu. Salı akşamı oyun bozan Fenerbahçeydi; hani şu Sartre'ın dediği "opposite team" işte...

Messi Çürük Mü?

Atletico Madrid deplasmanında Barça 4 yiyince Barselona medyası Rijkaard'a saldırmıştı. Messi'yi yedek oturtup, kritik maçta rotasyona gittiği için. 3 gün sonra Messi, Celtic maçının 30. dakikasında sakatlandı. Maçtan sonra kaptan Puyol medyaya ateş püskürüyordu. Sizin yüzünüzden oldu, tam olarak iyileşmeden sizin baskınız yüzünden oynadı diye. Messi 6 hafta sahalardan uzak kalacak. Bu da ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde 9 maç demek. Sezonun en kritik dönemi. Madrid basını elbette ki bayram yapıyor. Bu sakatlık Messi'nin son 2 sezonda yaşadığı 6. sakatlık. La Liga'nın en çok tekme yiyen adamı ama sakatlıklar genelde kas orijinli. 13 yaşında Barcelona'ya geldiğinde fiziki gelişiminin hızlanması için hormon tedavisi uygulanan Messi'nin vücudunun buna tepki verdiği konuşuluyor. En basitinden; Messi'nin kasları bu tempoyu kaldırmıyor. Sakatlığı Emre Belözoğlu'nun yaşadığı sakatlıklara benziyor. Kas yapısının kısalığından dolayı, maçlarda aşırı gerilen kasık bölgesi bir sonraki maça kadar normal pozisyonuna dönmediğinden ertesi maçta o gergin kaslar yırtılacak pozisyona geliyor. 7 yıl önce hormon tedavisini yapan doktorlar bugün yaşadığı sakatlıklarla bir alakası olmadığını söylese de bunu ispat edemiyorlar...

Haftasonu Futbol

7 Mart Cuma
20.00 Gençlerbirliği - Beşiktaş (Lig Tv)
21.30 B. Dortmund - H. Berlin (Ntv Spor)
8 Mart Cumartesi
13.00 Giresunspor - Kartalspor (D Spor)
14.45 M. United - Portsmouth ( Tv8 ) FA Cup
16.30 B. Münih - Karlsruhe (Ntv Spor)
17.00 Liverpool - Newcastle United (Fox)
18.10 Rennes - PSG (Kanal A)
19.00 Galatasaray - Kayserispor (Lig Tv)
19.00 İnter - Reggina (24)
21.00 R. Madrid - Espanyol (Ntv Spor)
9 Mart Pazar
13.00 Diyarbakırspor - Mardinspor (D Spor)
15.00 Trabzonspor - Kasımpaşa (Lig Tv)
16.00 Empoli - Milan (Ntv Spor)
19.00 Fenerbahçe - V. Manisaspor (Lig Tv)
19.00 O. Marsilya - S. Etienne (Kanal A)
20.00 Bristol Rovers - W. Bromvich ( Tv8 ) FA Cup
21.10 Boca Juniors - İndependiente (Ntv Spor)
22.00 O. Lyon - Bordeaux (Kanal A)
22.00 Barcelona - Villarreal (Ntv)

UEFA Kupası 4. Tur

UEFA Kupası 4.turunda ilk maçlar bu akşam. Fiorentina-Everton maçını bir kanal verseydi iyi olurdu ama pek umut yok. İngilizler bu sezon Avrupa'da muhteşem bir sezon geçiriyor. Şampiyonlar Ligi'nde Liverpool da gelirse 4 takım, UEFA'da da çeyrek finale aday 3 takımları var. Tottenham bence en şanslısı. Erik Gerets de Marsilya ile çeyrek final görür. Daha ilk maçlar oynanmadan çeyrek final için 8 adayımı yazayım: Everton, Bayer Munich, Marsilya, Sporting Lizbon, Werder Bremen, Bayer Leverkusen, Tottenham ve Benfica. Gecenin en sıkı maçının muhtemel onbirleri de budur:
Fiorentina: Frey; Ujfalusi, Gamberini, Kroldrup, Pasqual; Kuzmanovic, Donadel, Montolivo; Jorgensen, Vieri, Osvaldo
Everton: Howard; Hibbert, Yobo, Jagielka, Lescott; Osman, Carsley, Neville, Pienaar; Cahill; Yakubu
Fiorentina-Everton
Anderlecht-Bayern Munich
Marsilya-Zenit
Bolton-Sporting Lizbon
Glasgow Rangers-Werder Bremen
Bayer Leverkusen-Hamburg
Tottenham-PSV Eindhoven
Benfica-Getafe

Kanatsız Real Madrid

"Madrid'de herkes Robinho'nun ayağına bakıyor" deyip maçı izlemeye gittim dün akşam. Sezon başında 3 Hollandalı transferiyle kabuk değiştiren Real Madrid, Kara Şubat'ın ardından Şampiyonlar Ligi'ne de veda etti. Cam Adam Robben, Sneijder-frikiklerde onu çok aradılar- ve Van Nistelrooy sakat olunca Schuster'in de fazla yapabileceği birşey yoktu. Roma yedek kulübesinde oturan Giuly gibi bir adamları bile yoktu maalesef. Roma'nın orta sahasını sayarken insan hiç bitmeyecek gibi hissediyor. Bu takıma karşı oynanacak oyunun temel kuralı kanatları kullanmak. Ama kimle? Robben olsaydı Roma'nın işi bu kadar kolay olmazdı. Bekler Salgado ve Heinze adam gibi iki orta bile kesemediler. Göbekte Guti'nin yüzünü kaleye döndürmediler, döndüğünde de rakip kaleye 50 metre uzaktaydı Guti. Van Nistelrooy'un yay çevresindeki al-ver lerini çok aradılar. Juan ve Mexes'den bırak kafa topu almayı Raul top bile tutamadı. Robinho'nun ayağına bakmak zorunda kaldılar ki bu bir İtalyan takımı karşısında nereden baksak acizlik. Gago ve Dİarra'yı rakip sahaya göndermeyen, Baptista-Guti-Robinho ve Raul, 4 kişiyle gol arayan Schuster'in hesabı basitti, 1 gol lazımdı tur için, onu atıp üstüne yatacaktı. Olmadı. Spalletti'nin çok koşan onbirinde Taddei gibi bir adam bile Aquilani'den sonra en çok koşan oluyorsa, olabiliyorsa bu takımı çeyrek finali haketmiştir. Sağbekte Cicinho ve yerine giren ve 2. golün asistini yapan Panucci iki eski Real Madrid'li. 2 nefis şutu ve Guti'yi çileden çıkartan oyunuyla Aquilani, Tonetto'nun ilk goldeki ortasında ön direğe koşup topu arkasındaki Taddei'i atmasını işaret eden Totti ve oyuna girdikten sonra Real Madrid savunmasıyla kedi-fare gibi oynayan Vucinic ve artık standart olan mücadeleleriyle De Rossi ve Perrotta, İtalyan bayrağını çeyrek finale taşıdı. 2 yıldır Kaka'yı almak için yırtınan Real Madrid, sezon başında kapının önüne koyduğu Baptista ile idare ederse olacağı budur. Bir zamanlar frikiklerde topun başına R.Carlos Figo, Zidane, Beckham gelirdi şimdi Baptista! Sevilla'dan sonra Madrid'de mikrofon başında olan İlker Yasin'in medeni cesaretine hayranım. Roma'lı Mancini için "top taşıyamayan, hızlı olmayan, ceza sahası içinde gol vuruşu yapabilen" tanımı yorumculuk tarihine geçmiştir. Galiba ilk kez seyretti...

5 Mart 2008

Madrid'de Bu Gece

Milan gitti, güvenlik sebebiyle maçını bir hafta sonra oynayacak olan Inter de büyük ihtimal veda edecek kupaya. Geriye kalan Roma. İtalyanlar toplu intihar olmaması için en çok Roma'ya güveniyor. 2-1'in rövanşında Madrid'e giden Roma taraftarı sayısı 6000. Real Madrid bu akşam sağlam bir koreografi yapacak. 80 bin karton hazırlamışlar, ne çıkacak ortaya bakalım. Real Madrid'de Van Nistelrooy sakat. Herkes Robinho'nun ayağına bakıyor Madrid'de, Roma'da da Doni'nin ellerine. Bayern Munich maçını seyrettiğim Schalke 04'ün Porto deplasmanında işi zor ama eninde sonunda Alman takımı. Chelsea-Olympiakos 0-0'ın rövanşında Londra'da. Olympiakos turu geçsin isterim ama Nikopolidis'in harikalar yaratması lazım.

Domenico Giampa

Futbol sahalarında gördüğüm en korkunç sakatlıklardan biri bu. 2004-2005 sezonu. Messina-Lecce karşılaşması. Domenico Giampa topu sağ kanatta alıyor ve sıfıra iniyor, rakibi sıkıştırıyor, ortayı kesemeden auta çıkıyorlar birlikte ve Giampa reklam tabelalarına çarpıyor. Sol baldırında inanılmaz bir kesik oluşuyor. 140 dikiş atıyorlar.

Adrian Mutu Kanal D'de

Serie A'da başarılı olan, dikiş tuturan Rumen futbolcu azdır. En iyileri sanırım Adrian Mutu oldu. Inter'in transfer zevzekliklerine de-elden kaçanlar (bkz:roberto carlos)- bir örnektir. Fiorentina'yı 2 yıldır ayakta tutan adamdır Mutu. Ülkesinde de en popüler futbolcu. Romanya'da yayın yapan Kanal D, Mutu ile bir şov programı için anlaşma yapmış. Mutu'yu 1 yıl boyunca 12 kişilik bir ekip izleyecek ve oyuncunun günlük hayatı haftada 3-4 programda ekrana gelecek. Bir nevi Truman Show lakin bu banttan ve montajlı. Kanal D'nin Adrian Mutu'yu ödeyeceği rakam 2.5 milyon Euro. Mutu ilginç adamdır, Bükreş'te karısını tekme tokat dövüp haber olmuş, Londra'da kokain çekip yakayı ele vermişti. Kanal D yakında bu formatı Türkiye'de bir futbolcuya da uyarlar mı göreceğiz...

Napoleon

Octoberfest'de Bavyera kostümleri giydirmişlerdi Ribery'e. Sport Bild , Napoleon kılığına sokmuş. Ribery bu, ne giyse yakışıyor...

La Pasion Turca

15 yıl önce İspanya'da olay kitaptı. Antonio Gala'nın La Pasion Turca 'sı. İspanyol bir kadının, Türk turist rehberiyle aşkını anlatan bir roman. Okuma fırsatım olmamıştı ama Türk imajının pek aşağıya çekildiği yorumlarını hatırlıyorum. Romanı, yönetmen Vicente Aranda filme çekmişti. Şimdilerde Real Betis forumlarında ezeli rakipleri Sevilla'ya gönderme yapmak için kullanılıyor filmin afişi. DVD'sini bulup izlemek lazım...

Turun Özeti

20 dakikada 2-0 ve 3 sarı kart. Maçı 11 kişi tamamlamak işin püf noktasıydı. Sevilla, İstanbul'da 2-2'yi bulduktan sonra da tepeden bakmıştı, evinde 2-0'ı bulunca da. Küçümsemenin faturasını ödediler. Fenerbahçe büyük iş başardı. Milan da bir devir kapanmamakta ısrar ediyordu, Arsenal fişi çekti. Barça'da Messi'nin sakatlığı (1 ay yok diyorlar) hem ligi hem de bu kupayı etkiler. Man. United'da Cristiano Ronaldo bu sezon 30. golünü attı. Türkiye'de şu maçı anlatmak Gökhan Telkanar'a kaldıysa yazık. "Alex Keita'yı maymuna çevirdi" çok "masum" bir benzetme öyle değil mi? Turun özeti bu kare diyordum hayır -aslında gol sevinci ama- yukardakiymiş...

4 Mart 2008

Toplu #1

Brigate Autonome Livornesi
Boixos Nois
Benfica
Derbiler öncesinde bizde İl Spor Güvenlik Kurulu toplanır. Yıllardır aynı metin okunur. Deplasman seyircisi toplu halde gelmeyecek. Biz tersine gidelim, bu da yeni bir seri olsun. Avrupa'da toplu gidişler...

Peynir Fondü

Pazartesi bir foto vardı 20dk'da. Beşiktaş-Galatasaray derbisi öncesi 3-4 Beşiktaş taraftarını kaldırım kenarında demlenirken çekmişler, çay bardaklarında rakılar, 2-3 konserve. Bu da İsviçre versiyonu. Peynir fondü olayını girmişler, utanacak ve ya da suç içeren bir durum yok ama taraftar sitelerinde olur olmaz suratları böyle gizlerler. Şimdi iki diyeceğim var bu foto için. Biz maça bozuk para sokamıyoruz; siz bu fondüyü galiba bagaja atıyorsunuz. İki, peynir fondüden nefret ederim, illa da et olmalı...

Hey Gidi Sheva Hey

Şampiyonlar Ligi'nin rekorları listelerinde adı birkaç yerde geçer. Bir maçta 4 gol atan, 93 kez forma giyen, 47 gol atan: Andriy Shevchenko. Chelsea, yarın gece Olympiakos ile 0-0'ın rövanşınıa çıkacak Londra'da. Shevchenko da tribünde olacak. Hayır sakat değil! Dün Chelsea Rezerv takımının kaptanı olarak sahaya çıktı. Kalede Hilario, defansta Ben Haim, orta sahada Sidewell, forvette Shevchenko, Pizzaro ve Di Santo. Reading'e 2-1 mağlup oldular. "Çocuğum İngilizce öğrenecek" yalanıyla Milano'dan topuklamıştı, düştüğü hale bak... Hey

Pazartesi'nin En İyi Programı?

Pazartesi akşamları aynı saatlerde yayınlanan 3 futbol programı var. NTV'de Fuat Akdağ, Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu ve Mehmet Yakup Yılmaz 'lı 90 Dakika, CNN Türk'de Barış Kuyucu, Bağış Erten ve Banu Yelkovan'ın katıldığı Futbol Ekstra ve Habertürk'de Okay Karacan ve Mehmet Demirkol 'lu Futbol Kulübü. En iyi program hangisi? Anket sağ kolonda. Yorum butonu aşağıda...

Muhtemelen

Milan: Kalac; Oddo, Nesta, Kaladze, Maldini; Gattuso, Pirlo, Ambrosini; Kaka; Pato, Inzaghi
Arsenal: Almunia; Sagna, Senderos, Gallas, Clichy; Eboue, Flamini, Fabregas, Hleb, Diaby; Adebayor
Manchester United: Van der Sar - W. Brown, Vidic, R. Ferdinand, Evra - C. Ronaldo, Carrick, Anderson, Nani - Rooney, Tevez.
O.Lyon: Coupet - Clerc, Squillaci, Cris, Grosso - Govou, Juninho, Toulalan, Ben Arfa, Kallstrom - Benzema.

3 Mart 2008

Irureta ve Hikmet Karaman

Şampiyonlar Ligi'nde bir zamanlar Dinamo Kiev'i adamdan sayarlardı dedik; bir de Deportivo La Coruna vardı ve kulübesinde Javier Irureta. Ocak ayında Real Zaragoza'nın başına geçti Irureta. 6 maç dayanabildi. Zaragoza kağıt üzerinde UEFA'ya gider görüntüsü veren kadrosuyla bitime 12 hafta kalan sondan 4. sırada. Tek şansları bu sezon Murcia ve Levante gibi keklik takımların ligde olması, yoksa mazallah küme düşecekler. Geçen hafta Sevilla deplasmanında sürklase olmuş, 5 yemişlerdi, bu hafta futbolcuların aylardır parasını alamadığı iflas etmiş Levante'ye deplasmanda kaybettiler ve Irureta gitti. Bir teknik adam değişimi de Süper Lig'den. Hikaye bildik. Hikmet Karaman gitmiş Saffet Susiç gelmiş Ankaraspor'a. Hikmet Karaman'ı geçen ay birileri "en başarılı teknik adam" seçmemiş miydi? NTV'de canlı yayında "göreceksin bizim takımı Güntekin; gelecek haftalarda" diyordu Hikmet Karaman. Kısmet değilmiş...

Rebrov

Rubin Kazan 'a gitti haberini okuyunca ilk kez Rus Ligi'nde oynayacak dedim ama kontrol etmeden de yazmak istemedim. Rebrov'un profesyonel kariyerinin ilk senesi Rus Ligi'ndeydi. S.Donetsk forması giyiyordu. Ertesi sezon 1991- ülkesi Ukrayna'da lig kurulduğunda Dinamo Kiev'e geçti. Şampiyonlar Ligi'nde Dinamo Kiev'in adamdan sayıldığı 90'ların 2. yarısı işte en iyi zamanları. Tottenham'daki hayal kırıklığı sonrasında Fenerbahçe ve yine Londra. West Ham. Anelka gibi küllerinden doğamadı Rebrov. Kürkçü dükkanına döndü ama Dinamo Kiev biteli çok olmuştu. Para Rus liginde. Rubin Kazan'da Hasan Kabze ile çift forvet mi olur; onu yerinden mi eder göreceğiz...

Ramon Sanchez Pizjuan

Sevilla Başkanı Jose Maria del Nido Fenerbahçe maçı için seferberlik ilan etmiş. Ramon Sanchez Pizjuan Stadı, Arjantin'deki Boca Juniors'un stadı gibi La Bombonera olarak anılıyor. Stad büfelerinde happy hour uygulaması koymuş maç gününe. Erken gelene yemek+içecek 2 euro. Sevilla'nın bu statta Avrupa Kupaları'ndaki tek mağlubiyeti AZ Alkmaar'a karşı...