Bazen bir film ya da dizi bile bir spor dalının kaderini değiştirebilir. Beyaz Gölge ile büyüyen kuşakların okul ve semt sahalarındaki -hele bir de filesi varsa- tadından yenmeyen tek pota maçlarından az mı oyuncu yetişti bu ülkede? Futbol bizde de Güney Amerika'da da hala ve çokça sokakların, mahalle sahalarının, plajların apartman boşluklarının oyunu. Bir ülkede futbol ve tribün kültürünün yerleşmesi zaman alır. Bu sevda naklini ne parayla ne de büyük yıldızlarla 1-2 yılda yapamazsanız. Bir kuşak biraz sever belki ama bir sonraki kuşakta atılan tohumlar yeşerir. Geçmişte ABD'de ve Japonya'da, son yıllarda ise Çin'de olduğu gibi. Japon futbol animelerinin "güzel oyunu" sevdirme projelerinde nasıl başrol oynadığını anlatmaya gerek yok galiba. Japonların çizgi film karakterleri futbolu sadece Uzakdoğu'da değil tüm dünyada da daha sevilir ve oynanır bir oyun haline getirdi.
ABD'nin 40 yıl önce bütün veteran starları Cosmos çatısı altında topladıkları projenin bugün yükseltilmiş versiyonu ABD Futbol Ligi. Avrupa kıtasında her şeyi kazanmış, kariyerlerinin sonuna gelmiş yıldızlar (Henry, Gerrard, Beckham) ve şaşırtıcı derecede erken yaşta Amerikan rüyasının büyüsüne kapılan yetenekler (Giovinco, Giovani dos Santos), son Dünya Kupaları'nın artık esaslı takımı mertebesine erişmiş ABD'nin yolunu tutuyorlar. ABD'de alt yapı çalışmaları, kadın futbolunun gelişimi bu sayfalara sığmaz ama dünyanın en güçlü ekonomisi artık Avrupa kıtası dışında kendine ciddi bir rakip buldu. 1.5 milyara koşan nüfusuyla dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin ve onun sadece 12 yıllık tarihe sahip olan Süper Lig'i. ABD ve Çin arasındaki fark ise ABD kulüpleri kariyerinin sonundaki yıldızlara bonservis ödemeyip, büyülü dünyanın bir parçası olmaya davet ederken, Çin kulüplerinin futbol ekonomisini bilenler için akıllara ziyan bonservis bedellerini gözden çıkartıp, futbolculara "Kulübünde ne kazanıyorsan iki katı" diyerek baştan çıkarmaları. Yılda 10 milyon Euro'ya Çin'e giden Drogba ve Anelka çabuk sıkılıp döndüler kıtaya ama bu ara transfer dönemi de gösterdi ki, Çin kulüpleri hem finansal olarak zordaki Avrupa kulüpleri için oksijen tüpü, hem de yıldızları astronomik rakamlarla ayartan bir oyunbozan.
Chelsea'de oynayıp Brezilya Milli Takımı forması giyen 28 yaşındaki Ramires'in Premier Lig'den ayrılıp Çin'e gitmesinin arkasında Londra'da kazandığının iki katı olması dışında başka ne olabilir ki? Geçen sezon Beşiktaş taraftarının pamuklara sardığı, duvarlara poster olmuş Demba Ba için gelen teklife hangi taraftar hayır diyebildi? Ya da Beşiktaş'ı çok seven Demba Ba, şampiyonluk hedefini bırakıp neden Çin'e gitti? Sevilla'dan ayrılan Mbia neden Trabzonspor'a gelmişti. Çünkü Sevilla'nın verdiğinin iki katını vermişti Trabzonspor. Çin'de 2004 yılında futbol ligi kurulduğunda Ahmet Dursun,Tarık Daşgün ve Semavi Uzun uzaklara futbol oynamaya giden ilk Türk futbolcular olmuş, Ahmet Dursun kısa zamanda pes edip geri dönmüştü. O günlerden sonra Çin'e futbolcu ihraç edemedik ama görünen o ki UEFA'nın finansal kıskacında boğulmak üzere olan tüm kulüplerimiz bir iki yıl içinde Çin'e futbolcu satmak için ellerinden geleni yapacaklar. 2004 yılında 12 takımla oynanan lig, 2014 yılında adını Çin Süper Ligi olarak değiştirdi ve artık 16 takımla yola devam ediliyor. Ülkenin en büyük emlak ve inşaat gruplarından Evergrande'nin desteğini arkasına alan Guangzahou'nun adını artık dünyada bilmeyen yok. Son 5 sezonda şampiyonluklara ambargo koyan ve son 3 yılda iki kez Asya Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanan Guangzahou Evergrande'yi Brezilyalı teknik adam Luis Felipe Scolari çalıştırıyor. Chelsea kaptanı John Terry'nin de gelecek sezon bu ülkede forma giymesi bekleniyor. Golcü Asamoah Gyan'dan, teknik adam Sven Goran Eriksson'a, eski Trabzonsporlu Paulo Henrique'den, Avustralya'nın en klas topçusu Tim Cahill'e, Inter'den ayrılan Guarin ve Roma'dan Pekin uçağına binen Gervinho'ya kadar birçok yıldız Avrupa'da üç sezonda kazandıkları milyon Euro'ları bir sezonda banka hesaplarında görebilmek için Çin'in yolunu tutuyor, tutmaya da devam edecekler. 12 yılda seyirci ortalamasını 10 binden sadece 22 bine getirebildiler ama gelecek sezon yayın hakları sezon başına bir milyar 200 milyon Euro'ya satılan Çin Lig takımlarının mottası, "Baba" filminden Vito Corleone'nin unutulmaz "Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım" repliğinden başka ne olabilir ki?
hocam o değilde premier ligde düşme potasındakiler transfer çılgını oldular ara dönemde.can havliyle her yere saldırıyorlar resmen.eee premier ligde kalmak büyük kazanç oldu son ihaleden sonra.acayip bonservis veriyorlar aga.iyide oyuncular alıyorlar.muhtemelen şöyle düşünüyorlar.düşersek bişekilde zarar etmeden satarız.düşmezsek ne ala.
YanıtlaSilşuraya bak.kış transfer dönemi çılgınlığı resmen.
http://www.transfermarkt.de/premier-league/wintertransfers/wettbewerb/GB1/saison_id/2015