Galatasaray'ın basketbol şubesinde yaşanan skandala bugün kulübün Divan Kurulu'nda son nokta konuldu. Öncesinde Federasyon cezayı kesti. Olayın ortaya çıktığında da kulüp yönetimi sorumluların işine son vermişti. İsimler üzerinden bir değerlendirme yapmak gerekirse:
Okan Çevik: Yedi ay önce takımını Avrupa Şampiyonu yapmış bir koçun bir hazırlık maçında neden bu sahtekarlığa başvurduğuna kimse bir anlam veremedi. Onu uzun yıllardır tanıyanlar ise kulaklarına inanamadı. O ne yaptı? Vatan Millet Sakarya edebiyatı yaptı, iyice battı. Komik duruma düştü. Son olarak tahkime gitmekten bahsediyordu. "Pes" diyesi geliyor insanın. Bir sahil kasabasına yerleşip sakal bırakmalıydı oysa ki!
Cengiz Karadağ, Mert Uyguç ve Koray Mincinozlu: Elebaşı Okan Çevik de olsa; onlar da şuça iştirak ettiler. Tufan'ın ribaund istatistiklerini bile değiştirip yayınlattılar. 9 ribaundu alan Cemal, kağıt üzerinde 3 ribaund alan Tufan aldı. Bir kişinin akıl tutulmasına hadi dersin de; bu dörtlü toptan tutuldu! Basketbol kariyerleri sona erdi.
Tufan Ersöz: Takım kaptanı olarak durumu anında yönetime rapor etmeliydi. Koçunun verdiği emiri gözü kapalı uyguladı. Formasını vermesi affedilmezdi, edilmedi de...
Cemal Nalga: "Okan Çevik istedi ben de formayı giydim" demekle kendini kurtaramazdı. Kurtaramadı da. Mağduru oynuyor ama o da komik oluyor. Habertürk harika gazetecilik yaptı. Formayı tekrar giydirdi (Bkz: foto). Bir insan bu kadar saf olabilir mi? Cezası bittiğinde bir maçta 100 sayı da atsa; "Tufan görünümlü Cemal" diye hatırlanacak. "Yazık" demek isterdim ama kendi sonunu kendi hazırladı.
Yiğit Şardan: Erkek basketi bu sezon devraldı. Olanlardan haberi olmadığı kesin. Şubeyi teslim ettiği dört idarecinin ihanetine uğradı. Türkiye'de her alanda bir skandalın ardından istifa beklenen şey değildir. İstifa şaşırtıcıdır hatta. Bakanlar, bürokratlar görevine devam ederler. Hızlı istifa kararıyla ismine leke getirmeden kazanan tarafta olmayı başardı.
Federasyon: Verilebilecek en ağır cezaları verdi. Hukuğa uygun olup olmadığına tahkim kurulu karar verecek. Şahıslara verilen cezalardan çok, puan silinmesine itiraz var. Böyle bir skandalın ardından bir takımın lige devam etmesi de etik olarak açıklanamaz.
Ahmet Dedehayır: Erkek ve kız basketbolundan sorumluyken, bu sezon sadece kız takımına bakıyordu. "Skandaldan sorumlu değilim ama başkanın önüne açmak için istifa ediyorum" dedi. Açıklamasından istifaya zorlandığı net ortada. Galatasaray camiası istifasını istiyordu, istediklerini aldılar.
Galatasaray Divan Kurulu: Skandalın ardından olağanüstü toplantı kararı ve o toplantıda kıyamet kopacak alametleri, Şardan'ın istifası; dört idarecinin anında görevine son verilmesiyle yerini "yönetim krizi iyi yönetti" düşüncesine bıraktı. Bugün toplantı öncesinde Ahmet Dedehayır'ın istifa haberinin gelmesiyle de karşılarında patlayabilecekleri kimse kalmadı.
Adnan Polat: İstifa etseydi seçim 3 ay sonra olduğundan olağanüstü genel kurul olmayacaktı. Kasım-Mart ayları arasında kendi yönetiminden biri; muhtemelen Mehmet Helvacı başkanlığında yönetim devam edecekti. Skandaldan sorumlu olmadığı için koltuğunu elbette ki bırakmadı. Kulüp içi adalet mekanizmasını çabuk devreye soktu ve idarecilerin görevine olay patladıktan 4-5 saat son vererek kangren olmasını önledi..
Basketbol şubesi: Kulübün formasını giymiş eski basketçiler tarafından teslim alındı. Tuğrul Demir şubeyi yönetmeye başladı. Koordinatör olan Nur Gencer 5 gün önce Galatasaray yönetiminin basketbol politikalarını en sert eleştiren isimdi. Mevcut cezayla ligde kalma şansı yok. Galatasaray yönetiminin "tüm maçlara genç takımla çıkacağız" kararı iyi bir mesaj olurdu.
Galatasaray'ın Mart 2010 seçimleri: Bir hafta önce "yönetimi devirir" denilen skandalda, krizi iyi yöneten Polat ve yönetimi Mart ayında çok isimle yollarını ayırır. Muhalefetin Ali Dürüst dışında bir alternatifi yok. Herşey Rijkaard ve takımının performasına bağlı. Mart ayında Galatasaray, Avrupa'da yoluna devam ederse Adnan Polat ikinci dönemine, ilk döneminde aldığı rekor oyun fazlasını alarak girer.
Basketbolsever: Rancik ve Jasaitis gibi çok iyi iki yabancıyı ağız tadıyla izleyemeyecekler.