Adu gibi Amerika'da spor endüstrisinin allayıp pulladığı bir futbolcu: Jozy Altidore. 19 yaşında. Villarreal'in ödediği bonservis onu MLS'den giden en pahalı futbolcu yaptı. Hiç seyretmedim. La Liga'nın ilk haftalarında Nihat'ın sakatlığında kadroda yer bulursa göreceğiz.
19 Temmuz 2008
Jozy Altidore
David Albelda
Aurelio'nun yerine düşünülen ilk isim David Albelda. Koeman'ın kariyerine taş koyduğu ve geçen sezon takımdan uzaklaştırdığı Valencia kaptanı, Luis Aragones'in teklifine önce hayır demiş ama açık kapı da bıraktı diye yorumluyor Valencia bölgesinin spor gazetesi Super Deporte. Valencia ile 2 yıllık sözleşmesi bitmeden ayrılmaya niyeti yok ama o tarihte de muhtemelen Luis Aragones Fenerbahçe'de yok satırları var haberde. İspanya'dan gol kralından sonra 5 büyük takımından birinin kaptanını Türkiye'ye getirmek önemli bir transfer hamlesi...
El Değmemiş Bir Fikstür Lütfen
Süper Lig 2008-2009 sezonu fikstürü 23 Temmuz Çarşamba günü çekiliyor. Önce birkaç sezon geriye dönelim ve ligin sonundaki hatırlayalım sonra fikstür nasıl çekiliyor ona bakarız. 2004-2005 sezonunda Fenerbahçe-Galatasaray 33. hafta. 2005-2006 sezonunda Fenerbahçe-Galatasaray derbisi 31. hafta. 2006-2007 sezonunda Galatasaray-Fenerbahçe derbisi 33. hafta. 2007-2008 sezonunda Galatasaray-Fenerbahçe derbisi 32. hafta. Ne bu polisiye roman mı?
"Ligin ilk 6 haftasında derbi oynanmaz" diye bir kural var. Kim koydu bilmiyorum ama yıllar önce sormuştum bir yetkiliye. "3 büyüklerin Eylül sonuna kadar Avrupa Kupası maçları var" demişti. Kafa sallayıp susmuştum. Ufku bu kadardı. 3 büyükler nasıl olsa Eylül sonunda havlu atıyorlardı ona göre. Ya gruptan çıkarlarsa, ya finale yürürlerse peki? Avrupa'da örneği yok bunun, elbette ki bazı kurallar var. İtalya'da 4 kentte (Roma, Milano, Torino ve Cenova) stadlar ortak kullanılıyor mesela. Çapraz fikstüre girmeleri lazım bu takımların. Aynı staddaki derbiler geride kalan sezonda kaldığı sıradan devam ediyor. Süper Lig'de fikstürü çeken bilgisayara da "birader bak bunları dikkate alacaksın" deniyor elbette. 3 büyükler aynı hafta İstanbul'da oynayamıyor. Biri mutlaka deplasmanda olacak. 3 Ankara takımı aynı stadı paylaştığından orada da aynı durum sözkonusu. Cavcav'ın 2 takımı olduğundan onların da ilk hafta oynaması lazım. Peki derbilere ne oluyor? Geçen sezon La Liga, Real Madrid-Atletico Madrid derbisiyle başlamadı mı? Bizim fikstür neden el değmemiş değil! Kim sokuyor elini kolunu bu fikstüre? Peki yöntem ne? 18 takımlı fikstürde her takıma bir numara atanıyor. O numaralar atanırken de derbi kuralı devreye giriyor. 3 büyükler için 6-8 ve 11 ayrılmış durumda. 3 büyükler 6'dan ufak bir rakam verilse buyur sana ilk haftalarda derbi! Geçen sezondan örnek: Kura çekiliyor ve Galatasaray 6'yı; Beşiktaş 8'i, Fenerbahçe de 11'i çekiyor. Buyrun size ligin son haftalarında Galatasaray-Fenerbahçe ya da Fenerbahçe-Galatasaray derbisi. Bu iki takımdan biri 6 ya da 11 çektiği takdirde kaçınılmaz son. Üstüne bir de geçen sezon Trabzonspor 7'yi çekince olan oluyor. Beşiktaş ile oynayan her takım sırasıyla Trabzonspor ve Galatasaray ile karşılaştı. 3 büyükler dışında kimse kolay kolay şampiyonluk yarışına dahil olmadığı için 6 puanlık derbiyi hatta derbileri 30'lu haftalar sonrasına saklamak demek ki "birilerinin" işine geliyor. Cinayet romanı gibi. Yormayın kardeşim kendinizi; katil uşak işte... Fikstür gelecek Çarşamba çekilecek. Bütün gazeteler, televizyonlar derbi haftalarını, ilk haftanın programını yayınlayacak. Aynı gün fikstür posterleri verilecek. Ben de mevzuyu tam vakıf değilim, affedin. Artık ne olur birileri Federasyon'un karşısına çıksın da sorsun: Neye göre, hangi kriterlerle çekiyorsunuz bu fikstürü? "Dünyanın en büyük derbisi"ni neden elleriyle 31-33 arasına elleriyle yerleştiriyor birileri? Resmi ağızlar konuşsun da; taraftarın da elbette vereceği bir cevap var... Çarşamba'ya kadar sürecek bir anket açtım..
"Ligin ilk 6 haftasında derbi oynanmaz" diye bir kural var. Kim koydu bilmiyorum ama yıllar önce sormuştum bir yetkiliye. "3 büyüklerin Eylül sonuna kadar Avrupa Kupası maçları var" demişti. Kafa sallayıp susmuştum. Ufku bu kadardı. 3 büyükler nasıl olsa Eylül sonunda havlu atıyorlardı ona göre. Ya gruptan çıkarlarsa, ya finale yürürlerse peki? Avrupa'da örneği yok bunun, elbette ki bazı kurallar var. İtalya'da 4 kentte (Roma, Milano, Torino ve Cenova) stadlar ortak kullanılıyor mesela. Çapraz fikstüre girmeleri lazım bu takımların. Aynı staddaki derbiler geride kalan sezonda kaldığı sıradan devam ediyor. Süper Lig'de fikstürü çeken bilgisayara da "birader bak bunları dikkate alacaksın" deniyor elbette. 3 büyükler aynı hafta İstanbul'da oynayamıyor. Biri mutlaka deplasmanda olacak. 3 Ankara takımı aynı stadı paylaştığından orada da aynı durum sözkonusu. Cavcav'ın 2 takımı olduğundan onların da ilk hafta oynaması lazım. Peki derbilere ne oluyor? Geçen sezon La Liga, Real Madrid-Atletico Madrid derbisiyle başlamadı mı? Bizim fikstür neden el değmemiş değil! Kim sokuyor elini kolunu bu fikstüre? Peki yöntem ne? 18 takımlı fikstürde her takıma bir numara atanıyor. O numaralar atanırken de derbi kuralı devreye giriyor. 3 büyükler için 6-8 ve 11 ayrılmış durumda. 3 büyükler 6'dan ufak bir rakam verilse buyur sana ilk haftalarda derbi! Geçen sezondan örnek: Kura çekiliyor ve Galatasaray 6'yı; Beşiktaş 8'i, Fenerbahçe de 11'i çekiyor. Buyrun size ligin son haftalarında Galatasaray-Fenerbahçe ya da Fenerbahçe-Galatasaray derbisi. Bu iki takımdan biri 6 ya da 11 çektiği takdirde kaçınılmaz son. Üstüne bir de geçen sezon Trabzonspor 7'yi çekince olan oluyor. Beşiktaş ile oynayan her takım sırasıyla Trabzonspor ve Galatasaray ile karşılaştı. 3 büyükler dışında kimse kolay kolay şampiyonluk yarışına dahil olmadığı için 6 puanlık derbiyi hatta derbileri 30'lu haftalar sonrasına saklamak demek ki "birilerinin" işine geliyor. Cinayet romanı gibi. Yormayın kardeşim kendinizi; katil uşak işte... Fikstür gelecek Çarşamba çekilecek. Bütün gazeteler, televizyonlar derbi haftalarını, ilk haftanın programını yayınlayacak. Aynı gün fikstür posterleri verilecek. Ben de mevzuyu tam vakıf değilim, affedin. Artık ne olur birileri Federasyon'un karşısına çıksın da sorsun: Neye göre, hangi kriterlerle çekiyorsunuz bu fikstürü? "Dünyanın en büyük derbisi"ni neden elleriyle 31-33 arasına elleriyle yerleştiriyor birileri? Resmi ağızlar konuşsun da; taraftarın da elbette vereceği bir cevap var... Çarşamba'ya kadar sürecek bir anket açtım..
Hernan Crespo
Inter dün sezonu açtı. Fotoğraf da oradan. Mourinho'nun 22 kişiyle antrenman yapma prensibi vardır. Inter gibi 40 adamın tesislerde dolandığı bir kulüpte ilk çalışmayı 26 kişiyle yaptılar. 3 kaleci, 8 defans, 9 orta saha, 6 forvet. Birileri mutlaka gidecek özellikle de forvetten: Adriano, Crespo, Suazo, Balotelli, Ibrahimovic ve Cruz'dan ilk yolcu gibi görüken Crespo. Birkaç gündür "Crespo 7.5 milyon euro'luk ücretinde indirim yaparsa Galatasaray'a gelecek" haberleri var. El insaf be kardeşim. İnsan yazarken bir düşünür. 7.5 milyon euro ne demektir? Bu adam Inter'de 3.5 alıyordu( bu fiyat da maliyeti olmadığından); ki orası Serie A'nın Milan ile birlikte en bonkör kulübü. Bonservisi olmayan çok mantıklı bir transfer; eğer yabancı kaleci alınmayacaksa! Paris Saint Germain Ricardo Oliviera'yı isteyince fiyatını 18 milyon euro olarak açıkladı Zaragoza. Bu da Oliviera'nın yolunu gözleyenlere. Forumlarda her gece bir isim ortaya atıp; kendine kulübün içindenim havası verenler var. Bu işlerin atası da "Alex ile konuştum haberler iyi"dir. Bu gece de "Emre aka ich" geldi; Recoba geliyor"muş" diye yazmışlar" dedi. "Ben o kulübü hiç bilmem(!) duyumum yoktur" dedim!
18 Temmuz 2008
Transferde Direksiyon Faktörü
Drogba Chelsea'den ayrılacak mı? İngiliz medyası bu fotoğrafa bakıp galiba kalıyor diyor. Mercedes SLR. Eve yeni teslimat yapmışlar Drogba'ya. Direksiyon sağda. Bu arabayla İtalya'ya giderse ligin 2. haftasını göremez diyorlar. Neyse herşey bir direksiyon tercihiyle olmuyor. Geçen sezon Kezman da direksiyon sağda kullanıyordu, yahu adam burayı benimseyemedi, sezon sonunda gider dediler Kezman bu gidişle memleketin trafiğini değiştirecek...
Gilberto Silva-Giuly-Kone-Larsen
Guiza alınmış; yeni manşet lazım. Nedense ön liberolardan iyi manşet olmuyor ki Eto'o var baş köşede. Eto'o alınsa yarın Shevchenko ertesi gün Kanoute gelse kimsenin itirazı olmaz medya kanadında. Aragones Maldonado'yu döver dedim dövmedi ama yedek takımda tutup dövecek gibi bakıyor. Emre askerde, revire çıktı mı haber yok. Fenerbahçe'ye ön libero lazım. Gilberto Silva mesela yerinde bir transfer. Olurdu. 1.5 milyon euro bonservis ile Panathinaikos'a gitti. Atina'da transferi iyi kıvırıyorlar. Yıllık 3 milyon euro vermişler;ligin en pahalı oyuncusu olacak Gilberto Silva. Giuly memleketine döndü. Roma Mancini'den sonra bir başka kanat adamından da vazgeçti. Paris Saint Germain Giuly'den sonra Makalele'ye de imza attırır. Bakari Kone 9 milyon euro'ya Marsilya'da. Schalke 04'den Soren Larsen'i bizim lige yazanlar var ama adam çoktan Toulouse'a imza attı. Bonservis bedeli 3 milyon euro.
Özel Haber(!): Yeniköy Kasabı
Kasaplığa Yeniköy'de başlayan ve kısa zamanda İstanbul'da bir efsane haline gelen Vicente Del Bosque, Avrupa'ya açılmış ve birçok şehirde şubeler açmıştı. Vicente Del Bosque en büyük mağazasını geçtiğimiz günlerde Madrid'de açtı. Madrid'de restoranlar zincirinin sahibi Angel Aimar'ın da katıldığı açılışta Fernando Alonso da yer aldı. Yeniköy'de açtığı ilk kasap dükkanını unutamadığını belirten Del Bosque'nin en kısa zamanda İstanbul'a geleceği öğrenildi. İfade edildi. Açılıştan sızan bilgiler arasında. Öte yandan. Öğrenildi. Bu arada. Belirtildi. İddia edildi. Öne sürüldü.
Garip Bir Eto'o Haberi
Özbekler güzel tanıtım yaptılar. Kuruvchi kulübü 2 gündür Eto'o sayesinde tüm Avrupa'da manşetlerde. Ne işlerine yarayacak bilemem de anlamadığım dün devletin ajansının-Anadolu Ajansı-geçtiği haber. Taşkent'de Eto'o'nun basın toplantısından AA'nın geçtiği ve bugün tüm spor sayfalarında manşet olan ve taraftar forumlarında da tartışılan haber. Eto'o'nun ağzından: "Fenerbahçe'den teklif aldım. Bir iki gün içinde cevap vereceğim." Barselona medyası başta olmak üzere 4 ülkenin gazetelerinde ve Reuters başta olmak üzere ajans haberlerinde böyle bir açıklaması yok Eto'o'nun. Hepsi mi sansürledi(!) hepsi mi önemsiz bir açıklama olarak kabul etti! Haberi yapan Anadolu Ajansı olunca inanası geliyor insanın da; bu işte bir gariplik var. Eto'o Türkiye'ye gelir mi? Parasını verdikten sonra herkes gelir de; Guiza transferi sonrasında gerçekten böyle bir teklif var mı? Yoksa tüm Avrupa medyasını atlayan Anadolu Ajansı muhabiri kuytu köşede Eto'o'dan bu açıklamayı mı aldı(?)
Ver Mamayı Pedallara #2
Bir yıl önce ver mamayı pedallara başlığıyla bloglamışım. Değişen hiçbir şey yok Fransa Bisiklet Turu'nda. Mamayı alan pedallara asılıyor yine. Dünyadaki bütün doping vakalarında L'Equipe gazetesi haberi ilk patlatan gazetedir. İtalyan Ricco mamalı çıktı bu kez.
17 Temmuz 2008
Dimitar Berbatov
Premier Lig'de Fernando Torres ile birlikte en tuttuğum golcü: Dimitar Berbatov. Tottenham ile 2 yıllık daha sözleşmesi var ve Alex Ferguson, Ronaldo giderse onu gözüne kestirmiş durumda. Bundan daha güzel bir transfer hamlesi olamaz. Ronaldo operasyon geçirdi ve ancak Ekim başında sahalara dönecek. Onu Real Madrid'e 80 milyon euro'ya satıp 30 milyona Berbatov'u almak süper fikir. Ronaldo için Man. United taraftarı "defol köle" pankartları asmaya başlamış. Bu kadar danseden adam taraftarın da asabını bozmuş durumda. Tottenham iyi transferler yaptı ama forvetteki diğer isim Robbie Keane de Liverpool'un kıskacında. Onun için biçilen fiyat ise-uçmuşlar- 28 milyon euro. Man. United 2 sezon önce Tottenham'a Carrick için bir dünya para ödemişti. Berbatov için de kesenin ağzını açarlar ama Bulgar golcü Old Trafford'a geldi mi; Alex Ferguson o ağzındaki sigarayı etinde söndürür adamın. Yemez bu James Dean havaları İskoç'a....
Robinho
Real Madrid'de roman olan Cristiano Ronaldo transferine kaynak olacak iki isim var: Baptista için 20 milyon euro istiyorlar ve Mutu'yu alamayan Roma ile orta yolu bulacaklar. Diğeri benim sevmediğim adam: Robinho. Chelsea istiyordu onu. Real Madrid 60 milyon istiyordu. Benim hesabımla 10 milyon anca eder. Ronaldinho'nun Milan'a gitmesi sonrasında Barselona basını manşetten verdi: Barcelona Robinho'yu istiyor. Alırlarsa Real Madrid yüzyılın kazığını atar ezeli rakibine...
Eto'o
Barcelona'da 3 yolcunun ikisi biletlerini kestirdi: Deco ve Ronaldinho. Sıra onda. 2-3 gündür 1 Nisan tadında bir haber dolanıyordu. L'Equipe gazetesi bile haber yaptığına göre biraz ciddiye almak lazım! Özbekistan'dan Kuruvchi kulübü Eto'o ile anlaştık, Taşkent'e geliyor diye yazmıştı internet sitesinde. Teklifleri de yılda 40 milyon euro. Olacak iş değil tabii. Valencia istiyor Eto'o'yu. Marca hala Aragones haberinin arkasında; Eto'o onun listesinde ilk sırada diye yazıyor. Garip işler bu işler...
Barça Rüyası
Fotoğraf şimdilik bir Barça hatırası. Euro 2008 sonrası kapışalacağı varsayılan Arshavin hala ülkesinde. Zenit tok satıcı olduğundan belirlediği 30 milyon euro'dan aşağı düşmüyor. Barcelona ise tek resmi teklifi yapan kulüp. 15 milyon euro veriyorlar. Arshavin röportajda "Hleb'i aldılar beni de alırlar mı acaba?" demiş...
Serge Gainsbourg
je suis venu te dire que je m'en vais
et tes larmes n'y pourront rien changer
comme dit si bien verlaine au vent mauvais
je suis venu te dire que je m'en vais
tu t'souviens des jours anciens et tu pleures
tu suffoques, tu blêmis à présent qu'a sonné l'heure
des adieux à jamais
oui je suis au regret
de te dire que je m'en vais
oui je t'aimais, oui, mais
je suis venu te dire que je m'en vais
tes sanglots longs n'y pourront rien changer
comme dit si bien verlaine « au vent mauvais »
je suis venu te dire que je m'en vais
tu t'souviens des jours heureux et tu pleures
tu sanglotes, tu gémis à présent qu'a sonné l'heure
oui je suis au regret
de te dire que je m'en vais
car tu m'en as trop fait !
et tes larmes n'y pourront rien changer
comme dit si bien verlaine au vent mauvais
je suis venu te dire que je m'en vais
tu t'souviens des jours anciens et tu pleures
tu suffoques, tu blêmis à présent qu'a sonné l'heure
des adieux à jamais
oui je suis au regret
de te dire que je m'en vais
oui je t'aimais, oui, mais
je suis venu te dire que je m'en vais
tes sanglots longs n'y pourront rien changer
comme dit si bien verlaine « au vent mauvais »
je suis venu te dire que je m'en vais
tu t'souviens des jours heureux et tu pleures
tu sanglotes, tu gémis à présent qu'a sonné l'heure
oui je suis au regret
de te dire que je m'en vais
car tu m'en as trop fait !
16 Temmuz 2008
La Liga 2008-2009 Fikstürü
La Liga 2008-2009 sezonu 31 Ağustos'ta başlıyor. Şampiyon Real Madrid ilk hafta Deportivo La Coruna deplasmanına gidiyor. Barcelona ise Numancia deplasmanında. Derbide ilk maç Camp Nou'da, 14 Aralık'ta.
La Liga 2008-2009: 1. Hafta
Racing-Sevilla
Athletic-Almeria
Espanyol-Valladolid
Numancia-Barcelona
Atletico Madrid-Malaga
Valencia-Mallorca
Deportivo-Real Madrid
Betis- Recreativo
Osasuna- Villarreal
Sporting-Getafe
La Liga 2008-2009: 1. Hafta
Racing-Sevilla
Athletic-Almeria
Espanyol-Valladolid
Numancia-Barcelona
Atletico Madrid-Malaga
Valencia-Mallorca
Deportivo-Real Madrid
Betis- Recreativo
Osasuna- Villarreal
Sporting-Getafe
Ronaldinho
Barça ve Kaçan Yıldızlar başlığına artık onun da adını eklemek lazım. 5 yıl öncesine dönelim. Real Madrid'de başkan Florentino Perez. İki kulüp David Beckham için çarpışıyor. Perez, "Ronaldinho çirkin; forması satmaz" diyor ve imzayı Beckham'a attırıyor. O imza da Perez'i başkanlık koltuğundan ediyor zaten bir zaman sonra. Paris Saint Germain'de iki sezonda 53 maçta forma giymiş 17 gol atmıştı Ronaldinho. Barcelona onun için 30 milyon euro bonservis ödedi. Bugün 2 şampiyonluk, 1 Şampiyonlar Ligi ve kulübün ürün satışlarına yaptığı katkıya da bir kenara yazarsak; Milan'a satarken (21+4) zarar etmediler. Zambrotta'yı da 9 milyon euro'ya vermişlerdi. Bu sezon Barça, Berlusconi'nin parasını yiyor yani. Barça-Milan geçişi deyince ilk akla gelen elbette ki Rivaldo. Rivaldo 30 yaşında gitmişti Milan'a, Ronaldinho ise daha 28'inde. Sıcak Barcelona'dan sonra Kuzey İtalya'nın havası kendine getirir onu. Chelsea 2 sezon önce ona 100 milyon veriyordu. Geçen sezon da Kaka'ya. Bu sezon da Fernando Torres'e... Chelsea bu, veriyor da satan yok işte! Post Dünya Kupası sendromu çok topçuyu vurmuştur; en çok da onu. Milli takım, Uzakdoğu turneleri, hayır maçları derken adamı dibe vurdurdular. Dünya Kupası'na kadar sorunsuz gelen Ronaldinho son 2 sezonda kaçak güreşip, antrenmanları da asınca olması gereken oldu aslında. 5 sezonun istatistiklerine bakınca Barça gibi sezonda 50 resmi maç oynayan bir takımda 149 maç forma giymiş. Sezon başına 30 maç ortalama hiç fena bir rakam değil aslında. Manchester City daha fazla bonservis teklif etmesine rağmen Barça da oyuncuya saygılı davrandı ve gitmek istediği kulüple pazarlıkları yürüttü. Transferin bir başka yüzü ise iki lig arasındaki rekabet. Zidane'ın gidişinden beri "yıldızlar ligi" ünvanını La Liga'ya kaptıran Serie A; öyle ya da böyle son yılların en yetenekli adamını kaptı. Milan da bu sabah 1 saat içinde 3 bin kombine sattı. Pato-Kaka ve Ronaldinho... Ancelottti, Roma'dan emanet 4-6-0'ı dener mi acaba? Bu transfer Milano'nun öteki yakasına da hareket getirecek. Inter'in bu transferin altında kalmaması için bir bombaya ihtiyacı var: Lampard ya da Quaresma...
Claudio Reyna
ABD'nin yetiştirdiği en büyük futbolcu o sanırım. Claudio Reyna. 4 Dünya Kupası'nda oynadı ve 35 yaşında futbolu bıraktı. Amerikalılar harika kaleciler yetiştiriyorlar ama Avrupa'da Reyna kadar başarılı olan bir futbolcuları olmadı. Reyna, Avrupa'da bir kulüpte kaptanlığa yükselen tek Amerikalı. 1997'de Wolfsburg'da. G. Rangers, Sunderland ve Manchester City oynadığı diğer kulüpler. Ben hep G.Rangers formasıyla hatırlayacağım onu...
Ronaldinho Milan'da
Mediaset'in "iş bitti" haberi doğrudur demiştim sadece Barcelona pazarlığı uzattı. 21 milyon +4 Şampiyonlar Ligi bonusuna Ronaldinho Milan'da. Ronaldinho'nun rakamı daha önce belliydi:6.5 milyon euro...
15 Temmuz 2008
Uslan Artık Nuria Bermudez(!)
Hürriyet Gazetesi internet sitesinde manşet: İşte Nuria Bermudez'in canlı yayında soyunduğu görüntüler. Yetmemiş altında Nuria Bermudez'in fotoğrafları. Aynı grubun gazetesi Milliyet'te başlık "Guiza'nın eşi uslanmıyor". Çok merak ediyorum Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin yarın gazetelerinde bu fotoğrafları boy boy kullanacaklar mı? Yoksa bu lümpen, faşist yayıncılık anlayışı ipini koparanın haber girdiği internet siteleriyle mi sınırlı?
***
Siz isterseniz hakaret deyin, ben ırkçılık diyorum. "Bizim futbolumuzda ırkçılık yok" derken; "teninin rengi farklı futbolcuyu yuhalamamak"tan öteye gidemiyoruz ne yazık ki! Ortada çift standart ve ahlak anlayışı; devamında dibe vurmuş yayıncılık var. Sözkonusu yabancı futbolcular olunca; Türkiye'ye adım attıklarından itibaren eşlerinin, sevgililerinin -varsa eğer- çıplak fotoğrafları kaplıyor ortalığı. Evet tüm dünyada böyle! İngilizler ve İtalyanlar meraklıdır bu yayıncılığa. Lakin millet ayırmazlar. Yabancı futbolcuların eşleri kadar; kendi vatandaşlarının da fotoğraflarını basarlar. Nuria Bermudez'in adı aylar öncesinde bu blogda geçmişti, (portre fotoğrafını bile koymamışım, ilginç olan Guiza'nın menajeri olmasıydı ve Guiza'nın Kiko'dan emanet gol sevinci; hani şimdi "okçu" dedikleri) Kadın, Guiza'nın eşi. Belki de yakında doğacak çocuğunun annesi.
***
Türk futbolcularından evli olanlar, sevgilisi olanlar Güney'de tatil yapmıyor mu? Bir tek dekolte, bikinili kare görebiliyor musunuz gazetelerde, dergilerde? Girmez, giremez. Kadraja girmişlerse bile; illa ki grafikte kesilip atılırlar. Bu ucuz lümpen yayıncılık Jardel için de yapıldı 7 yıl önce. O tarihte gazeteler "tıklayın seksi fotoğrafları gazeteciliği" yapmıyordu internet sitelerinde. Şimdi Guiza geldi; tıklayın Nuria'nın seksi fotoğrafları! Sansürden bahsetmiyorum, çifte standarttan bahsediyorum. Karel Jardel ya da Nuria Bermudez fotoğrafları arayan; yazar google'a bulur. Bu hastalıklı ahlak anlayışından ne zaman kurtulacağız acaba? Türk futbolcusunun eşi "yenge"; yabancı futbolcunun eşi .................
***
Türk futbolcularından evli olanlar, sevgilisi olanlar Güney'de tatil yapmıyor mu? Bir tek dekolte, bikinili kare görebiliyor musunuz gazetelerde, dergilerde? Girmez, giremez. Kadraja girmişlerse bile; illa ki grafikte kesilip atılırlar. Bu ucuz lümpen yayıncılık Jardel için de yapıldı 7 yıl önce. O tarihte gazeteler "tıklayın seksi fotoğrafları gazeteciliği" yapmıyordu internet sitelerinde. Şimdi Guiza geldi; tıklayın Nuria'nın seksi fotoğrafları! Sansürden bahsetmiyorum, çifte standarttan bahsediyorum. Karel Jardel ya da Nuria Bermudez fotoğrafları arayan; yazar google'a bulur. Bu hastalıklı ahlak anlayışından ne zaman kurtulacağız acaba? Türk futbolcusunun eşi "yenge"; yabancı futbolcunun eşi .................
Ronaldinho=15 Milyon Euro
Milan'dan Adriano Galliani ve Barcelona'dan Başkan Laporta. 2 gündür pazarlık yapıyorlar. Berlusconi'nin kanalı Mediaset; "bu iş bitti, Ronaldinho bu gece Milano'ya geliyor yarın da imzayı atıyor" diyorsa yolun sonuna gelmişlerdir demektir. Kanalın verdiği rakamlara göre Milan 15 milyon euro peşin ödeyecek. Milan 3 yıllık sözleşme boyunca Şampiyonlar Ligi vizesi aldığı takdirde her sezon 2.5 milyon daha yollayacak Barça'ya. Ronaldinho'ya ise yıllık 6.5 milyon euro. Milan için gerekli bir transferden çok; ucuza kapattık harekatı bu...
Dram
Ayağı çime takılıp ağır diz sakatlığı, bağ kopması geçiren futbolcular duyduk ama Deivid'inki gibi sakatlık duymamıştım. Rakibin darbesi olmadan, çime takılıp bileğini kırmak büyük talihsizlik. Üstüne bir de annesinin vefat haberini öğrendi bu adam. Acı olan ilk uçağa atlayıp Brezilya'ya annesinin cenazesine gidememesi. Doktorlar alçıdaki ayakla uçağa bindiği takdirde emboli riski olduğunu söylemişler. Deivid de esir kalmış Avusturya'da. Neresinden baksan dram...
Djibril Cisse
Bir haftadır Djibril Cisse yazılıyor Galatasaray için medyada. Üstelik 4.5 milyon euro bonservis bedeliyle! L'Equipe gazetesinde bugün Marsilya başkanı Pape Diouf ile röportaj var. Hani Ribery'i paketleyip götüre Diouf! Cisse'yi sormuşlar. Premier Lig'e dönmek istiyor, izin verecek misiniz diye? 1.5 sezonda 37 gol atmış bir santrforun bir bedeli var. Öderlerse yollarız demiş Marsilya başkanı. Hatem Ben Arfa 'dan sonra Bakari Kone'yi de bitirmek üzereler....Evet fotoğraftaki Cisse ve eşi!..
Boca vs River
Boca Juniors, ABD'de, ardından Avrupa'ya 3 hazırlık maçı yapmaya gelecek. İlk maç Atina'da. River Plate ise plajda! Arjantin Apertura 8 Ağustos'ta başlıyor...
Arjantin Apertura 2008 Fikstür
Pasaport Skandalı
Serie A'yı direkt ilgilendiren pasaport skandalında soruşturmayı açan Arjantinliler. İtalyan kökenli Arjantinliler, Serie A'da oynayabilmek için yıllardır İtalyan pasaportu peşinde koşturur. En son geçen sezon başında River Plate kalecisi Juan Pablo Carrizo, Lazio'ya transferi için İtalya'da nüfus idaresinin altına üstüne getirmiş, kayıt bulamayınca memleketine dönmek zorunda kalmıştı. Sahte pasaporta sahip olmanın bedeli 20-30 bin euro. Veron ise bir zamanlar sahte pasaport için 110 bin dolar ödemişti. Veron'a sahte pasaportu sağlayan kadın 2 yıl hapis yattıktan sonra yine işe devam etmiş ki bir kez daha tutuklanmış. İşin içinde Hidalgo başta olmak üzere Arjantin'de piyasayı elinde tutan çok sayıda menajer (Gustavo Mascardi, Eduardo Gamarnik, Jorge Cyterzspiler) de var. Pasaport soruşturmasında direkt suçlanan kimse yok ama şüpheliler var. Soruşturma kesinleştiğinde elbette ki birileri yanacak. Kimler var peki? Juan Pablo Carrizo, German Denis, Juan Forlin, Maximiliano Scaparoni, Gonzalo Bergessio , Ariel Broggi, Gabriel Paletta, Jesus Datolo, Pablo Ledesma, Mauro Boselli, Sebastian Battaglia. (Napoli kulübü German Denis ve Lavezzi'nin evraklarının düzgün olduğunu açıkladı.) Arjantin'de savcılık işi eski sezonlara götürmüş. Oradaki isimler de: Carlos Abbondanzieri, Mauro Camoranesi, Fabricio Coloccini, Andres D'Alessandro, Martin De Michelis, Ernesto Farias, Diego Forlan, Gabriel Heinze, Ezequiel Lavezzi, Javier Mascherano, Gabriel Milito, Martin Palermo, Gabriel Paletta, Maxilimiano Rodriguez. Camoranesi İtalyan milli marşını okumaz ama; sahte pasaportla gelip Dünya Kupası kaldırdıysa bu da güzel!..
50 Saat Futbol
San Cristobal de Terrasa bir Katalan kulübü. Kulübün 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle bir maç yapılmış! Buraya kadar bize ne tabii! Lakin maç 90 dakika değil; 50 saat. Devre arası falan da yok. Maçta oynayan futbolcu sayısı 870. Bunların 83'ü kadın. 50 saat süren maçta 7 hakem görev yapmış. Hakemleri bitirmişlerdir galiba... Maçın skoru 240-207. Guinness rekorlarında bundan önceki kayıt Arjantin'de 46 saat oynanan karşılaşma... Guinnes dedim de; bu rekorların Türkiye temsilcisi Prof Orhan Kural'dır. Ben bu adamı ne zaman ekranda görsem gülerim...
"Oliveira Milano'da Görülmüş"
Maraton.com.tr ilginç bir site. Avrupa medyasından alıntıladıkları haberleri "özel haber" olarak sunuyorlar. Haberin başlığı "Galatasaray'ın gündeminde mi?". Kaynak olarak gösterilen İtalyan haber sitesinde her ne kadar Galatasaray kelimesi geçmese de benim takıldığım başka bir satır var Türkçe çeviride: "Galatasaray'ın transfer gündeminde olduğu iddia edilen Brezilyalı forvet Ricardo Oliveira en son İtalya'nın Milano kentinde görüldü. Evet sanırım bu altavista babel fish çevirisi. İtalyanlar der ki;-ki ispanyol medyası olmakta kaynakları-: "2. lige düşen Zaragoza'da oynamak istemeyen Oliveira takımının sezon başı sağlık kontrollerine gitmedi." "Milano'da görüldü" satırı nerden olabilir acaba? "2 yıl önce Milan'da berbat bir sezon geçirdi" cümlesini Altavista sanırım Milano'da görüldü olarak çevirmiş(!). Oliviera mı nerede? Onu bilmem işte... Bilsek zaten özel haber... İstanbul'a gelmesin de nereye giderse gitsin...
14 Temmuz 2008
19 Mayıs Stadı ve Suni Çim
Geçen sezon Süper Lig'de en kötü zemin Ankara 19 Mayıs Stadı'ndaydı. 5-15 ya da 25. hafta farketmedi, 3 takımın kullandığı stadın tribünleri zaten dökülüyordu, zemin de halı gibi olacak değildi elbet. Bu sezon halı gibi zemin için suni çimi tercih etmişler Ankara'da. Federasyondan onay alındığına göre artık tüm takımlar sezonda 3 maçlarını suni çimde oynayacak. Suni çim benim bildiğim İskandinav ülkeleri ve Rusya dışında Avrupa'nın hiçbir liginde kullanılmıyor. Parantezi yorumlara açık bırakıyorum. Almanya başta olmak üzere suni çim kullanan lig var mı?Geçen sezon Galatasaray'ın İsviçre'de katıldığı bir turnuva suni çimde oynanmış, bütün futbolcular zeminden şikayetçi olmuştu. Kasık bölgesinde ortaya çıkan; futbolcuyu operasyon geçirene kadar %50 randımanla antreman yaptıran ve maçları acı içinde oynamasını sağlayan;(bkz: Alex de Souza) ya da operasyon geçirip 4 aydan az olmamak üzere sahalardan uzak bırakan (bkz: Aydın, Ayhan) "Osteitis Pubis"in oluşumunda suni çim her zaman baş suçlulardan biri ilan edildi futbol dünyasında. Velhasıl her takım için Ankara deplasmanlarında alınması hedeflenen 9 puan var. Maçlardan önceki gün stadyumda antrenman yapılmasına izin verilmiyor ligde. Bu da iki seçenecek sunuyor takımlara: Ya tesislerinde bir suni çim saha yaptıracaklar ya da bu 3 deplasmana gelen birçok takım ilk kez suni çimle tanışacak. Bu zemine ilk kez çıkan futbolcuların işinin kolay olmayacağını bu sahada tecrübeli olanlar söylüyor. İşin bir de ekipman kısmı var ki; onu da İsviçreli bir gazeteciyle yaptığım sohbetten alıntılayayım:"Suni çim zeminler Blatter'in üretici (x-y-z)firmalarla bir projesi. Dünyadaki her takımın bu zemine uygun kramponları aldığını bir düşünsüne!"demişti İsviçreli gazeteci. Elçiye zeval olmaz. Haklı mı? Bence haklı...
Foto:Tribündergi
Bomba
Marca yine bomba peşinde ve haberin ayrıntılarını hala internet sitelerine düşürmediler. Valencia, Luis Aragones'in peşinde! Fenerbahçe'den hemen ayrıl gel demişler. Tazminat da ödemeyecekmiş. Emery ne olacak diye sorulmayacak kadar uçuk duruyor haber. Marca son zamanlarda bütün bombaları veren gazete ama bu biraz; kahpe düşman al sana bomba olmuş. Ya da?
Edit: Marca'nın haberi doğru ama eski. Valencia'nın yeni sportif direktörü Xabier Azkargorta, sezona Emery ile girecekleri açıkladı bu akşam...
Edit: Marca'nın haberi doğru ama eski. Valencia'nın yeni sportif direktörü Xabier Azkargorta, sezona Emery ile girecekleri açıkladı bu akşam...
Poulsen-Stankovic-Alonso
Juventus taraftarının transferine karşı çıktığı 2 isim vardı adı geçenler arasında. Orta sahada Tiago fiyaskosu sonrasında zamanında Zidane'ı seyretmiş tribünlerin sıradan adamlara tahammülü olmaz elbette. Diğer isim Inter'den Stankovic idi onunla problemleri ayrı ama çözemedim. Bir husumet var ama öpüşür anlaşırlar. Poulsen transferi bitti, sırada Stankovic'in kiralık gelme ihtimali var. Xabi Alonso ise Liverpool'un fiyatı düşürmemesi yüzünden-22 milyon euro-şimdilik askıda...