Kasaplığa Yeniköy'de başlayan ve kısa zamanda İstanbul'da bir efsane haline gelen Vicente Del Bosque, Avrupa'ya açılmış ve birçok şehirde şubeler açmıştı. Vicente Del Bosque en büyük mağazasını geçtiğimiz günlerde Madrid'de açtı. Madrid'de restoranlar zincirinin sahibi Angel Aimar'ın da katıldığı açılışta Fernando Alonso da yer aldı. Yeniköy'de açtığı ilk kasap dükkanını unutamadığını belirten Del Bosque'nin en kısa zamanda İstanbul'a geleceği öğrenildi.
İfade edildi. Açılıştan sızan bilgiler arasında. Öte yandan. Öğrenildi. Bu arada. Belirtildi. İddia edildi. Öne sürüldü.
Ne yazıkki Beşiktaşlılar olarak "O" zihniyete sahip yönetici tayfasından bir türlü kurtulamadık,kurtulamayacağız gibi de gözüküyor.
YanıtlaSilahhaaha hakkaten bu edilgen cati olmasa sozumona habercilerin yatacak yeri yok.
YanıtlaSilDel Bosque'nin yerinde olsam aldığım 10 milyoun euroya yakın paradan sonra İnönü Stadı'nın karşısına veya kulüp binasının karşısına "Yeniköy Kasabı" diye kocaman tabelası olan bir kasap dükkanı açardım.. İşte o zaman seyreyle filmi..
YanıtlaSildel bosque'ye yeniköy kasabı ifadesini ilk kullanan kişi kimdi hatırlıyanınız var mı ?
YanıtlaSilAHAHA yazının sonuna doğru bir Yiğit Özgür tandansı olmuş =)
YanıtlaSil- ifade edildi
- ne ?
- açılıştan sızan bilgiler
- nereden?
- öte yandan
- niye ?
- öğrenildi
- ne zaman ?
- bu arada
- nasıl ?
- belirtildi.İddia edildi.Öne sürüldü.
- ne !?
- zıtt erenköye gidildi.hadi yallah
(RE)
ahahahahaha...
YanıtlaSilbu kadar çirkin olup bu kadar kendini sevdiren adam. demirören ve co. bu adamın bile kıymetini bilemedi ya, herşey müstehak. abramoviç'in kankası bjk'yi satın alacakmış, bu zihniyetin kulübü götürecek başka yeri de yoktu zaten. olan koskoca beşiktaş'a oluyor...
"İfade edildi. Açılıştan sızan bilgiler arasında. Öte yandan. Öğrenildi. Bu arada. Belirtildi. İddia edildi. Öne sürüldü."
YanıtlaSil:):):) ahahah tek kelimeyle müthişsin aceto müthişşşş.....
işin en trajikomik tarafı da o lafı eden nevzat demir' in erzincan eğin' li olması...yani türkiyenin en çok kasap çıkaran yeri..(o zaman milliyette ercan güven de yazmıştı bu gafı)
YanıtlaSil@ maslov
YanıtlaSilnevzat demir di yanlış hatırlamıyorsam.. hayır ne ile dalga geçmeye çalışmıştı anlamamıştım.. sanki kendisi josh holloway de del bosque e kasap demişti..
hatırladığım kadarıyla tip olarak kasaba benziyor demişti.. başka bi anlamda değil..
bu kullanımların klişeleşmesini normal buluyorum. eğer anlatmak istediğinizi başka kelimelerle anlatabilecek esneklikte bir dil yapısı mevcut değilse -ki türkçe bu konuda oldukça avantajlı sayılır- yapacak fazla da bir şey yok.
YanıtlaSilbu yüzden, futbolcuların maç sonundaki "önümüzdeki maçalara bakacağız" benzeri ezberleriyle, bu tarz kullanımları birbirine karıştırmamak lazım.
aksini iddia edenler, bir kereliğine de olsa haber yazmaya çalışırsa ne demek istediğimi anlayacaktır. yerleşmiş bu ifadelerin pek de dışına çıkamadığınızı sizler de görebilirsiniz diye tahmin ediyorum...
Konu hakkında okunası bir yazı. Aklımda kalan köşe yazılarından...
YanıtlaSilMilli dava: Del Bosque
Esasında bu "milli dava" lafının bir futbol yazısının içinde geçmesi bile tuhaf... Tamam, "futbol, 22 kişinin bir topun peşinde anlamsızca koştuğu bir oyundur" veya "futbol, kitlelerin afyonudur" safsatalarına da itibar etmiyorum. Hatta, Pascal Boniface'ın, ulusların bir bayrak altında toplanmaya motive olmasında milli futbol müsabakalarının katkısı olduğu fikrine de sıcak bakıyorum. Ama, "milli dava" ağırlığını da, üç kale direği taşıyamaz gibi geliyor bana...
Lâkin, Beşiktaş ile Del Bosque arasında yaşananları, "oyun alanını sınırlayan çizgilerin dışı"nda, hatta aynen Demirören gibi, milli bir mesele olarak görüyorum artık... Real Madrid'le 2000'de Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kulüpler şampiyonluğu, 2001'de lig ve İspanya Süper Kupası, 2002'de Şampiyonlar Ligi, Avrupa Süper Kupası ve Kıtalar arası kupa, 2003'te de tekrar lig şampiyonluğu kazanan, muhtemelen futbol tarihi boyunca bir daha başarılamayacak bir şeyi, çalıştığı 4 yılın tamamında Şampiyonlar Ligi'nde son 4'e kalmayı başaran Del Bosque'yi Beşiktaş'a getirip, onu bir sezon bile bitmeden gerekçesiz olarak kovmak, milli bir mevzudur evet... Milli bir utançtır çünkü.
Yüzyılın kulübüne yüzyılın en gösterişli dönemini yaşatan, Beşiktaş'tan kovulduktan (!) sonra İspanya ve Meksika milli takımlarının da arasında bulunduğu (ve Beşiktaş'tan alacağının daha fazlasını kazanabileceği) sayısız teklifi kabul etmeyecek kadar prensipli bir futbol efsanesinin, FIFA ve CAS koridorlarında Türkiye'den kovulduğu gerekçesiyle hakkını arıyor olması, aynen başkan Demirören'in söylediği gibi, Beşiktaş'ın meselesi olmaktan çıkmış, milli bir dava haline dönüşmüştür artık.
Çünkü bu mevzu her uluslararası basın-yayın organında çıktığında, Platini ile Beckenbauer'in veya Blatter ile Erzik'in ayak üstü konuşmalarında her "Del Bosque" adı geçtiğinde, utanan, ezilen ve hatasını telafi etmesi gereken Beşiktaş değil, Türkiye oluyor artık...
Mevzu 6-7 milyonun Beşiktaş'ın cebinden çıkıp çıkmaması değildir zinhar... Mevzu, Türk futbolunun uluslararası camiada yıpranan ve 6-7 milyon verip tamir edilemeyecek itibarıdır. O yüzden milli davadır artık Del Bosque.
Bir an önce bitmeli bu mahkeme, ve bir an önce nokta koymalı bu "davalı-davacı"lı cümlelere... Bir daha da zaten, Demirören'le Del Bosque'nin aynı cümlede bir araya gelme ihtimalleri, "İspanya'da bir müze ziyareti" sırasında özne ile belirtili nesne olarak karşılaşmalarından ibaret olur herhalde. Özne "bir ziyaretçi" , belirtili nesne de "Bir Real Madrid efsanesinin heykeli" ...
Uğur Meleke
dünyanın en aşağılık şeylerinden biri bu kalıp. ve bunu türk basınında kullanmayan gazete dergi yok nerdeyse. yazdıkları şeyin kendi fikirleri ya da olmasını istedikleri şey olduğunu akıllarınca gizlemek için hiç utanmadan yapıştırıyorlar "iddia edildi"yi. eskiden spor sayfalarında görürdük ancak son yıllarda özellikle dinci basının can simidi haline geldi. olmasını istedikleri ancak ispatlayamadıkları bir şey varsa "öğrenildi". oh ne ala memleket.
YanıtlaSil@onur;
YanıtlaSilZaten sorun aceto'nun yazdığı klişe kalıpların kullanılmasından çok belirli bir kaynak ya da dayanak olmadan kullanılması. Yani "ifade edildi" de kim etti birader? Sanki "edilgen fiil kullandığın zaman kaynak belirtmek gerekmez" şeklinde bir kural icat etmiş vatandaşlar.
@maslow
YanıtlaSilnevzat demir söylemişti o benzetmeyi tabi fiziksel anlamda söylemişti 8 maç sonrasında 6 puan toplamıştı DelBosquenin takımı ( gerçi birçok deplasman maçı vardı ve oyuncularda sıkıntı çoktu, sonrasında 9 maçta 23 puan toplandı ama neye yarar ) tabi ülkemizde böyle bi performans karşılıksız kalmazdı, kalmadı da. Daha birçok adam da laf söyledi de en akılda kalanı bu oldu. işin garibi ülkemizde böyle pos bıyıklı tonton hulusi kentmen gibi adamlar herkesce sevilirken tip olarak benzeyen Del Bosque ye bu tip fiziksel ithamlar ne derece manalı bilemiyorum :)
ahmet çiğdem'in de "umum kasaplar ve sakatatçılar derneği başkanı kılıklı" benzetmesi vardı del bosque ile ilgili.
YanıtlaSil:)
YanıtlaSilgozlerden kacmadı..
:)
super cidden, o kadar aynı cumleler kuruloyor ki, haberi anlayamıyorum bazen...
ahahahhahahaaa
YanıtlaSilhay allah, sen beni güldürdün akşam akşam allah da seni güldürsün e mi?
Yalnız aceto , haberin sonuna alakasız bir haber ekleyeceksinki bu "şahane hüzün tablosu" tamamlansın.
YanıtlaSilİfade edildi. Açılıştan sızan bilgiler arasında. Öte yandan. Öğrenildi. Bu arada. Belirtildi. İddia edildi. Öne sürüldü.
Bu arada malzemeci Bahattin'in torunu olmasına sevinen futbolcular ,Bahattin'i havuza attı.
Gibi gibi..
İroniyi anlamayan nesle aşina değiliz :)
fantastik kelimesi var bi de.
YanıtlaSilanelka "istanbul fantastik bir yer" dedi
lincoln taraftar için "fantastik" ifadesini kullandı.
chicken translate yapıp fantastik kelimesini yapıştırıyorlar.
puahhahaha ya bülent abi öldüm gülmekten helal olsun!!
YanıtlaSilsüper
YanıtlaSilKLİŞE DÜNYASI....
kovulma tazminat derken gözden kaçan asıl nokta Hocayı kovduracak ortamı yaratan çok bilmiş duayen! spor yazarları.Demirören de acemi idi(Ki hala acemi)baskılara dayanamadı.Ülkede futbol kültürü bu.Dünyanın en iyi hocasını en iyi topçusunu getirseniz de çakallara yaranamazsınız.Onlar her köşebaşını tutmuş hala Şaban jübile yapmasın milli takıma alınsın dünyanın en büyük golcüsü derler.
YanıtlaSil@orkun
YanıtlaSilsöylediğine kesinlikle katılıyorum. işin ilginç tarafı, nedense transfer mevsiminde imzasız haberlerin artıyor olması.
hoş, burada sığınılan gerekçeler de genelde haber kaynağının ismini açıklamak istememesi ya da haberi yapan kişinin kendi haberine güvenmemesi. bu da bir anlamda bilgi kirliliğine yol açıyor.
nedir bunun aslı diye sorduğunda da "bir yöneticiden aldım haberi ama ismini yazmamı istemedi" gibi samimiyetsiz gerekçelerle karşılaşıyorsun.
ama kabul ediyorum; hepsinin nedeni, gelip aynı kapıya çıkıyor sonuçta. muhabirin haber getirmiyorsa ya da araştırmacı gazetecilik kavramını oturtamadıysan bir türlü, ısmarlama ya da servis haberlere, olmadı ajans haberlerine mahkum oluyorsun. bu da başkalarının ağzından haber aktarman demek oluyor ki öyle bir durumda da edilgen cümleler kurman çok doğal..
ya beşiktaş ı falan geçtim, "öğrenildi" kısmına koptum :)
YanıtlaSilAbi 'ÖTE YANDAN''ı unutmuşsun.
YanıtlaSilBu nedir ya kim öte yandan kelimesini kullanır..
Bir düzeltme daha yapayım,Yeniköy Kasabı lafını Futbol camiası Nevzat Demir'den duymuştur ama bu benzetme kendisine ait değil Nevzat Demir'in hanımına aittir.
YanıtlaSilKendisi de bu lafı telafuz ederken -bizim hanımda onu Yeniköy Kasabına benzetiyor zaten demiştir.
Ben de o an kendi kendime gayrı ihtiyari sormuştum;
-Ulan onu Yeniköy Kasabına benzetiyorsa acaba seni neye benzetiyordur....