15 Eylül 2007
Los Teseros del Real Madrid
Marca Gazetesi, Real Madrid'in 105 yıllık tarihiden belgeler içeren 240 sayfalık albüm veriyor. Fasikül olarak gazeteyle bedava. Gelişim Yayınları'nın ansiklopedileri geldi aklıma. 100 bin fasikül satmışlardı Devrimler Tarihi ansiklopedisinde. Bizde spor gazeteleri anca bahis eki verir. "Los Teseros del Real Madrid" (Real Madrid'in hazineleri).
1987'de en iyi 11
Geçmişi pataklamak
Bir zamanlar 88 sırt numarasıyla sahaya çıkan kaleci Buffon'un ellerinde top. Buffon topu oyuna sokuyor, Vieira'ya pis zenci diye çemkiren Sinisa Mihajlovic, pas verecek arkadaşını arıyor. Lee Bowyer boşta, barda Asya'lı bir genci döven eski Leeds'li Bowyer; onun pası dostluk maçında kavga çıkartan Edgar Davids'de. Davids'in pası top Materrazi'ye kafa atan Zidane'da. Zidane'ın arka direğe ortası, ABD'de ölümle sonuçlanan kazanın baş aktörü Kluivert'ın kafası, Valencia'lı futbolcuları kovalayan Cordoba çizgiden çıkartıyor topu, Zidane'a küfür eden Materrazi'de top, onun uzun pasında karısını aldatan Henry'nin deparı var, alemci Adriano ceza sahası içinde top bekliyor, faşist Di Canio ise ters kanatta. Robinho'yu döven Gravesen karşılıyor topu, ırkçı Aragones yedek kulübesinden oyuncularına uyarıyor bu arada, Inter'de bir zamanlar rezil top oynayan Bergkamp'ın kafa ile aşırdığı top, Bowyer'ın kavgadaki kankası Jonathan Woodgate uzaklaştırıyor tehlikeyi. Vieri ısınıyor kenarda...
Böyle maç seyretmek ister misiniz? Hayır mı! Peki neden muadili yorumlar okuyoruz ki?
Böyle maç seyretmek ister misiniz? Hayır mı! Peki neden muadili yorumlar okuyoruz ki?
14 Eylül 2007
Inter'e karşı 3-5-2 oynamak
Haftaya Şampiyonlar Ligi başlıyor, Inter İstanbul'a geliyor. Geliyor da neredeyse yarım takım geliyor. Geçen sezon Valencia'lı futbolcuları elendikten sonra sahada kovalayıp darp edince UEFA cezanın gözüne vermişti. Cordoba, Maicon ve Burdisso bu yüzden cezalı. Materazzi ağır sakatlık geçirdi, rövanşta bile zor oynar. Chivu, Romen milli takımında sakatlandı o da yok. Walter Samuel sakatlıktan yeni çıktı, sakar adamdır zaten. Geriye kim kalıyor stoper oynayabilecek Kolombiyalı Rivas. Fotodaki Cesar'a çok iş düşecek, düşmezse ayıp yani. Bir de Fenerbahçe 2 forvet oynasın diye 3-5-2 sistemini Zico'ya önerenler var ki -Zico da ikna olmuşa benziyor- onlar tam "olmuş". Inter'e karşı 3-5-2 oynarsan; 3 de olur 5 de olur. 2 olmaz ama...
Sosyolojik Açılımlar Getir Garson Bize
Pazartesi akşamı 90 dakikada Haşmet Babaoğlu bile "sosyolojik açılımlar getireceğim" deyip 30 dakika basketbol konuştu. Aşk, böcekler, Alaçatı, zeytinyağı tamam da basketbol ne iş? Neyse ben bir skor ve reklamdan devam edeyim. İspanyollar Almanları perişan ettiler. Nowitzki'li Almanya'ya 28 sayı fark attılar: 83-55. Turnuva öncesinde İstanbul'un bilboardlarında 12 dev adam posterleri vardı, küçük rakiplerini ezen. Yalan oldular tabii. Bu da İspanyolların posteri:" İspanyol olmak bir mazaret değil sorumluluktur" Adamların reklamın hakkını verdiler, vermeye devam ediyorlar. Nasıl sosyolojik bir açılım oldu mu? Olmadıysa Vigo'daki tersane işçilerin dramını Los Lunes al Sol'dan bağlayıp çıkarız icabında di mi mirim Trofolo...
13 Eylül 2007
Serie A'da Teknik Direktör Ücretleri
Serie A'da futbolcuların yıllık kazançlarından sonra sıra teknik direktörlerde. Inter ve Milan dışında hiçbir takım astronomik rakamlar ödemiyor. Mancini futbolculuğunda bu kadar para kazanmazdı. Roma ve Fiorentina'da ödenen rakamlar İstanbul piyasasının altında...
Milan ve Inter'de Yıllık Kazançlar
Juventus ve Roma'da Yıllık Kazançlar
Milan ve Inter'de Yıllık Kazançlar
Juventus ve Roma'da Yıllık Kazançlar
Big in Japan
winter's cityside
crystal bits of snowflakes all around my head and in the wind
i had no illusions
that i'd ever find a glimps of summer's heatwaves in your eyes
you did what you did to me, now it's history i see
here's my comeback on the road again
things will happen while they can
i will wait here for my man tonight, it's easy when your big in japan
when your big in japan, tonight
big in japan, be tight, big in japan where the eastern sea's so blue
big in japan, alright, pay, then i'll sleep by your side
things are easy when you're big in japan, when you're big in japan
neon on my naked skin
passing silhouettes of strange illuminated mannequins
shall i stay here at the zoo
or shall i go and change my point of view for other ugly scenes
you did what you did to me, now it's history i see...
things will happen while they can
i will wait here for my man tonight, it's easy when you're big in japan
crystal bits of snowflakes all around my head and in the wind
i had no illusions
that i'd ever find a glimps of summer's heatwaves in your eyes
you did what you did to me, now it's history i see
here's my comeback on the road again
things will happen while they can
i will wait here for my man tonight, it's easy when your big in japan
when your big in japan, tonight
big in japan, be tight, big in japan where the eastern sea's so blue
big in japan, alright, pay, then i'll sleep by your side
things are easy when you're big in japan, when you're big in japan
neon on my naked skin
passing silhouettes of strange illuminated mannequins
shall i stay here at the zoo
or shall i go and change my point of view for other ugly scenes
you did what you did to me, now it's history i see...
things will happen while they can
i will wait here for my man tonight, it's easy when you're big in japan
Scolari Kafayı Yiyince
12 Eylül 2007
İskoçların Gecesi
Geçen yaz Dünya Kupası'nda Kanal 1'de futbolun ruhuna işeyen bir adam vardı. Tahminci abi midir nedir, şimdi ona sorsan "Fransa-İskoçya ne olur bu akşam?" diye, "Fransızlar İskoçları çiğ çiğ yer" falan diye sallardı muhtemelen. L'Equipe "La Douche Froide" (soğuk duş) başlığını atmış. İskoçlar şimdi publarda kafayı yiyordur. Sahalarında 1-0 yendikleri Fransızları deplasmanda da aynı skorla devirdiler ve grubun lideri oldular. Bizim milli maç, Ukrayna-İtalya derken son 20 dakikasında ancak açtım kanalı. İskoçlar golü atmışlar ve 10 kişi İsa'ya sığınıp defans yapıyorlardı. Son çeyrekte sadece sağ kanattan 6 korner attı Fransa. Paralize olmuşlar, herkes Ribery'nin ayağına bakıyor, vurdular, vurdular olmadı. Trezeguet-Benzema-Anelka forvet Nasri-Malouda da sahada. İskoçların akşamıydı zaten bu akşam. Bizim Macaristan maçını yöneten İskoç Stuart Dougal'ın vermediği penaltı ve kırmızı kart bu ülkeyi sevmek için yeterli sebep. Artık adama almadılarsa da Kapalıçarşı'dan bir siyah deri bir de süet mont alsınlar. İskoçlar bu galibiyetle grupta liderliğe yükseldi, kazanması gerektiği her maçı kazanır kod adlı İtalya ise Ukrayna deplasmanında 2-1 kazanınca; Fransızlar lider girdikleri haftadan 3. sırada çıktılar.
Basta Perdere
Bu kitap piyasaya çıktığında Milan'lılar Inter'li dostlarına hediye ediyorlardı. Basta Perdere; (kaybettiğimiz yeter). 21 eli kalem tutan Inter'linin takım aşkı ve kayıp yıllar üzerine denemeleri. 90'larda sıfır çeken bir büyüğün taraftar gözünden hikayesi, isyanı vs.. İngiltere'de yayınlanmış Manchester United Ruined My Life vardır bu çizgide.
Fabinho ve Polidaktili
Juventus ve Roma'da Yıllık Kazançlar
Dün kaldığım yerden devam edeyim: Serie A'da yıllık kazançlar. Detaylı tablolar daha iyi fikir verebilir. Önce Juventus ve Roma. Bir sonraki postta Inter ve Milan...
11 Eylül 2007
2010 Dünya Kupası Posteri
FIFA, 2010 Dünya Kupası için 3 posteri oylamaya açmış. Ben 1 numarayı beğendim lakin sanki 3 numara seçilirmiş gibi... Oy kullanmak isteyen buyursun:
The 2010 FIFA World Cup™ Official Poster Competition
The 2010 FIFA World Cup™ Official Poster Competition
Fotomaç'ın Yarınki Manşeti
Fotomaç'ın yarınki manşetini şimdiden tahmin edeyim: Fenerbahçe Ronaldo'yu bitirdi. Bu gazete 3 aydır yemiyor içmiyor hergün Adriano Fener'de başlığı atıyor. Bugün de Adriano-Fatih Tekke-Mehmet Topuz bitti demişler. Yarın, Corriere dello Sport'un manşetini hiç kaçırmazlar. Ronaldo sezon başından beri sakat. Milan'ın doktorlarıyla da papaz oldu ve tedavisine ülkesinde devam etmek için Brezilya'ya kaçtı. Milan da doktoru arkasından gönderdi. Adriano Galliani de fıttırdı tabii. Ocak ayında satılacak deniyor Ronaldo için. Milan için bence bir sakıncası yok. Vieri'den bir sonra bir başka Inter'li Milan'a yar olmadı bu arada....
Serie A'da Yıllık Kazançlar
Serie A'da futbolcuların yıllık kazançları ve kulüplerin kadrolarına ödedikleri rakamları La Gazzetta dello Sport açıkladı. Ligin en çok kazanan oyuncusu 6 milyon euro ile Kaka. Totti, 5.5 milyon euro, Adriano, Ibrahimovic, Vieira ve Buffon 5 milyon euro alıyor. Lige yeni transfer olan 5 futbolcu da bir referans olabilir bizde ödenen rakamları karşılaştırmak açısından: 1. Chivu (Inter) 3,5 milyon, Emerson (Milan) 3,230 , Suazo (Inter) 3 milyon, Tiago (Juventus) 2,6 milyon vePato (Milan) 2 milyon. Tabloda kulüplerin 25 kişilik kadrolarına ödedikleri toplam rakam ve takımın en fazla kazanan futbolcusu yer alıyor. Roberto Carlos'un 4, Kezman'ın 3.25, Lincoln 3 aldığı bizim ligin yanında ucuzcu kalmış İtalyanlar!..
1. Milan 120 mln (Kaka 6)
2. Inter 110 (Ibra, Adriana, Vieira 5)
3. Juventus 97 (Buffon 5)
4. Roma 60 (Totti 5,5)
5. Fiorentina 30 (Frey,Mutu 1,5)
6. Palermo 25 (Barzagli, Amauri, Miccoli 1)
7. Sampdoria 24 (Cassano 1,2)
8. Torino 23 (Recoba 1,5)
9. Genoa 21 (Di Vaio, Figueroa 1,25)
10. Napoli 20 (Zalayeta 0,8)
11. Catania 18,5 (Stovini 0,65)
12. Lazio 18 (Baronio 0,75)
13. Livorno 15 (Amelia 1)
14. Udinese 14,5 (Di Natale 0,65)
15. Parma 14 (Corradi 1,6)
16. Reggina 12,5 (Amoruso 0,8)
17. Empoli 12 (Saudati 0,45)
18. Siena 11,5 (Locatelli, Bucchi, Maccarone 0,7)
19. Atalanta 11,5 (S. Inzaghi 1)
20. Cagliari 11 (Conti 0,35)
1. Milan 120 mln (Kaka 6)
2. Inter 110 (Ibra, Adriana, Vieira 5)
3. Juventus 97 (Buffon 5)
4. Roma 60 (Totti 5,5)
5. Fiorentina 30 (Frey,Mutu 1,5)
6. Palermo 25 (Barzagli, Amauri, Miccoli 1)
7. Sampdoria 24 (Cassano 1,2)
8. Torino 23 (Recoba 1,5)
9. Genoa 21 (Di Vaio, Figueroa 1,25)
10. Napoli 20 (Zalayeta 0,8)
11. Catania 18,5 (Stovini 0,65)
12. Lazio 18 (Baronio 0,75)
13. Livorno 15 (Amelia 1)
14. Udinese 14,5 (Di Natale 0,65)
15. Parma 14 (Corradi 1,6)
16. Reggina 12,5 (Amoruso 0,8)
17. Empoli 12 (Saudati 0,45)
18. Siena 11,5 (Locatelli, Bucchi, Maccarone 0,7)
19. Atalanta 11,5 (S. Inzaghi 1)
20. Cagliari 11 (Conti 0,35)
10 Eylül 2007
Her Eve Bir 10 Numara
Bizim buralarda kulüplerin resmi ürün satışının geçmişi en fazla 10 yıldır. Bu mağazalardan forma aldığında, ekstra ücret ödeyip formanın sırtına isim yazdırılır. Kafayı taktığım bir mevzudur, yolumun düştüğü Edirne dışı stadlarda kimsenin üzerinde kendi adının yazdığı formaya rastlamadım. Herkes ya sahadaki, ya kalbindeki topçunun adı yazılı formayla gelir maça. Aslında biraz da İngiliz tribün kültürü dayatması bu; ki o da 90'lar sonrasına tekabül eder. Liverpool taraftarı bir zamanlar İngiltere'nin en iyi giyinen taraftarı derler ve eklerlerdi onlar Avrupa Kupaları'nda şehir şehir geziyor, İtalya ve Fransa modasına Britanya'ya taşıyorlar diye. Lacoste pek meşhurdu Anfield Road'da mesela. İtalyan ve İspanyol tribünlerine formayla gelen taraftar azınlıktadır. Kulüplerin ısrarla "formanızı aldınız mı?", "sadık taraftar mısınız?" kontrolü stada formayla gelmekten geçer bir zamandır bizim memlekette. Formasız adam, kulübüne destek olmayan adamdır. Yazdıran yazdırsın da kendi adını; neden herkes 10 numaradır mesela? Hadi kaleci bir kenara, defans, orta saha adamlarının numaralarına kimse itibar etmez. Zaten numaralar da bir zamandır 1'den 11'e değildir. Kombine dediğin herkesin yeri belli, bir sıra önünde oturan, 2 kelime etmediğin toramanın adının Berk olduğunu biliyorsun mesela, yanında da kız arkadaşı Ceren. Bir de aşk kelebekleri var stadlara konan. Çam yarması herifin sırtında "Yasemin" yazar. Çok seviyor ya formasına yazdırmış sevgilisinin adını. 3 büyüklerin stadlarında bolca vardır bu tiplerdir. Sırtında Arzu, Esra, Aylin yazan koca koca adamlar... Santiago Bernabeu'da hala Juanito forması giyiyor insanlar, olmadı Chendo, Raul. Milan'da Baresi, Maldini, Roma'da Giannini, Totti...
Bizde kimse duvarına poster asmaz oldu.
Bizde herkes 10 numara oldu.
Bizde herkes kendine oynar oldu.
"Pas versene lan mına koduğumun" mahallenin toprak sahasında kayboldu...
Erken Emekli
İtalya'nın Arif Kocabıyık'ı bu adam. Hayır stili, yeteneği değil elbette. Alemcinin kralı olduğundan. Adriano bunun yanında süt çocuğu kalır mesela. Francesco Coco, İtalyan televizyonlarındaki yaratıkların alayının tadına baktı ve 30 yaşında futbolu bıraktı. Yetenekli adamdı ama yataktan doğrultamadı kendini; yoksa bir zamanlar Barça'da bile forma giymişti. Asıl akıllara ziyan olan Milan'ın Inter'den Seedorf'u alırken onun Inter'e gitmesiydi. Inter'e son 15 yılda gelen 23 solbekten ya 18. ya da 19. suydu Coco. Sezon başında Saint Etienne'in teklifini reddetti, şimdi de futbolu bırakmış, "Isola dei Famosi"(Ünlüler Adası) tv şovunun teklifini kabul etmiş. Bir gerçek var ki; televizyonda futboldan daha fazla para ediyor bu adam.
Fernando Belluschi
Derbilerinde bir tarafın banko favori olduğu günler vardır. Geçen sezon da River Plate'in sahasındaki derbide Boca favoriydi. Daha formdaydılar, daha iyi kadroları vardı, River'da 4 eksik vs.. Gago ve Higuain'i Real Madrid'e transfer ettiren maç oldu o derbi. River Plate "herşeye rağmen" 3-1 kazandı. Belluschi'yi o derbide ilk kez seyretmiştim. Muhteşem oynamıştı. Bizim 3 büyüklerin orta sahasına koy, sonra forveti ikiler misin, üçler misin keyfine kalmış. Bir ara Atletico Madrid'e geliyor haberleri çıktı ama o bu sezona da River Plate'de başladı. Daha 24 yaşında. Gelecek sezon illa ki La Liga ya da Serie A'ya gelir.
Pazartesi notları #14
# Galler-Almanya maçı bir nevi Beşiktaş-Fenerbahçe derbisiydi. Toschack, Löw'e karşı. Haksız bir rekabetti elbet. Almanlar 2 atıp döndüler.
#River Plate, Velez'i fena dağıttı: 5-0. Bu takımda adamım Belluschi'dir. Gago transfer yaptı o memleketinde kaldı. Eli kulağındadır, yakında o da gelir Avrupa'ya...# Geçen sezon Ankaraspor-Galatasaray maçında Hakan Arıkan süper oynamış ardından parmağını kırmıştı. Şimdi de Manisa'nın kalecisi "yerli Buffon" Ufuk'un milli maçta kolu kırılmış. Çok konuşulunca nazara geliyor adamlar.
# Domenech'in çenesi düşüncü San Siro'da milli marşlar çalarken 80 bin İtalyan Fransız marşını yuhaladı. Camorenesi elbette ki yine İtalyan milli marşını söylemedi.
#Arjantin'den Gonzalo Acro cinayetini bu bloga yazarken "ne alaka" yorumu gelmişti. Bizim memlekette de benzer bir hikaye yaşandı Beşiktaş cephesinde. Alakaymış demek ki.
# Yabancı futbolcular isimlerinin telafuzu yıllardır kanayan yaradır. Uğur Meleke dalmış konuya ve yazılışlardan çıkmış. Lakin sonuna yanlış bağlamış. Latin alfabesi dışında, tüm isimleri -Kiril ya da Japon alfabesi mesela- Türkçe'de okunduğu gibi yazmak lazım. Fransızlar Chevchenko yazıyor mesela. Biz de ç harfi varken neden Junichi Inamoto yazılır ki adamın adı? Munchen'e neden Münih diyoruz çünkü İtalyan da Monaco diyor.
# Hakan Şükür düşmanlığı bazen işe de yarıyor Türk futbolunda. Yıllardır adı geçmeyen efektif golcü kavramı tartışılır oldu. Oynadığı maç sayısı/attığı gol sayısı oranı. Bu istatistiği sırf adamın rekorunu küçük görmek için kullananlar ise dombilidir o ayrı.
# Bizde rakip Avrupa kupasında sert rakiple maça çıktı mı, akşama porno film var geyiği döner rakip taraftar arasında. Bu da gerçek oldu. Fiorentina'nın UEFA Kupası maçı, İtalya'da porno yayınlayan bir kanalda.
# Futbolcu ve kulüp doktoru kavgaları büyüyor Avrupa'da. Valencia'da Vicente ve Milan'da Ronaldo kulüplerinin doktorlarını reddettiler. Bayern Münih'in doktoru Wohlfahrt vardı, duruyordur elbet...
# Tabakhaneye bok mu yetiştiriyorsun diye pek ayıp bir deyim vardır bizde. Asafa Powell için kullanmak istiyorum çok affedersiniz. 1oo metreyi 9.74'de koştu. 70 yıl önce bilim, insan 10 saniyenin altına inemez diyordu. Şimdi ne diyor acaba? Sınır nedir?
# İngiltere'de polis teşkilatının değerlendirmesine göre en arıza taraftar Man. United'da. 2. sırada Chelsea yer alıyor. Tribün terörüyle mücadeleye harcanan para 15 milyon euro.
# Starbucks Türkiye'de lokasyon belirleyen müthiş beyin var. En stratejik noktalara dükkan açıyor bu adamlar. Para çok, bastırıp çıkartıyorlar dükkan sahibini. Son örnek Kadıköy iskele karşısındaki Seyhan Kitapevinin giriş katı.
# İzmir'liye sor, yemek de, illa ki Topçu'yu da sayar. Bu kadar yalan bir mekan az gördüm bu memlekette. Çöp şiş dedikleri katır etinden mi nedir, rezalet. Bir de köfteci Ramiz çılgınlığı var İstanbul'da. Haşmet ve Hıncal Bey'ler sayesinde Akhisar'dan çıkıp kurumsallaştı Ramiz Bey ve mahdumları.
# "Peki sen kimsin?"i anlatma rehberi, konuyu açma, irdeleme, tartışma gibi planlarım yok. Bir kişiye (öyle olsa isim verirdim) değil; ortalık yere açılmış bir ateşti. O yazıdan sol düşmanı(!) -yazıda "sol" kelimesi geçmiyor- anlamı çıkartanlara Allah kolaylık versin bu hayatta.
# Ernesto güzel isim...
9 Eylül 2007
Tanrı'nın Eli 2
14 Ekim günü ilginç bir maç var. 22 Haziran 1986'daki Arjantin-İngiltere maçının rövanşı. Meksika'da Tanrı'nın elinin devreye girdiği, 114 bin kişinin izlediği o unutulmaz maçın onbirleri 21 yıl sonra Villa Park'da karşı karşıya gelecek. Elbette ki başrolde Maradona olacak. "Kazanmaya geliyoruz" demiş D1oS. Villa Park'da Türkiye saatiyle 18:00. Gary Lineker oynayacak halim yok, santra vuruşunu yaparım demiş, o onbirlerden kim sahaya çıkar bilmem ama santradan önce verecekleri takım fotoğrafı bile yeter de artar. 21 yıl önce sahada kimler vardı merak eden buyursun...