Barselona
şehri, pandemi öncesinde turiste doymuş, yerel halk kalabalık turist
gruplarından rahatsızlığını şehrin dört bir köşesine astıkları pankartlarla
göstermeye başlamıştı. Genç turistler pahalı oteller yerine kendi kuşaklarının
favori sitesi Airbnb üzerinden daire buluyorlar, Barcelona maçı izlemek
istediklerinde ise kulüp üyelerinin kombinelerini sezon başından kendilerinden
satın alan karaborsacılardan bir maçlığa giriş için o kombineleri
kiralıyorlardı. Şehir merkezindeki apartmanlarında ellerinde valizlerle girip
çıkan turistlerle bir arada olmaya itirazları vardı Barselona halkının, ortada
bir güvenlik problemi vardı ve airbnb simsarı şirketlerine astronomik
fiyatlarla evlerinin kira yönetimini teslim eden yaşlı kuşak yüzünden şehirde
çalışan genç beyaz yakalılar ev bulmakta zorlanıyordu. Camp Nou’da Uzakdoğu’dan
gelen zengin turistler ise karaborsacılara bir Barcelona-Real Madrid derbisini
izleyebilmek için iki bin Euro’yu gözden çıkartıyorlardı…
Turistlere “Defolun” pankartları açan Barselona halkının onları her zaman sevindiren bir futbol takımı ve Messi’leri vardı. O, bir zamanlar Barça forması giyen Maradona’ya benzemiyordu. Arjantinli efsane gece hayatı ve saha içindeki kavgalar yüzünden Napoli’nin yolunu tuttuğunda şehirde sadece iki yılı geride bırakmıştı. Messi öyle miydi? Çocuk yaşta geldiği Barselona onun evi gibiydi ve evinin üzerinden geçen özel uçakların rotası bile o uykusunda rahatsız olmasın diye değiştirilmişti.
Pandemi güzel bir rüyadan uyandırdığı Barselona halkını dünyanın dört bir köşesinde olduğu gibi kabus dolu günlere sürükledi. Yaş ortalaması yüksek ülkede personelin terk ettiği huzur evlerinde yalnız bırakılan yaşlı insanlar hayatlarını kaybediyor, ülkenin başkentinde buz pisti salonu geçici olarak morg görevi görüyordu. Messi kulüpten ayrılmak istediğini resmi evrakla yönetime yolladığında binlerce turistin yürüdüğü Barselona’nın geniş caddelerinde yerel halk kapanan dükkanları sayıyordu… Barcelona, Camp Nou’da maça çıktığında tribünlerde artık 98 bin taraftar yoktu.
2020 yılında
bir milyar Euro gelir barajını aşmak için bir önceki yıla göre 100 milyon
eksiği olan Barcelona kulübü profesyonelleri hedeflerine ulaşacaklarından emindiler.
Pandemiyi kim hesaba katmıştı ki? Katalan kulübü bir yıl içinde yüzde 30 gelir
kaybına uğramış, kasaya giren para 300 milyon Euro eksilmiş, takım, Bayern
Münih’ten 8 gol yemiş, şampiyonluğu golcüsü Luis Suarez’i gönderdiği Atletico
Madrid’e kaptırmış ve yönetim kurulu istifa etmişti.
Messi ve
Barcelona birbirlerini çok seven ama beraber oldukları her dakika birbirlerine
zarar veren iki sevgili gibiydiler. Ayrılmak bir tercih değil zorunluluktu,
Arjantinli, Paris uçağı için kiralık tabelalarıyla dolu caddelerden geçip
havaalanının yolunu tutarken Barcelona kulübü başının çaresine bakmak
zorundaydı.
Akdeniz
kıyısında bir şehir şimdi yaralarını sarıyor, “Defolun, sizi istemiyoruz”
dedikleri turist kafilelerinin sayısı bugünlerde arttıkça keyfi yerine gelen
esnaf, Camp Nou’da bir başka Barcelona izleyeceğinin farkında. Xavi, Iniesta,
Neymar, Messi’li yılların hatırası artık akşam 10’da oturulan sofralarda
yaşatılıyor… Pırlanta Barcelona, bugünlerde kristal gibi, her maçı kaybedilecek
kadar kırılgan ama genç oyuncuların parlayacağına da inanan bir kulüp… O
gençlerden ikisi Türk ve tesadüfün böylesi, ikisinin de soyadı Demir…
Avusturya’da yaşayan Trabzonlu gurbetçi ailenin oğlu Yusuf ve Kayseri’den Emre…
Haftaya Yusuf Demir ile devam etmek üzere iyi pazarlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder