Futbol tarihimizin
yakın geçmişinde şampiyonu belirleyen bir gol, bazen de kaçan bir pozisyon
oldu. Atamayana, attılar ya da çok atan arkasına bakmadı. 13 yıl öncesine
dönelim. Fenerbahçe tarihinin en iyi kadrolarından biri dağılırken, Appiah,
Tuncay, Anelka ve Rüştü başka formalar giymek üzere kulüpten ayrılırken,
Kalamış’taki kulüp binasına tarihin en iyi sol beki gelmişti: Roberto Carlos…
Diğer kanatta oynayacak isim ise Gençlerbirliği’nden 1.4 milyon Euro’ya alınan
Gökhan Gönül’dü… 4 yıl sonra bonservisi elinde olan Selçuk İnan, tercihini
Galatasaray’dan yana kullandı ve yakın geçmişteki ikinci kırılma yaşandı.
Fenerbahçe önce kadroyu koruyamamış sonra da oyunu orta sahalar kazanır
yıllarında Türk Pirlo’su Selçuk’u kadrosuna katamamıştı.
2013-2014
sezonunda Ersun Yanal, Fenerbahçe’yi Nisan ayında şampiyon yaparken, ön
liberoda oynayan Mehmet Topal iki stoperin arasına giriyor, dörtlü defans
oynayan takım, hücuma çıktığında iki beki Gökhan Gönül ve Caner Erkin ile
3-5-2’ye dönüyor ve uçuyordu… Inter’in Zanetti’si varsa Fenerbahçe’nin de
Gökhan Gönül’ü olabilirdi. Olmadı… Dünyanın herhangi bir yerinde ezeli rakibine
iki milli bekini kaptıran takım varsa da ben bilmiyorum. Gökhan ve kısa Inter
macerasından sonra Caner, şehir değil ama kıta değiştirdiler.
Fenerbahçe’nin
9 puan farkla şampiyon olduğu 2013-2014 sezonunda küme düşen takımlardan biri
Elazığspor’du. O gün kulübede üzelen iki isimden biri yıl sonra ligde
Başakşehir’i şampiyon yapacak olan Okan Buruk, yardımcısı ise dört gün önce
Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü olan Erol Bulut’tu… 13 yıl önce dağıtılan
kadro sonrasında çıkan fırtınayı dindirmek üzere Newcastle United’dan transfer
edilen Emre Belözoğlu ise Fenerbahçe’nin yeni sezondaki futbol direktörü…
Dağıtmak
kolay, toplamak zordur… İspanyol Milli Takımı’na 44 yıl sonra bir büyük kupa
kazandıran ve üçlemenin ilk halkasını kazanan Luis Aragones’i, La Liga’nın gol
kralı Güiza’yı da, son 20 yılın en büyük ama aynı zamanda en problemli
forvetlerinden biri olan Anelka’yı da, tarihin en iyi sol beki Roberto Carlos’u
Fenerbahçe’ye kazandıran Aziz Yıldırım’dı… Kuran da yıkan da kendisi oldu…
Tarihi “Eğer
öyle olmasaydı” diye yazmak, senaryolaştırmak pek revaçta… Tarihçi Emrah Safa
Gürkan’ın “Bunu Herkes Bilir” kitabı ya da 2. Dünya Savaşı’na Almanya
kazansaydı fikrinden yola çıkan dizisi gibi.. (The Man on the High Castle)
Futbol tarihi kaçan goller kadar elde tutulamayan yıldızların, arka kapıdan
firar eden gençlerin üzerinden de yazılabilir, okunabilir ama elbette
değiştirilemez. Fenerbahçe’nin yakın tarihini de belki de böyle okumak lazım.
13 yıl önce o sağlam kadro bozulmayıp, doğru takviyeler yapılsaydı,
Galatasaray-Beşiktaş-Bursaspor serisiyle devam eden şampiyonluklardan bir ya da
fazlasını kazanabilir miydi Aziz Yıldırım… Ya Selçuk İnan, Fenerbahçe forması
giyseydi? Ya da Gökhan Gönül ve Caner kesintisiz Fenerbahçe forması giyse,
Şenol Güneş, Beşiktaş’a iki şampiyonluk kazandırır mıydı? Oyun elbette 2-3
adamın üzerinden okunmaz ama yine de “Ya eğer” diye düşünmekte fayda var… Geçen
hafta bu köşede “Kaybedecek bir futbol aklınız var mı?” diye sormuş ve 10 yıl
önce dibe vuran Juventus’un Nedved ve sportif direktör Paratici’nın akıllarını
koydukları 9 seri şampiyonluğun öyküsünü anlatmıştım… O futbol aklını önce bir
İtalyan sportif direktörde (Giuliano Terraneo) arayan Fenerbahçe, Türk futbol
tarihinin en iyi orta sahalarından biri Emre Belözoğlu ile 4 yıl ayrılık
yaşadı. 2015-2019 yılları arasında Fenerbahçeli Emre’nin Başakşehir’de ne işi
vardı? Bir başka sportif direktör bu kez bir Fransız, Comelli gereğinden fazla
süslediği CV’siyle geldiği Kadıköy’den ardından bir transfer enkazı ve yüklü
bir borç bırakarak ayrıldı…
Evinin
işyerinin duvarına tuttuğun takımın posterini asan kaç kişi kaldı ki? Bir takım
posterinin ömrü eğer takım şampiyon olmamışsa bir yıldır. Ertesi sezon yeni
futbolcular ve yeni poster.. O posterlerde teknik adamlar ve sportif
direktörler değişmiyorsa dönüp zaten kim şampiyon olmuş diye bakmanıza gerek
yoktur… “Olaylar sağbekin lahana dolması yemesiyle başladı” diyen büyük usta
İslam Çupi elbette haklıdır ama bence “Yak bütün fotoğrafları, Ona ait bütün
eşyaları” diyen Tarkan da haklı çünkü Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım dönemini
anlatıyor…
Yeni posterde Gökhan da olacak Caner de ve sportif direktör
Emre Belözoğlu da… 2016-2019 arasında neden yoktular diye sormak için çok geç.
Şimdi Kavafis’in “Yeni ülkeler bulamayacaksın, bulamayacaksın yeni
denizler.Hep peşinde, izleyecek durmadan seni kent. Dolaşacaksın aynı
sokaklarda” dizeleri karşılar mı bu adamların kürkçü dükkanına dönme
hikayelerini… Şehir mi değiştirdiler ki diye sorarsanız evet değiştirmediler.
Çok daha fazlasını yaptılar… Bir kıtadan ötekine gittiler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder