28 Şubat 2020

Mekanın Sahibi Geri Döndü

Şimdi anlatacağım hikaye ve kahramanları bir İspanyol filminin senaryosundan değil. Ama son sekiz ayda yaşananlardan bir yönetmen harika bir film çıkartabilir...
***
Filmin üç baş aktöründen birincisi Luis Rubiales. 42 yaşında. Çoğunlukla alt liglerde forma giydi 'da, kısıtlı yeteneğini tekmeye kafa uzatan yürekli oyunuyla dengeleyen futbolcular vardır ya, onlardan biriydi. Dokuz yıl önce İspanya'da futbolcular sendikası başkanı seçildiğinde ise yolunu çizmişti, bir gün İspanya  Federasyonu Başkanı olacaktı. Rubiales, 2008-2010-2012'de üç kupayla zirve yapan, 2014'te dibe vuran ama kulüp düzeyinde de Avrupa Kupaları'nı domine etmeyi sürdüren İspanyol futbolunun, 2018 Dünya Kupası'na giden çiçeği burnunda başkanıydı. Sahadaki "Cesur Yürek" Rubiales, Rusya'daki  kampında yürek gerektiren bir karara imza attığında İspanyol milli takımının ilk maçına 48 saat vardı.  yönetimi kendisini aradıktan bir saat sonra milli takım hocası Julen Lopetegui ile Dünya Kupası sonrası çalışmaya başlayacaklarını resmen açıklayınca Rubiales çıldırdı. Lopetegui'yi ilk uçakla Madrid'e postaladı ve takımı koskoca dünya kupasında geçici teknik adam Fernando Hierro yönetti. Filmin ikinci ana karakteri , senaryoda ilk sahnesini aldığında İspanyol Milli Takımı'nın başına atanan teknik direktördü.  ile kazandıkları sonrasında milli takımı ayağa kaldıracak doğru isimdi. Bir aksiyon filmi izleyebilirdik onunla ama hayat bir dram koydu önümüze. Mart ayında Malta deplasmanında maçtan bir gün önce ailevi sebeplerle Barselona'ya dönen Luis Enrique sırrını aylar boyunca korumayı başardığı zor günlerinde milli takımı uzaktan yönetti, kimse tek bir kare fotoğrafını çekemezken, İspanyol medyası sebebi bilir ama yazmazken, takım maçlarını kazanmaya devam ediyordu. Futbol dünyası evden teknik adamlık yapılır mı diye tartışırken, Luis Enrique'nin istifası geldi. Kısa bir zaman sonra da acı haber, aylar boyunca hastalıkla boğuşan ufak kızı hayatını kaybetmişti... Filmin üçüncü ana kahramanı . Federasyon Başkanı Rubiales gibi o da bir stoperdi, aynı yaştaydı ama futbolcu olmak yerine 14 yaşından itibaren teknik adamlık yolunu seçti. 16 yaşında minik takım çalıştıran bir futbol aklından bahsedince insan geleceğin çok parlak bir teknik direktörünün geçmişine flashback yaptığımızı sanır... Hayır, Moreno genç takımlar çalıştırmaktan öteye götüremediği kariyerinde Katalan olmanın avantajıyla Barcelona kulübünde oyuncu izleme komitesinde kendine bir pozisyon buldu. Luis Enrique o günlerde Barça B'nin hocasıydı ve Moreno ile yolları kesiştiğinde kendilerini Roma kulübünde buldular. Moreno, artık Luis Enrique'nin sağ koluydu. İtalya'da başarılı olamadılar ama Celta Vigo'da yaptıklarıyla onlara Barcelona'nın kapıları açıldı.
Rubiales, Enrique'yi milli takımın başına getirdiği Moreno da teknik kadroda yerini aldı. İspanyol teknik adam, kızının hayatta kalması için mücadele ettiği günlerde milli takımda onun direktiflerini uygulayan Moreno idi. Luis Enrique istifa kararı aldığında sıradışı federasyon başkanı yine cesur bir karara imza attı. İspanya, 'ye Moreno yönetiminde gidecekti. Kariyerinde bırakın bir büyük takımı, İspanya 2. Ligi'nde bile kulüp çalıştırmamış Moreno ile.. Madrid medyası homurdandı ama Luis Enrique'nin yaşadığı trajedinin gölgesinde çok da seslerini yükseltmediler Moreno için... Filmin sonunu yine Rubiales getirdi. Euro 2020 yolundaki son grup maçının ardından finallere Moreno ile değil Luis Enrique ile gideceklerini açıkladı. Yaşadığı büyük dramın ardından hayata tutunmak için çabalayan Luis Enrique iyiydi ve bu kararla daha iyi olacaktı. Bir şartını söylemişti Rubiales'e... Moreno'yu artık teknik ekibinde istemiyordu... Romanya'ya 5 attıkları maçın ardından gözyaşlarına boğulan ve medyanın karşısına çıkamayacak kadar dibe vuran Robert Moreno kendisini kullanılmış ve bir kenara atılmış hissediyordu. Moreno, haklı mı yoksa filmin sonunda çalması gereken şarkı Norm Ender'in mi?: "Mekanın sahibi geri geldi, bebeleri pistten alalım."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder